HDP Parti Sözcüsü Bilgen Açıklaması
'Belki iktidarı eleştirmek kadar, diğer muhalefet partilerinin eksikliklerini konuştuğumuz kadar, aynaya bakmak ve kendimizle yüzleşmek, bizim örgütlülüğümüz, çalışma tarzımız, bizim fedakarlık düzeyimiz, bu yükü taşımaya ne kadar yeter, bununla ilgili kararı çok ciddi vermek zorundayız'.
HDP Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, 'Belki iktidarı eleştirmek kadar, diğer muhalefet partilerinin eksikliklerini konuştuğumuz kadar, aynaya bakmak ve kendimizle yüzleşmek, bizim örgütlülüğümüz, çalışma tarzımız, bizim fedakarlık düzeyimiz, bu yükü taşımaya ne kadar yeter, bununla ilgili kararı çok ciddi vermek zorundayız.' dedi.
Bilgen, partisinin Ördekli Kültür Merkezinde düzenlenen Osmangazi İlçe Kongresinde yaptığı konuşmada, MHP ve CHP yönetimlerinin kendi tabanları ve çevresinde kredilerini bitirdiğini öne sürdü.
MHP'deki kurultay tartışmalarının, ülke yönetimine gerektiği gibi muhalefet edememekten kaynaklandığını iddia eden Bilgen, şöyle devam etti:
'Aynı kriz aslında bir biçimde CHP'yi de kuşatıyor. CHP, temmuz ayında Suriye ile ilgili teskereye 'evet' dedi. CHP'nin iktidar ortağı olma umuduyla teskere ilk geldiğinde 'hayır' oyu vermişken, sonra uzatılmasına 'evet' oyu verişiyle başlayan, devletin kırmızı çizgilerinde iktidarın yanında olmak, dokunulmazlık konusunda, 'referandum olursa kamplaşma olur' gerekçesini kendisine bahane edip sonra geçtiğimiz hafta askerle ayrıcalık getiren düzenlemeye 'evet' demek, galiba bu sürecin bir parçası. Yine çok iyi biliyoruz ki CHP tabanı buna tepkili.'
Bilgen, dokunulmazlıklarla ilgili anketlere bakıldığında, bu uygulamanın tutuklamalara dönüşmesi durumunda HDP'nin oyunun artacağı görüşünün kamuoyunda ağırlık kazandığını savundu.
İktidarı eleştirebilecek onlarca konu bulabileceğine işaret eden Bilgen, şunları kaydetti:
'Bu hükümet, siyasi parti, kendi içinde bir iki ay içinde darbe yaptı. Daha fazlasını söylemeye gerek yok. Belki iktidarı eleştirmek kadar, diğer muhalefet partilerinin eksikliklerini konuştuğumuz kadar, aynaya bakmak ve kendimizle yüzleşmek, bizim örgütlülüğümüz, çalışma tarzımız, bizim fedakarlık düzeyimiz, bu yükü taşımaya ne kadar yeter, bununla ilgili kararı çok ciddi vermek zorundayız. Bu kongreler bu anlamda yeniden bir inanç pekiştirmesi, yeniden bir kararlılık, öz eleştiri ve yeniden yapılanma vesilesi olursa başarıyla sonuçlanır. Bir rutin formalitenin tamamlanmasından ibaret olursa ne yazık ki şimdiye kadar yaptıklarımızı bile yapamadığımız, yapmakta zorlandığımız dönemlere gireriz.'
Kaynak: AA
Bilgen, partisinin Ördekli Kültür Merkezinde düzenlenen Osmangazi İlçe Kongresinde yaptığı konuşmada, MHP ve CHP yönetimlerinin kendi tabanları ve çevresinde kredilerini bitirdiğini öne sürdü.
MHP'deki kurultay tartışmalarının, ülke yönetimine gerektiği gibi muhalefet edememekten kaynaklandığını iddia eden Bilgen, şöyle devam etti:
'Aynı kriz aslında bir biçimde CHP'yi de kuşatıyor. CHP, temmuz ayında Suriye ile ilgili teskereye 'evet' dedi. CHP'nin iktidar ortağı olma umuduyla teskere ilk geldiğinde 'hayır' oyu vermişken, sonra uzatılmasına 'evet' oyu verişiyle başlayan, devletin kırmızı çizgilerinde iktidarın yanında olmak, dokunulmazlık konusunda, 'referandum olursa kamplaşma olur' gerekçesini kendisine bahane edip sonra geçtiğimiz hafta askerle ayrıcalık getiren düzenlemeye 'evet' demek, galiba bu sürecin bir parçası. Yine çok iyi biliyoruz ki CHP tabanı buna tepkili.'
Bilgen, dokunulmazlıklarla ilgili anketlere bakıldığında, bu uygulamanın tutuklamalara dönüşmesi durumunda HDP'nin oyunun artacağı görüşünün kamuoyunda ağırlık kazandığını savundu.
İktidarı eleştirebilecek onlarca konu bulabileceğine işaret eden Bilgen, şunları kaydetti:
'Bu hükümet, siyasi parti, kendi içinde bir iki ay içinde darbe yaptı. Daha fazlasını söylemeye gerek yok. Belki iktidarı eleştirmek kadar, diğer muhalefet partilerinin eksikliklerini konuştuğumuz kadar, aynaya bakmak ve kendimizle yüzleşmek, bizim örgütlülüğümüz, çalışma tarzımız, bizim fedakarlık düzeyimiz, bu yükü taşımaya ne kadar yeter, bununla ilgili kararı çok ciddi vermek zorundayız. Bu kongreler bu anlamda yeniden bir inanç pekiştirmesi, yeniden bir kararlılık, öz eleştiri ve yeniden yapılanma vesilesi olursa başarıyla sonuçlanır. Bir rutin formalitenin tamamlanmasından ibaret olursa ne yazık ki şimdiye kadar yaptıklarımızı bile yapamadığımız, yapmakta zorlandığımız dönemlere gireriz.'