Eczacılıkta Muvazaa İle Etkin Mücadele Çalıştayı

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Hakkı Gürsöz, "Muvazaayı nasıl tamamen sıfırlarız? Nasıl hayatımızdan çıkarırız? Nasıl eczacılık mesleğine hakettiği saygınlığı, itibarı, haysiyetli konuma tekrar çıkarırız? Bunun mücadelesini veriyoruz" dedi.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından düzenlenen ’Eczacılıkta Muvazaa ile Etkin Mücadele Çalıştayı’nın ikincisi gerçekleşti. Çalıştaya, Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Hakkı Gürsöz ve Türkiye genelindeki İl Sağlık Müdürlüklerinin temsilcileri katıldı.

Ecz. Çolak, bütün mesleklerde muvazaalı iş olduğunun altını çizerek, "Muvazaalı iş dediğimiz şey şu: Mesleğin sahibi tarafından değil genelde meslek mensubunun içinde bulunduğu ekonomik, sosyal ve toplumsal koşulları kendi lehine çeviren bir takım ticari anlayışlar etrafında şekillenen bir yapı bu. Eczacılıkta da 1950’lerden bu yana maalesef böyle bir olgu var. Bununla ilgili de Sağlık Bakanlığı, Türk Eczacılar Birliği mücadele ediyor çünkü biz sağlık alanının temsilcileriyiz. Sağlık, vatandaşımız açısından son derece önemli ve sağlığın lokomotifi, itici gücü ilaç. İlaç, aynı zamanda ’dozu azaltılmış zehir’ dediğimiz bir madde. Bunun ehil ellerde olması, bu konuda vatandaşa bunun sunumu yapılırken gerekli bilgilendirmenin doğru yapılması ve bundan maksimum faydanın elde edilmesi biz sağlıkçılar açısından önemli. Biz bunu ticari bir meta olarak göremeyiz, öyle görürsek kimin kullandığı, ne için kullandığı, nasıl kullandığı çok önemli olmaz. Oysa bir ilacın kimin tarafından, nasıl kullanıldığı, yani doğru ilaç, doğru kişi, doğru zaman, doğru doz gibi bir sürü doğru olan parametreleri içinde barındıran bir mesleğin temsilcileriyiz bizler. Onun için mesleğin, meslek erbapları tarafından, bu mesleğin sanatını bilen, icrasını bilen insanlar tarafından yapılması önemli" diye konuştu.

Muvazaa yapan eczacıya 5 yıl meslekten men cezası

Zaman zaman muvazaa olayları ile karşılaştıklarını belirten Çolak, "Doğu’da, Güneydoğu’da eczacı olmayanlar tarafından bu işin yapılması bu da tabii sağlığın ticarileşmesine ve daha çok toplumsal sağlığın bozulmasına yol açan etkenler. Onun için 1953 yılında çıkan 6197 sayılı yasa bunu tarifliyor, ondan sonra çıkan yönetmelikler, yönergeler, genelgeler bunları tarifliyor ama 2012 yılında ilk defa eczacıların bu işi yapması ile ilgili 5 yıl meslekten men gibi bir cezai müeyyidenin de ortaya çıkmasına sebep oldu. Şimdi bunu daha da geliştirmeye çalışıyoruz. Daha sağlıklı ortamların oluşması, vatandaşın sağlığının korunması, sağlığın sağlık ehilleri tarafından yapılması noktasında hep birlikte mücadele etmeye çalışıyoruz. Nisan ayında bir çalıştay yapıldı, illerden Sağlık Müdürlüğü temsilcileri geldi ve şimdi ikinci toplantı yapılıyor. Bir sonraki toplantıya Eczacı Odaları ve yine il temsilcileri, İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Sağlık Bakanlığı birlikte yapmaya çalışacağız çok daha geniş bir toplantı" ifadelerini kullandı.

"Sağlık, herkesi ilgilendiren bir kavram, bununla da hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor"

Ecz. Çolak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz öğrencilik yıllarından mesleğe atıldığı zamana kadar ve onun devamındaki noktada eczacıların daha çok bilgilendirilmesi, bu işte yetkin olan insanların bilgilendirilmesi ve üniversitelerle beraber medyanın bilgilendirilmesi ve etkin hale getirilmesi noktasında bir ortak zemini oluşturmaya çalışıyoruz, çabalarımız onun için. Bu yüzden bu çalıştaylar hepimiz açısından, toplum sağlığı açısından, kamu maliyesi açısından, kamunun olanakları açısından son derece önemli. Çünkü sağlık tek başına bir kavram değil, çok bütünsel bir kavram, herkesi ilgilendiren bir kavram bununla da hep birlikte mücadele etmek gerekiyor."

"Muvazaayı nasıl tamamen hayatımızdan çıkarırız"

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Hakkı Gürsöz ise, muvazaanın anlamının danışıklı dövüş olduğunu kaydederek, "Uygulamada da şu şekilde: Bir eczacımız diplomasını bir sermaye sahibine kullanması için veriyor, aralarında üçüncü tarafları yani bizleri kandırmak üzere bir gizli anlaşma söz konusu. Bir eczacımızın diploması bir başkası tarafından kullanılıyor ve eczane esasında resmiyette eczacı üzerine görünmekle beraber bir başkası tarafından çoğunlukla da ehil olmayan, ehliyetsiz kişiler tarafından işletiliyor. Kanunda açık ve net bir şekilde yasaklanmasına rağmen böyle bir uygulama ne yazık ki var. Diğer mevzuatta açık ve net bir şekilde buna ilişkin hükümler ortaya konmasına, muvazaa ile ilgili mücadele zikredilmesine rağmen pratikte devam eden bir uygulama. Biz o nedenle böyle bir çalıştay tertipledik. İllerimizde, yerinde, sahada bu mücadeleyi yürüten arkadaşlarımızı buraya davet ettik, onlara hem bilgi aktarımı hem tecrübe paylaşımı anlamında biz muvazaayı nasıl tamamen sıfırlarız? Nasıl hayatımızdan çıkarırız? Nasıl eczacılık mesleğine hakettiği saygınlığı, itibarı, haysiyetli konuma tekrar çıkarırız? Bunun mücadelesini veriyoruz" şeklinde konuştu.

"Halkımız ilaç almak için eczaneye gittiğinde ehliyetli bir insan görmek ister"

Dr. Gürsöz, muvazaa kavramının iki türlü sıkıntılı bir kavram olduğunun altını çizerek, "Birincisi, ehil olmayan insanlar tarafından eczacılık hizmeti verildiğinde bu bir halk sağlığı sorununa yol açıyor. Çünkü eczacılık mesleği, bizatihi bir sağlık hizmetidir, sağlık hizmet sunumudur, ticaret onun arkasından gelen bir kavram. Halkımız ilaç almak için eczaneye gittiğinde karşısında eczacı görmek ister, ehliyetli bir insan görmek ve o ilaçları nasıl kullanacağını ona danışmak, sormak, bilgi almak ister ama böyle ehliyetsiz kişiler varsa tabii ki bu hizmet aksayacaktır. İkinci mahsurlu tarafı da, muvazaa kavramı hakikaten eczacılık mesleğinin itibarına leke süren bir kavram. Biz tekrar eczacılık mesleğine hakettiği o saygınlığı, itibarı kavuşturacak bir adımı da atmaya çalışıyoruz. Çünkü çoğunlukla eczacılığa bakış açısında bu var, acaba diploma kiralık mı? Gerçekten kendisi mi, bir başkası mı? Bu kavramı artık tamamen hayatımızdan çıkarmak istiyoruz biz, bu mücadelemizin temel amacı da bu" değerlendirmesinde bulundu.

"Mevcut mevzuatta sadece muvazaaya karışan eczacıya bir ceza öngörülüyor ama yaptırana bir ceza yok"

"Şu anda yasal dayanağımız anlamında yüzde 99 elimizi güçlendiren kanunumuz var, yönetmeliklerimiz var, yönergelerimiz var" diyen Dr. Gürsöz şöyle devam etti:

"Ne yapacağımızı biliyoruz. Bir iki küçük düzenleme ile yasal düzenleme ile sorunun yasal açıdan çözüme kavuşacağını düşünüyoruz. Muvazaa kavramında muvazaaya adı karışan eczacıya ceza veriyoruz, 5 yıl süreyle diyoruz ki ’Bir daha artık eczane açamazsın’. Muvazaanın iki tarafı var; bir diplomasını kiraya veren eczacı bir de muvazaayı yaptıran, sermaye sahibi, parasını veren, o eczanenin açılış sermayesini ortaya koyan kişi var. Mevcut mevzuatta sadece muvazaaya karışan eczacıya bir ceza öngörülüyor ama yaptırana bir ceza yok. Diyelim eczacı ceza aldı gitti ama o muvazaaya karışan sermaye sahibi başkasını bulup bu işi yine yapabilir. Bunun önüne geçecek bir yasal düzenlemeye ihtiyacımız var. Bunu bakanlık olarak tartışacağız, bakanımıza sunacağız, uygun görmeleri durumunda bu düzenlemeyi de hayata geçireceğiz."

"Halkımız şikayetlerini bize Alo 184 üzerinden bildirebilir"

Mücadelenin üç ayağı olduğunu vurgulayan Dr. Gürsöz, "Bir bakanlık ayağı var, iki sahada illerimizde, İl Sağlık Müdürlüklerimizde görev yapan arkadaşlarımız, saha ekiplerimiz ayağı var, üçüncüsü de vatandaşımız, halkımız, hastalarımız ayağı var. Biz ne yapacağımızı söyledik, biz buradan kararlılıkla bu mücadeleyi sürdürüyoruz ve her türlü mevzuat ve idare desteğini illerimize sağlıyoruz. İllerdeki arkadaşlarımızdan beklentimiz şu: Bizzat yerinde tespitler yapsınlar ve sürekli gözleri kulakları açık olsun arkadaşlarımızın. Halkımızdan beklentilerimiz de eğer hizmet aldığı eczanenin başında eczacı olmadığını biliyorlarsa ya da şüpheleniyorlarsa, böyle bir durum varsa yerinde İl Sağlık Müdürlüklerimize başvurabilirler. Merkezi olarak da Alo 184 üzerinden, Sağlık İletişim Merkezi üzerinden, SABİM üzerinden bizi bilgilendirirlerse biz hemen bize bildirim ulaşır ulaşmaz gereğini yaparız. Gereğinin yapılacağından hiç kuşkuları olmasın" dedi.

Kaynak: İHA