Darbe Gecesi, Destan Yazdırdı
Karadenizli sanatçı İsmail Türüt, 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimini destanlaştırırken, Gezi Parkı eylemlerine katılan sanatçıları da ağır bir dille eleştirdi.
Türüt, devlet içerisinde paralel yapı oluşturan cemaatin dini kullanarak kendisinden dahi para alındığını açıklayarak, “Başka emellerde kullandılarsa haram olsun” dedi.
Toplumsal olaylarda duyarsız kalmayan Karadenizli sanatçı İsmail Türüt, 17 Ağustos Depremi, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili destanlarının ardından 15 Temmuz gecesi darbe girişimiyle ilgili de yazdığı destan büyük yankı uyandırdı.
Türüt’ün "Belki tüfeğimi silahımı alarak sokağa çıkamam ama benim de sanatçı olarak bir görevim var” diyerek destanlaştırdığı 15 Temmuz gecesiyle ilgili türkü, sosyal medyada kısa sürede milyonlara ulaştı.
Ülke genelinde büyük ilgi gören destanın nasıl ortaya çıktığını anlatan Karadenizli sanatçı İsmail Türüt, “Televizyonları açtığımda köprüdeki tankları gördüm. İlk aklıma gelen herhalde savaş çıktı köprülerimizde güvenlik önlemleri alınıyor diye düşündüm. İhtilal falan hiç aklıma gelmedi. Zaten destanın sözlerine de öyle başladım.Sonra gerçeği öğrenince kendi kendime; ’senin de bir görevin var’ dedim. Belki tüfeğimi, silahımı alıp sokağa çıkamam ama kalemimi alıp şunu bir destanlaştırayım istedim. Belki bir hafta, on gün üzerinde çalışıp şunu da yazsam dediğim var fakat bu destan bir iki saat içerisinde yazıldı. Ama bunun devamı da gelebilir çünkü öylesine doluyum. Biz ordumuzu çok seviyoruz. Ama hangi orduyu, hangi askeri, hangi komutanı? Vatandaşa silah doğrultmayanları. Vatandaşın silahını vatandaşa çeviremezsin. Bu komutanlar, bu askerler bizim değil. Ben şerefli ordumuzu bu işten tenzih ediyorum tabii ki” dedi.
İsmail Türüt, “Ben bu cemaate para bile verdim. Ama Allah rızası için verdim. Kurban için, okul için, yurt için istediler verdim. Biz Allah rızası için vermiştik. Bizden aldıkları bu paraları başka emellerde kullandılarsa haram olsun, zehir, zıkkım olsun. Benim gibi bir çok insanları dini kullanarak kendilerine alet ettiklerini düşünüyorum. Bu yüzden yazdıklarım az bile.”
Gezi Parkı eylemlerinde sokağa çıkan sanatçılara da tepkisini gösteren Karadenizli Sanatçı Türüt, “Hani onlar sözde demokrasi için Gezi Parkı eylemlerinde yürümüşlerdi ya. Asıl şimdi demokrasi için bir mücadele var. Niye bu gezici sanatçılar ortalıkta görünmüyorlar, meydanlarda yoklar. Bakın gaye orada Gezi falan değildi. Orada gaye başka bir şey. Orada bölücülük vardı. O bölücülerin iç karışıklığa alet olanlar da sanatçı falan değiller. Bölücü sanatçılarla benim imanım bile ortak nokta olamaz. Hadi asıl o sanatçılar şimdi çıksınlar meydanlara da görelim” dedi.
Türüt’ün yazdığı destanın sözleri şöyle:
"Bomba sesi, tank sesi, dedik bu neyin nesi?
Savaş çıktı zannettik, 15 Temmuz gecesi.
Gayet açık gayet net, ihanet var ihanet.
İhanet edenlere, olur mu hiç merhamet?
Helikopterler, jetler, göklere havalandı.
İhtilal var dediler, Türkiye çalkalandı.
Canından bezdirmişti, darbeler insanları,
Çevirdiniz millete, tankları, tüfekleri
Dar ağacına asın, satılmış köpekleri,
Çevirdiniz millete, tankları tüfekleri
Çıkarın şu idamı, asın şu köpekleri.
Bin yıldır yurdumuzda, sular hiç durulmadı.
Puştluklar devam etti,Bushlar hiç yorulmadı.
Ne savaşlar yaşandı, meclis hiç vurulmadı
Bu savaş başka savaş, böylesi görülmedi.
Millet işe el koydu, puşta yol verilmedi.
Soysuzların yüzünden, yara aldı ordumuz
Bunları hak etmedi, milletimiz yurdumuz
Milletin meclisini bombalarla vurdunuz.
Şerefli ordumuza kara leke sürdünüz.
Kimden akıl alıpta ne diye kudurdunuz?
Bu millet kolay kolay teslim olmaz gördünüz.
Söyleyin de bilelim nedir sizin derdiniz?
Tanklarla sokakları yıktınız devirdiniz,
Milletin silahını millete çevirdiniz.
Minareden selalar, ezanlar okunuyor
Yapılanlar insanın kanına dokunuyor.
Kadın, erkek, yaşlı,genç, sağcı, solcu, ülkücü,
Önce Yüce Yaradan, sonra milletin gücü.
Vatanımız tek bizim, bayrağımız tek bizim, devletimiz tek bizim.
Hem yerli hem yabancı, düşmanımız çok bizim.
Allah’tan başkasından, çekincemiz yok bizim.
Binlerce yaralanan, 240 şehit var.
Şehit olmaya aday milyonlarca yiğit var.
Mesele vatan, millet karası yok, akı yok.
Bunların PKK’dan, zerre kadar farkı yok.
Ordumuz, devletimiz, milletimiz yaşasın
Yedirip içirmeyin asın bunları asın
Bunların yaşaması, bu millete zulümdür.
Bu konuda ayet var, Kur’an’a bir baksınlar.
Maide suresini açsınlar okusunlar.
Bana inanmayanlar Cübbeli’ye sorsunlar.
Devlete baş kaldıran, vatan bölünür diyen,
Millet düşmanlarına acımayın katiyen.
Dünyanın tepkisinden, çekinmeyin, tırsmayın.
Erkek gibi konuşun, ürkek gibi susmayın
Millete kulak verin, çıldırtmayın adamı
Milletin vekilleri çıkarsın şu idamı
Bomba attılar MİT’e, polise emniyete,
Bunların yaptığını düşman yapmaz millete
Böyle şerefsizlerden fayda yok memlekete
Bunlar katil, terörist, bunlar bölücü çete
Layık mıdır bu millet, böyle bir felakete?
Kırk canım olsa,kırkı feda devlete".
Kaynak: İHA
Toplumsal olaylarda duyarsız kalmayan Karadenizli sanatçı İsmail Türüt, 17 Ağustos Depremi, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili destanlarının ardından 15 Temmuz gecesi darbe girişimiyle ilgili de yazdığı destan büyük yankı uyandırdı.
Türüt’ün "Belki tüfeğimi silahımı alarak sokağa çıkamam ama benim de sanatçı olarak bir görevim var” diyerek destanlaştırdığı 15 Temmuz gecesiyle ilgili türkü, sosyal medyada kısa sürede milyonlara ulaştı.
Ülke genelinde büyük ilgi gören destanın nasıl ortaya çıktığını anlatan Karadenizli sanatçı İsmail Türüt, “Televizyonları açtığımda köprüdeki tankları gördüm. İlk aklıma gelen herhalde savaş çıktı köprülerimizde güvenlik önlemleri alınıyor diye düşündüm. İhtilal falan hiç aklıma gelmedi. Zaten destanın sözlerine de öyle başladım.Sonra gerçeği öğrenince kendi kendime; ’senin de bir görevin var’ dedim. Belki tüfeğimi, silahımı alıp sokağa çıkamam ama kalemimi alıp şunu bir destanlaştırayım istedim. Belki bir hafta, on gün üzerinde çalışıp şunu da yazsam dediğim var fakat bu destan bir iki saat içerisinde yazıldı. Ama bunun devamı da gelebilir çünkü öylesine doluyum. Biz ordumuzu çok seviyoruz. Ama hangi orduyu, hangi askeri, hangi komutanı? Vatandaşa silah doğrultmayanları. Vatandaşın silahını vatandaşa çeviremezsin. Bu komutanlar, bu askerler bizim değil. Ben şerefli ordumuzu bu işten tenzih ediyorum tabii ki” dedi.
İsmail Türüt, “Ben bu cemaate para bile verdim. Ama Allah rızası için verdim. Kurban için, okul için, yurt için istediler verdim. Biz Allah rızası için vermiştik. Bizden aldıkları bu paraları başka emellerde kullandılarsa haram olsun, zehir, zıkkım olsun. Benim gibi bir çok insanları dini kullanarak kendilerine alet ettiklerini düşünüyorum. Bu yüzden yazdıklarım az bile.”
Gezi Parkı eylemlerinde sokağa çıkan sanatçılara da tepkisini gösteren Karadenizli Sanatçı Türüt, “Hani onlar sözde demokrasi için Gezi Parkı eylemlerinde yürümüşlerdi ya. Asıl şimdi demokrasi için bir mücadele var. Niye bu gezici sanatçılar ortalıkta görünmüyorlar, meydanlarda yoklar. Bakın gaye orada Gezi falan değildi. Orada gaye başka bir şey. Orada bölücülük vardı. O bölücülerin iç karışıklığa alet olanlar da sanatçı falan değiller. Bölücü sanatçılarla benim imanım bile ortak nokta olamaz. Hadi asıl o sanatçılar şimdi çıksınlar meydanlara da görelim” dedi.
Türüt’ün yazdığı destanın sözleri şöyle:
"Bomba sesi, tank sesi, dedik bu neyin nesi?
Savaş çıktı zannettik, 15 Temmuz gecesi.
Gayet açık gayet net, ihanet var ihanet.
İhanet edenlere, olur mu hiç merhamet?
Helikopterler, jetler, göklere havalandı.
İhtilal var dediler, Türkiye çalkalandı.
Canından bezdirmişti, darbeler insanları,
Çevirdiniz millete, tankları, tüfekleri
Dar ağacına asın, satılmış köpekleri,
Çevirdiniz millete, tankları tüfekleri
Çıkarın şu idamı, asın şu köpekleri.
Bin yıldır yurdumuzda, sular hiç durulmadı.
Puştluklar devam etti,Bushlar hiç yorulmadı.
Ne savaşlar yaşandı, meclis hiç vurulmadı
Bu savaş başka savaş, böylesi görülmedi.
Millet işe el koydu, puşta yol verilmedi.
Soysuzların yüzünden, yara aldı ordumuz
Bunları hak etmedi, milletimiz yurdumuz
Milletin meclisini bombalarla vurdunuz.
Şerefli ordumuza kara leke sürdünüz.
Kimden akıl alıpta ne diye kudurdunuz?
Bu millet kolay kolay teslim olmaz gördünüz.
Söyleyin de bilelim nedir sizin derdiniz?
Tanklarla sokakları yıktınız devirdiniz,
Milletin silahını millete çevirdiniz.
Minareden selalar, ezanlar okunuyor
Yapılanlar insanın kanına dokunuyor.
Kadın, erkek, yaşlı,genç, sağcı, solcu, ülkücü,
Önce Yüce Yaradan, sonra milletin gücü.
Vatanımız tek bizim, bayrağımız tek bizim, devletimiz tek bizim.
Hem yerli hem yabancı, düşmanımız çok bizim.
Allah’tan başkasından, çekincemiz yok bizim.
Binlerce yaralanan, 240 şehit var.
Şehit olmaya aday milyonlarca yiğit var.
Mesele vatan, millet karası yok, akı yok.
Bunların PKK’dan, zerre kadar farkı yok.
Ordumuz, devletimiz, milletimiz yaşasın
Yedirip içirmeyin asın bunları asın
Bunların yaşaması, bu millete zulümdür.
Bu konuda ayet var, Kur’an’a bir baksınlar.
Maide suresini açsınlar okusunlar.
Bana inanmayanlar Cübbeli’ye sorsunlar.
Devlete baş kaldıran, vatan bölünür diyen,
Millet düşmanlarına acımayın katiyen.
Dünyanın tepkisinden, çekinmeyin, tırsmayın.
Erkek gibi konuşun, ürkek gibi susmayın
Millete kulak verin, çıldırtmayın adamı
Milletin vekilleri çıkarsın şu idamı
Bomba attılar MİT’e, polise emniyete,
Bunların yaptığını düşman yapmaz millete
Böyle şerefsizlerden fayda yok memlekete
Bunlar katil, terörist, bunlar bölücü çete
Layık mıdır bu millet, böyle bir felakete?
Kırk canım olsa,kırkı feda devlete".