Başbakan Yardımcısı Ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ Açıklaması (2)

'Afrin'de de başka bölgelerde de terör örgütünün ve uzantılarının hakimiyet kurmasından fevkalade rahatsızız. Bunu Türkiye'nin ulusal güvenliği bakımından büyük bir tehdit olarak görüyoruz' 'Afrin ile ilgili gelişmeler nasıl olacak, onu zaman içerisinde göreceğiz ama orada PYD, YPG, PKK unsurlarının varlığının Türkiye'yi tehdit ettiği bir gerçektir. Türkiye kendisini tehdit eden her şeye karşı tedbirlidir' 'Türkiye bundan sonra bu bölgede atacağı adımları TürkiyeIrakİran koordinasyonu içerisinde uluslararası meşruiyeti de gözeterek atacaktır. Bölgedeki huzuru, barışı, istikrarı, güven ortamını muhafaza etmek ve yeni yangınların çıkmasını engellemek için birlikte hareket edecektir' 'Biz kendi içimizde yenilenmeyi, tazelenmeyi, güçlenmeyi hep yaptık, bundan sonra da yapacağız. İl kongrelerimizde bu devam edecek, arkasından büyük kongreyle de hem 2019 seçimlerine Türkiye'yi ve AK Parti'yi taşıyacak kadroları şekillendirmiş olacağız hem de değişiklikleri gerçekleştirmiş olacağız'

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, "Afrin'de de başka bölgelerde de terör örgütünün ve uzantılarının hakimiyet kurmasından fevkalade rahatsızız. Bunu Türkiye'nin ulusal güvenliği bakımından büyük bir tehdit olarak görüyoruz. Afrin ile ilgili gelişmeler nasıl olacak, onu zaman içerisinde göreceğiz ama orada PYD, YPG, PKK unsurlarının varlığının Türkiye'yi tehdit ettiği bir gerçektir. Türkiye kendisini tehdit eden her şeye karşı tedbirlidir." dedi.

Bozdağ, Habertürk televizyonundaki canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Bozdağ, ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass'ın "Türkiye ile yakın iş birlikleri sayesinde DEAŞ'ın Türkiye'de herhangi bir eylemi olmadığı"na ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine, bu konuda medyada çok değişik yorumlar olduğunu söyledi.

O yorumlar üzerinden bir değerlendirme yapmayı doğru bulmadığını belirten Bozdağ, buradaki kastın ne olduğunu açıklaması gerekeni ve muhatabın büyükelçi olduğuna işaret etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, vize krizinin Türkiye'ye 50 milyar liraya mal olduğuna ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine Bozdağ, bu konuda CHP'li bir genel başkan yardımcısının da 63 milyar lira rakamı zikrettiğine dikkati çekti.

Üçüncü bir açıklamada bu rakamın daha da yukarılara doğru çıkabileceğine değinen Bozdağ, "Önce bir CHP kendi içinde bu konuda bir anlaşma yaparsa, bir ağız birliği yaparsa isabetli olur. Ben merak ediyorum bu kadar zarar nasıl bir hesap yöntemiyle ortaya çıkarıldı? Neye baktılar, kıstasları ne oldu? Onu bir açıklarlarsa hangi kalemden ne kadar zarar olmuş, çok faydalı olur diye düşünüyorum. CHP'nin yaklaşımını her zaman olduğu gibi, 'Bu işten de AK Parti'ye ne kadar zarar verecek bir fatura keseriz'in gayreti ve çabasından ibaret olarak görüyorum." ifadesisni kullandı.

- "Türkiye'nin ulusal güvenliğini de doğrudan etkilemektedir"

Türkiye'nin İdlib operasyonundaki rolünün ne olacağı ve Afrin'e bir operasyon gerçekleştirip gerçekleştirilmeyeceğine ilişkin soru üzerine Bozdağ, Türkiye ile Suriye arasında 910 kilometre sınır olduğunu hatırlattı.

İki ülkenin sınıra komşu yerlerindeki vatandaşlar arasında akrabalık, soydaşlık, dindaşlık, tarihdaşlık bağları olduğuna dikkat çeken Bozdağ, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla Suriye'de olup bitenleri Türkiye'nin kendi içinde olup bitenler gibi değerlendirmesi normal olandır. Çünkü orada geçen her hadise Türkiye'nin ulusal güvenliğini de doğrudan etkilemektedir. DEAŞ terör örgütünün Türkiye'nin içerisinde gerçekleştirdiği eylemler, PKK, PYD, YPG, bütün bunların yaptığı terör faaliyetlerinden, göç dalgasından, Suriye'deki istikrarsızlıktan ve diğer olumsuzluklardan Türkiye etkilenmektedir. O nedenle Türkiye sınırlarının ötesinde Türkiye'ye dönük tehditleri ortadan kaldırmak, sınır güvenliğini sağlamak, oradaki terör örgütlerinin barınmasını ortadan kaldırmak ve göç dalgasını önlemek, Türkiye'nin ulusal güvenliğinin aleyhine gelişmelerin oluşmasına izin vermemek bakımından Suriye'de olup bitenleri yakından takip ediyor."

"Uluslararası hukuk" çerçevesinde, doğru olanı birlikte yapma çağrısında bulunduklarına değinen Bozdağ, ancak herkesin kendi ülke hukuklarını öne çıkaran bir yaklaşım ortaya koyduğunu ve bu yüzden buradaki krizin uzadığını dile getirdi.

Bozdağ, Türkiye'nin, bu krizin daha kötü hale gelmemesi için önemli adımlar attığını vurgulayarak, Fırat Kalkanı Harekatı'nın bu noktada atılan tarihi bir adım olduğunu bildirdi.

ABD'ye "DEAŞ terör örgütüyle bugün en etkin mücadeleyi yapan ülke Türkiye'dir. Bu terör örgütüyle biz birlikte mücadele yapalım. Bir terör örgütüyle mücadelede başka bir terör örgütünün taktiksel olarak da geçici olarak da kullanılması fevkalade büyük bir hatadır. Bunu yapmayın." dediklerini aktaran Bozdağ, şimdi bir terör örgütüyle başka bir terör örgütünü bertaraf etmek için tarihin gördüğü en büyük yanlışlardan birinin yapıldığını ifade etti.

İdlib'de 3 milyon civarında bir nüfus olduğunu belirten Bozdağ, orada başka çatışmaların olmasının bu 3 milyon kişinin göç etmesi anlamına geleceğini söyledi.

Bozdağ, Türkiye'nin bölgede attığı adımın, göçü önlemek, oradaki terör örgütünün daha da büyümesi tehdidini ortadan kaldırmak ve Türkiye'ye dönük terör ihracının önüne geçmek, çatışmasızlık bölgesi ilan edilen yeri gerçek anlamda çatışmasızlık bölgesi haline dönüştürmek, bölgedeki gerilimi azaltmak, terör koridorunun ve Türkiye aleyhine başka gelişmelerin oluşmasına engel olmak adına çok hedefli, doğru atılan bir adım olduğunu vurguladı.

Uluslararası platformda bu konuda bir karşı çıkışın olmadığına değinen Bozdağ, bu özelliğiyle de "uluslararası meşruiyeti olan bir adım" olduğunu belirtti.

Bozdağ, Afrin konusunda da görüşlerini aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Afrin, son derece önemli. Orada da PKK, PYD, YPG'nin varlığını biliyoruz ve Türkiye sınırına dönük tehlike ve tehdit oluşturması halinde bizden anında cevap veriliyor. Dolayısıyla Afrin'de de başka bölgelerde de terör örgütünün ve uzantılarının hakimiyet kurmasından fevkalade rahatsızız. Bunu Türkiye'nin ulusal güvenliği bakımından büyük bir tehdit olarak görüyoruz. Afrin ile ilgili gelişmeler nasıl olacak, onu zaman içerisinde göreceğiz ama orada PYD, YPG, PKK unsurlarının varlığının Türkiye'yi tehdit ettiği bir gerçektir. Türkiye kendisini tehdit eden her şeye karşı tedbirlidir. Bundan sonraki süreçte de bu tedbirlerle ilgili neler yapılacak, onu şimdiden konuşmayı erken buluyorum. Ama şunun bilinmesi lazım. O bölgede bir terör koridoru oluşturulmasına Türkiye izin vermeyecektir. Oldubittilerle bölgede bir değişim yapılmasına da izin vermeyecektir. Türkiye, ülkesi ve milletinin hukukunu korumak için gereken her türlü tedbiri gerektiği anda almaktan kaçınmayacaktır."

- "Başbakanımız Sayın İbadi ile bir araya gelecekler"

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ, Irak'ın kuzeyindeki gayrimeşru referanduma ilişkin bir soru üzerine, bunun, bölgenin yapısını daha fazla istikrarsızlaştıracak bir adım olduğunu bildirdi.

Referandumun bölgedeki güvensizliği büyüttüğünü ve bölgedeki yangınlara yeni bir yangın ekleme potansiyelini güçlendirdiğine dikkati çeken Bozdağ, "Türkiye, bu Irak Anayasası'na, uluslararası hukuka aykırı, Türkiye ve Irak arasındaki ikili ve çoklu anlaşmalara aykırı gayrimeşru ve yok hükmünde olan referanduma karşı baştan beri tavrını net olarak ortaya koydu. Bunu engellemek için çok uğraştık ama maalesef engellenemedi. Ondan sonraki süreçte de hükümetimiz, milletimizin ve devletimizin hukukunu korumak, bölgeden ülkemize ve bölgeye yönelen tehditleri ortadan kaldırmak için ciddi adımlar attı." diye konuştu.

Bu konuda izlenen yol haritasını hatırlatan Bozdağ, "Şimdi yeniden Başbakanımız Sayın İbadi ile bir araya gelecekler ve bu konuları etraflıca konuşacaklar." ifadesini kullandı.

Irak'la ilgili muhatabın sadece Irak merkezi hükümeti olduğunu belirten Bozdağ, Irak Kürk Bölgesel Yönetimi'ne (IKBY) "Yanlıştan dönün" çağrısında bulunduklarını aktardı.

Bozdağ, şu görüşlere yer verdi:

"Türkiye bundan sonra bu bölgede atacağı adımları Türkiye-Irak-İran koordinasyonu içerisinde, uluslararası meşruiyeti de gözeterek atacaktır. Burada, bölgedeki huzuru, barışı, istikrarı, güven ortamını muhafaza etmek ve yeni yangınların çıkmasını engellemek için birlikte hareket edecektir. Adımlar ne olacak, onu şartlar belirleyecektir. Şartlara göre öncelik ve sonralığı hükümetimiz tayin edecektir."

- "MTV kesin düşecek"

Motorlu Taşıtlar Vergisi'nde yeni oranın belirlenip, belirlenmediğine ilişkin bir soruya Bozdağ, "Yeni oran komisyonda netleşecek. Şu an da henüz açıklanmış bir rakam yok ama Maliye Bakanımız, Başbakanımızla bu konuyu istişare ettiler." dedi.

Bozdağ, "Düşecek mi?" sorusuna ise "Kesin düşecek." yanıtını verdi.

AK Parti'li belediyelerde yeni istifaların gündemde olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine de Bozdağ, AK Parti'nin "değişimi esas alan bir parti" olduğuna işaret etti.

- "20'ye yakın il başkanı değişti"

Bozdağ, şu anda ilçe ve belde kongrelerin yapıldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Belde kongreleri bitti, ilçeleri yapıyoruz. Epeyce ilçe başkanımız değiştiği gibi yönetim kurulları da değişti. Daha il kongreleri gelmedi ama parti düğmeye bastı, 20'ye yakın il başkanını da bu arada değiştirdi. AK Parti, milletten gelen değişim talebini her zaman 'evet' deyip hayata geçirmiştir. Bu değişim iradesiyle beraber seçimleri kazanıyor. O nedenle de biz kendi içerimizde yenilenmeyi, tazelenmeyi, güçlenmeyi hep yaptık, bundan sonra da yapacağız. İl kongrelerimizde bu devam edecek, arkasından büyük kongreyle de hem 2019 seçimlerine Türkiye'yi ve AK Parti'yi taşıyacak kadroları şekillendirmiş olacağız hem de değişiklikleri gerçekleştirmiş olacağız. Eğer biz değişmezsek halk bizi değiştirir, eğer biz adım atmazsak halk bizim yerimize adım atar. Halbuki siyaset, halkta gördüğü iradeyi hayata geçirendir. Halkın zorlaması olmadan biz bunu yapıyoruz. İleriki dönemlerde ne olur ne gider tabii onu parti daha iyi bilir."

(Bitti)
Kaynak: AA