HDP Grup Başkanvekili Baluken Açıklaması
'(İçtüzük değişikliği) AKP'nin hedefi, Meclisi tamamen işlevsiz kılacak, sarayın talimatları doğrultusunda iktidarın tahakkümüne bırakacak bir noktada ele alınıyor. Umarız biz yanılırız, umarız bu yaklaşımı ortaya koymazlar''Kayyum atama sürecinin belediyelere, seçilmiş halk temsilcilerine yönlendiriliyor olması, darbe zihniyetini ortaya koyması açısından önemli ve manidardır. Hiçbir şekilde kabul edilemez'
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Meclis İçtüzüğü değişikliğine ilişkin çalışmanın sonucundan çok umutlu olmadıklarını belirterek, 'AKP'nin hedefi, Meclisi tamamen işlevsiz kılacak, sarayın talimatları doğrultusunda iktidarın tahakkümüne bırakacak bir noktada ele alınıyor. Umarız biz yanılırız, umarız bu yaklaşımı ortaya koymazlar.' dedi.
Baluken, TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Meclis İçtüzüğü'nün değişimine yönelik çalışmalara ilişkin sorular üzerine Baluken, geçmişte bu konuda gelinen aşamayı hatırlatarak, o zamanki koşullarla şimdiki koşulların aynı olmadığını ifade etti.
Baluken, 'Siyaset ve diyalog kanallarının açık olduğu bir dönemde yürütülmüş bir tartışma ile darbeye uğramış Meclis ortamında yürütülecek tartışmayı birbirinden ayırmak lazım. O dönemde henüz 7 Haziran halk iradesine yönelik bir darbe gerçekleştirilmemişti. Meclis saray tarafından vesayet altına alınmamıştı. O gün kaldığımız yerden devam ediyoruz diyecek bir durum söz konusu değil. Bütün o tartışmaların yeniden yürütülmesi gerektiği kanaatindeyiz.' diye konuştu.
İktidarın İçtüzük değişikliği ile muhalefetin sesini kısmaya çalıştığını ileri süren Baluken, şunları ifade etti:
'Yeni İçtüzük çalışması ile ilgili talimat saraydan, Erdoğan'dan geldi. Ondan sonra AKP oldu bittiye getirerek düzenlemeyi yapmak istedi. Muhalefetten gelen tepkiler üzerine bir komisyonla tekrar çalışmanın yürütülmesi noktasında karara varmışlar. O karar dün bize de iletildi. Biz tabii ki o komisyona dahil olacağız. Grubumuz adına da ben olacağım. Ancak niyet açısından baktığımızda çok umutlu olduğumuzu söylemek mümkün değil. Çünkü AKP'nin hedefi, daha sağlıklı bir yasama faaliyeti ve denetim fonksiyonunu ortaya koyacak bir muhalefet pratiğinden çok Meclisi tamamen işlevsiz kılacak, sarayın talimatları doğrultusunda iktidarın tahakkümüne bırakacak bir noktada ele alınıyor. Umarız biz yanılırız, umarız bu yaklaşımı ortaya koymazlar.'
-'Büyük demokratik tepkilere hazır olmaları gerekiyor'
Meclise sunulması beklenen torba kanun tasarısında belediye başkanlıklarına kayyum atanmasına ilişkin düzenlemenin olacağı yönündeki haberlere ilişkin soruyu da yanıtlayan Baluken, böyle bir durumun halk iradesini askıya almak anlamına geleceğini, darbe zihniyeti olduğunu savundu.
'Kayyum atama sürecinin belediyelere, seçilmiş halk temsilcilerine yönlendiriliyor olmasının kendisi bu darbe zihniyetini ortaya koyması açısından önemli ve manidardır. Hiçbir şekilde kabul edilemez' diyen Baluken, iktidarın seçilmişleri atanmışlar karşısında kabul edilemez bir durum içine soktuğunu bildirdi.
Baluken, halk iradesini dilinden düşürmeyenlerin halkın oyuyla gelen belediye başkanlarını görevden almasının demokrasilerde yeri olmadığını, bunu ne görevden alınanların ne de onları seçenlerin kabul etmeyeceğini belirtti. Baluken, 'Umarız ki böyle bir yanlışın içine girmezler. Girmeleri durumunda büyük demokratik tepkilere hazır olmaları gerekiyor. Bu darbe sürecinden rahatsızlık duyan, demokrasiyi savunan bütün çevrelerin de son derece duyarlı olması gerekiyor' dedi.
Baluken, terör örgütü PKK'nın üst düzey sorumlularından Fehman Hüseyin'in (Bahoz Erdal) öldürülmediği yönünde iddiaların hatırlatılması üzerine de 'Bizim bunu bilmemiz mümkün değil' ifadesini kullandı.
İktidarın psikolojik harp yöntemi kullandığını ileri süren Baluken, Kürt sorunun bu yöntemlerle çözülemeyeciğini savundu.
Baluken, Avrupa Parlamentosu'nda açılan ve terör örgütü elebaşı ile bazı teröristlerin fotoğraflarının yer aldığı sergiye ilişkin soruyu yanıtlarken de 'Öcalan realitesini bütün dünya kabul ediyor artık. Sayın Öcalan gerek Ortadoğu'da gerekse de dünya siyasetinde söylediği önemsenen, bölge politikaları açısından dikkate alınan bir siyasi lider pozisyonundadır' diye konuştu.
Baluken, Başbakan Binali Yıldırım'ın, Suriyelilere vatandaşlık konusunda muhalefetin yaklaşımına yönelik eleştirileri olduğunun ifade edilmesi ve değerlendirmesinin sorulması üzerine, muhalefet partilerinin yaklaşımlarını genelleştirerek yorumlamanın doğru olmadığını belirtti.
HDP'nin görüşleri ile CHP ve MHP'nin görüşleri arasında çok büyük farklar bulunduğunu vurgulayan Baluken, HDP'nin, Suriyelilerin kendi vatanlarından ayrılarak başka topraklara göç etmek zorunda kalmalarını büyük bir trajedi olarak gördüğünü ve bu durumun düzelmesi için de Suriye'de biran önce demokratik çözümün gelişmesini savunduğunu aktardı.
AK Parti'nin Suriyelilere yönelik yaklaşımını da eleştiren Baluken, 'AKP, Suriyelilerin yaşadığı mağduriyetlerin tamamının temel müsebbibidir. Katliamcı Esad'ın suçu ne kadarsa, AKP'nin uyguladığı yanlış dış politikaların ve Suriye'de çetelerle tuttuğu ilişkilerin de aynı oranda rolü vardır' diye konuştu.
İktidarın, Suriyelilere vatandaşlık yoluyla demografik yapıyı değiştirmeyi hedeflediğini bunun gayri ahlaki bir yaklaşım olduğunu iddia eden Baluken, 'Nüfus mühendisliği üzerinde gerçekleştiremediği bir takım siyasi hesapları, bu mağdur insanlar aracılığıyla başarmak istiyor. Erdoğan, başkanlık hesapları için adeta bir nüfus mühendisliği yaparak bu işi tamamlamak istediğini açık bir şekilde ifade ediyor. Bu insanlarla ilgili Türkiye'nin derhal mülteci haklarını tanıması lazım.' dedi.
Baluken, vatandaşlık tartışmasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yürütüldüğünü, bunun da görev ve yetkileri dikkate alındığında anlamsız ve anayasaya aykırı olduğunu savundu.
Muhalefetin de bu konuya yaklaşımını eleştiren Baluken, 'CHP ve MHP de ateşe benzinle gidiyor' ifadesini kullandı.
-'HDP, referandum önermiyor'
Baluken, bir başka soruyu yanıtlarken de HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Suriyelilere vatandaşlık konusunda kullandığı 'referandum' ifadesinin yanlış anlaşıldığını, konuşmanın genelinden koparılarak değenlendirildiğini belirtti.
Baluken, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Sayın Eş Genel Başkanımız ya da HDP bu konuda herhangi bir referandum önerisi ortaya koyuyor değildir. Sayın Demirtaş değerlendirme yaparken Erdoğan'ın bu konuda yetkisi olmadan vatandaşlığa alma gibi bir tartışma başlatmasını yanlış bulduğunu, her konuda referandumdan bahseden birinin bu konuda referandumdan bahsetmeyerek kendi başına bir anlamsız tartışma başlattığını, bunun sakıncalı olduğunu ifade etmiştir. Temel haklar konusunda referandum yapılmasına HDP asla onay vermez. Bu konudaki duruşumuz ilkesel ve nettir. Dün Eş Genel Başkanımızın konuşması da bütün boyutuyla değerlendirilirse bunun net olarak görüleceğini düşünüyorum.'
AK Parti'nin dış politikasını eleştiren ve ilişkilerin tutarsızlıklarla dolu olduğunu öne süren Baluken, şunları kaydetti:
'Suriye ile normalleşmeden bahsediyor da nasıl normalleşecek? Önerisi nedir? Daha düne kadar Esad'a '500 bin kişinin katili' diyen bunlar değil miydi? Şu anda Esad'la Cezayir başta olmak üzere birçok yerde gizli gizli görüşmeye başlamışlar. Bu kadar tutarsızlık, ilkesizlik olabilir mi? Tabii ki dış politikada normalleşmelerin olması gerekir ama bunun belli ilkeler üzerinden yürümesi gerekir.'
Kaynak: AA
Baluken, TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Meclis İçtüzüğü'nün değişimine yönelik çalışmalara ilişkin sorular üzerine Baluken, geçmişte bu konuda gelinen aşamayı hatırlatarak, o zamanki koşullarla şimdiki koşulların aynı olmadığını ifade etti.
Baluken, 'Siyaset ve diyalog kanallarının açık olduğu bir dönemde yürütülmüş bir tartışma ile darbeye uğramış Meclis ortamında yürütülecek tartışmayı birbirinden ayırmak lazım. O dönemde henüz 7 Haziran halk iradesine yönelik bir darbe gerçekleştirilmemişti. Meclis saray tarafından vesayet altına alınmamıştı. O gün kaldığımız yerden devam ediyoruz diyecek bir durum söz konusu değil. Bütün o tartışmaların yeniden yürütülmesi gerektiği kanaatindeyiz.' diye konuştu.
İktidarın İçtüzük değişikliği ile muhalefetin sesini kısmaya çalıştığını ileri süren Baluken, şunları ifade etti:
'Yeni İçtüzük çalışması ile ilgili talimat saraydan, Erdoğan'dan geldi. Ondan sonra AKP oldu bittiye getirerek düzenlemeyi yapmak istedi. Muhalefetten gelen tepkiler üzerine bir komisyonla tekrar çalışmanın yürütülmesi noktasında karara varmışlar. O karar dün bize de iletildi. Biz tabii ki o komisyona dahil olacağız. Grubumuz adına da ben olacağım. Ancak niyet açısından baktığımızda çok umutlu olduğumuzu söylemek mümkün değil. Çünkü AKP'nin hedefi, daha sağlıklı bir yasama faaliyeti ve denetim fonksiyonunu ortaya koyacak bir muhalefet pratiğinden çok Meclisi tamamen işlevsiz kılacak, sarayın talimatları doğrultusunda iktidarın tahakkümüne bırakacak bir noktada ele alınıyor. Umarız biz yanılırız, umarız bu yaklaşımı ortaya koymazlar.'
-'Büyük demokratik tepkilere hazır olmaları gerekiyor'
Meclise sunulması beklenen torba kanun tasarısında belediye başkanlıklarına kayyum atanmasına ilişkin düzenlemenin olacağı yönündeki haberlere ilişkin soruyu da yanıtlayan Baluken, böyle bir durumun halk iradesini askıya almak anlamına geleceğini, darbe zihniyeti olduğunu savundu.
'Kayyum atama sürecinin belediyelere, seçilmiş halk temsilcilerine yönlendiriliyor olmasının kendisi bu darbe zihniyetini ortaya koyması açısından önemli ve manidardır. Hiçbir şekilde kabul edilemez' diyen Baluken, iktidarın seçilmişleri atanmışlar karşısında kabul edilemez bir durum içine soktuğunu bildirdi.
Baluken, halk iradesini dilinden düşürmeyenlerin halkın oyuyla gelen belediye başkanlarını görevden almasının demokrasilerde yeri olmadığını, bunu ne görevden alınanların ne de onları seçenlerin kabul etmeyeceğini belirtti. Baluken, 'Umarız ki böyle bir yanlışın içine girmezler. Girmeleri durumunda büyük demokratik tepkilere hazır olmaları gerekiyor. Bu darbe sürecinden rahatsızlık duyan, demokrasiyi savunan bütün çevrelerin de son derece duyarlı olması gerekiyor' dedi.
Baluken, terör örgütü PKK'nın üst düzey sorumlularından Fehman Hüseyin'in (Bahoz Erdal) öldürülmediği yönünde iddiaların hatırlatılması üzerine de 'Bizim bunu bilmemiz mümkün değil' ifadesini kullandı.
İktidarın psikolojik harp yöntemi kullandığını ileri süren Baluken, Kürt sorunun bu yöntemlerle çözülemeyeciğini savundu.
Baluken, Avrupa Parlamentosu'nda açılan ve terör örgütü elebaşı ile bazı teröristlerin fotoğraflarının yer aldığı sergiye ilişkin soruyu yanıtlarken de 'Öcalan realitesini bütün dünya kabul ediyor artık. Sayın Öcalan gerek Ortadoğu'da gerekse de dünya siyasetinde söylediği önemsenen, bölge politikaları açısından dikkate alınan bir siyasi lider pozisyonundadır' diye konuştu.
Baluken, Başbakan Binali Yıldırım'ın, Suriyelilere vatandaşlık konusunda muhalefetin yaklaşımına yönelik eleştirileri olduğunun ifade edilmesi ve değerlendirmesinin sorulması üzerine, muhalefet partilerinin yaklaşımlarını genelleştirerek yorumlamanın doğru olmadığını belirtti.
HDP'nin görüşleri ile CHP ve MHP'nin görüşleri arasında çok büyük farklar bulunduğunu vurgulayan Baluken, HDP'nin, Suriyelilerin kendi vatanlarından ayrılarak başka topraklara göç etmek zorunda kalmalarını büyük bir trajedi olarak gördüğünü ve bu durumun düzelmesi için de Suriye'de biran önce demokratik çözümün gelişmesini savunduğunu aktardı.
AK Parti'nin Suriyelilere yönelik yaklaşımını da eleştiren Baluken, 'AKP, Suriyelilerin yaşadığı mağduriyetlerin tamamının temel müsebbibidir. Katliamcı Esad'ın suçu ne kadarsa, AKP'nin uyguladığı yanlış dış politikaların ve Suriye'de çetelerle tuttuğu ilişkilerin de aynı oranda rolü vardır' diye konuştu.
İktidarın, Suriyelilere vatandaşlık yoluyla demografik yapıyı değiştirmeyi hedeflediğini bunun gayri ahlaki bir yaklaşım olduğunu iddia eden Baluken, 'Nüfus mühendisliği üzerinde gerçekleştiremediği bir takım siyasi hesapları, bu mağdur insanlar aracılığıyla başarmak istiyor. Erdoğan, başkanlık hesapları için adeta bir nüfus mühendisliği yaparak bu işi tamamlamak istediğini açık bir şekilde ifade ediyor. Bu insanlarla ilgili Türkiye'nin derhal mülteci haklarını tanıması lazım.' dedi.
Baluken, vatandaşlık tartışmasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yürütüldüğünü, bunun da görev ve yetkileri dikkate alındığında anlamsız ve anayasaya aykırı olduğunu savundu.
Muhalefetin de bu konuya yaklaşımını eleştiren Baluken, 'CHP ve MHP de ateşe benzinle gidiyor' ifadesini kullandı.
-'HDP, referandum önermiyor'
Baluken, bir başka soruyu yanıtlarken de HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Suriyelilere vatandaşlık konusunda kullandığı 'referandum' ifadesinin yanlış anlaşıldığını, konuşmanın genelinden koparılarak değenlendirildiğini belirtti.
Baluken, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Sayın Eş Genel Başkanımız ya da HDP bu konuda herhangi bir referandum önerisi ortaya koyuyor değildir. Sayın Demirtaş değerlendirme yaparken Erdoğan'ın bu konuda yetkisi olmadan vatandaşlığa alma gibi bir tartışma başlatmasını yanlış bulduğunu, her konuda referandumdan bahseden birinin bu konuda referandumdan bahsetmeyerek kendi başına bir anlamsız tartışma başlattığını, bunun sakıncalı olduğunu ifade etmiştir. Temel haklar konusunda referandum yapılmasına HDP asla onay vermez. Bu konudaki duruşumuz ilkesel ve nettir. Dün Eş Genel Başkanımızın konuşması da bütün boyutuyla değerlendirilirse bunun net olarak görüleceğini düşünüyorum.'
AK Parti'nin dış politikasını eleştiren ve ilişkilerin tutarsızlıklarla dolu olduğunu öne süren Baluken, şunları kaydetti:
'Suriye ile normalleşmeden bahsediyor da nasıl normalleşecek? Önerisi nedir? Daha düne kadar Esad'a '500 bin kişinin katili' diyen bunlar değil miydi? Şu anda Esad'la Cezayir başta olmak üzere birçok yerde gizli gizli görüşmeye başlamışlar. Bu kadar tutarsızlık, ilkesizlik olabilir mi? Tabii ki dış politikada normalleşmelerin olması gerekir ama bunun belli ilkeler üzerinden yürümesi gerekir.'