AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk Açıklaması'15 Temmuz Hükümet Değil Devlet Darbesidir'

İlim Yayma Cemiyeti Çoru Şubesi tarafından Çorlu Öğretmenevi Konferans Salonu’nda düzenlenen 15 Temmuz konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İstanbul Milletvekili Metin Külünk, 15 Temmuz’un bir hükümet darbesi değil bir devlet darbesi olduğunu kaydetti. Külünk; 15 Temmuz başarılı olsaydı Türkiye Ankara’nın etrafına sıkıştırılacaktı” dedi.

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk Açıklaması'15 Temmuz Hükümet Değil Devlet Darbesidir'
Çorlu Kaymakamı Levent Kılıç, Ergene Kaymakamı Fatih Kızıltoprak, AK Parti Tekirdağ Milletvekili Metin Akgün İlim Yayma Cemiyeti Çorlu Şubesi Başkanı Kurtuluş Ay, AK Parti Çorlu İlçe Başkanı Av. Kerim Atalay, AK Parti Ergene İlçe Başkanı Mustafa Çalım ve çok sayıda izleyicinin katıldığı konferansta konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk: “15 Temmuz bir devlet krizidir, hükümet krizi değildir. 15 Temmuz bir hükümet darbesi modeli değildir. 15 Temmuz doğrudan bir devlet darbesidir. Devlet darbesi ile hükümet darbesi farklıdır. Hükümet darbesinde hükümeti alırsınız yerine yeni birisi gelir. Ama bu hükümet darbesi değildir. Bu doğrudan devleti çökertmek üzere bir kalkışmadır. Devlet çöktüğünde ne kalır. Biz 27 Mayıs’ı gördük. O hükümet darbesidir, kabul etmediğimiz, reddettiğimiz darbedir. Menderes’in iki askerin arasındaki görüntüsü bu coğrafyadaki ikinci görüntüdür. Birincisi Abdülaziz’dir. Abdülaziz’i de aynı sağına ve ysoluna diktikleri iki askerle infaz ettirmişlerdi. Abdülaziz’in fotoğraflarına bakarsanız Menderes’te gördüğünüz fotoğrafın aynısını Abdülaziz’de görürsünüz, çünkü 15 Temmuz’u elbise olarak bu ülkeye biçen akıl bu ülkede ilk darbeyi Abdülaziz’i intihar etti süsüyle katlederek yapmıştır. Bu ülkedeki ilk devlete yönelik darbe girişiminin adı Abdülaziz’in intihar süslü katledilişidir. Onun için o görüntüler ritüeldir, mesajdır” dedi.

Külünk ayrıca: “27 Mayıs’ı gördük, hükümet darbesidir. Hükümet alaşağı edildi, hükümeti alaşağı etmek için alan hazırlandı, hükmet darbesi gerçekleşti. Bu millete dediler ki siz sınırı aşarsanız sizi idam sehpasına çıkarırız dediler. 3 kişiyi çıkardılar. O 3 kişi idam edilmedi, millet idam edildi, bu milletin iradesi idam edildi. Kimler tarafından Abdülaziz’i ve Abdülhamit’i halledenler tarafından. Kim onlar, faiz, döviz, borsa üçgeninde dünya sisteminin güç merkezi olan para oligarkları. Kim bunlar şimdi Trump’ a direniyorlar. Kim bunlar, dünyanın bütün yeraltı ve yer üstü kaynaklarını kontrol etmek isteyenler. Osmanlı - Rus savaşını çıkartıp Hazar petrollerini Karadeniz’e indirtmek için kendine alan açan güçlerdir. Osmanlı - Rus savaşı sonucu 20’ye yakın rafinerisini ürettiği petrolü dünyaya taşımak için Karadeniz’e çıkartan güç merkezi. Kim bunlar, Abdülhamit Han Hazretlerini halledenler. Musul’u elimizden alanlar. Mustafa Kemal’i elimizden alanlar. Mustafa Kemal’i zehirleyerek elimizden alanlar, milletten koparanlar” diye konuştu.

12 Eylül bir hükümet darbesi meclis kapandı, hükümet gitti, siyaset darmadağın edildi diyen Külünk: “Ama 15 Temmuz bir hükümet darbesi değil. Çünkü ihtilallerle hükümet darbeleri ile başaramayacaklarını görenler bir devlet darbesine adım atmışlardır. Devlet darbesinin hedefi şudur, 1923 Cumhuriyetin rövanşını almak. 23 Nisan 1920’nin rövanşını almak. Çünkü 23 Nisan 1920 ve Cumhuriyetin kuruluşu 1838 Baltalimanı Anlaşması ile Osmanlı üzerinde egemenlik kurmak isteyenlerin elinden bu milletin devleti alıp, kendi Cumhuriyetini kurmasının rövanşını 15 Temmuz’da bu devleti çökerterek almak istediler. 15 Temmuz 1923’te bu milletin kurduğu Cumhuriyetten rövanş almanın girişimidir. Çünkü hedef doğrudan cumhuriyetti. Çünkü hedef doğrudan devletti. Çünkü hedef doğrudan bağımsızlığımızdı. Onun için 15 Temmuz bugün bir kere daha 6 ay geriye dönüp baktığımızda bir devlet darbesiydi, devlete darbeydi. Devleti çökerterek teslim almaktı. Onun hedefi neydi. Orta Doğu’da etkisizleştirilmiş, kendi kontrollerinde bir ordu, kendi kontrollerinde bir Türkiye, iddiası olmayan bir Türkiye, Orta Doğu’da sınırların yeniden çizileceği bu süreçte iddia sahibi olmayacak bir Türkiye istediler. Yani Suriye’de harita yeniden çizilirken, Irak’ta harita yeniden çizilirken Musul’u konuşmayacak bir Türkiye, Cedrablus’u El Bab’ı konuşmayacak bir Türkiye, Halep’i konuşmayacak bir Türkiye. Bunun olabilmesi için ne gerek var. Eğer bu topraklarda zaten kim milli bağımsızlık yanlısı olmuşsa, bu topraklarda kim iddialı Türkiye hedefinde koşmuşsa bu topraklarda kim güçlü Türkiye demişse bu topraklarda kim yerli ve milli olmuşsa yerliliğin ve milliliğin merkezinde Türkiye’nin menfaatleri vardır ama mutlaka bedel ödettirmişlerdir. 15 Temmuz’da eğer başarılı olsalardı önümüzdeki 100 yıllık şekillenmede Türkiye Ankara’nın etrafına sıkıştırılacaktı. Eğer o gece başarılı olsalardı kurdukları oyun başlarına geçmeseydi, milletin iradesi Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde o ayağa kalkış gerçekleşmeseydi, Türkiye Ankara’nın etrafına sıkışacak Türkiye merkez güç olma özelliğini kaybedecekti” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA