İHD'den Darbeye 'Hayır' Demokrasiye 'Evet' Açıklaması
İnsan Hakları Derneği (İHD) “Darbeye Hayır Demokrasiye Evet” pankartı asarak, darbe girişimiyle ile açıklamada bulundu.
Binanın dış cephesine “Darbeye Hayır Demokrasiye Evet” yazılı pankart asan İHD Adıyaman Şube Başkanı Av. Osman Süzen, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili açıklama yaptı.
Av. Osman Süzen, 15 Temmuz’da Türkiye’de bir askeri darbe girişimi gerçekleştiğini belirterek, “Darbe girişimi sırasında oluşan şiddet ortamı ve yaşanan çatışmalar nedeniyle çok sayıda sivil, asker ve polis yurttaşımız yaşamını yitirmiş ve yaralanmıştır. Askeri araçların, savaş uçaklarının şehir merkezinde, özellikle sivillerin yaşadığı alanlarda faal olması dolayısıyla da çatışmaların buralarda yoğunlaşması yurttaşlarda derin kaygı ve korkuya yol açmıştır. Bu arada kimi yurttaşların darbeye karşı demokratik sınırları aşan tepkilerine ve kimi linç girişimlerine de tanık olunmuştur. Her zaman her koşulda biz insan hakları savunucuları demokrasi ve insan haklarını savunmaktayız. Bu nedenle gerek askeri vesayeti, gerekse de başka her türlü vesayeti kabul etmiyoruz. Darbe girişimi de yeniden tesis edilecek bir askeri vesayettir bu nedenle yapılan darbe girişimini kabul etmediğimizi ve kınadığımızı yaptığımız muhtelif açıklamalarla kamuoyu ile paylaşmıştık. Bu nedenle yapılan darbe girişimini yeniden kınıyor ve lanetliyoruz” dedi.
Süzen açıklamasının devamında, “Türkiye‘nin bu darbe girişimiyle karşı karşıya kalmasının nedeni insan hakları ve demokrasi sorunlarını çözememiş olması nedeniyle çok yakından ilişkilidir. Siyasal iktidar uzun süren iktidarına ve meclis çoğunluğuna rağmen bir darbe anayasası olan 82 Anayasasını değiştirememiştir. Darbe girişimine karşı çıkarken halen bir darbe anayasasıyla ülkenin yönetilmesi büyük bir ironidir. Çoğulcu bir anlayışı katılımcı ilkeleri hayata geçiremediği gibi hukukun üstünlüğünü tahrip edici bir takım yasal düzenlemelerle askeri vesayete yol açacak şekilde askere yasal zırhı getirilmiş askere dokunulmazlık sağlanmıştır. Kamuoyunda iç güvenlik yasası olarak bilinen yasayla otoriter bir eğilime girilmiştir. Yine Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollarla çözmek yerine bu sorunu askeri yöntemlerle çözme girişimleri sorunları daha da derinleştirmiş darbe girişimlerine kapı aralamıştır. Darbe ve darbe girişimlerini önlemenin tek yolu demokrasi ve insan haklarına dayalı bir düzen kurmaktan geçmektedir. Otoriter eğilimler demokrasiden uzaklaşmalar insan hakları ihlalleri darbe girişimlerine her zaman zemin hazırlamıştır.
Bu nedenlerle darbe girişimi sonrası yaşadığımız linç girişimleri idam cezasının tekrar tartışılmaya açılması, kişi özgürlüğünü ve güvenliğini zedeleyici uygulamalar nihayetinde OHAL’ın ilanı darbe ve darbe girişimlerine karşı mücadele etmede çözüm olmayacaktır. Bunun yolu her türlü darbe ve darbe girişimine çıkarken ülkede tam demokrasiyi bütün kurallarıyla hayata geçirilmesinden geçmektedir. Bu vesileyle demokrasiye evet darbeye hayır diyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Av. Osman Süzen, 15 Temmuz’da Türkiye’de bir askeri darbe girişimi gerçekleştiğini belirterek, “Darbe girişimi sırasında oluşan şiddet ortamı ve yaşanan çatışmalar nedeniyle çok sayıda sivil, asker ve polis yurttaşımız yaşamını yitirmiş ve yaralanmıştır. Askeri araçların, savaş uçaklarının şehir merkezinde, özellikle sivillerin yaşadığı alanlarda faal olması dolayısıyla da çatışmaların buralarda yoğunlaşması yurttaşlarda derin kaygı ve korkuya yol açmıştır. Bu arada kimi yurttaşların darbeye karşı demokratik sınırları aşan tepkilerine ve kimi linç girişimlerine de tanık olunmuştur. Her zaman her koşulda biz insan hakları savunucuları demokrasi ve insan haklarını savunmaktayız. Bu nedenle gerek askeri vesayeti, gerekse de başka her türlü vesayeti kabul etmiyoruz. Darbe girişimi de yeniden tesis edilecek bir askeri vesayettir bu nedenle yapılan darbe girişimini kabul etmediğimizi ve kınadığımızı yaptığımız muhtelif açıklamalarla kamuoyu ile paylaşmıştık. Bu nedenle yapılan darbe girişimini yeniden kınıyor ve lanetliyoruz” dedi.
Süzen açıklamasının devamında, “Türkiye‘nin bu darbe girişimiyle karşı karşıya kalmasının nedeni insan hakları ve demokrasi sorunlarını çözememiş olması nedeniyle çok yakından ilişkilidir. Siyasal iktidar uzun süren iktidarına ve meclis çoğunluğuna rağmen bir darbe anayasası olan 82 Anayasasını değiştirememiştir. Darbe girişimine karşı çıkarken halen bir darbe anayasasıyla ülkenin yönetilmesi büyük bir ironidir. Çoğulcu bir anlayışı katılımcı ilkeleri hayata geçiremediği gibi hukukun üstünlüğünü tahrip edici bir takım yasal düzenlemelerle askeri vesayete yol açacak şekilde askere yasal zırhı getirilmiş askere dokunulmazlık sağlanmıştır. Kamuoyunda iç güvenlik yasası olarak bilinen yasayla otoriter bir eğilime girilmiştir. Yine Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollarla çözmek yerine bu sorunu askeri yöntemlerle çözme girişimleri sorunları daha da derinleştirmiş darbe girişimlerine kapı aralamıştır. Darbe ve darbe girişimlerini önlemenin tek yolu demokrasi ve insan haklarına dayalı bir düzen kurmaktan geçmektedir. Otoriter eğilimler demokrasiden uzaklaşmalar insan hakları ihlalleri darbe girişimlerine her zaman zemin hazırlamıştır.
Bu nedenlerle darbe girişimi sonrası yaşadığımız linç girişimleri idam cezasının tekrar tartışılmaya açılması, kişi özgürlüğünü ve güvenliğini zedeleyici uygulamalar nihayetinde OHAL’ın ilanı darbe ve darbe girişimlerine karşı mücadele etmede çözüm olmayacaktır. Bunun yolu her türlü darbe ve darbe girişimine çıkarken ülkede tam demokrasiyi bütün kurallarıyla hayata geçirilmesinden geçmektedir. Bu vesileyle demokrasiye evet darbeye hayır diyoruz” ifadelerini kullandı.