ÇMO'dan Yetkililere Ve Üreticilere Uyarı
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, hububat hasadından sonra bazı üreticilerin kalan sapı (Anız) kolay olduğu için yaktıklarını belirterek, “Maalesef yakılan anız, hem doğaya, hemde çevreye ve insan sağlığına ciddi zararlar veriyor” dedi.
Adana ve çevre illerde hububat hasadının başlamasıyla birlikte her yıl anızlar yakıldığını, sonucunda ise canlı yaşamını, çevreyi ve insan sağlığını olumsuz etkileyecek olaylar yaşandığını hatırlatan Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, "Geçmiş yıllarda anız yangınları sonucunda meydana gelen dumanların araç yollarına ulaşarak görüş mesafesini azaltması nedeniyle ölümle sonuçlanan trafik kazaları meydana gelmiş, bunlar basına yansımıştır. Biz Çevre Mühendisleri Odası Yönetimi olarak her yıl yetkilileri ve üreticileri uyarmamıza rağmen anızlar yakılmaya devam edilmiş, çıkan yangınlar hem doğanın hem de çevrenin tahribatına neden olmuştur" dedi.
Tarlalardan hasat edilen hububattan geriye kalan köklü sap veya sürülmemiş kısma anız denildiğini ifade eden Doğan şöyle konuştu:
“Çukurova bölgemizde genelde yıl içerisinde iki ürün alınmakta ise de, ülke topraklarımızın büyük kısmı organik madde içeriği bakımından fakir olup, % 65’inde organik madde içeriği azdır. Anız ise; toprak için önemli bir organik madde kaynağıdır. Toprak içeriğindeki organik madde miktarı, toprağın; fiziksel, kimyasal özelliklerine, oluşumuna, erozyona karşı direncine, biyolojik aktivitesine ve verimine etki etmektedir. Anızların toprağa karışmasıyla birlikte organik madde miktarında artış olan toprağın; su tutma kapasitesi artar, erozyona ve kuraklığa dirençli hale gelir. Anız yangınları, toprağa organik madde açısından katkı sağlayan kısmın ortadan kaldırılması, birçok canlının ölmesi anlamına gelmekte ve toprağın veriminin azalmasına neden olmaktadır. Anız, hububat hasadının ardından toprağı diğer ürün ekimi için hazır hale getirmek amacıyla yakılmaktadır. Zamandan ve maliyetten kazanç sağlandığı düşünülse de anız yangınları, aslında ülke topraklarına büyük zarar vermektedir. Ayrıca saatlerce süren yangınlarla birlikte oluşan dumanlar hava kirliliğine neden olmaktadır. İlimizde 2015 yılında (PM) partikül madde toleranslı yasal limit değeri miktarına bakıldığında kirlilik yaşandığı ve anız yangınlarının kirliliği artırıcı etken olduğu görülmektedir. Hava kirliğine neden olan etmenler rüzgarla birlikte yerleşim alanlarına kadar ulaşmakta, çevre ve insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Orman alanları yakınlarında yakılan anız yangınları ormanlık alanlara sıçramakta ve zaten yetersiz olan ormanlık alanların zarar görmesine neden olmaktadır. Toprak yüzeyinde yüksek derecede sıcaklık meydana geldiğinden toprağın içerisinde mikrobiyolojik canlıların azalarak doğal dengenin bozulmasına, toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak bozulan yapısı nedeniyle veriminin düşmesine, organik madde içeriği azalan toprağın su tutma kapasitesinin düşmesine, erozyona uğramasına ve kuraklığa sebebiyet vermektedir”
Çevre Mühendisleri Odası Adana Şubesi olarak, insanların anız yangını nedeniyle nefes alamaz duruma gelmesinden ve doğanın geri döndürülemez şekilde zarar görmesinden önce başta yetkililer olmak üzere üreticileri bir kez daha uyardıklarını belirten Başkan Kenan Doğan sözlerini şöyle tamamladı:
“Anız yangınları konusunda izleme ve denetleme yetkisine sahip kurumların denetimlerini artırması, ayrıca çiftçilerimizi anız yangınlarının olumsuzlukları konusunda bilgilendirmesi gerekmektedir. 29576 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2872 Sayılı Çevre Kanunu Uyarınca Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ’de, anız yakılması durumunda daha önce uygulanan cezai işlem miktarı, dekar başına yaklaşık iki katına çıkarılmıştır. Bu durumun anız yangınlarını ortadan kaldırmayacağı net olarak bilinmelidir. Denetimlerin ve cezai işlemlerin anızların yakılmaması doğrultusunda uygulanması, çiftçilerimizin konu hakkında bilgilendirilmesi, toprağımıza ve doğaya verilen tahribatın önüne geçilmelidir.”
Kaynak: İHA
Tarlalardan hasat edilen hububattan geriye kalan köklü sap veya sürülmemiş kısma anız denildiğini ifade eden Doğan şöyle konuştu:
“Çukurova bölgemizde genelde yıl içerisinde iki ürün alınmakta ise de, ülke topraklarımızın büyük kısmı organik madde içeriği bakımından fakir olup, % 65’inde organik madde içeriği azdır. Anız ise; toprak için önemli bir organik madde kaynağıdır. Toprak içeriğindeki organik madde miktarı, toprağın; fiziksel, kimyasal özelliklerine, oluşumuna, erozyona karşı direncine, biyolojik aktivitesine ve verimine etki etmektedir. Anızların toprağa karışmasıyla birlikte organik madde miktarında artış olan toprağın; su tutma kapasitesi artar, erozyona ve kuraklığa dirençli hale gelir. Anız yangınları, toprağa organik madde açısından katkı sağlayan kısmın ortadan kaldırılması, birçok canlının ölmesi anlamına gelmekte ve toprağın veriminin azalmasına neden olmaktadır. Anız, hububat hasadının ardından toprağı diğer ürün ekimi için hazır hale getirmek amacıyla yakılmaktadır. Zamandan ve maliyetten kazanç sağlandığı düşünülse de anız yangınları, aslında ülke topraklarına büyük zarar vermektedir. Ayrıca saatlerce süren yangınlarla birlikte oluşan dumanlar hava kirliliğine neden olmaktadır. İlimizde 2015 yılında (PM) partikül madde toleranslı yasal limit değeri miktarına bakıldığında kirlilik yaşandığı ve anız yangınlarının kirliliği artırıcı etken olduğu görülmektedir. Hava kirliğine neden olan etmenler rüzgarla birlikte yerleşim alanlarına kadar ulaşmakta, çevre ve insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Orman alanları yakınlarında yakılan anız yangınları ormanlık alanlara sıçramakta ve zaten yetersiz olan ormanlık alanların zarar görmesine neden olmaktadır. Toprak yüzeyinde yüksek derecede sıcaklık meydana geldiğinden toprağın içerisinde mikrobiyolojik canlıların azalarak doğal dengenin bozulmasına, toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak bozulan yapısı nedeniyle veriminin düşmesine, organik madde içeriği azalan toprağın su tutma kapasitesinin düşmesine, erozyona uğramasına ve kuraklığa sebebiyet vermektedir”
Çevre Mühendisleri Odası Adana Şubesi olarak, insanların anız yangını nedeniyle nefes alamaz duruma gelmesinden ve doğanın geri döndürülemez şekilde zarar görmesinden önce başta yetkililer olmak üzere üreticileri bir kez daha uyardıklarını belirten Başkan Kenan Doğan sözlerini şöyle tamamladı:
“Anız yangınları konusunda izleme ve denetleme yetkisine sahip kurumların denetimlerini artırması, ayrıca çiftçilerimizi anız yangınlarının olumsuzlukları konusunda bilgilendirmesi gerekmektedir. 29576 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2872 Sayılı Çevre Kanunu Uyarınca Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ’de, anız yakılması durumunda daha önce uygulanan cezai işlem miktarı, dekar başına yaklaşık iki katına çıkarılmıştır. Bu durumun anız yangınlarını ortadan kaldırmayacağı net olarak bilinmelidir. Denetimlerin ve cezai işlemlerin anızların yakılmaması doğrultusunda uygulanması, çiftçilerimizin konu hakkında bilgilendirilmesi, toprağımıza ve doğaya verilen tahribatın önüne geçilmelidir.”