Çan'da Hava Kirliliği Paneli Düzenlendi
Çanakkale’nin Çan ilçesinde Çan Çevre Derneğince hava kirliliği paneli düzenlendi.
Çan Çevre Derneğince Menderes Parkında düzenlenen hava kirliliği paneline konuşmacı olarak Yeşil Yenice Dayanışma Derneği adına Metin Ümit Ural, İDA Dayanışma Derneği Başkanı Hicri Nalbant, Çan Çevre Derneği Başkan Yardımcısı Hamza Yıldız, Osman Demircan ve Mustafa Önder katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Çan Çevre Derneği Başkanı Mustafa Yılmaz, “Etrafımızdaki çevre katliamları gördükçe duydukça yüreğimiz sızlıyor. Çanda duyarlı arkadaşlarla toplandık bu derneği kurduk “dedi.
Çan Çevre Derneği Başkan Yardımcısı Hamza Yıldız ise, “Hepimiz bu memleket de doğan, büyüyen, yaşayan nasibini bu topraklarda bulan çoluk çocuğunu bu topraklarda bu şehirde yetiştiren ve torunlarımızı da bu şehirde büyütecek olan insanlarız. Yaşadığımız çevre bizim elbette bu yaşadığımız şehirde insan gibi tertemiz bir çevrede temiz bir havada temiz suda temiz toprakta temiz çevrede yaşamak bizim olduğu kadar geleceğimizin hakkı çoluk çocuğumuzun torunlarımızın hakkı. İşte biz bu sebeplerden dolayı içimizde Çan sevgisi, şehir sevgisi, memleket sevgisi olanlar bir araya geldik. Ve Çan’a karşı sorumluluklarımızın olduğunu ve bu sorumluluklarımızı yerine getirmek için Çan Çevre Derneğini kurduk. İnşallah Çan’a hayırlı olur. Sizin desteklerinizle sizinle beraber inşallah hava kirliliğine karşı sebeplerine karşı nedenlerine karşı tüm yetkililerle beraber el ele vererek bu sorunların hakkından geleceğimizi düşünüyorum. Çünkü birlikte kuvvet ayrılıkta azap vardır derler. biz güçten birlikten yana olalım ki azaptan uzak duralım. Bakın memleketimizin iki büyük sorunu var. Bunlardan bir tanesi işsizlik bir tanesi de kirlilik. Çandan göçün sebebi işsizlik olduğu kadar Çandaki hava kirliliği olduğunu artık herkes kabul etmektedir. Çünkü sabahları pencerelerimizi açtığımızda kömür kokusu ile uyanıyoruz. Çocuklarımızın 0-5 yaş grubunun % 60-65’i ne yazık ki solunum yollarından muzdarip. Türkiye’nin en fazla Kanser olma riski olan bölgesinde yaşıyoruz. Sadece havamız kirlenmiyor suyumuzda kirlendi yakında toprağımızda kirlenecek. Peki bütün bu olanlara karşı biz sessiz mi kalalım. Oturalım mı? Ölümü mü bekleyelim. Hayır birlikte yaşamaya ve birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu konuda Çan Çevre Derneği olarak sizlerinde desteklerinizi bekliyoruz. Çünkü Çan bizim, düşünün Çan pazarından Çan’a taşıyan insanlar geldi geçti bu memleketten. Onları rahmet ve minnetle anıyorum. Bize güzel memleket bıraktılar. Cennet gibi bir memleket bıraktılar. Ama bizimde artık çevremize toprağımıza şehrimize karşı sorumluluklarımızı hatırlama zamanı geldi. El ele vererek birlikte mücadele etme dönemi geldi geçiyor. Çünkü Çan’ın sahibi biz değiliz. Biz emanetçiyiz. Bugün varız yarın yok’uz. Bu memlekette bizden sonra çocuklarımız, bizden sonra torunlarımız yaşayacak. Onlara Cennet gibi tertemiz yemyeşil bir Çan bırakmak dileğiyle hepinize sevgiler ve saygılar sunuyorum” dedi.
Termik santrallerin hava kirliliğine neden olduğunu söyleyen Yeşil Yenice Dayanışma Derneği adına konuşan Metin Ümit Ural, “ Avrupa ülkelerinde bugün termik santraller sökülüyor. Termik santraller kullanılmıyor. O santral bizim gibi 3. Dünya ülkelerine satılıyor. Ve biz onları alıyoruz iyileştirmelerle işletmeye çalışıyoruz” dedi.
Kocabaş Çayındaki çevre kirliliğine değinen İDA Dayanışma Derneği Başkanı Hicri Nalbant, “Ağı dağından doğarak Karabiga’da denize dökülen Kocabaş Çayı çok kirli. Uzun zamandır duyuyoruz Kocabaş Çayında Balıklar öldü diye.Bir kaç kez bende Etili köyü yakınındaki yerlere geldim.Ölü balıkları gördüm. Balıkların ölüm nedeni kömür ocakları. Kömür ocaklarının açtığı ama rehabilite edilmeden olduğu gibi bırakılan çukurlar var. O çukurlar içersinde asit kaya dranajı oluşuyor Çan kömürü kükürtlü. Kükürtlü bölgelerde maden işleten her yerde bu tür çukurlarda asit kaya dranajı oluşuyor. Yani O masmavi göller gözüken göller asit gölleri. İçerisinde asit dolu bir tek canlı yaşamıyor. Zaman zaman kömür işletmecileri o bölgelerde yeniden kömür işletmeye kalkışıyorlar bu sefer içleri asitle dolmuş gölleri boşaltıyorlar. Bunları boşalttıklarında Asitli sular Kocabaş Çayına geliyor. Kocabaş Çayındaki bütün balıkları öldürüyor. Sadece etkisi Kocabaş çayı ile kalmıyor etkisi ta Karabiga’ya kadar gidiyor. Kocabaş Çayında balıklar ölüyorsa burada yaşayan insanların sağlığı tehdit altında demektir. Eğer doğada arılar ölüyorsa hepimizin sağlığı tehdit altında demektir. Bunlar önemli göstergelerdir. O nedenle her bölgemize havamıza suyumuza Kocabaş çayımıza titizlikle sahip çıkmalıyız” dedi.
Kaynak: İHA
Panelin açılış konuşmasını yapan Çan Çevre Derneği Başkanı Mustafa Yılmaz, “Etrafımızdaki çevre katliamları gördükçe duydukça yüreğimiz sızlıyor. Çanda duyarlı arkadaşlarla toplandık bu derneği kurduk “dedi.
Çan Çevre Derneği Başkan Yardımcısı Hamza Yıldız ise, “Hepimiz bu memleket de doğan, büyüyen, yaşayan nasibini bu topraklarda bulan çoluk çocuğunu bu topraklarda bu şehirde yetiştiren ve torunlarımızı da bu şehirde büyütecek olan insanlarız. Yaşadığımız çevre bizim elbette bu yaşadığımız şehirde insan gibi tertemiz bir çevrede temiz bir havada temiz suda temiz toprakta temiz çevrede yaşamak bizim olduğu kadar geleceğimizin hakkı çoluk çocuğumuzun torunlarımızın hakkı. İşte biz bu sebeplerden dolayı içimizde Çan sevgisi, şehir sevgisi, memleket sevgisi olanlar bir araya geldik. Ve Çan’a karşı sorumluluklarımızın olduğunu ve bu sorumluluklarımızı yerine getirmek için Çan Çevre Derneğini kurduk. İnşallah Çan’a hayırlı olur. Sizin desteklerinizle sizinle beraber inşallah hava kirliliğine karşı sebeplerine karşı nedenlerine karşı tüm yetkililerle beraber el ele vererek bu sorunların hakkından geleceğimizi düşünüyorum. Çünkü birlikte kuvvet ayrılıkta azap vardır derler. biz güçten birlikten yana olalım ki azaptan uzak duralım. Bakın memleketimizin iki büyük sorunu var. Bunlardan bir tanesi işsizlik bir tanesi de kirlilik. Çandan göçün sebebi işsizlik olduğu kadar Çandaki hava kirliliği olduğunu artık herkes kabul etmektedir. Çünkü sabahları pencerelerimizi açtığımızda kömür kokusu ile uyanıyoruz. Çocuklarımızın 0-5 yaş grubunun % 60-65’i ne yazık ki solunum yollarından muzdarip. Türkiye’nin en fazla Kanser olma riski olan bölgesinde yaşıyoruz. Sadece havamız kirlenmiyor suyumuzda kirlendi yakında toprağımızda kirlenecek. Peki bütün bu olanlara karşı biz sessiz mi kalalım. Oturalım mı? Ölümü mü bekleyelim. Hayır birlikte yaşamaya ve birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu konuda Çan Çevre Derneği olarak sizlerinde desteklerinizi bekliyoruz. Çünkü Çan bizim, düşünün Çan pazarından Çan’a taşıyan insanlar geldi geçti bu memleketten. Onları rahmet ve minnetle anıyorum. Bize güzel memleket bıraktılar. Cennet gibi bir memleket bıraktılar. Ama bizimde artık çevremize toprağımıza şehrimize karşı sorumluluklarımızı hatırlama zamanı geldi. El ele vererek birlikte mücadele etme dönemi geldi geçiyor. Çünkü Çan’ın sahibi biz değiliz. Biz emanetçiyiz. Bugün varız yarın yok’uz. Bu memlekette bizden sonra çocuklarımız, bizden sonra torunlarımız yaşayacak. Onlara Cennet gibi tertemiz yemyeşil bir Çan bırakmak dileğiyle hepinize sevgiler ve saygılar sunuyorum” dedi.
Termik santrallerin hava kirliliğine neden olduğunu söyleyen Yeşil Yenice Dayanışma Derneği adına konuşan Metin Ümit Ural, “ Avrupa ülkelerinde bugün termik santraller sökülüyor. Termik santraller kullanılmıyor. O santral bizim gibi 3. Dünya ülkelerine satılıyor. Ve biz onları alıyoruz iyileştirmelerle işletmeye çalışıyoruz” dedi.
Kocabaş Çayındaki çevre kirliliğine değinen İDA Dayanışma Derneği Başkanı Hicri Nalbant, “Ağı dağından doğarak Karabiga’da denize dökülen Kocabaş Çayı çok kirli. Uzun zamandır duyuyoruz Kocabaş Çayında Balıklar öldü diye.Bir kaç kez bende Etili köyü yakınındaki yerlere geldim.Ölü balıkları gördüm. Balıkların ölüm nedeni kömür ocakları. Kömür ocaklarının açtığı ama rehabilite edilmeden olduğu gibi bırakılan çukurlar var. O çukurlar içersinde asit kaya dranajı oluşuyor Çan kömürü kükürtlü. Kükürtlü bölgelerde maden işleten her yerde bu tür çukurlarda asit kaya dranajı oluşuyor. Yani O masmavi göller gözüken göller asit gölleri. İçerisinde asit dolu bir tek canlı yaşamıyor. Zaman zaman kömür işletmecileri o bölgelerde yeniden kömür işletmeye kalkışıyorlar bu sefer içleri asitle dolmuş gölleri boşaltıyorlar. Bunları boşalttıklarında Asitli sular Kocabaş Çayına geliyor. Kocabaş Çayındaki bütün balıkları öldürüyor. Sadece etkisi Kocabaş çayı ile kalmıyor etkisi ta Karabiga’ya kadar gidiyor. Kocabaş Çayında balıklar ölüyorsa burada yaşayan insanların sağlığı tehdit altında demektir. Eğer doğada arılar ölüyorsa hepimizin sağlığı tehdit altında demektir. Bunlar önemli göstergelerdir. O nedenle her bölgemize havamıza suyumuza Kocabaş çayımıza titizlikle sahip çıkmalıyız” dedi.