Sıra Dışı Müzenin Sıra Dışı Mescidi
Bayburt’a bağlı Bayraktar köyünde, Prof. Dr. Koçan tarafından kurulan ve 2010'da açılan, gerek mimari yapısı ve gerekse de kurulduğu yer itibariyle sıra dışı müze olarak ünü dünyaya yayılan Baksı Müzesi'nin mescidi de sıra dışı Mescitte, yaklaşık 10 eski camiden toplanan ve aralarında bir asırlık tarihi bulunan kilim, levha ve aydınlatma eşyaları da yer alıyor Baksı Müzesi kurucusu Koçan: 'Eskiler Mescidi'miz farklı camilerden çıkmış oyma parçalarından, kilimlerden, levhalardan oluşuyor'
ABDÜLKADİR NİŞANCI - Bayburt’a bağlı Bayraktar köyünde, Prof. Dr. Koçan tarafından kurulan, gerek mimari yapısı ve gerekse de kurulduğu yer itibariyle sıra dışı müze olarak ünü dünyaya yayılan Baksı Müzesi'nin mescidi de dikkati çekiyor.
Bayraktar köyünde 2010'da açılan Baksı Müzesi, kendisini sadece seyirlik bir müze olarak sınırlamadan, bulunduğu bölgedeki insanlara imkanlar sağlayarak, sadece bir yön ve döneme ait olmadan gelenekselle çağdaşı aynı zeminde buluşturarak diğer müzelerden farklı olduğunu da ortaya koyuyor.
Müzenin kurucusu Koçan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yörede çeşitli nedenlerle yıkılan camilerden çıkan oyma parça, kilim ve levhalardan oluşan Eskiler Mescidi'nin müzenin inançla ilgili başka bir bölümünü oluşturduğunu söyledi.
Baksı Müzesi'ndeki Eskiler Mescidi'nin bu yönüyle çok anlamlı olduğunu belirten Koçan, şöyle devam etti:
'Üst üste serilmiş, başka camilerden, mescitlerden çıkmış kilimler, seccadeler orada. Duvarlarda başka camilerden gelmiş ahşap oymalar, aydınlatma aletleri var. Kendi içerisinde son derece mistik, yalın ve çok hoş bir eski cami ve mescitlerle ilgili müze bölümü oluştu aynı zamanda. Hatta orayı açtığımızda bir hemşehrimiz 'Burası müze olmuş, burası mescit değil ki' dedi. Bir başka hemşehrimiz de 'Müzenin mescidi de bu kadar olur' dedi.'
- 'Halk mimarlığı açısından olağanüstü bir camiydi'
Koçan, Eskiler Mescidi'nin bir de tarihi olduğunu anlatarak 'Yoncalı köyümüz var. Eski bir köy bu ve o köyde küçük eski bir cami vardı. Bence halk mimarlığı açısından olağanüstü bir camiydi. Bir işadamı dostumla o camiyi restore etmek gibi bir fikrimiz vardı. Sonra bu dostumuz vefat edince o cami projesi bir bakıma kader değiştirdi.' dedi.
Bu süreç içerisinde Yoncalı köyündeki caminin yıkıldığını aktaran Koçan, köylerdeki eski ibadethanelerin yıkılıp yerlerine büyük camiler yapmanın moda haline geldiği, oysa eski camilerde büyük bir gelenek, öykü olduğunu ifade etti.
Caminin yıkılmasının ardından kalan parçaların Baksı Müzesi'nde sergilenmek için kendisine verilmesini önerdiğini dile getiren Koçak, 'Sonra çok çeşitli nedenlerden dolayı bu caminin parçaları dağıldı ve en sonunda sütunları kalmıştı. Onları bize versinler istedik. Oradan bazı hemşehrilerimiz evet dememişler.' diye konuştu.
Koçan, daha sonra bazı vatandaşların yıkılan camilerle ilgili sakladıkları parçaları kendisine gönderdiğine işaret ederek şunları söyledi:
'Biz de onları aldık. Mescitte, yaklaşık 10 eski camiden toparlanan ve aralarında bir asırı bulunan kilimler, levhalar ve aydınlatma eşyaları yer alıyor. Erzurum'da da Bat Pazarı diye bir bölge var sökülenler oraya gidiyor. Oradan da ben bütün eskileri topladığım için onları da toplamışım. Onlarla birlikte biz madem o camiyi yapamıyoruz, o zaman biz eski camilerden kalan parçalarla bir mescit yapabiliriz, bunun adı da Eskiler Mescidi olabilir dedim. Şimdi bizim Eskiler Mescidi'miz farklı camilerden çıkmış oyma parçalarından, kilimlerden, levhalardan oluşmuş müzenin inançla ilgili başka bir bölümünü oluşturdu.'
- 'Mescitte ilginç bir dokuma koleksiyonu oluştu'
Koçan, Yoncalı köyündeki o tarihi camiyi Baksı Müzesi'ne alamadıklarını ancak o caminin açtığı iletişim kanalıyla bölgede ne kadar eski olan varsa müzeye geldiğini dile getirdi.
Mescitte çok rahatlıkla, eskiden mescitlerin nasıl olduğunu, onlarda nasıl bir tezyinat kullanıldığını görmenin mümkün olduğunu aktaran Koçan, mescitte ilginç bir dokuma koleksiyonu oluştuğunu da vurguladı.
Koçan, mescitteki eşyalarla ilgili olarak şunları kaydetti:
'Bu nereden, hangi camiden geldi? Hangi tarihe aittir? Oradaki levhaların anlamı nedir? Bunları da içerin bir metinsel bütünlük oluşturacak. Böylecede belki bir müzeyle ibadethane arasındaki ilişkinin kurulabileceği en ilginç örneklerden birisini sağladık diye düşünüyorum.'
Kaynak: AA
Bayraktar köyünde 2010'da açılan Baksı Müzesi, kendisini sadece seyirlik bir müze olarak sınırlamadan, bulunduğu bölgedeki insanlara imkanlar sağlayarak, sadece bir yön ve döneme ait olmadan gelenekselle çağdaşı aynı zeminde buluşturarak diğer müzelerden farklı olduğunu da ortaya koyuyor.
Müzenin kurucusu Koçan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yörede çeşitli nedenlerle yıkılan camilerden çıkan oyma parça, kilim ve levhalardan oluşan Eskiler Mescidi'nin müzenin inançla ilgili başka bir bölümünü oluşturduğunu söyledi.
Baksı Müzesi'ndeki Eskiler Mescidi'nin bu yönüyle çok anlamlı olduğunu belirten Koçan, şöyle devam etti:
'Üst üste serilmiş, başka camilerden, mescitlerden çıkmış kilimler, seccadeler orada. Duvarlarda başka camilerden gelmiş ahşap oymalar, aydınlatma aletleri var. Kendi içerisinde son derece mistik, yalın ve çok hoş bir eski cami ve mescitlerle ilgili müze bölümü oluştu aynı zamanda. Hatta orayı açtığımızda bir hemşehrimiz 'Burası müze olmuş, burası mescit değil ki' dedi. Bir başka hemşehrimiz de 'Müzenin mescidi de bu kadar olur' dedi.'
- 'Halk mimarlığı açısından olağanüstü bir camiydi'
Koçan, Eskiler Mescidi'nin bir de tarihi olduğunu anlatarak 'Yoncalı köyümüz var. Eski bir köy bu ve o köyde küçük eski bir cami vardı. Bence halk mimarlığı açısından olağanüstü bir camiydi. Bir işadamı dostumla o camiyi restore etmek gibi bir fikrimiz vardı. Sonra bu dostumuz vefat edince o cami projesi bir bakıma kader değiştirdi.' dedi.
Bu süreç içerisinde Yoncalı köyündeki caminin yıkıldığını aktaran Koçan, köylerdeki eski ibadethanelerin yıkılıp yerlerine büyük camiler yapmanın moda haline geldiği, oysa eski camilerde büyük bir gelenek, öykü olduğunu ifade etti.
Caminin yıkılmasının ardından kalan parçaların Baksı Müzesi'nde sergilenmek için kendisine verilmesini önerdiğini dile getiren Koçak, 'Sonra çok çeşitli nedenlerden dolayı bu caminin parçaları dağıldı ve en sonunda sütunları kalmıştı. Onları bize versinler istedik. Oradan bazı hemşehrilerimiz evet dememişler.' diye konuştu.
Koçan, daha sonra bazı vatandaşların yıkılan camilerle ilgili sakladıkları parçaları kendisine gönderdiğine işaret ederek şunları söyledi:
'Biz de onları aldık. Mescitte, yaklaşık 10 eski camiden toparlanan ve aralarında bir asırı bulunan kilimler, levhalar ve aydınlatma eşyaları yer alıyor. Erzurum'da da Bat Pazarı diye bir bölge var sökülenler oraya gidiyor. Oradan da ben bütün eskileri topladığım için onları da toplamışım. Onlarla birlikte biz madem o camiyi yapamıyoruz, o zaman biz eski camilerden kalan parçalarla bir mescit yapabiliriz, bunun adı da Eskiler Mescidi olabilir dedim. Şimdi bizim Eskiler Mescidi'miz farklı camilerden çıkmış oyma parçalarından, kilimlerden, levhalardan oluşmuş müzenin inançla ilgili başka bir bölümünü oluşturdu.'
- 'Mescitte ilginç bir dokuma koleksiyonu oluştu'
Koçan, Yoncalı köyündeki o tarihi camiyi Baksı Müzesi'ne alamadıklarını ancak o caminin açtığı iletişim kanalıyla bölgede ne kadar eski olan varsa müzeye geldiğini dile getirdi.
Mescitte çok rahatlıkla, eskiden mescitlerin nasıl olduğunu, onlarda nasıl bir tezyinat kullanıldığını görmenin mümkün olduğunu aktaran Koçan, mescitte ilginç bir dokuma koleksiyonu oluştuğunu da vurguladı.
Koçan, mescitteki eşyalarla ilgili olarak şunları kaydetti:
'Bu nereden, hangi camiden geldi? Hangi tarihe aittir? Oradaki levhaların anlamı nedir? Bunları da içerin bir metinsel bütünlük oluşturacak. Böylecede belki bir müzeyle ibadethane arasındaki ilişkinin kurulabileceği en ilginç örneklerden birisini sağladık diye düşünüyorum.'