21. EMITT Turizm Fuarı
BM Turizm Örgütü Genel Sekreteri Rifai: 'Terörizm bugün her yerde gerçekleşebilir. Dünyada hiçbir ülke yoktur ki terörizme karşı bağımlı olsun. Herhangi bir ülkede bunlar yaşanabilir. Hiç bir ülke yoktur ki yüzde yüz korunsun. Bu, küresel bir hastalıktır ve bununla birlikte mücadele etmeliyiz''Seyahat ve turizm hayat tarzı, bir kültür, insan hakkı olmuştur. Dünyadan zevk almak, iş yapmak, eğitim almak benim hakkımdır. Tam olarak da karanlık güçler turizme işte bundan dolayı saldırıyor'
Birleşmiş Milletler (BM) Turizm Örgütü Genel Sekreteri Taleb Rifai, terörizmin, bugün her yerde gerçekleşebileceğini belirterek, 'Dünyada hiçbir ülke yoktur ki terörizme karşı bağımlı olsun. Herhangi bir ülkede bunlar yaşanabilir. Hiçbir ülke yoktur ki yüzde yüz korunsun. Bu, küresel bir hastalıktır ve bununla birlikte mücadele etmeliyiz.' dedi.
Rifai, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Türk Hava Yolları'nın kurumsal sponsorluğunda, KOSGEB'in desteğiyle, Türkiye Otelciler Federasyonu, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneğinin iş ortaklığında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 21. Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı'nın (EMITT) açılışında yaptığı konuşmada, EMITT'in bir başarı hikayesi olduğunu ve devam etmesi gerektiğini söyledi.
Dünya üzerinde İstanbul gibi geniş bir tarih, kültür ve enerjinin bir arada olduğu başka bir yerin bulunmadığını ifade eden Rifai, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Zorlu zamanlarda yaşıyoruz. Doğal felaketler, salgınlar, ekonomik krizler, savaşlar, iklim değişikliği... Listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Ama bunlara rağmen bir şey önermek istiyorum; bizler güzel bir dünyada, en iyi zamanlarımızı yaşıyoruz. Haberlerin moralinizi bozmasına ve gerçeklikten uzaklaştırmasına izin vermeyin. Gülelim, iyimserliğimiz tüm karanlıkları yensin. Çünkü bu güzel bir dünya ve gittikçe daha iyi bir hale geliyor. Bazen haberleri duyduğumuzda, dünyanın dağılmak üzere olduğunu, düşünüyoruz ama öyle değil. Birbirimizle daha çok bağlıyız, daha çok birlikteyiz. Bu yüzden daha çok birbirimiz hakkında düşünüyoruz. O yüzden daha iyi insanlarız. Geçmişte birbirimizden haber alamazdık, birbirimizin umurunda olmazdık. Bugün ise Nijerya'da kızlar kaçırıldığında onlar benim kızlarımdır. İstanbul'da insanlara yılbaşında saldırı olduğunda, onlar benim insanlarımdır, kardeşlerimdir. Brüksel veya Paris'te, Tunus'ta veya Mısır'da herkesin problemi, başka herkesin de problemidir. Artık hiçbir ülke tek başına uğraşmak zorunda değildir bu sorunlarla.'
Hiçbir krizin, tek bir ulus tarafından çözülemeyeceğini, uluslararası boyutta çözülebileceğinin altını çizen Rifai, 'Terörizm bugün her yerde gerçekleşebilir. Dünyada hiçbir ülke yoktur ki terörizme karşı bağımlı olsun. Herhangi bir ülkede bunlar yaşanabilir. Hiçbir ülke yoktur ki yüzde yüz korunsun. Bu, küresel bir hastalıktır ve bununla birlikte mücadele etmeliyiz. Seyahat ve turizm hayat tarzı, bir kültür, insan hakkı olmuştur. Dünyadan zevk almak, iş yapmak, eğitim almak benim hakkımdır. Tam olarak da karanlık güçler turizme işte bundan dolayı saldırıyor.' diye konuştu.
Dünyada 1950'de turizm hareketliliğinin 20 milyon iken 2016'da ise bu sayının 1 milyar 200 milyona ulaştığını ifade eden Rifai, sözlerine şöyle devam etti:
'Bu rakam, dünyada her 6 kişiden birinin her gün uluslararası seyahat yaptığını gösteriyor. Bu bir devrimdir. Bu durdurulamaz. Çünkü hayat tarzımız, seyahat etme hakkımız engellenemez ve kimse bizi engelleyemeyecek. Karanlık güçler tam olarak ne yaptıklarını biliyorlar. Biraz durup düşünürseniz, onlar havalimanlarını, tren istasyonlarını, restoranları, müzeleri, alt yapımızı hedef alıyorlar. Şimdi bu savaşın ortasındayız. Sevsek de sevmesek de sektörümüz bununla birebir karşı karşıya. Bu mücadeleyi vermenin yolları var. Peki onlar neden bunu yapıyorlar? Ne yaptıklarını tam olarak biliyorlar. Bize ekonomik olarak zarar vermek istiyorlar.'
Dünya gayri safi milli hasılasının yüzde 10'unun, turizmden geldiğini, geçen yıl bu alanda 1,6 milyar dolar kazanıldığını aktaran Rifai, şunları kaydetti:
'Dünya, ticaret hizmetlerinin üçte biri bu şekilde gerçekleştiriyor. Bize ekonomik olarak zarar vermek istiyorlar. İkinci olarak işlere, sosyal birlikteliğe zarar vermek istiyorlar. Sosyal güvensizlik yaratmak istiyorlar. Üçüncü olarak politik imajımıza zarar vermek istiyorlar. Turizmin çok yetenekli ve güzel bir şekilde oluşturduğu imajı yok etmekte hiçbir zaman başarılı olamayacaklar. Bizim kim olduğumuza dair görüntümüz, onların ne istediğiyle alakalı değildir. Bizim prensiplerimizi, ideolojilerimizi ve yaşam tarzımızı bozmak istiyorlar. Bizler tarihin doğru kısmında yer alıyoruz. Bizler hayatı kutluyoruz ve onlar da karanlığın güçleri. İşte tam da bu yüzden o karanlığın güçlerinin hiçbir zaman bizi birbirimizden izole etmesine izin vermemeliyiz. Kapalı sınırlar, duvarlar yerine köprüler yapmalıyız.'
Atatürk Havalimanında bir kaç ay önceki trajik bombalamalardan sonra iki önemli gözlemini aktarmak istediğini dile getiren Rifai, 'Birincisi hava limanında bombalamadan 8 saat sonra her şey normale döndü. Bu da ekonomimizi bozmak isteyen teröristlerin yüzüne bir tokattı. Dünyanın başka yerlerinde örneklerini, başarısızlığı gördük. Bundan dolayı gurur duymalısınız. Onların hiçbir zaman kolayca kazanmasına izin vermediniz. İkinci olarak da Rus Federasyonu, o öğleden sonra yasağı kaldırmaya karar verip, uçuşları başlattı. İşte biz de burada düşünmeliyiz. Yapılması gereken bu. Onlar bizim seyahat etmeyi durdurmamızı, birbirimizden izole olmamızı istiyorlar. İşte bu tarz işbirlikleri, paydaşlar arasında kesinlikle önemlidir.' diye konuştu.
- 'İstanbul'un turist kapasitesi en az 30 milyon'
İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul’daki kar yağışına dikkati çekerek, 'Öğrenciler yağışa sevinemedi çünkü zaten tatildi.' dedi.
İstanbul'a gelen turist sayısının en son 13 milyona ulaştığını belirten Şahin, şöyle devam etti:
'Ama bu İstanbul için bir hedef değildi. İstanbul’un hedefi asgari 30 milyon nüfustur çünkü kapasitesi, taşıdığı zenginlik, en az 30 milyonun burayı ziyaret etmesini gerektiriyor. Onun üzerine de bizim çalışmalarımız ve gayretlerimizle de daha da fazla turist veya turizm hareketliliği sağlamak mümkün. Bunun için de İstanbul, altyapısını hızla tamamlamaya çalışıyor. Hem ülkemiz turizmine hem de İstanbul tanıtımına hizmet verecek şekilde ulaşım ağlarımız, köprülerimiz Avrasya Tüneli ve Marmaray gibi dünyanın gıpta ettiği projeler ama bunun ötesinde inşallah 150-200 milyona hizmet edecek olan havaalanımızla birlikte inşallah İstanbul hedefini en kısa sürede yakalayacaktır.'
İstanbul'un, konjonktürel olarak birtakım risklerle karşı karşıya olsa da dünyanın güvenli metropolleri arasında yer aldığını vurgulayan Şahin, 'Bugün maruz kaldığımız terör tehdidine dünyanın bütün şehirleri maruzdur. Dolayısıyla turizm hareketliliği aynı zamanda teröre veya teröre yeltenmeye çalışan birtakım mihraklara aslında bir mesajdır. Biz buna yenilmeyeceğiz, biz buna karşı dik duruyoruz ve bunun üstesinde geleceğiz mesajıdır.' dedi.
- 'Turizm, ortak bir barış lisanı oluşturuyor'
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da turizmin dünya insanlarını yakınlaştıran ve barışı teşvik eden önemli bir yanının olduğunu belirtti.
Medeniyetlerin geçiş noktası olan İstanbul’un coğrafi güzellikleri ile 8 bin 500 yıllık kadim tarihiyle çok önemli turizm potansiyeli barındırdığını ifade eden Topbaş, 2004 yılında göreve ilk geldiğinde ilk toplantısını turizmcilerle yaptığını ve o gün 2,8 milyon olan yıllık turist sayısının, verilen destekle geçen yıl 13 milyona yaklaştığını hatırlattı.
Kadir Topbaş, turizmin Türkiye ekonomisi ve istihdamı için önemine işaret ederek, konuşmasına şöyle devam etti:
'İstanbul var olan turizm potansiyelini tam olarak dünyaya anlatabilmiş değil. Turistler Tarihi Yarımada’daki medeniyet izlerini görüyor ama Çatalca’daki erken Hristiyanlık dönemine ait mağaraları bilmiyor. Altınşehir mağaralarında 15 bin yıllık yaşam izleri var. Avrupalıların atalarının buradan gittiği söyleniyor. Yenikapı’daki metro kazısında 8 bin 500 yıllık ayak izleri ve eşyalar çıktı. Böyle bir kadim medeniyet kenti İstanbul.'
Topbaş, EMITT Fuarı'nın, uluslararası turizm potansiyelini ortaya çıkaran çok önemli bir fuar olduğunu ve turizmcilerin bilgi ve deneyimlerini birbirine aktardığını kaydetti.
Turizmin ortak bir barış lisanı oluşturduğunun altını çizen Topbaş, 'Eğer konu dünyanın güvenliği geleceği ve huzuru ise burada biz anlaşırız. İstiyoruz ki insanlar terör tehdidiyle evlerine kapanmasınlar, dışarı çıksınlar. Alışveriş yapsınlar, bir kafeye otursunlar. Bu aynı zamanda teröre karşı bir duruştur. Terörün hedefine ulaşmaması için bir tavırdır.' görüşünü dile getirdi.
Kaynak: AA
Rifai, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Türk Hava Yolları'nın kurumsal sponsorluğunda, KOSGEB'in desteğiyle, Türkiye Otelciler Federasyonu, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneğinin iş ortaklığında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 21. Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı'nın (EMITT) açılışında yaptığı konuşmada, EMITT'in bir başarı hikayesi olduğunu ve devam etmesi gerektiğini söyledi.
Dünya üzerinde İstanbul gibi geniş bir tarih, kültür ve enerjinin bir arada olduğu başka bir yerin bulunmadığını ifade eden Rifai, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Zorlu zamanlarda yaşıyoruz. Doğal felaketler, salgınlar, ekonomik krizler, savaşlar, iklim değişikliği... Listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Ama bunlara rağmen bir şey önermek istiyorum; bizler güzel bir dünyada, en iyi zamanlarımızı yaşıyoruz. Haberlerin moralinizi bozmasına ve gerçeklikten uzaklaştırmasına izin vermeyin. Gülelim, iyimserliğimiz tüm karanlıkları yensin. Çünkü bu güzel bir dünya ve gittikçe daha iyi bir hale geliyor. Bazen haberleri duyduğumuzda, dünyanın dağılmak üzere olduğunu, düşünüyoruz ama öyle değil. Birbirimizle daha çok bağlıyız, daha çok birlikteyiz. Bu yüzden daha çok birbirimiz hakkında düşünüyoruz. O yüzden daha iyi insanlarız. Geçmişte birbirimizden haber alamazdık, birbirimizin umurunda olmazdık. Bugün ise Nijerya'da kızlar kaçırıldığında onlar benim kızlarımdır. İstanbul'da insanlara yılbaşında saldırı olduğunda, onlar benim insanlarımdır, kardeşlerimdir. Brüksel veya Paris'te, Tunus'ta veya Mısır'da herkesin problemi, başka herkesin de problemidir. Artık hiçbir ülke tek başına uğraşmak zorunda değildir bu sorunlarla.'
Hiçbir krizin, tek bir ulus tarafından çözülemeyeceğini, uluslararası boyutta çözülebileceğinin altını çizen Rifai, 'Terörizm bugün her yerde gerçekleşebilir. Dünyada hiçbir ülke yoktur ki terörizme karşı bağımlı olsun. Herhangi bir ülkede bunlar yaşanabilir. Hiçbir ülke yoktur ki yüzde yüz korunsun. Bu, küresel bir hastalıktır ve bununla birlikte mücadele etmeliyiz. Seyahat ve turizm hayat tarzı, bir kültür, insan hakkı olmuştur. Dünyadan zevk almak, iş yapmak, eğitim almak benim hakkımdır. Tam olarak da karanlık güçler turizme işte bundan dolayı saldırıyor.' diye konuştu.
Dünyada 1950'de turizm hareketliliğinin 20 milyon iken 2016'da ise bu sayının 1 milyar 200 milyona ulaştığını ifade eden Rifai, sözlerine şöyle devam etti:
'Bu rakam, dünyada her 6 kişiden birinin her gün uluslararası seyahat yaptığını gösteriyor. Bu bir devrimdir. Bu durdurulamaz. Çünkü hayat tarzımız, seyahat etme hakkımız engellenemez ve kimse bizi engelleyemeyecek. Karanlık güçler tam olarak ne yaptıklarını biliyorlar. Biraz durup düşünürseniz, onlar havalimanlarını, tren istasyonlarını, restoranları, müzeleri, alt yapımızı hedef alıyorlar. Şimdi bu savaşın ortasındayız. Sevsek de sevmesek de sektörümüz bununla birebir karşı karşıya. Bu mücadeleyi vermenin yolları var. Peki onlar neden bunu yapıyorlar? Ne yaptıklarını tam olarak biliyorlar. Bize ekonomik olarak zarar vermek istiyorlar.'
Dünya gayri safi milli hasılasının yüzde 10'unun, turizmden geldiğini, geçen yıl bu alanda 1,6 milyar dolar kazanıldığını aktaran Rifai, şunları kaydetti:
'Dünya, ticaret hizmetlerinin üçte biri bu şekilde gerçekleştiriyor. Bize ekonomik olarak zarar vermek istiyorlar. İkinci olarak işlere, sosyal birlikteliğe zarar vermek istiyorlar. Sosyal güvensizlik yaratmak istiyorlar. Üçüncü olarak politik imajımıza zarar vermek istiyorlar. Turizmin çok yetenekli ve güzel bir şekilde oluşturduğu imajı yok etmekte hiçbir zaman başarılı olamayacaklar. Bizim kim olduğumuza dair görüntümüz, onların ne istediğiyle alakalı değildir. Bizim prensiplerimizi, ideolojilerimizi ve yaşam tarzımızı bozmak istiyorlar. Bizler tarihin doğru kısmında yer alıyoruz. Bizler hayatı kutluyoruz ve onlar da karanlığın güçleri. İşte tam da bu yüzden o karanlığın güçlerinin hiçbir zaman bizi birbirimizden izole etmesine izin vermemeliyiz. Kapalı sınırlar, duvarlar yerine köprüler yapmalıyız.'
Atatürk Havalimanında bir kaç ay önceki trajik bombalamalardan sonra iki önemli gözlemini aktarmak istediğini dile getiren Rifai, 'Birincisi hava limanında bombalamadan 8 saat sonra her şey normale döndü. Bu da ekonomimizi bozmak isteyen teröristlerin yüzüne bir tokattı. Dünyanın başka yerlerinde örneklerini, başarısızlığı gördük. Bundan dolayı gurur duymalısınız. Onların hiçbir zaman kolayca kazanmasına izin vermediniz. İkinci olarak da Rus Federasyonu, o öğleden sonra yasağı kaldırmaya karar verip, uçuşları başlattı. İşte biz de burada düşünmeliyiz. Yapılması gereken bu. Onlar bizim seyahat etmeyi durdurmamızı, birbirimizden izole olmamızı istiyorlar. İşte bu tarz işbirlikleri, paydaşlar arasında kesinlikle önemlidir.' diye konuştu.
- 'İstanbul'un turist kapasitesi en az 30 milyon'
İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul’daki kar yağışına dikkati çekerek, 'Öğrenciler yağışa sevinemedi çünkü zaten tatildi.' dedi.
İstanbul'a gelen turist sayısının en son 13 milyona ulaştığını belirten Şahin, şöyle devam etti:
'Ama bu İstanbul için bir hedef değildi. İstanbul’un hedefi asgari 30 milyon nüfustur çünkü kapasitesi, taşıdığı zenginlik, en az 30 milyonun burayı ziyaret etmesini gerektiriyor. Onun üzerine de bizim çalışmalarımız ve gayretlerimizle de daha da fazla turist veya turizm hareketliliği sağlamak mümkün. Bunun için de İstanbul, altyapısını hızla tamamlamaya çalışıyor. Hem ülkemiz turizmine hem de İstanbul tanıtımına hizmet verecek şekilde ulaşım ağlarımız, köprülerimiz Avrasya Tüneli ve Marmaray gibi dünyanın gıpta ettiği projeler ama bunun ötesinde inşallah 150-200 milyona hizmet edecek olan havaalanımızla birlikte inşallah İstanbul hedefini en kısa sürede yakalayacaktır.'
İstanbul'un, konjonktürel olarak birtakım risklerle karşı karşıya olsa da dünyanın güvenli metropolleri arasında yer aldığını vurgulayan Şahin, 'Bugün maruz kaldığımız terör tehdidine dünyanın bütün şehirleri maruzdur. Dolayısıyla turizm hareketliliği aynı zamanda teröre veya teröre yeltenmeye çalışan birtakım mihraklara aslında bir mesajdır. Biz buna yenilmeyeceğiz, biz buna karşı dik duruyoruz ve bunun üstesinde geleceğiz mesajıdır.' dedi.
- 'Turizm, ortak bir barış lisanı oluşturuyor'
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da turizmin dünya insanlarını yakınlaştıran ve barışı teşvik eden önemli bir yanının olduğunu belirtti.
Medeniyetlerin geçiş noktası olan İstanbul’un coğrafi güzellikleri ile 8 bin 500 yıllık kadim tarihiyle çok önemli turizm potansiyeli barındırdığını ifade eden Topbaş, 2004 yılında göreve ilk geldiğinde ilk toplantısını turizmcilerle yaptığını ve o gün 2,8 milyon olan yıllık turist sayısının, verilen destekle geçen yıl 13 milyona yaklaştığını hatırlattı.
Kadir Topbaş, turizmin Türkiye ekonomisi ve istihdamı için önemine işaret ederek, konuşmasına şöyle devam etti:
'İstanbul var olan turizm potansiyelini tam olarak dünyaya anlatabilmiş değil. Turistler Tarihi Yarımada’daki medeniyet izlerini görüyor ama Çatalca’daki erken Hristiyanlık dönemine ait mağaraları bilmiyor. Altınşehir mağaralarında 15 bin yıllık yaşam izleri var. Avrupalıların atalarının buradan gittiği söyleniyor. Yenikapı’daki metro kazısında 8 bin 500 yıllık ayak izleri ve eşyalar çıktı. Böyle bir kadim medeniyet kenti İstanbul.'
Topbaş, EMITT Fuarı'nın, uluslararası turizm potansiyelini ortaya çıkaran çok önemli bir fuar olduğunu ve turizmcilerin bilgi ve deneyimlerini birbirine aktardığını kaydetti.
Turizmin ortak bir barış lisanı oluşturduğunun altını çizen Topbaş, 'Eğer konu dünyanın güvenliği geleceği ve huzuru ise burada biz anlaşırız. İstiyoruz ki insanlar terör tehdidiyle evlerine kapanmasınlar, dışarı çıksınlar. Alışveriş yapsınlar, bir kafeye otursunlar. Bu aynı zamanda teröre karşı bir duruştur. Terörün hedefine ulaşmaması için bir tavırdır.' görüşünü dile getirdi.