'Darbeye Hayır, Demokrasi Hemen'
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş: 'Madem ki cuntanın darbe girişimine karşı bu toplum el ele vermeyi başardı, madem ki hiçbir siyasi akım darbecilerin arkasında durmadı, o halde gelin bunu fırsata çevirelim. Neyin fırsatına? Ülkedeki demokrasinin, özgürlüklerin ve barışın gelişmesinin fırsatına çevirelim'
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 'Madem ki cuntanın darbe girişimine karşı bu toplum el ele vermeyi başardı, madem ki hiçbir siyasi akım darbecilerin arkasında durmadı, o halde gelin bunu fırsata çevirelim. Neyin fırsatına? Ülkedeki demokrasinin, özgürlüklerin ve barışın gelişmesinin fırsatına çevirelim.' dedi.
Demirtaş, partisinin, Sultangazi'deki Gazi Şehir Parkı'nda düzenlediği 'Darbeye hayır, demokrasi hemen' buluşmasında yaptığı konuşmada, tarihi bir kırılmanın, tarihi bir eşiğin yaşandığı günlerden geçildiğini, toplumun yaralı da olsa büyük bir badireyi atlattığını söyledi.
'Gözü dönmüş, çılgınlaşmış' bir askeri cuntanın halkın silahını halka doğrulttuğunu ve 12 Eylül'ün tekrarını hayata geçirmek istediğini aktaran Demirtaş, 'Bu gözü dönmüş çılgınlığı yapanlar sivil insanlara, parlamentoya saldırarak korku salacağını, kısa sürede teslim alacağını düşünmüş olabilir ama Türkiye toplumu 7'den 70'e herkes, siyasi partisi, düşüncesi ne olursa olsun ağırlıklı olarak askeri darbenin, cuntanın ne demek olduğunu gördü ya da yakın geçmişi büyüklerinden dinleyerek büyüdü. Böyle bir nesli tankla, topla, savaş uçağıyla teslim alacağını sananlar yanıldı. Ben buradan bir kez daha darbeye karşı ilkeli bir tutum içinde olan halk başta olmak üzere bütün siyasi partilere teşekkür ettiğimi, Halkların Demokratik Partisi'nin her bir üyesini de bu darbe karşıtı tutumu nedeniyle kutladığımı belirtmek istiyorum.' diye konuştu.
Askeri darbelerin toplumlara kazandırdığı hiçbir şey olmadığını vurgulayan Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti:
'Darbeyle mücadelenin en etkili yolu hukuktur, demokrasidir, insan haklarıdır. Bugün bizim sarılmamız gereken ilkeler insan hakları ilkeleri, demokrasi ilkeleridir. Faşizme, darbeye, cuntaya karşı gericilikle, gericiliğin ilkeleriyle mücadele edilemez. İşkenceyi, idamı savunarak cuntaya karşı mücadele edilemez. Toplumdaki provokasyonları tetikleyecek, kutuplaşmaları, ayrışmaları tetikleyecek dil ve üslupla darbeye karşı mücadele edilemez. Bu nedenle biz diyoruz ki madem ki cunta darbe girişimine karşı bu toplum el ele vermeyi başardı, madem ki hiçbir siyasi akım darbecilerin arkasında durmadı, o halde gelin bunu fırsata çevirelim. Neyin fırsatına? Ülkedeki demokrasinin, özgürlüklerin ve barışın gelişmesinin fırsatına çevirelim. Burada kimse kurnazlık, uyanıklık yapmaya çalışmamalıdır. Bu darbe girişimini Allah'ın bir lütfu olarak görüp, 'eksik ve yarım kalmış tek adam, dikta, saltanat sistemini inşa ederim' derseniz yanılırsınız. Burada artık ucuz kurnazlıklar, ucuz hesaplar peşinde kimsenin koşmaması lazım.'
'Güneydoğu'daki olaylar karşısında ülkenin adım adım darbeye götürülmeye çalışıldığını ve bunun öncesinde hükümeti uyardıklarını' söyleyen Demirtaş, ancak bu sözlerinin kulak ardı edildiğini savundu.
- 'Yeni bir demokratik arayışın fırsatını yaratmalıyız'
Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti:
'Bugün eğer eşitliğe doğru, çözüme doğru giden adımlar atmak istiyorsak bu yolun yöntemi bellidir. Cumhurbaşkanı'na çağrı yaptık, liderler zirvesi toplayabilirsin, siyasi partilerin hepsinin görüşlerini, önerilerini alabilirsin. Geçmişte yaşananlar, 15 Temmuz akşamına kadar yapılan hataları masaya yatıralım. Öfkeyi, kini, kamplaşmayı, kutuplaşmayı bir kenara bırakalım. Toplum bizden artık barış istiyor, İmralı'da tecrit, İmralı'da yasak uygulayacağına önce ailesinden ve avukatlarından başlayarak bir heyet gönderilebilir. Bu birçok şeyin önünü açacaktır. İkincisi, ben burada hem Hükümet'e hem PKK'ya seslenmek istiyorum. Yeni bir demokratik arayışın fırsatını yaratmalıyız. Zor olduğunun, zorlukların olduğunun farkındayız ancak her türlü zorluğu aşmak demokrasi güçlerinin görevidir. Savaşla, ölümle, kanla ve gözyaşıyla varılabilecek yer bakın işte 15 Temmuz akşamında ortaya çıktı. Yapmayalım. Konuşarak, yeniden çözüm sürecine dönerek birlikte yaşamanın olanaklarını değerlendirelim. Ben bu süreçte hiçbir şey olmamış gibi, eski tarz siyasetle yürümenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Herkes bir kez daha bütün gelişmeleri yeniden değerlendirmek, masaya yatırmakla zorunlu ve görevlidir.'
Demirtaş, Olağanüstü Hal uygulamasının uzatılmaması gerektiğini de öne sürerek, 'Başbakan diyor ya Olağanüstü Hal'i devlete karşı ilan ettik, topluma da demokrasi ve barış ilan edin ki inanalım. Beklentimiz budur.' diye konuştu.
Kaynak: AA
Demirtaş, partisinin, Sultangazi'deki Gazi Şehir Parkı'nda düzenlediği 'Darbeye hayır, demokrasi hemen' buluşmasında yaptığı konuşmada, tarihi bir kırılmanın, tarihi bir eşiğin yaşandığı günlerden geçildiğini, toplumun yaralı da olsa büyük bir badireyi atlattığını söyledi.
'Gözü dönmüş, çılgınlaşmış' bir askeri cuntanın halkın silahını halka doğrulttuğunu ve 12 Eylül'ün tekrarını hayata geçirmek istediğini aktaran Demirtaş, 'Bu gözü dönmüş çılgınlığı yapanlar sivil insanlara, parlamentoya saldırarak korku salacağını, kısa sürede teslim alacağını düşünmüş olabilir ama Türkiye toplumu 7'den 70'e herkes, siyasi partisi, düşüncesi ne olursa olsun ağırlıklı olarak askeri darbenin, cuntanın ne demek olduğunu gördü ya da yakın geçmişi büyüklerinden dinleyerek büyüdü. Böyle bir nesli tankla, topla, savaş uçağıyla teslim alacağını sananlar yanıldı. Ben buradan bir kez daha darbeye karşı ilkeli bir tutum içinde olan halk başta olmak üzere bütün siyasi partilere teşekkür ettiğimi, Halkların Demokratik Partisi'nin her bir üyesini de bu darbe karşıtı tutumu nedeniyle kutladığımı belirtmek istiyorum.' diye konuştu.
Askeri darbelerin toplumlara kazandırdığı hiçbir şey olmadığını vurgulayan Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti:
'Darbeyle mücadelenin en etkili yolu hukuktur, demokrasidir, insan haklarıdır. Bugün bizim sarılmamız gereken ilkeler insan hakları ilkeleri, demokrasi ilkeleridir. Faşizme, darbeye, cuntaya karşı gericilikle, gericiliğin ilkeleriyle mücadele edilemez. İşkenceyi, idamı savunarak cuntaya karşı mücadele edilemez. Toplumdaki provokasyonları tetikleyecek, kutuplaşmaları, ayrışmaları tetikleyecek dil ve üslupla darbeye karşı mücadele edilemez. Bu nedenle biz diyoruz ki madem ki cunta darbe girişimine karşı bu toplum el ele vermeyi başardı, madem ki hiçbir siyasi akım darbecilerin arkasında durmadı, o halde gelin bunu fırsata çevirelim. Neyin fırsatına? Ülkedeki demokrasinin, özgürlüklerin ve barışın gelişmesinin fırsatına çevirelim. Burada kimse kurnazlık, uyanıklık yapmaya çalışmamalıdır. Bu darbe girişimini Allah'ın bir lütfu olarak görüp, 'eksik ve yarım kalmış tek adam, dikta, saltanat sistemini inşa ederim' derseniz yanılırsınız. Burada artık ucuz kurnazlıklar, ucuz hesaplar peşinde kimsenin koşmaması lazım.'
'Güneydoğu'daki olaylar karşısında ülkenin adım adım darbeye götürülmeye çalışıldığını ve bunun öncesinde hükümeti uyardıklarını' söyleyen Demirtaş, ancak bu sözlerinin kulak ardı edildiğini savundu.
- 'Yeni bir demokratik arayışın fırsatını yaratmalıyız'
Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti:
'Bugün eğer eşitliğe doğru, çözüme doğru giden adımlar atmak istiyorsak bu yolun yöntemi bellidir. Cumhurbaşkanı'na çağrı yaptık, liderler zirvesi toplayabilirsin, siyasi partilerin hepsinin görüşlerini, önerilerini alabilirsin. Geçmişte yaşananlar, 15 Temmuz akşamına kadar yapılan hataları masaya yatıralım. Öfkeyi, kini, kamplaşmayı, kutuplaşmayı bir kenara bırakalım. Toplum bizden artık barış istiyor, İmralı'da tecrit, İmralı'da yasak uygulayacağına önce ailesinden ve avukatlarından başlayarak bir heyet gönderilebilir. Bu birçok şeyin önünü açacaktır. İkincisi, ben burada hem Hükümet'e hem PKK'ya seslenmek istiyorum. Yeni bir demokratik arayışın fırsatını yaratmalıyız. Zor olduğunun, zorlukların olduğunun farkındayız ancak her türlü zorluğu aşmak demokrasi güçlerinin görevidir. Savaşla, ölümle, kanla ve gözyaşıyla varılabilecek yer bakın işte 15 Temmuz akşamında ortaya çıktı. Yapmayalım. Konuşarak, yeniden çözüm sürecine dönerek birlikte yaşamanın olanaklarını değerlendirelim. Ben bu süreçte hiçbir şey olmamış gibi, eski tarz siyasetle yürümenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Herkes bir kez daha bütün gelişmeleri yeniden değerlendirmek, masaya yatırmakla zorunlu ve görevlidir.'
Demirtaş, Olağanüstü Hal uygulamasının uzatılmaması gerektiğini de öne sürerek, 'Başbakan diyor ya Olağanüstü Hal'i devlete karşı ilan ettik, topluma da demokrasi ve barış ilan edin ki inanalım. Beklentimiz budur.' diye konuştu.