GMİS 71. Yılını Kutluyor

Türkiye’nin ilk sendikalarından biri olan, Türkiye ve dünya sendikacılık tarihinde çok önemli yeri bulunan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) 71’inci yılını kutluyor.

GMİS 71. Yılını Kutluyor
17 Kasım 1946 tarihinde kurulan Sendikanın, 71. kuruluş yıldönümü nedeniyle Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, Sendikanın mücadele tarihinin, maden havzasındaki 169 yıllık üretim tarihiyle, Ulusal Kurtuluş Savaşı Mücadelesiyle ve demokrasi mücadelesiyle bütünleştiği vurgulandı.

Yönetim Kurulu 71. kuruluş yıldönümünde şu açıklamayı yaptı:

"Türkiye’nin ilk sendikalarından biri olan, Türkiye ve Dünya ve sendikacılık tarihinde önemli bir yeri bulunan Sendikamızın 71. kuruluş yıldönümünü kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. 17 Kasım 1946 tarihinde kurulan Sendikamızın kurucuları başta olmak üzere, tüm genel başkanlarımıza, yönetim kurulu üyelerine ve Sendikamıza emeği geçen herkese teşekkür ediyor, aramızdan ayrılanlara Allah’tan rahmet diliyoruz. Maden ocaklarında, MTA işyerlerinde ve özel sektör işyerlerinde yaşamını yitiren kardeşlerimizi sevgi, saygı, şükran ve rahmetle anıyoruz. Mücadele geleneği ve üretim kültürü, ülkemizde taşkömürü üretiminin başladığı 1848 yılına kadar uzanan ve kurulduğu 1946 yılından bugüne, maden işçilerinin örgütlü gücü olarak ülkemiz demokrasi mücadelesinde; bölgemizin ve ülkemizin kalkınıp gelişmesi mücadelesinde; üyelerimizin insanca çalışıp insanca yaşayacakları koşulların yaratılması mücadelesinde, saygın bir yer edinen Genel Maden İşçileri Sendikamız, bundan böyle de aynı anlayışla mücadelesini sürdürecektir. Taşkömürü üretim kültürünün bugünlere taşınmasında önemli bir işlevi bulunan Sendikamız, Zonguldak, Bartın ve Karabük bölgemizde sosyal hayatın çağdaş bir düzeyde gelişmesi için elinden gelen gayreti göstermiştir ve bu mücadeleyi kesintisiz olarak sürdürmektedir. Türkiye’de siyasal alanda yaşanan en sıkıntılı dönemlerde bile ulusal çıkarlarımızı, ulusal bütünlüğümüzü koruma yönünde mücadele veren Sendikamız, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşanan yabancı şirket işgallerinden ve Ulusal Kurtuluş Savaşı döneminden maden işçilerinin çıkardığı dersleri de bugüne taşımasını bilmiştir. Genç Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte Ankara’nın Başkent ilan edilmesinin ardından ilk il olma özelliğini kazanan Zonguldak, taşkömürü üretimi arttıkça büyümüş, gelişmiş ve giderek Türkiye sanayisinin can damarı olarak, ülkemizin ekonomik kalkınmasına büyük katkı vermiştir. Ülkemizde sadece Zonguldak bölgemizde bulunan taşkömürü, koklaşabilir özelliği ve yüksek kalorisiyle demir-çelik sanayisi başta olmak üzere diğer sanayinin de ana enerji hammaddesi olarak sanayimizin gelişmesinin lokomotifi olmuştur. Yanlış ekonomik politikaların uygulanmaya konduğu 1980 ve özellikle 1990 sonrasında Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Zonguldak büyük zararlar gördü. Bizler bölge insanı olarak örgütlü gücümüzle büyük mücadeleler verdik ve her şeye rağmen ayakta kaldık. TTK’nın bugün, 14 bin olan norm kadroya göre 6 bin işçi açığı bulunuyor. Kurumun işçi açıkları iş sağlığı ve güvenliğini riske sokacak noktaya gelmiştir. Yıllık 5 milyon ton üretim kapasitesine sahip olan TTK, bugün tarihinin en az işçisiyle en düşük üretimini yapıyor. Oysa ülkemizin yıllık taşkömürü ihtiyacı yaklaşık 37 milyon tondur. Ve bunun yaklaşık 6 milyon tonu koklaşabilir özelliğiyle demir-çelik sektöründe kullanılmaktadır. Kardemir ve Erdemir bile ithal kömür kullanır hale gelmiştir. Ülkemiz her yıl milyarlarca dolarını taşkömürü ithalatı için dışarıya veriyor. İthalatçılar kazanıyor, ama ülkemiz, Zonguldak ve halkımız kaybediyor. Ülkemizin taşkömürü ihtiyacı her geçen yıl artarken, bölgemizde bulunan 1.5 milyar tonun üzerinde kömür rezervimizin ekonomiye kazandırılması gerekiyor. İşçi açıklarının giderilmesi durumunda üretimin artırılacağını, TTK’nın zararının azaltılacağını, dışarıya gidecek dövizin azalacağını, bölgede önemli bir istihdam sağlanacağını ve ekonominin canlandırılacağını her platformda anlatıyoruz. Bu işi özel sektör eliyle yapma planlarının tutmadığını ve TTK ile beraber Zonguldak’ın da küçüldüğünü görüyoruz. Türkiye’nin kendi doğal kaynaklarımızın tespiti için Maden Tetkik Arama Kurumu’na (MTA) ve taşkömürü üretimini artırmak için TTK’ya, Zonguldak’a ihtiyacı var. Genel Maden İşçileri Sendikası olarak bağlı bulunduğumuz Türk-İş’te, IndustriALL Europa ve IndustriALL Global’de maden işçilerinin sesi olmaya, demokrasi adına her türlü eylem ve etkinliğin ön saflarında bulunmaya devam edeceğiz. Sendikamızı bugünlere taşıyan yönetici ve üyelerimize bir kez daha sevgi ve saygılarımızı sunuyor, Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Merkez ve Şubeler Yöneticileri ile tüm maden işçileri olarak tek yürek, tek ses mücadelemize devam ediyoruz.”
Kaynak: İHA