Odatv Davası
Gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın ile eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın da aralarında bulunduğu 13 sanığın yargılanmasına devam edildi İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, mütalaasını hazırlaması için dosyanın savcılığa gönderilmesine hükmetti Sanık Ahmet Şık: 'Bizi gözaltına alan ve sorgulama işlemi başlatan Zekeriya Öz ile iddianamemizi yazan Cihan Kansız şu anda firarda. Tutuklayan hakim İbrahim Balık şu anda cezaevinde. Ayrıca bizi daha önce yargılayan mahkeme heyeti başkanı Mehmet Ekinci de firardadır. Durum açıklığa kavuşmuştur'
Gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın ile eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın da aralarında bulunduğu 13 sanığın yargılandığı dava dosyası, mütalaasını hazırlaması için savcılığa gönderildi.
İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesindeki altıncı duruşmaya, sanıklardan Prof. Dr. Yalçın Küçük, gazeteciler Barış Pehlivan, Ahmet Şık, Nedim Şener, Barış Terkoğlu ile eski emniyet müdürü Hanefi Avcı, Muhammet Sait Çakır ve Coşkun Musluk katıldı. Diğer sanıkları, avukatları temsil etti.
Duruşmada söz alan sanıklardan Ahmet Şık, önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, 'Bizi gözaltına alan ve sorgulama işlemi başlatan Zekeriya Öz ile iddianamemizi yazan Cihan Kansız şu anda firarda. Tutuklayan hakim İbrahim Balık şu anda cezaevinde. Ayrıca bizi daha önce yargılayan mahkeme heyeti başkanı Mehmet Ekinci de firardadır. Durum açıklığa kavuşmuştur. Çete faaliyeti yürüten Gülen ekibinin tüm destekçilerinin cezalandırılmasını istiyoruz. Haklarında suç duyurusu yapılsın. Beraatimize karar verilsin.' dedi.
- '15 Temmuz'da kalkışma yoktur, darbe hedefine ulaşmıştır'
Sanıklardan Yalçın Küçük de, öğrencilik yıllarından bu yana demokrasi mücadelesi içinde olduğunu ve ilk kez 1959 yılında Sansaryan Han'da gözaltına alındığını belirterek, 15 Temmuz darbe girişimine, 'darbe teşebbüsü' denmesini eleştirdi.
Davanın avukatlarına dönerek, 'darbe teşebbüsü' ifadesini kullanmamaları gerektiğini söyleyen Küçük, 'İmam darbe yapıyor da bizi hapse mi atıyor? Silahı olmayan hiç kimse darbe yapmaz. Ekonomist dergisi, 'darbeyi ordu yaptı' diyor. Hukukçularımızı da buna inandırdılar. Gitme Can Dündar'la başladı. Daha darbe yoktu, 15 Temmuz'dan önce hakimler de gitti. Bunları tespit edin. Demek ki daha önemli bir şey var. 15 Temmuz'da darbe eylemi gerçekleşmiştir. Bir kalkışma yoktur. Darbe hedefine ulaşmıştır.' diye konuştu.
Eğitim hayatının hep birincilikle geçtiğini ve bu dosyada da birinci sanık olarak gösterildiğini belirten Küçük'ün, arkasında yer alan sanıklara dönerek, 'Parayı Soner Yalçın kazanıyor. Birinci sanık ben oluyorum. Ne alakası var? Niye itiraz etmiyorsunuz? Şunlara bak. Mahkemeler alışmış beni birinci sanık yapmaya.' demesi, salonda gülüşmelere neden oldu.
- 'Sizden ricam bu tiyatroya son vermenizdir'
Duruşmada konuşan sanıklardan Coşkun Musluk ise davanın çete yapılanmasının yürüttüğü siyasi bir dava olduğunun ortaya çıktığını ve artık söylenecek bir şey bulunmadığını savunarak, iddiaların bir kenara bırakılıp dosyanın bir an önce karara bağlanmasını ve haklarında beraat kararı verilmesini istedi.
Sanıklardan Nedim Şener de davanın bir an önce bitmesi gerektiğini belirterek, 'Davanın ilk duruşmasında, izleyenlere dönüp, 'tiyatroya hoş geldiniz' demiştim. Sizden ricam da bu tiyatroya son vermenizdir.' ifadesini kullandı.
Esasa ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Kamil Ertuğrul, 20 Eylül'de ani ve geçici bir şekilde duruşma savcısı olarak görevlendirildiğini, niteliği itibariyle dosyayı bir gün içinde inceleyip mütalaa hazırlamasının mümkün olmadığını söyledi. Savcı Ertuğrul, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için kendisine süre verilmesini talep etti.
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, geldiği aşamaya göre dosyanın, mütalaasını hazırlamak üzere savcılığa gönderilmesine hükmederek duruşmayı 24 Ekim 2016'ya erteledi.
- İddianamede
İddianamede, Yalçın Küçük'ün ''silahlı örgüt kurmak ve yönetmek'', ''kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'' gibi suçlardan 21 yıldan 43 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Soner Yalçın'ın 36, Ahmet Şık, Nedim Şener ve Hanefi Avcı'nın da 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, diğer sanıklara da benzer suçlara ilişkin 7,5 ile 23 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezaları verilmesi talep ediliyor.
Davanın sanıkları arasında yer alan Kaşif Kozinoğlu'nun tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinde 12 Kasım 2011'de hayatını kaybetmesi nedeniyle hakkında dava düşürülmüştü.
Dava dosyası, dönemin Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesiyle görevli İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yasal düzenlemeyle kapatılması sonrası İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanmıştı.
Kaynak: AA
İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesindeki altıncı duruşmaya, sanıklardan Prof. Dr. Yalçın Küçük, gazeteciler Barış Pehlivan, Ahmet Şık, Nedim Şener, Barış Terkoğlu ile eski emniyet müdürü Hanefi Avcı, Muhammet Sait Çakır ve Coşkun Musluk katıldı. Diğer sanıkları, avukatları temsil etti.
Duruşmada söz alan sanıklardan Ahmet Şık, önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, 'Bizi gözaltına alan ve sorgulama işlemi başlatan Zekeriya Öz ile iddianamemizi yazan Cihan Kansız şu anda firarda. Tutuklayan hakim İbrahim Balık şu anda cezaevinde. Ayrıca bizi daha önce yargılayan mahkeme heyeti başkanı Mehmet Ekinci de firardadır. Durum açıklığa kavuşmuştur. Çete faaliyeti yürüten Gülen ekibinin tüm destekçilerinin cezalandırılmasını istiyoruz. Haklarında suç duyurusu yapılsın. Beraatimize karar verilsin.' dedi.
- '15 Temmuz'da kalkışma yoktur, darbe hedefine ulaşmıştır'
Sanıklardan Yalçın Küçük de, öğrencilik yıllarından bu yana demokrasi mücadelesi içinde olduğunu ve ilk kez 1959 yılında Sansaryan Han'da gözaltına alındığını belirterek, 15 Temmuz darbe girişimine, 'darbe teşebbüsü' denmesini eleştirdi.
Davanın avukatlarına dönerek, 'darbe teşebbüsü' ifadesini kullanmamaları gerektiğini söyleyen Küçük, 'İmam darbe yapıyor da bizi hapse mi atıyor? Silahı olmayan hiç kimse darbe yapmaz. Ekonomist dergisi, 'darbeyi ordu yaptı' diyor. Hukukçularımızı da buna inandırdılar. Gitme Can Dündar'la başladı. Daha darbe yoktu, 15 Temmuz'dan önce hakimler de gitti. Bunları tespit edin. Demek ki daha önemli bir şey var. 15 Temmuz'da darbe eylemi gerçekleşmiştir. Bir kalkışma yoktur. Darbe hedefine ulaşmıştır.' diye konuştu.
Eğitim hayatının hep birincilikle geçtiğini ve bu dosyada da birinci sanık olarak gösterildiğini belirten Küçük'ün, arkasında yer alan sanıklara dönerek, 'Parayı Soner Yalçın kazanıyor. Birinci sanık ben oluyorum. Ne alakası var? Niye itiraz etmiyorsunuz? Şunlara bak. Mahkemeler alışmış beni birinci sanık yapmaya.' demesi, salonda gülüşmelere neden oldu.
- 'Sizden ricam bu tiyatroya son vermenizdir'
Duruşmada konuşan sanıklardan Coşkun Musluk ise davanın çete yapılanmasının yürüttüğü siyasi bir dava olduğunun ortaya çıktığını ve artık söylenecek bir şey bulunmadığını savunarak, iddiaların bir kenara bırakılıp dosyanın bir an önce karara bağlanmasını ve haklarında beraat kararı verilmesini istedi.
Sanıklardan Nedim Şener de davanın bir an önce bitmesi gerektiğini belirterek, 'Davanın ilk duruşmasında, izleyenlere dönüp, 'tiyatroya hoş geldiniz' demiştim. Sizden ricam da bu tiyatroya son vermenizdir.' ifadesini kullandı.
Esasa ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Kamil Ertuğrul, 20 Eylül'de ani ve geçici bir şekilde duruşma savcısı olarak görevlendirildiğini, niteliği itibariyle dosyayı bir gün içinde inceleyip mütalaa hazırlamasının mümkün olmadığını söyledi. Savcı Ertuğrul, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için kendisine süre verilmesini talep etti.
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, geldiği aşamaya göre dosyanın, mütalaasını hazırlamak üzere savcılığa gönderilmesine hükmederek duruşmayı 24 Ekim 2016'ya erteledi.
- İddianamede
İddianamede, Yalçın Küçük'ün ''silahlı örgüt kurmak ve yönetmek'', ''kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'' gibi suçlardan 21 yıldan 43 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Soner Yalçın'ın 36, Ahmet Şık, Nedim Şener ve Hanefi Avcı'nın da 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, diğer sanıklara da benzer suçlara ilişkin 7,5 ile 23 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezaları verilmesi talep ediliyor.
Davanın sanıkları arasında yer alan Kaşif Kozinoğlu'nun tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinde 12 Kasım 2011'de hayatını kaybetmesi nedeniyle hakkında dava düşürülmüştü.
Dava dosyası, dönemin Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesiyle görevli İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yasal düzenlemeyle kapatılması sonrası İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanmıştı.