Tarihi Eserler Osmanlı'da Padişah Fermanı İle Korunuyordu
Bursa’da 70 yıldır faaliyet gösteren en eski dernek unvanına sahip Eski Eserleri Sevenler Kurumu (BEESK), kurucuları Kazım Baykal hatırasına "Korumada İlk Adım" paneli düzenledi. Ördekli Kültür Merkezi’ndeki panelde konuşan Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu, Osmanlı’da tarihi eserlerle alakalı bir düzensizlik saraya intikal ettiğinde padişahın mahalli kadılara gönderilen sert bir ifade ile yazılmış ikazları ile yapılan yanlışlıkların düzeltilmesi konusunda başvurular yaptığını söyledi.
BEESK Başkanı Mimar Zafer Ünver, Şubat 1946 yılında Felsefe Öğretmeni Kazım Baykal tarafından kurulan derneğin 1990 yılına kadar 137 tarihi eseri Bursalı hayırseverlerin katkıları ile restore ettiğine dikkat çekerek, “Günümüzde derneğimiz, yerel yönetimlerin ve vakıfların yaptığı restorasyonları takip etmekte, yanlış bir durum olduğunda müdahale etmektedir” dedi.
Panelin moderatörlüğünü yapan Mimar Mithat Kırayoğlu da, kendi ifadesi ile 3 padişah görmüş Kazım Baykal’ın Diyarbakır’da öğretmenlik görevi sırasında başlayan tarihi eser merakının Bursa’da kurumsallaşarak onlarca cami, medrese, hamam, kütüphanenin kurtarılmasına imkan hazırladığına dikkat çekti. Osmanlı eserleri olduğu kadar Bitinya ve Bizans’a ait eski parçaların hem Osmanlı’da hem de Kazım Baykal döneminde korunduğuna işaret eden Kırayoğlu, bugün Bursa’nın UNESCO dünya mirası listesine alınmasında kurumun başlattığı eski eser restorasyonlarının Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 2000’li yıllarda sürdürülmesinin büyük önemi olduğunu dikkat çekti.
Panelde konuşan Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu ise tarihi eser korumacılığının Osmanlı’dan bu tarafa geldiğini belirterek, “Mahkeme kararı niteliğindeki şeriye sicillerinde çok önemli kayıtlar var. 1671 yılında Uzunçarşı’daki Mahmut Paşa (Fidan) Han içerisinde izinsiz yapılan bir yapı ve dükkan önlerindeki tezgahlarla alakalı bir karara rastlıyoruz. Padişah bu konuda mahkemeye emir verir gibi bilgi notu gönderip vakıf mütevellisinin ikazlarının yerine getirilmesini istiyor. Mahkemede önemli kararlar alıyorlar. Ayrıca izinsiz olarak bir Ermeni’nin yaptırdığı avlu içerisindeki dükkan yıktırılıyor. Bakımsız dükkanların olukları tamir ettiriliyor, ücretleri alınıyor. Osmanlı da tarihi eserlerin korunması yönündeki çok sayıda kadı sicilinde önemli kararlar, uzman mimarların raporlarına göre yerine getiriliyor” dedi.
Kazım Baykal’ın çalışma arkadaşlarından belediye emekli memuru tarihçi Erhan Yıldızalp de bir milletin atalarını anıtları ile andığını ve tarihi değerini onunla tanıttığına dikkat çekerek, “Kazım Baykal, ömrünün 47 yılında Bursa’da anıt eserlerin onarımı ile meşgul olurken, kendi ifadesine göre 25 tane de kitap yazdı. Sağlığında bunlardan 14 tanesi basıldı. Süleyman Çelebi ve Mevlid isimli kitabı vefatından sonra kurum tarafından bastırıldı. Baykal, sohbetlerinde yapma imkanı bulamadıklarını da anlatırdı. Bursa eski evlerinin tasnifi, Bitinya Galerisinin açılması, Irgandı Köprüsü ve Ördekli Hamamlarının yaptırılmasını hayal ederdi. İçerisinde bulunduğumuz Ördekli Hamamı Kazım Baykal’ın vefatından sonra Recep Altepe’nin başkanlığı döneminde Osmangazi Belediyesi tarafından yaptırıldı. Irgandı Köprüsü de aynı şekilde sonra restore edildi. Bilhassa köprü ve hamam akar vakıflardan olduğu halde Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yaptırılmaması onu çok üzmüştü. Bu iki anıt eser için ’eğer onarımlarını tamamlamadan ölürsem, gözüm açık giderim’ demekteydi. Bugün bu iki anıt eseri yok olmaktan kurtardığı için başta Bursa kalesi olmak üzere birçok Osmanlı devri eserlerini ayağa kaldıran Başkan Recep Altepe’ye teşekkür ediyorum” dedi.
Panelde Büyükşehir Belediye Başkan Recep Altepe adına teşekkür belgelerini Başkanvekili Abdülkadir Karlık konuşmacılara takdim etti.
Panelden sonra Irgandı Köprüsü ve Süleyman Çelebi Türbesini ziyaret eden iştirakçiler ihtilal dönemlerinde kapatılmayan ve Bursa’da ilk kamu yararına dernek statüsünü alan Eski Eserleri Sevenler Kurumu’nu Kavaklı Caddesi’ndeki merkezinden çıkartan Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün çalışma ofisi tahsis etmesini talep ettiler. Panele; Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, Kültür Müdürlüğü, Müze Müdürlüğü yetkililerinin hiç kimsenin katılmaması ile konuşması bulunan Büyükşehir Kültür ve Turizm Dairesi Başkanı Aziz Elbas’ın iştirak etmemesi dikkat çekti.
Kaynak: İHA
Panelin moderatörlüğünü yapan Mimar Mithat Kırayoğlu da, kendi ifadesi ile 3 padişah görmüş Kazım Baykal’ın Diyarbakır’da öğretmenlik görevi sırasında başlayan tarihi eser merakının Bursa’da kurumsallaşarak onlarca cami, medrese, hamam, kütüphanenin kurtarılmasına imkan hazırladığına dikkat çekti. Osmanlı eserleri olduğu kadar Bitinya ve Bizans’a ait eski parçaların hem Osmanlı’da hem de Kazım Baykal döneminde korunduğuna işaret eden Kırayoğlu, bugün Bursa’nın UNESCO dünya mirası listesine alınmasında kurumun başlattığı eski eser restorasyonlarının Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 2000’li yıllarda sürdürülmesinin büyük önemi olduğunu dikkat çekti.
Panelde konuşan Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu ise tarihi eser korumacılığının Osmanlı’dan bu tarafa geldiğini belirterek, “Mahkeme kararı niteliğindeki şeriye sicillerinde çok önemli kayıtlar var. 1671 yılında Uzunçarşı’daki Mahmut Paşa (Fidan) Han içerisinde izinsiz yapılan bir yapı ve dükkan önlerindeki tezgahlarla alakalı bir karara rastlıyoruz. Padişah bu konuda mahkemeye emir verir gibi bilgi notu gönderip vakıf mütevellisinin ikazlarının yerine getirilmesini istiyor. Mahkemede önemli kararlar alıyorlar. Ayrıca izinsiz olarak bir Ermeni’nin yaptırdığı avlu içerisindeki dükkan yıktırılıyor. Bakımsız dükkanların olukları tamir ettiriliyor, ücretleri alınıyor. Osmanlı da tarihi eserlerin korunması yönündeki çok sayıda kadı sicilinde önemli kararlar, uzman mimarların raporlarına göre yerine getiriliyor” dedi.
Kazım Baykal’ın çalışma arkadaşlarından belediye emekli memuru tarihçi Erhan Yıldızalp de bir milletin atalarını anıtları ile andığını ve tarihi değerini onunla tanıttığına dikkat çekerek, “Kazım Baykal, ömrünün 47 yılında Bursa’da anıt eserlerin onarımı ile meşgul olurken, kendi ifadesine göre 25 tane de kitap yazdı. Sağlığında bunlardan 14 tanesi basıldı. Süleyman Çelebi ve Mevlid isimli kitabı vefatından sonra kurum tarafından bastırıldı. Baykal, sohbetlerinde yapma imkanı bulamadıklarını da anlatırdı. Bursa eski evlerinin tasnifi, Bitinya Galerisinin açılması, Irgandı Köprüsü ve Ördekli Hamamlarının yaptırılmasını hayal ederdi. İçerisinde bulunduğumuz Ördekli Hamamı Kazım Baykal’ın vefatından sonra Recep Altepe’nin başkanlığı döneminde Osmangazi Belediyesi tarafından yaptırıldı. Irgandı Köprüsü de aynı şekilde sonra restore edildi. Bilhassa köprü ve hamam akar vakıflardan olduğu halde Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yaptırılmaması onu çok üzmüştü. Bu iki anıt eser için ’eğer onarımlarını tamamlamadan ölürsem, gözüm açık giderim’ demekteydi. Bugün bu iki anıt eseri yok olmaktan kurtardığı için başta Bursa kalesi olmak üzere birçok Osmanlı devri eserlerini ayağa kaldıran Başkan Recep Altepe’ye teşekkür ediyorum” dedi.
Panelde Büyükşehir Belediye Başkan Recep Altepe adına teşekkür belgelerini Başkanvekili Abdülkadir Karlık konuşmacılara takdim etti.
Panelden sonra Irgandı Köprüsü ve Süleyman Çelebi Türbesini ziyaret eden iştirakçiler ihtilal dönemlerinde kapatılmayan ve Bursa’da ilk kamu yararına dernek statüsünü alan Eski Eserleri Sevenler Kurumu’nu Kavaklı Caddesi’ndeki merkezinden çıkartan Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün çalışma ofisi tahsis etmesini talep ettiler. Panele; Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, Kültür Müdürlüğü, Müze Müdürlüğü yetkililerinin hiç kimsenin katılmaması ile konuşması bulunan Büyükşehir Kültür ve Turizm Dairesi Başkanı Aziz Elbas’ın iştirak etmemesi dikkat çekti.