Hülya Koçyiğit: Oyuncularımız çok iyi, eksiğimiz yok fazlamız var
Oyuncu Hülya Koçyiğit: "Ülkemizde oyunculuk gerçekten çok başarılı yürüyor. Bir eksiğimiz yok. Fazlamız var. Daha doğal, daha samimi ve içten insanlarız. O yansıyor." dedi.
Usta sanatçı Hülya Koçyiğit, Türk sinemasının dünya sinemasında daha etkili bir yer edinmesine ilişkin, 'Dünyaya daha açığız. Her türlü kültürden etkilenmiş bir yapıdayız. Bunların etkisinde kalarak zaman zaman kendi kültürümüzden uzaklaşıyor ve boşluğa düşüyor, arayışlara giriyoruz. Halbuki kendimizi olduğu gibi yansıtabilsek, bizim kendi duruşumuz, anlayışımız, sevincimiz, umutlanışımız, karşılaşmamız var.' dedi.
'7. Malatya Uluslararası Film Festivali'nin ulusal uzun metraj yarışmasında jüri başkanlığını üstenen sanatçı, festivalin genç sinemacılara verdiği desteğin yanı sıra senaryo konusunda bir platform açtığını belirterek, 'Her yönüyle sinemanın önemini vurgulayan bir kültür festivali. Dolayısıyla buradayım. Seve seve Malatya Film Festivali'ne katkıda bulunmak üzere jüri başkanlığını kabul ettim. Birçok film izledim ve izlediğim filmler gerçekten birbirinden güzel. İşimiz oldukça zor.' diye konuştu.
Koçyiğit, sinemacıların maddi ve manevi fedakarlıklarla, birçok zorluğa göğüs gererek meydana getirdikleri eserlerle festivallere katıldıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
'Birçoğu ticari sinemalarda gösterim imkanı bulamıyor ama emeğinin karşılığını almak için halkla buluşturması gerekiyor filmlerini. Festivaller, halkın katılımı oranında başarılı olur. Malatya diğer birçok şehrimize nazaran oldukça ileri, medeni ve eğitim oranı çok yüksek bir şehir. Her zaman kültüre değer vermiş ve zaten kültür hazinelerini bünyesinde barındırıyor. O nedenle halkın kucakladığı bir festival olacağına inanıyorum. Sinemaya katkısı da tabii ki azımsanamaz. Maddi katkısı da oluyor ama manevi katkısı çok daha önemli.'
Türkiye'de 30 sinema festivali olduğunu aktaran ünlü sanatçı, 'Bence birçoğu kendi içinde branşlara ayrıldı. Kiminin seçkileri daha çok popüler kültüre hizmet ediyor. Kiminin seçkileri sinemayı bir sanat olarak bize sunmaya çalışan, daha çok alternatif sinema diyebileceğimiz veya sinemanın sanat yönüyle öne çıkan işlere, kimi eğitim yönüne ağırlık veriyor. Kimi Malatya'da olduğu gibi senaryo çalışması için bir platform hazırlıyor ya da yine Malatya Film Festivali'nin yaptığı gibi aile filmleri için bir teşvik programı hazırlıyor. Dolayısıyla bence, var olan festivallerin niteliklerini arttırmak, özelliklerini vurgulamak çok daha faydalı olur.' değerlendirmesinde bulundu.
'Sinema bizim diğer ülke insanından farklı özelliklerimizi vurgulamalı'
Hülya Koçyiğit, Yeşilçam sinemasıyla günümüz Türk sineması arasında oldukça büyük fark olduğunu sözlerine ekleyerek, şöyle devam etti:
'Yeşilçam filmi diye izlediğimiz filmler, o yılların genel kültürünü bize tanıtıyor. O yıllarda mahalle kültürü varmış. İnsanlar birbiriyle daha yakın iletişim içindeymiş. Birbirleri için daha çok şey yapıp, paylaşmayı seçerlermiş. Birinin derdi herkesin derdi haline gelirmiş. O dönemler, bugün gerçek hayatta yaşanmıyor ama bu kültürün ne kadar da Türk insanına yakışan bir kültür olduğunu bilen insanlar için onu yaşatmak çok değerli. Malatya Film Festivali'nde aile filmlerine de bir saygı ve bunu bir yerde teşvik eden bir duruş var. Her ne kadar sinema görsel bir sanat ise de sanat kendi içinde, kültür ve eğitim aracı demek. Sanatın her dalında hissettiğimiz o ulvi duyguları sinemada da hissetmek istiyoruz. Dolayısıyla bizi olduğumuz gibi, kişiliğimizle birlikte yansıtmasını istiyoruz. Dünyada yaşayan diğer insanlardan farklı özelliklerimizi vurgulamasını istiyoruz kendi sinemamızın. Böylece Türk filmi diyebiliriz.'
Türkiye'de ulusal sinemayı oluşturmak amacıyla yıllar içinde büyük çabalar sarf edildiğinin altını çizen sanatçı, günümüzde daha farklı bir anlayış olduğunu aktararak, 'Dünyaya daha açığız. Her türlü kültürden etkilenmiş bir yapıdayız. Bunların etkisinde kalarak zaman zaman kendi kültürümüzden uzaklaşıyor ve boşluğa düşüyor, arayışlara giriyoruz. Halbuki kendimizi olduğu gibi yansıtabilsek, bizim kendi duruşumuz, anlayışımız, sevincimiz, umutlanışımız, karşılaşmamız var. En büyük özelliğimiz, misafirperverliğimiz var. Bize ait duyguları sinemamız vasıtasıyla bütün dünyaya tanıtabilir, yaşatabiliriz. Sinemanın bu yönü beni hep heyecanlandırmıştır zaten. Eğer dünya sinemasında bir yer edeceksek, bunun yolu ancak ulusal değerleri öne çıkararak olur.' ifadelerini kullandı.
'Yeşilçam sinemasında doğallık, samimiyet ve içtenlik vardı'
Koçyiğit, her ülkenin sinemasında, o ülke insanına ait davranışlarla karşılaşıldığına dikkati çekerek, 'Sinema, hayatın aynası. Bize yaşam sunuyor. Yaşarken göz ardı ettiğimiz, gözden kaçırdığımız ya da o yönüyle bakmadığımız şeylere, bilmediğimiz açılardan bakmamızı, hayatı fark etmemizi sağlıyor sinema. Dolayısıyla bu özellikleri taşıyan filmlerle dünya sinemasında her zaman yerimiz olacak.' dedi.
Türk oyuncuların yabancı sinema oyuncularından hiçbir eksiği olmadığını kaydeden Hülya Koçyiğit, şu bilgileri verdi:
'Zaten gençlerimizin çoğu eğitimli ve mesleklerini eğitim alarak icra ediyorlar. Dolayısıyla çok profesyonel anlamda iş yapıyor gençlerimiz. Ben onlarla çok iftihar ediyor, gurur duyuyorum. Ülkemizde oyunculuk gerçekten çok başarılı yürüyor. Bir eksiğimiz yok. Fazlamız var. Daha doğal, daha samimi ve içten insanlarız. O yansıyor. Yeşilçam sineması dediğimiz o yılların başarısının en büyük nedeni de doğallığı, samimiyeti, içtenliği. Herhalde bu insanlara geçiyor. Geçmemesine imkan yok.'
Sanatçı Koçyiğit, son dönemde vizyona giren filmlerden Ayla'yı mutlaka izlemek istediğini söyleyerek, çok etkileyici ve özel bir hikayesi olan filmin En İyi Yabancı Film Oscar'ını almasını temenni etti.
'Dilerim AKM'de sanatçılarımızı alkışlamak hepimize nasip olur'
Önceki günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla açıklanan Yeni Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Projesi'ne değinen Koçyiğit, şöyle konuştu:
'Her şeyden önce böyle bir ihtiyacımız olduğu bir gerçek ve uzun yıllardır çeşitli engellemelerle ne yazıkki hayata geçirilememişti. İstanbul gibi 20 milyon insanın yaşadığı ve en çok turist alan bir şehirde, uluslararası gösterilerin yapılabileceği salonların olması, her şeyden önce elbetteki bir ihtiyaç. Bu ihtiyaca cevap verecek projeyle ilgili, çok da güzel bir görünüm hatta sunum yapıldı. Dilerim sonuçlanır ve nice sanatçımızı orada alkışlamak hepimize nasip olur. Sanatın ve kültürün önünün açılması lazım. Bu bir anlayış. Yani her şeyden kültürümüz daha değerli olmalı. Eğer biz sanat ve kültüre yaşamımızda yer açarsak, yaşamımızı da anlamlandırmış, renklendirmiş, ufkumuzu açmış, daha geniş ufuklu, daha geniş düşünebilen insanlar haline geleceğiz. O zaman sevgiyi, barışı arayacağız ve insanlık idealine katkıda bulunacağız.'
Hülya Koçyiğit, projenin bir an önce hayata geçmesi için dua ettiğini aktararak, böyle önemli bir eseri kazandırdığı için Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'a teşekkür etti.
Kaynak: AA
'7. Malatya Uluslararası Film Festivali'nin ulusal uzun metraj yarışmasında jüri başkanlığını üstenen sanatçı, festivalin genç sinemacılara verdiği desteğin yanı sıra senaryo konusunda bir platform açtığını belirterek, 'Her yönüyle sinemanın önemini vurgulayan bir kültür festivali. Dolayısıyla buradayım. Seve seve Malatya Film Festivali'ne katkıda bulunmak üzere jüri başkanlığını kabul ettim. Birçok film izledim ve izlediğim filmler gerçekten birbirinden güzel. İşimiz oldukça zor.' diye konuştu.
Koçyiğit, sinemacıların maddi ve manevi fedakarlıklarla, birçok zorluğa göğüs gererek meydana getirdikleri eserlerle festivallere katıldıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
'Birçoğu ticari sinemalarda gösterim imkanı bulamıyor ama emeğinin karşılığını almak için halkla buluşturması gerekiyor filmlerini. Festivaller, halkın katılımı oranında başarılı olur. Malatya diğer birçok şehrimize nazaran oldukça ileri, medeni ve eğitim oranı çok yüksek bir şehir. Her zaman kültüre değer vermiş ve zaten kültür hazinelerini bünyesinde barındırıyor. O nedenle halkın kucakladığı bir festival olacağına inanıyorum. Sinemaya katkısı da tabii ki azımsanamaz. Maddi katkısı da oluyor ama manevi katkısı çok daha önemli.'
Türkiye'de 30 sinema festivali olduğunu aktaran ünlü sanatçı, 'Bence birçoğu kendi içinde branşlara ayrıldı. Kiminin seçkileri daha çok popüler kültüre hizmet ediyor. Kiminin seçkileri sinemayı bir sanat olarak bize sunmaya çalışan, daha çok alternatif sinema diyebileceğimiz veya sinemanın sanat yönüyle öne çıkan işlere, kimi eğitim yönüne ağırlık veriyor. Kimi Malatya'da olduğu gibi senaryo çalışması için bir platform hazırlıyor ya da yine Malatya Film Festivali'nin yaptığı gibi aile filmleri için bir teşvik programı hazırlıyor. Dolayısıyla bence, var olan festivallerin niteliklerini arttırmak, özelliklerini vurgulamak çok daha faydalı olur.' değerlendirmesinde bulundu.
'Sinema bizim diğer ülke insanından farklı özelliklerimizi vurgulamalı'
Hülya Koçyiğit, Yeşilçam sinemasıyla günümüz Türk sineması arasında oldukça büyük fark olduğunu sözlerine ekleyerek, şöyle devam etti:
'Yeşilçam filmi diye izlediğimiz filmler, o yılların genel kültürünü bize tanıtıyor. O yıllarda mahalle kültürü varmış. İnsanlar birbiriyle daha yakın iletişim içindeymiş. Birbirleri için daha çok şey yapıp, paylaşmayı seçerlermiş. Birinin derdi herkesin derdi haline gelirmiş. O dönemler, bugün gerçek hayatta yaşanmıyor ama bu kültürün ne kadar da Türk insanına yakışan bir kültür olduğunu bilen insanlar için onu yaşatmak çok değerli. Malatya Film Festivali'nde aile filmlerine de bir saygı ve bunu bir yerde teşvik eden bir duruş var. Her ne kadar sinema görsel bir sanat ise de sanat kendi içinde, kültür ve eğitim aracı demek. Sanatın her dalında hissettiğimiz o ulvi duyguları sinemada da hissetmek istiyoruz. Dolayısıyla bizi olduğumuz gibi, kişiliğimizle birlikte yansıtmasını istiyoruz. Dünyada yaşayan diğer insanlardan farklı özelliklerimizi vurgulamasını istiyoruz kendi sinemamızın. Böylece Türk filmi diyebiliriz.'
Türkiye'de ulusal sinemayı oluşturmak amacıyla yıllar içinde büyük çabalar sarf edildiğinin altını çizen sanatçı, günümüzde daha farklı bir anlayış olduğunu aktararak, 'Dünyaya daha açığız. Her türlü kültürden etkilenmiş bir yapıdayız. Bunların etkisinde kalarak zaman zaman kendi kültürümüzden uzaklaşıyor ve boşluğa düşüyor, arayışlara giriyoruz. Halbuki kendimizi olduğu gibi yansıtabilsek, bizim kendi duruşumuz, anlayışımız, sevincimiz, umutlanışımız, karşılaşmamız var. En büyük özelliğimiz, misafirperverliğimiz var. Bize ait duyguları sinemamız vasıtasıyla bütün dünyaya tanıtabilir, yaşatabiliriz. Sinemanın bu yönü beni hep heyecanlandırmıştır zaten. Eğer dünya sinemasında bir yer edeceksek, bunun yolu ancak ulusal değerleri öne çıkararak olur.' ifadelerini kullandı.
'Yeşilçam sinemasında doğallık, samimiyet ve içtenlik vardı'
Koçyiğit, her ülkenin sinemasında, o ülke insanına ait davranışlarla karşılaşıldığına dikkati çekerek, 'Sinema, hayatın aynası. Bize yaşam sunuyor. Yaşarken göz ardı ettiğimiz, gözden kaçırdığımız ya da o yönüyle bakmadığımız şeylere, bilmediğimiz açılardan bakmamızı, hayatı fark etmemizi sağlıyor sinema. Dolayısıyla bu özellikleri taşıyan filmlerle dünya sinemasında her zaman yerimiz olacak.' dedi.
Türk oyuncuların yabancı sinema oyuncularından hiçbir eksiği olmadığını kaydeden Hülya Koçyiğit, şu bilgileri verdi:
'Zaten gençlerimizin çoğu eğitimli ve mesleklerini eğitim alarak icra ediyorlar. Dolayısıyla çok profesyonel anlamda iş yapıyor gençlerimiz. Ben onlarla çok iftihar ediyor, gurur duyuyorum. Ülkemizde oyunculuk gerçekten çok başarılı yürüyor. Bir eksiğimiz yok. Fazlamız var. Daha doğal, daha samimi ve içten insanlarız. O yansıyor. Yeşilçam sineması dediğimiz o yılların başarısının en büyük nedeni de doğallığı, samimiyeti, içtenliği. Herhalde bu insanlara geçiyor. Geçmemesine imkan yok.'
Sanatçı Koçyiğit, son dönemde vizyona giren filmlerden Ayla'yı mutlaka izlemek istediğini söyleyerek, çok etkileyici ve özel bir hikayesi olan filmin En İyi Yabancı Film Oscar'ını almasını temenni etti.
'Dilerim AKM'de sanatçılarımızı alkışlamak hepimize nasip olur'
Önceki günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla açıklanan Yeni Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Projesi'ne değinen Koçyiğit, şöyle konuştu:
'Her şeyden önce böyle bir ihtiyacımız olduğu bir gerçek ve uzun yıllardır çeşitli engellemelerle ne yazıkki hayata geçirilememişti. İstanbul gibi 20 milyon insanın yaşadığı ve en çok turist alan bir şehirde, uluslararası gösterilerin yapılabileceği salonların olması, her şeyden önce elbetteki bir ihtiyaç. Bu ihtiyaca cevap verecek projeyle ilgili, çok da güzel bir görünüm hatta sunum yapıldı. Dilerim sonuçlanır ve nice sanatçımızı orada alkışlamak hepimize nasip olur. Sanatın ve kültürün önünün açılması lazım. Bu bir anlayış. Yani her şeyden kültürümüz daha değerli olmalı. Eğer biz sanat ve kültüre yaşamımızda yer açarsak, yaşamımızı da anlamlandırmış, renklendirmiş, ufkumuzu açmış, daha geniş ufuklu, daha geniş düşünebilen insanlar haline geleceğiz. O zaman sevgiyi, barışı arayacağız ve insanlık idealine katkıda bulunacağız.'
Hülya Koçyiğit, projenin bir an önce hayata geçmesi için dua ettiğini aktararak, böyle önemli bir eseri kazandırdığı için Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'a teşekkür etti.