Köprüde De Hayat Kurtarmaya Devam Etti

FETÖ'nün 15 Temmuz gecesi gerçekleştirdiği darbe girişimine tepki göstermek için Boğaziçi Köprüsü'ne giden uzman doktor Şenol Dicleli, darbecilerin kurşunlarıyla yaralananlara şifa kaynağı oldu Doktor Dicleli: 'Olanları anlamak imkansız bir şey. Fakat milletin, ümmetin, devletin, Allah'ın izniyle hiçbir zaman sırtının yere gelmeyeceğini gördüm' 'Belki bedeli ağır oldu, belki biz orada canlar verdik, şehitler verdik ama bütün dünya bizim gereğinde ayağa kalktığımızın, toplumun tüm katmanlarıyla, her bireyle şahlandığımızı ve asla ve asla bayrağımızı yere düşürmediğimizi orada bir defa daha gördü'

HATİCE ŞENSES - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine tepki göstermek için, 16 yaşındaki oğluyla Boğaziçi Köprüsü'ne giden uzman doktor Şenol Dicleli, cuntacıların silahlarından çıkan kurşunlara aldırmadan yaralıları hayatta tutmak için mücadele verdi.

Üsküdar'daki Mevlana Aile Sağlığı Merkezi'nde çalışan Dicleli, 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimine tepki göstermek üzere oğluyla gittiği Boğaziçi Köprüsü'nde yaşananları, şahit olduklarını AA'ya anlattı.

Darbe girişiminini eşinden öğrendiğini dile getiren Dicleli, 'Eşim, 'Köprüde askerler var, darbe oluyor, ortalık karışık' dedi. Ben, 'Olamaz yani ne darbesi? Şimdi ne dönem uyuyor ne de saat' diyerek, hiç böyle bir ihtimal vermedim.' dedi.

Bu girişime nasıl tepki vereceklerini düşünürken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajını gördüklerini anlatan Dicleli, şöyle devam etti:

'Cumhurbaşkanımızın telefonla bağlandığı televizyon yayınını gördük ve 'ben halkımımeydanlara davet ediyorum, limanlara davet ediyorum, ölümüne' demesi çok etkiledi. Zaten çıkacak gibiydik, her an haberbekliyorduk. Orada 'ölümüne' demesi bizi kopardı. 16 yaşındaki oğlumla önce Kısıklı'ya gittik. Çamlıca'dan sonra yürümek durumunda kaldık. Buarada da 'sıkıyönetim var, can güvenliğiniz için dışarıya çıkmayın' gibi bir de bildiri okudular ama tam tersi dışarıçıktığımda lambalar yanıyor, insanlar evlerinden dışarıya çıkıyordu. Sonra Kısıklı'ya ulaştık, orada küçük bir kalabalık vardı. İki tane halk otobüsü yolu kesmişti. Oradaki karakoldan bir polisin, elinde kalaşnikofuyla halkla konuştuğunu gördük. Halka 'burada durmayın, burada bir şey yok köprüye gidin, Çengelköy'e gidin' diyordu. Sağ olsun oradaki çok faydalı bir yönlendirmeyle biz köprüye ulaştık.'

- 'Orada toplumun her kesiminden insan vardı'

Şenol Dicleli, 'Orada pijamasıyla, şortuyla çıkan gelen ablalar da vardı, çarşaflı ablalar da vardı. Sakallı ağabeyler, dövmeli kardeşlerimiz vardı. Yani toplumun herkesiminden insanları görünce bir cesaret verdi. Yani insanın kafasında sorular oluyor, 'iç savaş mıçıkıyor, ne oluyor?' gibi. Fakat bunları görünce bir cesaret oldu, bütüntoplumun buna karşı bir reaksiyon verdiğini anladım.' ifadesini kullandı.

Daha sonra köprü üzerinde gişelere doğru ilerlerken ters istikametten şoka girmiş bir halde gelen vatandaşın 'Ben vuruldum' dediğini duyduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

'Hemen orada yere yatırdım, 'ben hekimim' dedim. Vatandaşta 5 şarapnel izi gördüm. Ambulans bulmak imkansız, araç bulduk hemen kişiyi hastaneye gönderdik. Derken daha 5 adım atıyorum başka birisi kriz geçiriyor. Bu sefer ona müdahale ediyorsun. Buradaçok ilginç bir şey oldu, hastaya müdahale ettim, yakınındakilere rahatlamaları için 'hayati tehlikesi yok, strese bağlı bir kriz' dedim, hemen ardından oğlum 'baba karşıda birisi ölüyor' dedi. Karşı taraf bomboş çünkü devamlı ateşaçtıkları için o yola çıkıldığında hedef olabilirsin. Kenarda baktım bir kadın 'doktor yok mu yardım edin Allah aşkına' diye bağırıyor. Eğilerek, sürünerekkarşıya gittim. Tek başımaydım sonra başka arkadaşlar da geldi. Hastanın yarasına baktım, zaten şuurunu kaybetmişti. Sırtından vurulmuştu. Bu da belki o anda dikkatimi çekmedi ama daha sonradüşündüğümde beni gerçekten çok yaralayan bir şey oldu.'

- 'İnsanlar oraya ölmek için gelmiş, kefenli insanlar gördüm'

Doktor Şenol Dicleli, yaralıya müdahale ettikten sonra halkın bulunduğu tarafa tekrar geçtiğini ancak bu sırada silah seslerinin hiç susmadığını ve o anlarda araçları kendilerine siper ettiklerini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Silahlarınsesi kesilince, bir araç öne gitmeye başlıyorduk. İnsanlar dalga dalga 2-3metre öne, hiçbir şeyden korkmadan gidiyordu. Orada şehitolacağını biliyor, zaten kimsenin elinde bayraktan başka bir şey yoktu. Orada öne gidenlerde çarşıda, pazarda gördüğümüz normal halk kitlesi. Amcalar, teyzeler yarısına yakını kadınlardı. Mesela ateş açtıklarında biz araçları siper ediyorduk, bir anda duruyorduk. Orada bir kadınkalkıyor, tekbir getiriyor 'Ya Allah Bismillah Allah-u Ekber. Geriye sakın çekilmeyin' diyordu. Kadınların o şekilde erkekleriyönlendirmesi, cesaret vermesi orada çok büyük bir etki yaptı.Kesinlikle zaten insanlar ölmek için gelmiş, kefenli insanlar gördüm.Adam gitmiş evinde ihram veya beyaz havlu bağlamış, ölmeye gelmiş. Yani hiçbir şey umurunda değil. Çünkü neticedekaybedecek bir şey yok.'

Köprüde gişelerekadar olan yerde araç olmadığı için insanların kendilerini koruyacak siperlerinin de bulunmadığını dile getiren Dicleli, 'Öndekiler gerçek kahramanlardır. Asker üniforması giymiş hainlere karşı orada duruyor, vuruluyorlar, vatandaş geliyor vurulanları alıyor, geriye götürüyor. Önüme bakıyorum insan dolu, arkama bakıyorum yeniden insanlar geliyor. Böyle bu şey devamediyor, dalga dalga gişelere doğru yavaş yavaş yaklaştık.' diye konuştu.

- 'Bu tarafta kurşunlara gövdesiyle karşı duran insanlarımız var'

Dicleli, 'Bu insanlara siz nehakla, hangi kafayla, hangi zihniyetle silah sıkıyorsunuz? Yani orada onların her şeyi yapabileceklerini anladım. Ama insanlarda en ufak bir korku yoktu.' diyerek, şehitlerin üzerine bayrak örtüldüğünü, yaralıların da hastanelere taşındığını, bunun artık normal bir hal almaya başladığını söyledi.

FETÖ'cülerin sabah teslim olacakları saate kadar ateş etmeyi sürdürdüklerini anlatan Dicleli, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Olanları anlamak imkansız bir şey. Fakat milletin, ümmetin, devletin, Allah'ın izniyle hiçbir zaman sırtının yere gelmeyeceğinigördüm. Bunu o gece yaşadığım için çok mutluyum. Belki bedeli ağır oldu, belki bizorada canlar verdik, şehitler verdik ama bütün dünya bizim gereğindeayağa kalktığımızı, toplumun tüm katmanlarıyla, her bireyleşahlandığımızı ve asla ve asla bayrağımızı yere düşürmediğimizi oradabir defa daha gördü. Ben buna şahit olduğum için, bu milletin, ümmetin bir parçası olduğum için gurur duyuyorum. Orada bulunanlarane mutlu diyorum, bu zihniyetin asla ve asla bizlere en ufak birzarar vereceğine inanmıyorum. O insanları gördükten sonrainanmıyorum. Orada bir vahşet var, silahsız, elinde hiçbir şeyolmayan halk zümresine ağır silahlarla teslim olmalarına son yarım saat kala dahi tanktan topatışı yapıldı. Yani o toplarla saldıran bir zihniyet var onlara aslaMehmetçik demiyorum. Mehmetçiğin üniforması kesinlikle onlarayakışmıyor. Bu tarafta ise sadece gövdesiyle, vücuduyla o mermilere karşı gelen insanlarımız var.'
Kaynak: AA