Silopi'de Panzerin Eve Çarpmasına İlişkin Dava
Şırnak’ın Silopi ilçesinde kullandığı panzerin bir evin duvarına çarpması sonucu 6 ve 7 yaşlarındaki iki kardeşin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle tutuklu yargılanan polis memuru görülen duruşmada tahliye edildi. Mahkeme, olay yerinde keşif yapılmasına karar verdi.
Şırnak’ın Silopi ilçesinde, 4 Mayıs 2017’de, Karşıyaka Mahallesi 715’nci Sokak’ta bulunan bir evin duvarına polis panzerinin çarpması sonucu, Muhammet (7) ve Furkan Yıldırım (6) adlı kardeşler hayatını kaybetmişti. Olayla ilgili başlatılan soruşturma çerçevesinde açılan davada, aracı kullanan polis memuru Ömer Y. tutuklanmış, Murat M. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Davanın ilk duruşması Cizre 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya, tutuklu sanık Ömer Y., tutuksuz sanık Murat M., hayatını kaybeden çocukların babası Mesut ve annesi Nesibe Yıldırım ile Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi, Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen ve çok sayıda avukat katıldı.
Duruşmada savunma yapan Ömer Y., devriye görevini birkaç defa yaptığı zırhlı aracı sorunsuz bir şekilde park ettiğini belirterek, “Ancak kazanın olduğu anda araç vitesi R konumunda iken manevra yapacağım sırada araç aniden stop etti. Aracın stop etmesi ile birlikte zırhlı araç öne doğru akmaya başladı ancak ayağım frende olmasına rağmen araç stop ettiği için frenler devreye girmedi. Bu sırada aracın farları da söndü. Aracı yeninden çalıştırmak için ana şartelini kapatıp açtım ancak motor çalışmadı. Aracın kaymadığı sırada hafifçe direksiyon manevrası yaptım ancak daha sonra direksiyon kilitlendi. Direksiyon kilitlendiği için kazanın meydana geldiği evin duvarına çarparak durabildim. Araç kaymaya başladığında vites R konumundaydı. Aracı P noktasına yani park konumuna getirmeye çalıştım ancak bu moda geçmedi. Olayın oluşunda herhangi bir kusurum yoktur, beraatımı ve tahliyemi istiyorum” dedi.
Müşteki avukatları ise cumhuriyet savcısının sanığın tahliyesine yönelik mütalaasına katılmadıklarını belirterek, sanıkların amirlerinin talimatıyla sertifika olmadan zırhlı araç kullandıklarını ileri sürdü. Avukatlar, tutuksuz yargılanan sanık ve amirlerinin de tutuklu yargılanmasını talep etti.
Talepleri değerlendiren mahkeme, polis memuru Ömer Y.’nin tahliyesine ve olay yerinde 22 Kasım’da keşif yapılmasına karar verip, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
“Davayı sonuna kadar takip edeceğiz”
Duruşmanın ardından Şırnak ve Diyarbakır Baroları tarafından basın açıklaması yapıldı. Şırnak Baro binasında düzenlenen açıklamada konuşan Baro Başkanı Nuşirevan Elçi, yargılama sonunda tutuklu sanığın tahliye edildiğini belirterek, “Bizim kanaatimize göre deliller daha toplanmamıştı ve soruşturma mahiyetinin de değişmesi mevcuttur. Çünkü bizim hukuki yaklaşımımıza göre bilinçli taksir uygulama mevcuttur. Hem Şırnak Barosu olarak hem de bölge baroları olarak adil bir yargılamanın yapılması için davayı sonuna kadar takip edeceğiz. Çocukların yaşamlarını kaybetmemesi için daha çok hassasiyet gösterilmesi için bu tür davaların cezasızlıkla ya da az ceza ile sonuçlanmaması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen ise, bu olayın bir trafik kazası olarak görülemeyeceğini savunarak, “Bir insanın, bir ailenin çocuklarını en iyi şekilde koruyabilecekleri yer evidir. Bir gece yarısı çocuklar yataklarında uyurken 18 tonluk bir panzer, bir demir yığını evin dış duvarını yıkma sureti ile evin içine giriyor ve o iki çocuğun ölümüne sebebiyet veriyor. Bu aracı kullanmaya ehli bir kimse yok mu? Yani başka bir deyişle ehliyetsiz bir polis memuru bu aracı kullanıyor. Biz çocuklarımızın ölmemesi için insan haklarına dayalı, saygılı, demokratik bir devlet düzeni içerisinde yaşamaları için tüm bölge baroları olarak mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Baba Mesut Yıldırım ise, “Sanığın biran önce cezalandırılmasını istiyorum. Türk adaletinden hukuk içerisinde bir karar bekliyoruz. Umutlarımız az da olsa hala var” ifadelerinde bulundu.
Açıklama sırasında anne Nesibe Yıldırım ise gözyaşlarına boğuldu.
Kaynak: İHA
Duruşmaya, tutuklu sanık Ömer Y., tutuksuz sanık Murat M., hayatını kaybeden çocukların babası Mesut ve annesi Nesibe Yıldırım ile Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi, Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen ve çok sayıda avukat katıldı.
Duruşmada savunma yapan Ömer Y., devriye görevini birkaç defa yaptığı zırhlı aracı sorunsuz bir şekilde park ettiğini belirterek, “Ancak kazanın olduğu anda araç vitesi R konumunda iken manevra yapacağım sırada araç aniden stop etti. Aracın stop etmesi ile birlikte zırhlı araç öne doğru akmaya başladı ancak ayağım frende olmasına rağmen araç stop ettiği için frenler devreye girmedi. Bu sırada aracın farları da söndü. Aracı yeninden çalıştırmak için ana şartelini kapatıp açtım ancak motor çalışmadı. Aracın kaymadığı sırada hafifçe direksiyon manevrası yaptım ancak daha sonra direksiyon kilitlendi. Direksiyon kilitlendiği için kazanın meydana geldiği evin duvarına çarparak durabildim. Araç kaymaya başladığında vites R konumundaydı. Aracı P noktasına yani park konumuna getirmeye çalıştım ancak bu moda geçmedi. Olayın oluşunda herhangi bir kusurum yoktur, beraatımı ve tahliyemi istiyorum” dedi.
Müşteki avukatları ise cumhuriyet savcısının sanığın tahliyesine yönelik mütalaasına katılmadıklarını belirterek, sanıkların amirlerinin talimatıyla sertifika olmadan zırhlı araç kullandıklarını ileri sürdü. Avukatlar, tutuksuz yargılanan sanık ve amirlerinin de tutuklu yargılanmasını talep etti.
Talepleri değerlendiren mahkeme, polis memuru Ömer Y.’nin tahliyesine ve olay yerinde 22 Kasım’da keşif yapılmasına karar verip, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
“Davayı sonuna kadar takip edeceğiz”
Duruşmanın ardından Şırnak ve Diyarbakır Baroları tarafından basın açıklaması yapıldı. Şırnak Baro binasında düzenlenen açıklamada konuşan Baro Başkanı Nuşirevan Elçi, yargılama sonunda tutuklu sanığın tahliye edildiğini belirterek, “Bizim kanaatimize göre deliller daha toplanmamıştı ve soruşturma mahiyetinin de değişmesi mevcuttur. Çünkü bizim hukuki yaklaşımımıza göre bilinçli taksir uygulama mevcuttur. Hem Şırnak Barosu olarak hem de bölge baroları olarak adil bir yargılamanın yapılması için davayı sonuna kadar takip edeceğiz. Çocukların yaşamlarını kaybetmemesi için daha çok hassasiyet gösterilmesi için bu tür davaların cezasızlıkla ya da az ceza ile sonuçlanmaması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen ise, bu olayın bir trafik kazası olarak görülemeyeceğini savunarak, “Bir insanın, bir ailenin çocuklarını en iyi şekilde koruyabilecekleri yer evidir. Bir gece yarısı çocuklar yataklarında uyurken 18 tonluk bir panzer, bir demir yığını evin dış duvarını yıkma sureti ile evin içine giriyor ve o iki çocuğun ölümüne sebebiyet veriyor. Bu aracı kullanmaya ehli bir kimse yok mu? Yani başka bir deyişle ehliyetsiz bir polis memuru bu aracı kullanıyor. Biz çocuklarımızın ölmemesi için insan haklarına dayalı, saygılı, demokratik bir devlet düzeni içerisinde yaşamaları için tüm bölge baroları olarak mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Baba Mesut Yıldırım ise, “Sanığın biran önce cezalandırılmasını istiyorum. Türk adaletinden hukuk içerisinde bir karar bekliyoruz. Umutlarımız az da olsa hala var” ifadelerinde bulundu.
Açıklama sırasında anne Nesibe Yıldırım ise gözyaşlarına boğuldu.