İngiltere'de Muhalefet Erken Seçim Bekliyor
İşçi Partisi lideri Corbyn:'Erken seçim hakkında ne derse desin, Başbakan May'in erken seçime gitmesi kuvvetle muhtemel' 'Bugün partiyi seçim sathı mailine sokuyorum. İşçi Partisi 2017'de bir genel seçime hazırlanıyor'
İngiltere'de ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin lideri Jeremy Corbyn, Başbakan Theresa May'in gelecek yıl bir erken seçime gideceğini öngördüğünü belirterek, partisini genel seçime hazırlıklı olmaya çağırdı.
Hafta sonu partisinin genel başkanlığına yeniden seçilen Corbyn, Liverpool'daki parti kongresinin kapanış konuşmasında, parti üyelerinden bir erken seçime hazırlıklı olmalarını istedi.
'Erken seçim hakkında ne derse desin, Başbakan May'in erken seçime gitmesi kuvvetle muhtemel.' diyen Jeremy Corbyn, 'O nedenle bugün partiyi seçim sathı mailine sokuyorum. İşçi Partisi 2017'de bir genel seçime hazırlanıyor. Bütün üyelerimizi kampanyaya destek vermeye çağırıyorum.' dedi.
İngiltere'de 23 Haziran'da yapılan ve ülkenin Avrupa Birliği'nden ayrılması (Brexit) yönünde sonuçlanan referandumun ardından David Cameron başbakanlıktan istifa etmiş, yerine İçişleri Bakanlığı görevini yürüten Theresa May geçmişti.
Ülkenin Margaret Thatcher'dan sonra 2'nci kadın başbakanı olan May, bu göreve Muhafazakar Parti'nin Parlamento grubunun oylarıyla seçilmişti. Siyasi gözlemciler, muhalefet partilerinin 'seçilmemiş başbakan' eleştirilerine hedef olan May'in, uygun gördüğü koşullarda başbakanlığını bir erken seçimle halka onaylatmasını muhtemel görüyor.
- İngiltere'nin silah satışları
Kongrenin kapanış konuşmasında dış politikaya da değinen Corbyn, ülkesinin Suudi Arabistan'a silah satmasını da eleştirdi.
Bu ülkenin Yemen ve Suriye'de insan haklarını ihlal ettiğini öne süren Jeremy Corbyn, 'İşçi Partisi hükümetinde, bir ülkeyle ilgili insan haklarını ihlal ettiğine veya savaş suçu işlediğine dair inanılır bilgiler varsa, o ülkeye İngiltere'nin silah satışları askıya alınacak, buna da Suudi Arabistan'la başlayacağız.' diye konuştu.
Geçen yıl yapılan anlaşmayla Suudi Arabistan'a yaklaşık 4 milyar dolar tutarında silah satan İngiltere, bu ülkenin Yemen'deki askeri müdahalesi nedeniyle iç kamuoyunda eleştirilere maruz kalmıştı.
İngiltere'nin Irak ve Libya'ya askeri müdahalelerdeki rolünü de eleştiren Corbyn, bu müdahalelerden gereken derslerin çıkarılmadığını kaydetti.
'Bu savaşların sonuçları arasında terörün yayılması, mezhepçilik ve bir çatışma hattı boyunca artan şiddet var. Milyonlarca insan yerinden edildi.' ifadesini kullanan Jeremy Corbyn, bu nedenle özür dilenmesi gerektiğini söyledi.
- Brexit ve göçmenler
Referandumla alınan Brexit kararına da değinen Corbyn, 'İşçilerin haklarına ve sosyal adalete zarar verecek bir Brexit'e direneceğiz. İstihdam, çevrenin korunması ve sosyal haklar ile AB pazarına erişim konularında kırmızı çizgilerimiz var.' şeklinde konuştu.
Corbyn, AB referandumu sürecinde gündeme gelen göç tartışmalarıyla ilgili olarak ise 'Maaşları düşüren göçmenler değil, sömürücü işverenler ve iş piyasasını kuralsızlaştıran politikacılardır.' değerlendirmesinde bulundu.
Göçmenlerin sağlık sistemindeki ve konut sektöründeki sıkıntıların kaynağı olarak gösterilmesini de eleştiren Jeremy Corbyn, bunların kötü yönetimin sonuçları olduğunu belirterek, göçmenlerin 'günah keçisi' haline getirildiğini vurguladı.
Kurulacak bir İşçi Partisi hükümetinin göçmen sayısını azaltmakla ilgili bir vaatte bulunmayacağını, bunun yerine göçmenlerle ilgili sorunlara çözüm üreteceğini anlatan Corbyn, 'Politikacılar, aktivistler, vatandaşlar olarak nefreti ve bölünmeyi kışkırtanlara sıfır tolerans göstermeliyiz. Irkçılığa, İslamofobiye ve Yahudi karşıtlığına karşı birlikte durmalı ve şeytanlaştırılanları savunmalıyız.' görüşünü dile getirdi.
AB referandumu sürecinde başta aşırı sağcı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) olmak üzere Brexit yanlıları, ülkedeki ekonomik ve sosyal sorunların kaynağının göçmenler olduğunu savunan bir kampanya yürütmüştü. Referandumun ardından ülkede camilere ve yabancılara ait kültür merkezlerine yönelik saldırılarda artış yaşanmıştı. Irkçı saldırıların son kurbanı ağustos ayında Londra'da dövülerek öldürülen 40 yaşındaki bir Polonya vatandaşı olmuştu.
Geçen yıl 'farklı bir siyaset' sloganıyla partisinin liderliğine seçilen Corbyn, savaş karşıtı görüşleriyle bilinen bir siyasetçi. ABD ve İngiltere öncülüğünde Irak'ın 2003'teki işgaline karşı kampanya yürüten Jeremy Corbyn, ülkenin Suriye'de hava operasyonlarına katılması için geçen yıl parlamentoya getirilen Suriye tezkeresine de karşı çıktı. Corbyn, İsrail-Filistin sorununda objektif duruşu nedeniyle, İsrail yanlısı İngiliz basınında ve siyaset sahnesinde eleştirilerin de hedefi oluyor.
Kaynak: AA
Hafta sonu partisinin genel başkanlığına yeniden seçilen Corbyn, Liverpool'daki parti kongresinin kapanış konuşmasında, parti üyelerinden bir erken seçime hazırlıklı olmalarını istedi.
'Erken seçim hakkında ne derse desin, Başbakan May'in erken seçime gitmesi kuvvetle muhtemel.' diyen Jeremy Corbyn, 'O nedenle bugün partiyi seçim sathı mailine sokuyorum. İşçi Partisi 2017'de bir genel seçime hazırlanıyor. Bütün üyelerimizi kampanyaya destek vermeye çağırıyorum.' dedi.
İngiltere'de 23 Haziran'da yapılan ve ülkenin Avrupa Birliği'nden ayrılması (Brexit) yönünde sonuçlanan referandumun ardından David Cameron başbakanlıktan istifa etmiş, yerine İçişleri Bakanlığı görevini yürüten Theresa May geçmişti.
Ülkenin Margaret Thatcher'dan sonra 2'nci kadın başbakanı olan May, bu göreve Muhafazakar Parti'nin Parlamento grubunun oylarıyla seçilmişti. Siyasi gözlemciler, muhalefet partilerinin 'seçilmemiş başbakan' eleştirilerine hedef olan May'in, uygun gördüğü koşullarda başbakanlığını bir erken seçimle halka onaylatmasını muhtemel görüyor.
- İngiltere'nin silah satışları
Kongrenin kapanış konuşmasında dış politikaya da değinen Corbyn, ülkesinin Suudi Arabistan'a silah satmasını da eleştirdi.
Bu ülkenin Yemen ve Suriye'de insan haklarını ihlal ettiğini öne süren Jeremy Corbyn, 'İşçi Partisi hükümetinde, bir ülkeyle ilgili insan haklarını ihlal ettiğine veya savaş suçu işlediğine dair inanılır bilgiler varsa, o ülkeye İngiltere'nin silah satışları askıya alınacak, buna da Suudi Arabistan'la başlayacağız.' diye konuştu.
Geçen yıl yapılan anlaşmayla Suudi Arabistan'a yaklaşık 4 milyar dolar tutarında silah satan İngiltere, bu ülkenin Yemen'deki askeri müdahalesi nedeniyle iç kamuoyunda eleştirilere maruz kalmıştı.
İngiltere'nin Irak ve Libya'ya askeri müdahalelerdeki rolünü de eleştiren Corbyn, bu müdahalelerden gereken derslerin çıkarılmadığını kaydetti.
'Bu savaşların sonuçları arasında terörün yayılması, mezhepçilik ve bir çatışma hattı boyunca artan şiddet var. Milyonlarca insan yerinden edildi.' ifadesini kullanan Jeremy Corbyn, bu nedenle özür dilenmesi gerektiğini söyledi.
- Brexit ve göçmenler
Referandumla alınan Brexit kararına da değinen Corbyn, 'İşçilerin haklarına ve sosyal adalete zarar verecek bir Brexit'e direneceğiz. İstihdam, çevrenin korunması ve sosyal haklar ile AB pazarına erişim konularında kırmızı çizgilerimiz var.' şeklinde konuştu.
Corbyn, AB referandumu sürecinde gündeme gelen göç tartışmalarıyla ilgili olarak ise 'Maaşları düşüren göçmenler değil, sömürücü işverenler ve iş piyasasını kuralsızlaştıran politikacılardır.' değerlendirmesinde bulundu.
Göçmenlerin sağlık sistemindeki ve konut sektöründeki sıkıntıların kaynağı olarak gösterilmesini de eleştiren Jeremy Corbyn, bunların kötü yönetimin sonuçları olduğunu belirterek, göçmenlerin 'günah keçisi' haline getirildiğini vurguladı.
Kurulacak bir İşçi Partisi hükümetinin göçmen sayısını azaltmakla ilgili bir vaatte bulunmayacağını, bunun yerine göçmenlerle ilgili sorunlara çözüm üreteceğini anlatan Corbyn, 'Politikacılar, aktivistler, vatandaşlar olarak nefreti ve bölünmeyi kışkırtanlara sıfır tolerans göstermeliyiz. Irkçılığa, İslamofobiye ve Yahudi karşıtlığına karşı birlikte durmalı ve şeytanlaştırılanları savunmalıyız.' görüşünü dile getirdi.
AB referandumu sürecinde başta aşırı sağcı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) olmak üzere Brexit yanlıları, ülkedeki ekonomik ve sosyal sorunların kaynağının göçmenler olduğunu savunan bir kampanya yürütmüştü. Referandumun ardından ülkede camilere ve yabancılara ait kültür merkezlerine yönelik saldırılarda artış yaşanmıştı. Irkçı saldırıların son kurbanı ağustos ayında Londra'da dövülerek öldürülen 40 yaşındaki bir Polonya vatandaşı olmuştu.
Geçen yıl 'farklı bir siyaset' sloganıyla partisinin liderliğine seçilen Corbyn, savaş karşıtı görüşleriyle bilinen bir siyasetçi. ABD ve İngiltere öncülüğünde Irak'ın 2003'teki işgaline karşı kampanya yürüten Jeremy Corbyn, ülkenin Suriye'de hava operasyonlarına katılması için geçen yıl parlamentoya getirilen Suriye tezkeresine de karşı çıktı. Corbyn, İsrail-Filistin sorununda objektif duruşu nedeniyle, İsrail yanlısı İngiliz basınında ve siyaset sahnesinde eleştirilerin de hedefi oluyor.