Bakan Zeybekci Açıklaması 'Moody's'in Değerlendirmesi En Hafif Tabiri İle Ciddiyetsizliktir'
Memleketi Denizli’de Gönüllü Teşekküllerle bir araya gelen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Moody’s’in Türkiye kredi notunu ‘Baa3’ten ‘Ba1’e çekmesine tepki göstererek, bunun en hafif tabiri ile ciddiyetsizlik olduğunu belirtti.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, memleketi Denizli’de Gönüllü Teşekküllerle bir araya gelerek, Moody’s’in Türkiye notunu ‘Baa3’ten ‘Ba1’e çekmesi üzerine sert tepki gösterdi.
Denizli polis evinde gerçekleştirilen yemekli toplantıya, Denizli Valisi Ahmet Altıparmak, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, AK Parti Denizli İl Başkanı Necip Filiz, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper, Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ, Denizli İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Cengiz Yıldız, Denizli İl Emniyet Müdürü Hüseyin Namal, Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, AK Parti Denizli milletvekilleri çok sayıda sanayi, iş adamı ve STK temsilcisi katıldı.
Bakan Zeybekci, toplantıda Denizli’nin sorunları dinledi. Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Zeybekci, FETÖ’nün darbe girişimi ile Moody’s’in Türkiye hakkında verdiği kredi notu konusunda açıklamalarda bulundu.
15 Temmuz’un bir darbe girişimi olmadığını, 15 Temmuz’un bir işgal girişimi olduğunu belirten Bakan Zeybekci, “15 Temmuz yıllardan beri kurulan, kurgulanan bir oyunun, senaryonun, son aşamasıydı, son sahnesiydi. Yıllardan beri hazırlanan o ihanet kurgusunun, zaman içindeki denemeleriyle, yani bu Gezi olaylarıyla, 17-25 Aralık’la veya ondan önceki E-Muhtırasıyla veya başka şekilde devrede olan bir oyundu. Birilerinin kurguladığı bir ihanet girişiminin Türkiye’yi bölme girişimiydi. Bunu yapanlar, asla affedilmeyecek, ağırlaştırılmış müebbet yediği zaman hücre hapsiyle orada kalacak. Ama bunları hukuk içinde yapacağız.
“Suçlu anam babam çocuğum dahi olsa hesap verecek”
15 darbe girişimi ile ilgili suçlunun fark etmeksizin cezasını çekeceğini belirten Zeybekci, “Bunların içinde, hemen hemen birçoğunu tanıyoruz. Buradaki arkadaşlarımız tanıyor, birçoğunu da ben tanıyorum. Arkadaşımızla zamanında Denizlimize hizmet etmiş olan veyahut Denizlimizin bir şekilde bazı yerlerinde sanayici olan, işadamı olan veyahut öğretim görevlisi veyahut başka görevlerde yer almış olan insanlardır. Suçluysa cezalarını çekecekler. Anam dahi olsa, babam dahi olsa, çocuğum dahi olsa, suçluysa bu millete hesabını verecek, cezasını çekecek. Bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bunun hesabı mutlaka ve mutlaka sorulacaktır. Yeri geldiği zaman gizliden destekleyenlere, kimsenin olmadığı yerde yüzlerine, çatır çatır söylüyoruz. Bunun söylenmesi gereken yerlerde bu milletin evlatları, gerekeni söylüyor” diye konuştu.
“Moody’s’in değerlendirmesi ciddiyetsizliktir”
Moody’s’in değerlendirmesi Türkiye’yi tanımamaktan geçtiğini belirten Zeybekci, “Açıklanan bu kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye ile not gerçekleri yansıtmıyor. Diğer taraftan ben altını çizerek şunu söylemek istiyorum bakın Türkiye’nin dış borçlarındaki dış borçlarına bağımlılığı ile ilgili yaşanan veyahut ta ortaya çıkabilecek risklerden bahsediliyor. Tam tersini söylüyorum. Dünyada şu anda finansmanın bu kadar bol olduğu faizleri eksi olduğu ve Avrupa Birliği Merkez Bankası’nın parasal genişlemeye devam ettiği yani Japonya’dan, Norveç’ten Avrupa Birliği’nden , İsviçre Merkez Bankasından eksi faizlerin söz konusu olduğu yaklaşık olarak sadece Avrupa’daki imkan ve kaynaklara baktığımız zaman 6-7 trilyon dolar civarında bir parasal likiditenin şu anda değerlendirilemediği bir ortamda ve bu ekonomik performansları göstermiş olan Türkiye’nin bu finansman dış finansman imkanlarından yararlanması ile ilgili risk var veya bununla ilgili bir sıkıntı olabilir diye bir iddia ortaya sürmüş olmak bence en hafif tabiri ile ciddiyetsizliktir. Bu Türkiye’yi iyi değerlendirememiş olmak demektir veyahut ta Türkiye’nin yaşamış olduğu ekonomi coğrafyasında bu finans piyasaları coğrafyasında Türkiye’nin imkanları, kaynakları ve gücü artı bu coğrafyadaki Türkiye’nin elde edebileceği bu piyasadan elde edebileceği imkan ve kaynakları iyi değerlendirememiş olmak gibi en azından böyle şekilde değerlendirmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
“Türk ekonomisi olumsuz etkilenmeyecek”
Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmelerinin Türk ekonomisinin üzerinde bir olumsuz etki oluşturmayacağını vurgulayan Bakan Zeybekci, “Diğer taraftan büyüme ile ilgili performanslarla ilgili yani Türkiye’nin kalkınması büyümesi ile ilgili bazı performansları ile ilgili negatif anlamda bir beklenti veyahut ta bununla ilgili bir risk algısı sebebi ile Moody’s diğer değerlendirmesini yapmıştır. Hangi ülkeye yapmıştır bunu? 27 çeyrekten bugüne kadar ortalama yüzde 5’in üzerinde büyüyen bir Türkiye’ye yapmıştır. 2016 yılı ilk yarısında da yüzde 3,9 büyüyen Türkiye’ye yapmıştır. Geçtiğimiz hafta OECD ve IMF’nin ve Dünya Bankası’nın yapmış olduğu revizelerde dünyadaki tüm büyüme oranlarını aşağı yönde revize ederken Türkiye’nin büyüme oranını aşağı yönlü revize edilmeyen yani böyle bir ülkeye böyle bir değerlendirme yapılmıştır. Önümüzdeki dönemle ilgili Türkiye yani 2016 ile ilgili de hakikaten büyüme beklentisi olan nadir ülkelerden biri hakikaten de artı bu 2009’dan itibaren bugüne kadar da dünya da istihdamla ilgili son derece olumsuz gelişmeler yaşanırken Avrupa Birliği’nde dediğim gibi 4 milyon civarında sadece istihdamda eksi rakama ulaşılmışken Türkiye 7 milyon vatandaşını yeni iş sahibi yaptı. Böyle bir Türkiye’ye böyle bir şey söylemek yani büyümeyle ilgili beklentilerde gelecek hedeflerinde biraz sapmanın ön görülmüş olması veya böyle bir riskten dolayı son derece yanlıştır. Ben şunu söylüyorum son söz olarak Moody’s veyahut ta kredi derecelendirme kuruluşları tarafından değerlendirmeler Türk ekonomisinin üzerinde bir olumsuz etki oluşturmayacaktır. önümüzdeki hafta bu belki negatif beklenti veya bazı maliyetlerde artış ve bundan da rant devşirmek isteyenler olabilir ben arkadaşlarımıza dostlarımıza veya piyasadaki vatandaşlarımıza bununla ilgili sakin olmaları bu oyunlara gelmemeleri ve Türkiye’ye inanan ve güvenen piyasalardaki bütün aktörlere de inanıp güvenmeye devam etmeleri yönünde zaten o yönde karar alacaklardır bizim söylememize de gerek yok” diye açıkladı.
“TMSF‘ye devredilen şirketler”
TMSF’ye devredilen şirketlerle ilgili de konuşan Zeybekci, “Borsada işlem gören şirketlerin bu terör örgütüyle iç içe görünen veyahut adı onlarla bire bir anılan bazı şirketlerin 15 Temmuz’dan önceki Cuma günü borsa değerleri bir ise eğer, 15 Temmuz’dan sonra bu değer 0,60’lara kadar düşmüş ama bu şirket TMSF’ye devredildiği andan itibaren şu anda o 0,60’lardan şu anda 1,80’lere kadar gelmiş olan borsadaki değerleri var yani ekonomik anlamda bu algı son derece olumlu. Bu şirketlerin Türk sanayisi ve ekonomisi içinde ülkenin varlığı gibi değerlendirilmesi ve geleceğe taşınması bu riskli dönemi, sıkıntılı dönemi aşmasının sağlanması da hakikaten başarılmış olacaktır. Bu vesile ile başarılmış olacak. Bunda endişeniz olmasın şu anda vaka kontrol altında” diye belirtti.
“15 Temmuz darbe girişimiyle iki devlet kurulacaktı”
15 Temmuz darbe girişimiyle Türkiye topraklarının iki devlete verilmenin hesapları yapıldığını aktaran Zeybekci, “Bu işgal girişiminin sonunda hedeflenen şey Ermenistan ve kürdistan’dı. Türkiye’nin o bundan yüz yıl öncesinde çizilen o haritasındaki bu ihanet çetesi bu ruhunu ve vicadanını satmış olan hain ve onun kullandığı maşaların sebep olacağı sonuç Türkiye’nin bölünmesine kadar gidecek olan bir süreçti. Kardeş kavgasıydı, iç savaştı. Bunların sonucu olarak da şu anda Irak’ta ne oluyorsa, Suriye’de ne oldurulmaya çalışılıyorsa Türkiye’de aynı operasyona tabi edilecekti ve bunun için de hedeflenen buydu. O anlamda bu millet tarihi boyunca asla diz çökmedi ve bu millet bu hainlere de gereken cevabı verdi ve Türkiye ile ilgili bu hayaller tamamen ortadan kalkmıştır inşallah” açıklamasını yaptı.
Kaynak: İHA
Denizli polis evinde gerçekleştirilen yemekli toplantıya, Denizli Valisi Ahmet Altıparmak, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, AK Parti Denizli İl Başkanı Necip Filiz, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper, Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ, Denizli İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Cengiz Yıldız, Denizli İl Emniyet Müdürü Hüseyin Namal, Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, AK Parti Denizli milletvekilleri çok sayıda sanayi, iş adamı ve STK temsilcisi katıldı.
Bakan Zeybekci, toplantıda Denizli’nin sorunları dinledi. Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Zeybekci, FETÖ’nün darbe girişimi ile Moody’s’in Türkiye hakkında verdiği kredi notu konusunda açıklamalarda bulundu.
15 Temmuz’un bir darbe girişimi olmadığını, 15 Temmuz’un bir işgal girişimi olduğunu belirten Bakan Zeybekci, “15 Temmuz yıllardan beri kurulan, kurgulanan bir oyunun, senaryonun, son aşamasıydı, son sahnesiydi. Yıllardan beri hazırlanan o ihanet kurgusunun, zaman içindeki denemeleriyle, yani bu Gezi olaylarıyla, 17-25 Aralık’la veya ondan önceki E-Muhtırasıyla veya başka şekilde devrede olan bir oyundu. Birilerinin kurguladığı bir ihanet girişiminin Türkiye’yi bölme girişimiydi. Bunu yapanlar, asla affedilmeyecek, ağırlaştırılmış müebbet yediği zaman hücre hapsiyle orada kalacak. Ama bunları hukuk içinde yapacağız.
“Suçlu anam babam çocuğum dahi olsa hesap verecek”
15 darbe girişimi ile ilgili suçlunun fark etmeksizin cezasını çekeceğini belirten Zeybekci, “Bunların içinde, hemen hemen birçoğunu tanıyoruz. Buradaki arkadaşlarımız tanıyor, birçoğunu da ben tanıyorum. Arkadaşımızla zamanında Denizlimize hizmet etmiş olan veyahut Denizlimizin bir şekilde bazı yerlerinde sanayici olan, işadamı olan veyahut öğretim görevlisi veyahut başka görevlerde yer almış olan insanlardır. Suçluysa cezalarını çekecekler. Anam dahi olsa, babam dahi olsa, çocuğum dahi olsa, suçluysa bu millete hesabını verecek, cezasını çekecek. Bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bunun hesabı mutlaka ve mutlaka sorulacaktır. Yeri geldiği zaman gizliden destekleyenlere, kimsenin olmadığı yerde yüzlerine, çatır çatır söylüyoruz. Bunun söylenmesi gereken yerlerde bu milletin evlatları, gerekeni söylüyor” diye konuştu.
“Moody’s’in değerlendirmesi ciddiyetsizliktir”
Moody’s’in değerlendirmesi Türkiye’yi tanımamaktan geçtiğini belirten Zeybekci, “Açıklanan bu kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye ile not gerçekleri yansıtmıyor. Diğer taraftan ben altını çizerek şunu söylemek istiyorum bakın Türkiye’nin dış borçlarındaki dış borçlarına bağımlılığı ile ilgili yaşanan veyahut ta ortaya çıkabilecek risklerden bahsediliyor. Tam tersini söylüyorum. Dünyada şu anda finansmanın bu kadar bol olduğu faizleri eksi olduğu ve Avrupa Birliği Merkez Bankası’nın parasal genişlemeye devam ettiği yani Japonya’dan, Norveç’ten Avrupa Birliği’nden , İsviçre Merkez Bankasından eksi faizlerin söz konusu olduğu yaklaşık olarak sadece Avrupa’daki imkan ve kaynaklara baktığımız zaman 6-7 trilyon dolar civarında bir parasal likiditenin şu anda değerlendirilemediği bir ortamda ve bu ekonomik performansları göstermiş olan Türkiye’nin bu finansman dış finansman imkanlarından yararlanması ile ilgili risk var veya bununla ilgili bir sıkıntı olabilir diye bir iddia ortaya sürmüş olmak bence en hafif tabiri ile ciddiyetsizliktir. Bu Türkiye’yi iyi değerlendirememiş olmak demektir veyahut ta Türkiye’nin yaşamış olduğu ekonomi coğrafyasında bu finans piyasaları coğrafyasında Türkiye’nin imkanları, kaynakları ve gücü artı bu coğrafyadaki Türkiye’nin elde edebileceği bu piyasadan elde edebileceği imkan ve kaynakları iyi değerlendirememiş olmak gibi en azından böyle şekilde değerlendirmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
“Türk ekonomisi olumsuz etkilenmeyecek”
Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmelerinin Türk ekonomisinin üzerinde bir olumsuz etki oluşturmayacağını vurgulayan Bakan Zeybekci, “Diğer taraftan büyüme ile ilgili performanslarla ilgili yani Türkiye’nin kalkınması büyümesi ile ilgili bazı performansları ile ilgili negatif anlamda bir beklenti veyahut ta bununla ilgili bir risk algısı sebebi ile Moody’s diğer değerlendirmesini yapmıştır. Hangi ülkeye yapmıştır bunu? 27 çeyrekten bugüne kadar ortalama yüzde 5’in üzerinde büyüyen bir Türkiye’ye yapmıştır. 2016 yılı ilk yarısında da yüzde 3,9 büyüyen Türkiye’ye yapmıştır. Geçtiğimiz hafta OECD ve IMF’nin ve Dünya Bankası’nın yapmış olduğu revizelerde dünyadaki tüm büyüme oranlarını aşağı yönde revize ederken Türkiye’nin büyüme oranını aşağı yönlü revize edilmeyen yani böyle bir ülkeye böyle bir değerlendirme yapılmıştır. Önümüzdeki dönemle ilgili Türkiye yani 2016 ile ilgili de hakikaten büyüme beklentisi olan nadir ülkelerden biri hakikaten de artı bu 2009’dan itibaren bugüne kadar da dünya da istihdamla ilgili son derece olumsuz gelişmeler yaşanırken Avrupa Birliği’nde dediğim gibi 4 milyon civarında sadece istihdamda eksi rakama ulaşılmışken Türkiye 7 milyon vatandaşını yeni iş sahibi yaptı. Böyle bir Türkiye’ye böyle bir şey söylemek yani büyümeyle ilgili beklentilerde gelecek hedeflerinde biraz sapmanın ön görülmüş olması veya böyle bir riskten dolayı son derece yanlıştır. Ben şunu söylüyorum son söz olarak Moody’s veyahut ta kredi derecelendirme kuruluşları tarafından değerlendirmeler Türk ekonomisinin üzerinde bir olumsuz etki oluşturmayacaktır. önümüzdeki hafta bu belki negatif beklenti veya bazı maliyetlerde artış ve bundan da rant devşirmek isteyenler olabilir ben arkadaşlarımıza dostlarımıza veya piyasadaki vatandaşlarımıza bununla ilgili sakin olmaları bu oyunlara gelmemeleri ve Türkiye’ye inanan ve güvenen piyasalardaki bütün aktörlere de inanıp güvenmeye devam etmeleri yönünde zaten o yönde karar alacaklardır bizim söylememize de gerek yok” diye açıkladı.
“TMSF‘ye devredilen şirketler”
TMSF’ye devredilen şirketlerle ilgili de konuşan Zeybekci, “Borsada işlem gören şirketlerin bu terör örgütüyle iç içe görünen veyahut adı onlarla bire bir anılan bazı şirketlerin 15 Temmuz’dan önceki Cuma günü borsa değerleri bir ise eğer, 15 Temmuz’dan sonra bu değer 0,60’lara kadar düşmüş ama bu şirket TMSF’ye devredildiği andan itibaren şu anda o 0,60’lardan şu anda 1,80’lere kadar gelmiş olan borsadaki değerleri var yani ekonomik anlamda bu algı son derece olumlu. Bu şirketlerin Türk sanayisi ve ekonomisi içinde ülkenin varlığı gibi değerlendirilmesi ve geleceğe taşınması bu riskli dönemi, sıkıntılı dönemi aşmasının sağlanması da hakikaten başarılmış olacaktır. Bu vesile ile başarılmış olacak. Bunda endişeniz olmasın şu anda vaka kontrol altında” diye belirtti.
“15 Temmuz darbe girişimiyle iki devlet kurulacaktı”
15 Temmuz darbe girişimiyle Türkiye topraklarının iki devlete verilmenin hesapları yapıldığını aktaran Zeybekci, “Bu işgal girişiminin sonunda hedeflenen şey Ermenistan ve kürdistan’dı. Türkiye’nin o bundan yüz yıl öncesinde çizilen o haritasındaki bu ihanet çetesi bu ruhunu ve vicadanını satmış olan hain ve onun kullandığı maşaların sebep olacağı sonuç Türkiye’nin bölünmesine kadar gidecek olan bir süreçti. Kardeş kavgasıydı, iç savaştı. Bunların sonucu olarak da şu anda Irak’ta ne oluyorsa, Suriye’de ne oldurulmaya çalışılıyorsa Türkiye’de aynı operasyona tabi edilecekti ve bunun için de hedeflenen buydu. O anlamda bu millet tarihi boyunca asla diz çökmedi ve bu millet bu hainlere de gereken cevabı verdi ve Türkiye ile ilgili bu hayaller tamamen ortadan kalkmıştır inşallah” açıklamasını yaptı.