HDP Grup Toplantısı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, İsrail ile yapılan anlaşmaya değinerek, "Yürüttükleri çatışma ve gerilim siyasetinin bedelini halk ödüyor, yaptıkları anlaşmanın bedelini de halk ödüyor" dedi.
HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Grup toplantısında konuştu.
Yüksekdağ, dokunulmazlık kaldırılması döneminde Meclis’te yaşanan görüntülerin yaşanmayacağını söylediklerini hatırlatarak, "O görüntüleri tekrar etmediler, bugün o görüntülerden ve saldırılardan daha büyük ve çaplı saldırılar gerçekleştiriyorlar. Dün bizim irademizle bu Meclis çatısı altından kelepçeleyip götürenler, bugün her yerde halkımızın iradesini kelepçelemeye çalışıyorlar. Yarınımızı anlamak istiyorsanız, dünümüzden, bugünümüzden anlamayı bileceksiniz. Dün de geri adım atmadık, bugün de geri adım atmadık, yarın da emin olun sadece ileriye yürüyen bir halk göreceksiniz. Bütün halkımıza verdiğimiz sözümüzdür bu. Bunu her koşulda tutacağız, her koşulda yerine getireceğiz. Şimdi istedikleri hızda bizi kelepçeleyip, hapse atmayı başaramadılar ama niyetleri bu. Halkların Demokratik Partisi Eş Başkanlarını ifadeye çağırdılar. Nereye gideceğiz ifade vermeye? Hiç bir güvenilirliği kalmamış ve saray tarafından atanmış savcılara ifade vermeye gideceğiz. Kararımızı bu çağrı gelmeden çok net biçimde ifade ettik. İfade vermeye gitmiyoruz, gitmeyeceğiz. Çünkü karşımızda bağımsız bir yargı mekanizması yok. Dokunulmazlıklarımızın kaldırılması tastamam Anayasal düzende kazanılmış Hakkı’n söz ve kürsü dokunulmazlığı hakkının gasp edilmesi anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.
İsrail varılan anlaşmaya ilişkin ise Yüksekdağ, "Bunların taktiği şu; önce kaybettiriyor, yerlerde süründürüyor, sonra toparlayıp yerden kaldırmaya çalışıyor, durumu toparlayıp yerden kaldırmaya çalışırken ’Ne güzel kazandık, görüyor musunuz’ diyor. Şu an yerlerde sürünen dış siyaseti düştüğü yerden kaldırmaya başladılar bile. Yürüttükleri çatışma ve gerilim siyasetinin bedelini halk ödüyor, yaptıkları anlaşmanın bedelini de halk ödüyor. İsrail ile anlaşma yaptılar. İsrail özür diletecekti, özür dilemedi. Abluka kaldırılacaktı, olmadı. Temel şartlar bunlardı. Ne için yapıldı bu anlaşma? Cevap veremiyorlar. Verdikleri en iyi cevap; ablukayı esnetmeyin istiyorduk. İstediğimiz buydu, esnettik" değerlendirmesini yaptı.
Yüksekdağ, şunları kaydetti:
"İsrail’le anlaşmanın özü şu; Anlaşmanın en önemli maddesi Filistin’in doğalgazını alıp, Avrupa’ya, Türkiye’ye satacaklar. Anlaşmanın tek dikkate değer maddesi budur. Filistin’deki tüyü bitmemiş yetimin, anasız, babasız çocukların, o toprakların zenginliğinin Filistin’den alınıp pazarlanması için bir anlaşma olarak yapıldı. Kutsallık ve Mukaddes’im değerleri üzerinden yaptıkları hamaseti ve söyledikleri sözleri yine başka bir pazarlık masasında pazarlayıp satıyorlar. Onların siyasetten anladığı budur, dış politikadan anladığı budur. Bugün Türkiye’yi ve Türkiye halklarını düşürdükleri durumla övünüyorlar."
Kaynak: İHA
Yüksekdağ, dokunulmazlık kaldırılması döneminde Meclis’te yaşanan görüntülerin yaşanmayacağını söylediklerini hatırlatarak, "O görüntüleri tekrar etmediler, bugün o görüntülerden ve saldırılardan daha büyük ve çaplı saldırılar gerçekleştiriyorlar. Dün bizim irademizle bu Meclis çatısı altından kelepçeleyip götürenler, bugün her yerde halkımızın iradesini kelepçelemeye çalışıyorlar. Yarınımızı anlamak istiyorsanız, dünümüzden, bugünümüzden anlamayı bileceksiniz. Dün de geri adım atmadık, bugün de geri adım atmadık, yarın da emin olun sadece ileriye yürüyen bir halk göreceksiniz. Bütün halkımıza verdiğimiz sözümüzdür bu. Bunu her koşulda tutacağız, her koşulda yerine getireceğiz. Şimdi istedikleri hızda bizi kelepçeleyip, hapse atmayı başaramadılar ama niyetleri bu. Halkların Demokratik Partisi Eş Başkanlarını ifadeye çağırdılar. Nereye gideceğiz ifade vermeye? Hiç bir güvenilirliği kalmamış ve saray tarafından atanmış savcılara ifade vermeye gideceğiz. Kararımızı bu çağrı gelmeden çok net biçimde ifade ettik. İfade vermeye gitmiyoruz, gitmeyeceğiz. Çünkü karşımızda bağımsız bir yargı mekanizması yok. Dokunulmazlıklarımızın kaldırılması tastamam Anayasal düzende kazanılmış Hakkı’n söz ve kürsü dokunulmazlığı hakkının gasp edilmesi anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.
İsrail varılan anlaşmaya ilişkin ise Yüksekdağ, "Bunların taktiği şu; önce kaybettiriyor, yerlerde süründürüyor, sonra toparlayıp yerden kaldırmaya çalışıyor, durumu toparlayıp yerden kaldırmaya çalışırken ’Ne güzel kazandık, görüyor musunuz’ diyor. Şu an yerlerde sürünen dış siyaseti düştüğü yerden kaldırmaya başladılar bile. Yürüttükleri çatışma ve gerilim siyasetinin bedelini halk ödüyor, yaptıkları anlaşmanın bedelini de halk ödüyor. İsrail ile anlaşma yaptılar. İsrail özür diletecekti, özür dilemedi. Abluka kaldırılacaktı, olmadı. Temel şartlar bunlardı. Ne için yapıldı bu anlaşma? Cevap veremiyorlar. Verdikleri en iyi cevap; ablukayı esnetmeyin istiyorduk. İstediğimiz buydu, esnettik" değerlendirmesini yaptı.
Yüksekdağ, şunları kaydetti:
"İsrail’le anlaşmanın özü şu; Anlaşmanın en önemli maddesi Filistin’in doğalgazını alıp, Avrupa’ya, Türkiye’ye satacaklar. Anlaşmanın tek dikkate değer maddesi budur. Filistin’deki tüyü bitmemiş yetimin, anasız, babasız çocukların, o toprakların zenginliğinin Filistin’den alınıp pazarlanması için bir anlaşma olarak yapıldı. Kutsallık ve Mukaddes’im değerleri üzerinden yaptıkları hamaseti ve söyledikleri sözleri yine başka bir pazarlık masasında pazarlayıp satıyorlar. Onların siyasetten anladığı budur, dış politikadan anladığı budur. Bugün Türkiye’yi ve Türkiye halklarını düşürdükleri durumla övünüyorlar."