Anayasa Mahkemesinden Mülkiyet Hakkı Kararı
Yüksek Mahkeme, spor alanı yapılması amacıyla kamulaştırılan arazisinin ticari alana çevrilerek üçüncü kişilere satılması nedeniyle açtığı tazminat davası reddedilen kişinin, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, spor alanı yapılması amacıyla kamulaştırılan arazisinin, ticari alana çevrilerek üçüncü kişilere satılması nedeniyle açtığı tazminat davası reddedilen kişinin, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Gaziantep'te Nusrat Külah'ın sahip olduğu arazi, Kültür Parkı spor alanı içinde kaldığı gerekçesiyle anlaşma suretiyle 1998'de kamulaştırıldı.
Arazi Gaziantep Büyükşehir Belediyesi adına tescil edildikten sonra, alanda yapılan imar planı tadilatının ardından taşınmazın imar durumu ticari alan olarak değiştirildi ve ihale yoluyla üçüncü kişilere satıldı. Arazi üzerine bir iş yeri inşa edilerek, 'iki katlı betonarme market' niteliğiyle tapuda tescil edildi.
Külah, taşınmazın dava tarihindeki değeri ile ödenen kamulaştırma bedeli arasındaki farkın tahsili istemiyle 2011'de Büyükşehir Belediyesi aleyhine tazminat davası açtı. Gaziantep 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın reddine karar verdi. Dava, Yargıtay tarafından 27 Aralık 2012 tarihli kararla onandı, karar düzeltme istemi de reddedildi.
Bunun üzerine Külah, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Yüksek Mahkeme, başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar verdi.
Kararda, kamulaştırma işleminde kamu yararı amacıyla kamuya açık bir parkta spor alanı oluşturmanın planlandığı, imar düzenlemesi ve kamulaştırma işleminin buna göre yapıldığı anlatıldı.
Kamulaştırma işlemi yapıldıktan sonra ise başvurucunun payının bulunduğu taşınmazın, bu kamu yararı amacının gerektirdiği şekilde spor alanına dönüştürülmediğine işaret edilen kararda, kamulaştırma işleminin yapıldığı tarihten yaklaşık 7 ay gibi kısa sayılabilecek bir süre içerisinde ticari alana dönüştürülerek, bu taşınmazın bir bölümünün üçüncü kişilere satıldığı belirtildi.
Kararda, 'İdare, kamulaştırılan taşınmaz yönünden kamu yararı kararında belirtilen amacı gerçekleştirmediği gibi esasında bu taşınmazı başka bir kamu yararı amacı doğrultusunda da kullanmamıştır. Üstelik imar planında 'spor alanı' olduğu gerekçesiyle kamulaştırdığı taşınmazın imar durumunu 'ticari alan' olarak değiştirmiş, kamulaştırılan taşınmaz yönünden yaptığı bu değişiklikle artı değer oluşturmuş ancak bu değerden başvurucuyu yoksun bırakarak, taşınmazın bir bölümünü bu şekilde özel kişilere devretmiştir' denildi.
İdarenin, kaynağını Anayasa ve yasalardan alan imar düzenlemeleri ve kamulaştırma işlemleriyle kamu yararına dayalı olarak mülkiyetini devraldığı hatırlatılan kararda, arazinin kamu yararı amacı somut olarak gerçekleştirilmeden devredildiği ve sadece gelir sağlayıcı bir mülkiyet transferine yol açıldığı ifade edildi.
Başvurucunun, kamulaştırmanın dayandığı kamu yararı amacı bulunmadan mülkiyet hakkına müdahale edilerek, Anayasa'nın 35. maddesindeki güvencelere aykırı şekilde mülkünden yoksun bırakıldığı aktarılan kararda, 'Kamulaştırma yoluyla yapılan müdahale bakımından kamu yararı amacının somut olarak gerçekleştirilmemesi nedeniyle başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin meşru amaç unsurunu taşımadığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermek gerekir.' tespitine yer verildi.
Kaynak: AA
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Gaziantep'te Nusrat Külah'ın sahip olduğu arazi, Kültür Parkı spor alanı içinde kaldığı gerekçesiyle anlaşma suretiyle 1998'de kamulaştırıldı.
Arazi Gaziantep Büyükşehir Belediyesi adına tescil edildikten sonra, alanda yapılan imar planı tadilatının ardından taşınmazın imar durumu ticari alan olarak değiştirildi ve ihale yoluyla üçüncü kişilere satıldı. Arazi üzerine bir iş yeri inşa edilerek, 'iki katlı betonarme market' niteliğiyle tapuda tescil edildi.
Külah, taşınmazın dava tarihindeki değeri ile ödenen kamulaştırma bedeli arasındaki farkın tahsili istemiyle 2011'de Büyükşehir Belediyesi aleyhine tazminat davası açtı. Gaziantep 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın reddine karar verdi. Dava, Yargıtay tarafından 27 Aralık 2012 tarihli kararla onandı, karar düzeltme istemi de reddedildi.
Bunun üzerine Külah, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Yüksek Mahkeme, başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar verdi.
Kararda, kamulaştırma işleminde kamu yararı amacıyla kamuya açık bir parkta spor alanı oluşturmanın planlandığı, imar düzenlemesi ve kamulaştırma işleminin buna göre yapıldığı anlatıldı.
Kamulaştırma işlemi yapıldıktan sonra ise başvurucunun payının bulunduğu taşınmazın, bu kamu yararı amacının gerektirdiği şekilde spor alanına dönüştürülmediğine işaret edilen kararda, kamulaştırma işleminin yapıldığı tarihten yaklaşık 7 ay gibi kısa sayılabilecek bir süre içerisinde ticari alana dönüştürülerek, bu taşınmazın bir bölümünün üçüncü kişilere satıldığı belirtildi.
Kararda, 'İdare, kamulaştırılan taşınmaz yönünden kamu yararı kararında belirtilen amacı gerçekleştirmediği gibi esasında bu taşınmazı başka bir kamu yararı amacı doğrultusunda da kullanmamıştır. Üstelik imar planında 'spor alanı' olduğu gerekçesiyle kamulaştırdığı taşınmazın imar durumunu 'ticari alan' olarak değiştirmiş, kamulaştırılan taşınmaz yönünden yaptığı bu değişiklikle artı değer oluşturmuş ancak bu değerden başvurucuyu yoksun bırakarak, taşınmazın bir bölümünü bu şekilde özel kişilere devretmiştir' denildi.
İdarenin, kaynağını Anayasa ve yasalardan alan imar düzenlemeleri ve kamulaştırma işlemleriyle kamu yararına dayalı olarak mülkiyetini devraldığı hatırlatılan kararda, arazinin kamu yararı amacı somut olarak gerçekleştirilmeden devredildiği ve sadece gelir sağlayıcı bir mülkiyet transferine yol açıldığı ifade edildi.
Başvurucunun, kamulaştırmanın dayandığı kamu yararı amacı bulunmadan mülkiyet hakkına müdahale edilerek, Anayasa'nın 35. maddesindeki güvencelere aykırı şekilde mülkünden yoksun bırakıldığı aktarılan kararda, 'Kamulaştırma yoluyla yapılan müdahale bakımından kamu yararı amacının somut olarak gerçekleştirilmemesi nedeniyle başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin meşru amaç unsurunu taşımadığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermek gerekir.' tespitine yer verildi.