3. Selim Han Kepez'de Eserleriyle Anıldı
Kuruluşunun 8. yılını kutlayan Kepez Belediyesi Türk Sanat Müziği Topluluğu, Osmanlı İmparatorluğu’nun 28. Padişahı 3. Selim Han’ın bestelediği eserlerden oluşan özel bir konsere imza attı.
Erdem Bayazıt Kültür Merkezi’nde düzenlenen konseri Kepez Belediyesi Başkanı Hakan Tütüncü, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği(AESOB) Başkanı Adlıhan Dere, Antalya Anadolu Hemşeri Dernekleri Platformu Başkanı Deniz Akgün, AK Parti Kepez ilçe teşkilatı üyeleri, belediye personeli ve çok sayıda sanat müziği sever izledi.
Koro ve solo eserlerin seslendirilişi arasında Selim Han’ın dünya görüşü, icraatları, sanatçı kişiliği ve hatıralarının anlatıldığı konserde, ‘Dinle sözüm ey dil-rüba’, ‘Gönül Verdim bir civane’, ‘Ey gonca-i nazik tenim’, ‘Kapıldın ben bir civana’ gibi besteler yorumlandı. Keman, kanun, ud, ritim, ney ve viyolonsel müzisyenlerinden oluşan saz heyeti eşliğindeki konserde, Selim Han’ın ‘suzidilara’ gibi Türk sanat müziğine kazandırdığı yeni makamlar da tanıtıldı.
“Amacımız medeniyetimizi hatırlatmak”
Önümüzdeki temmuz ayında 209’uncu ölüm yıldönümünde anılacak olan Sultan 3. Selim’in bestelediği eserlerinden oluşan bir repertuarı hemen her topluluğun sahnede sunamayacağını belirten Başkan Tütüncü, “İstanbul’da bile ‘benim’ diyen toplulukların yapamayacağı sanatsal gösteriler, artık Kepez’de gerçekleştirilebiliyor. Yahya Kemal’in bugüne kadar sadece İstanbul Şehir Tiyatroları’nın oynayabildiği ağır bir eserini, Kepez Belediye Tiyatrosu’ndan istedim. Oyuncu arkadaşlar bu kadar ağır bir oyunu izleyen seyirci bulmakta güçlük çekileceğini söylediler. Gerçekten de bu oyun boş salonlara oynamıştı. Ben tiyatrocu arkadaşlarıma 1 en büyüktür demiştim. Bir kişiye bile kendi tarihimizden, kültürümüzden, medeniyetimizden bir şeyler aktarabilirsek, namı hesabımıza çok büyük kazançtır. Artık Kepez’de bu konser gibi prestijli kültürel etkinlikler yapılıyor” diye konuştu.
“Cengaver değil çalgıcı oldu dediler”
Devletin harap olduğu bir dönemde çıktığı tahtta 20 yıl kalmış 3. Selim Han konseri gibi farklı bir kültürel hizmetler yapmak istediklerini anlatan Tütüncü, “ Büyük bir milletin kaderini değiştirmek için çırpınmış çok büyük bir adamı, bu geceyle yad ettik. Hüsran ile tahttan indirilen 3. Selim’i tarihçiler çok yanlış bir şekilde bizlere tarif etti. Babası doğduğunda avuç avuç altın dağıttığı oğluna Selim ismini verirken, dedesi gibi ‘yavuz’ olmasını istemiş. Tarihçiler Selim ismini Osmanlı tarihindeki anlamını değil, lügattaki ismini not etti. Birçok farklı makam ve eser bırakan 3. Selim için, ‘Babası cengaver olsun demişti, ama o çalgıcı oldu’ demişlerdir. Biz burada meçhul kahramanımızı, malum kahraman yapalım istedik. Esas milliyetçilik, şanlı maziyle entelektüel köprü kurabilmektir”dedi.
“Günümüz yöneticileri Selim’in vasfını taşımalı”
Sultan Selim’in aynı zamanda diğer Osmanlı sultanları gibi kudretli bir şair olduğunu vurgulan Tütüncü, şehzadeliğinde ve tahtta söyleyemediklerini şiirleriyle ifade ettiğini aktardı.
Tahtta çıktığı gün yazdığı şiirinden günümüzdeki tüm yöneticilerinin feyz alması gerektiğinin altını çizen Tütüncü, “Tahta çıktığı gün yazdığı şiirin ilk beyitinde, kendisi için şöyle diyor; ‘Aslında Allah’ın nasip etmesiyle Süleyman tahtına oturdun. Bilmediklerin, zikredemediklerin olacak. Ama sen yönettiğin halkını, Allah’ın emaneti olarak kabul edersen, günahlarını örten Allah da senin eksikliklerini örtecek ve sana doğru yolu gösterecek demiştir. Aslında şimdi de tüm idarecilerimizde olması gereken vasıflardan birisidir”ifadelerine yer verdi.
Kaynak: İHA
Koro ve solo eserlerin seslendirilişi arasında Selim Han’ın dünya görüşü, icraatları, sanatçı kişiliği ve hatıralarının anlatıldığı konserde, ‘Dinle sözüm ey dil-rüba’, ‘Gönül Verdim bir civane’, ‘Ey gonca-i nazik tenim’, ‘Kapıldın ben bir civana’ gibi besteler yorumlandı. Keman, kanun, ud, ritim, ney ve viyolonsel müzisyenlerinden oluşan saz heyeti eşliğindeki konserde, Selim Han’ın ‘suzidilara’ gibi Türk sanat müziğine kazandırdığı yeni makamlar da tanıtıldı.
“Amacımız medeniyetimizi hatırlatmak”
Önümüzdeki temmuz ayında 209’uncu ölüm yıldönümünde anılacak olan Sultan 3. Selim’in bestelediği eserlerinden oluşan bir repertuarı hemen her topluluğun sahnede sunamayacağını belirten Başkan Tütüncü, “İstanbul’da bile ‘benim’ diyen toplulukların yapamayacağı sanatsal gösteriler, artık Kepez’de gerçekleştirilebiliyor. Yahya Kemal’in bugüne kadar sadece İstanbul Şehir Tiyatroları’nın oynayabildiği ağır bir eserini, Kepez Belediye Tiyatrosu’ndan istedim. Oyuncu arkadaşlar bu kadar ağır bir oyunu izleyen seyirci bulmakta güçlük çekileceğini söylediler. Gerçekten de bu oyun boş salonlara oynamıştı. Ben tiyatrocu arkadaşlarıma 1 en büyüktür demiştim. Bir kişiye bile kendi tarihimizden, kültürümüzden, medeniyetimizden bir şeyler aktarabilirsek, namı hesabımıza çok büyük kazançtır. Artık Kepez’de bu konser gibi prestijli kültürel etkinlikler yapılıyor” diye konuştu.
“Cengaver değil çalgıcı oldu dediler”
Devletin harap olduğu bir dönemde çıktığı tahtta 20 yıl kalmış 3. Selim Han konseri gibi farklı bir kültürel hizmetler yapmak istediklerini anlatan Tütüncü, “ Büyük bir milletin kaderini değiştirmek için çırpınmış çok büyük bir adamı, bu geceyle yad ettik. Hüsran ile tahttan indirilen 3. Selim’i tarihçiler çok yanlış bir şekilde bizlere tarif etti. Babası doğduğunda avuç avuç altın dağıttığı oğluna Selim ismini verirken, dedesi gibi ‘yavuz’ olmasını istemiş. Tarihçiler Selim ismini Osmanlı tarihindeki anlamını değil, lügattaki ismini not etti. Birçok farklı makam ve eser bırakan 3. Selim için, ‘Babası cengaver olsun demişti, ama o çalgıcı oldu’ demişlerdir. Biz burada meçhul kahramanımızı, malum kahraman yapalım istedik. Esas milliyetçilik, şanlı maziyle entelektüel köprü kurabilmektir”dedi.
“Günümüz yöneticileri Selim’in vasfını taşımalı”
Sultan Selim’in aynı zamanda diğer Osmanlı sultanları gibi kudretli bir şair olduğunu vurgulan Tütüncü, şehzadeliğinde ve tahtta söyleyemediklerini şiirleriyle ifade ettiğini aktardı.
Tahtta çıktığı gün yazdığı şiirinden günümüzdeki tüm yöneticilerinin feyz alması gerektiğinin altını çizen Tütüncü, “Tahta çıktığı gün yazdığı şiirin ilk beyitinde, kendisi için şöyle diyor; ‘Aslında Allah’ın nasip etmesiyle Süleyman tahtına oturdun. Bilmediklerin, zikredemediklerin olacak. Ama sen yönettiğin halkını, Allah’ın emaneti olarak kabul edersen, günahlarını örten Allah da senin eksikliklerini örtecek ve sana doğru yolu gösterecek demiştir. Aslında şimdi de tüm idarecilerimizde olması gereken vasıflardan birisidir”ifadelerine yer verdi.