Uluslararası Tarım Sigortaları Sempozyumu Başladı

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik: 'Parlamentoların görevi tarih yazmak değil, toplumlar arasındaki dostluk köprülerini geliştirecek politikaları üretmektir. Ayrıca, Almanya 'soykırım' kavramını dünya siyasi ve hukuki literatürüne kazandıranları, kendi geçmişinde aramalıdır.' 'Bizim tarihimizde, utanmamızı gerektiren hiçbir şey yoktur. Tarihi gerçekleri siyasete alet ederek bize istikamet çizebileceklerini zannedenler, aldanıyorlar.'

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, parlamentoların görevinin tarih yazmak değil, toplumlar arasındaki dostluk köprülerini geliştirecek politikaları üretmek olduğunu belirterek, 'Ayrıca, Almanya 'soykırım' kavramını dünya siyasi ve hukuki literatürüne kazandıranları, kendi geçmişinde aramalıdır.' dedi.

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığında düzenlenen 'Uluslararası Tarım Sigortaları Sempozyumu'nun açılışında konuşan Çelik, Tarım Sigortaları Havuzu'nun (TARSİM) 10. yılı vesilesiyle düzenlenen sempozyuma katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Dünyada ve Türkiye'de son derece önemli gelişmelerin yaşandığı bir süreçten geçildiğini aktaran Çelik, Suriye’de yaşanan insanlık dışı hadiselerin dünya gündeminin birinci sırasındaki önemini korumaya devam ettiğini söyledi.

Suriye'nin, uluslararası güçlerin yüz yıl önce yarım kalan hesaplaşmalarının ikici perdesini sahneledikleri bir kan deryasına dönüştüğünün altını çizen Çelik, şöyle devam etti:

'Meselenin insani boyutunu, yerlerinden olan milyonlarca mültecinin dramını gündemde tutan tek ülke, Türkiye. Bunun yanında Ortadoğu’da etkinliğini sürdüren DAEŞ terör örgütünü yok etmek için müttefikimiz dediğimiz ülkelerin, başka terör örgütleriyle iş tuttuğu, akıl dışı olaylara şahit oluyoruz.Bu süreçte 'Körle yatan şaşı kalkar' misali, terör örgütlerinin armalarını taşıyan sözüm ona müttefiklerimizin, terörle mücadeledeki samimiyetleri, ciddi erozyona uğramış, inandırıcılıkları yara almıştır. Türkiye, menşei ve meşrebi ne olursa olsun, bütün terör örgütleri karşısındaki ilkeli ve kararlı duruşunu devam ettirecektir.'

Bakan Çelik, Türkiye ne zaman ayağa kalksa, birilerinin antidemokratik müdahalelerle ya da en kullanışlı yöntem olan terörle hızını kesmeye çalıştığına dikkati çekerek, bu girişimlerin geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da sonuçsuz kalacağını vurguladı.

- 'Almanya kendi geçmişine ortak arıyorsa, başka kapıya gitmelidir'

Almanya'daki Ermeni iddialarıyla ilgili tasarıya değinen Çelik, 'Tarihi gerçekleri kanun tasarılarıyla değiştiremezsiniz. Parlamentoların görevi tarih yazmak değil, toplumlar arasındaki dostluk köprülerini geliştirecek politikaları üretmektir. Ayrıca, Almanya 'soykırım' kavramını dünya siyasi ve hukuki literatürüne kazandıranları, kendi geçmişinde aramalıdır. Almanya kendi geçmişine ortak arıyorsa, başka kapıya gitmelidir. Bizim tarihimizde, utanmamızı gerektiren hiçbir şey yoktur. Tarihi gerçekleri siyasete alet ederek bize istikamet çizebileceklerini zannedenler, aldanıyorlar.Bizim istikametimiz, Türkiye olarak bellidir.Biz milletimizin selameti için, önümüze ne engel çıkarırlarsa çıkarsınlar, kararlı ve istikrarlı bir şekilde geleceğe yürümeye devam edeceğiz.' diye konuştu.

Çelik, iç ve dış gelişmelere rağmen, Türkiye'nin istiklal mücadelesine yaraşır bir istikbal mücadelesi vermeye devam ettiğini ifade ederek, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin de 2023 hedeflerine odaklandığını dile getirdi.

- 'TARSİM çiftçinin kara gün dostudur'

Bu hedeflere ulaşmada tarım sektörünün önemine değinen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Tarım sektörü, artan nüfusun gıda arz güvenliğinin sağlanması, milli gelire ve istihdama katkısı açısından vazgeçilmez, stratejik bir sektördür.Özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkeler bakımından tarım sektörü, ekonomik büyümeyi destekleme ve yoksulluğu azaltma bakımından, toplumsal bir fonksiyonu da icra etmektedir. FAO raporlarında da tarım, bir ülkenin sosyal ve ekonomik yönden açılım yapabilmesinde olmazsa olmaz bir unsur olarak zikredilmektedir. Ancak tarımsal üretim, doğası gereği olumsuz iklim şartları başta olmak üzere pek çok riske açıktır.Bu risklerin gıda arzı başta olmak üzere, üreticilerin gelir istikrarının bozulması, ekonominin yavaşlaması ve nihayetinde toplum üzerinde olumsuz etkiler doğurabileceği muhakkaktır.Bu nedenle tarım sektörü, sel, dolu, kuraklık, don gibi insanoğlunun müdahale iradesinin dışındaki gelişmelere karşı korunmaya muhtaçtır.Tarımsal üretimde verimliliği ve kaliteyi artırabilmek için bilgi ve teknolojinin imkanlarını ne kadar yoğun kullanırsak kullanalım, riskler karşısında gerekli tedbirleri almazsak, üretimde sürdürülebilirliği sağlayamayız.Tarım sektöründe karşılaşılması muhtemel risklere karşı en etkili yöntem, risk yönetim araçlarının devreye sokulmasıdır.Risk yönetim araçları içinde en işlevsel olanı ise tarım sigortalarıdır.'

Tarım sigortalarının batıda yaklaşık 200 yıllık geçmişi bulunduğuna dikkati çeken Çelik, bu sigortanın Türkiye'de ilk kez 1957 yılında özel sigorta şirketleri aracılığıyla üreticilere sunulduğunu söyledi. Bakan Çelik, 2005 yılında yürürlüğe giren 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile bu eksikliğin devlet-özel sektör ortaklığıyla yürütülen bir tarım sigorta sistemi olan TARSİM'le giderildiğini anlattı.

TARSİM'in çiftçinin, üreticinin kara gün dostu olduğunu belirten Çelik, 'Çiftçimiz, Türkiye'nin nasıl sigortası ise TARSİM de çiftçimizin sigortası ve güvencesidir.Bireylerin yarınlara güvenle bakması için sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası ne kadar gerekli ve önemli ise gıda arz güvenliğinin sağlanması ve çiftçimizin refah düzeyinin artırılması için TARSİM de o kadar hayatidir. 2006’dan bu yana gerçekleşen rakamlar da bu gerçeği ortaya koymaktadır. Aradan geçen 10 yıl içinde 81 il, 971 ilçe ve 33 bin 596 köyümüz, devlet destekli tarım sigortası ile tanışmıştır. 7 milyon 119 bin 261 poliçe düzenlendi. 87 milyar liranın üzerindeki tarımsal varlık sigortalandı. Yine yaklaşık 2,5 milyar liralık tazminat ödemesi yapıldı. Bütün bu rakamlar, batı dünyasından 200 yıl geriden gelmemize rağmen 10 yıl içesinde TARSİM'in yani sigortacılığımızın kat ettiği mesafe açısından son derece önemli veriler olarak ifade edilebilir.' ifadelerini kullandı.

- 'TARSİM'in sürdürülebilir anlayışla yoluna devam etmesini sağlamalıyız'

Çelik, 2006’da dolu, yangın, fırtına, heyelan gibi riskleri sigortalamaya başlayan TARSİM'in son 10 yılda don, sel ve su baskını, vahşi hayvan saldırıları gibi çiftçiyi mağdur eden çok geniş bir risk yelpazesini sigorta kapsamına alarak, üreticilerin yarınlara güvenle bakmasını sağladığını vurgulayarak, Türkiye'nin 2023 hedeflerine paralel olarak TARSİM'in kapsayıcılığı artırma konusunda da hedeflerinin olduğunu söyledi.

Bakan Çelik, 'Siyasi birtakım müdahalelerle sosyal güvenlik sistemi adeta sosyal güvensizlik sistemine dönüşmüştü, millete güvence olması gereken sistem, milletin kamburu haline gelmişti. Geçmiş tecrübelerden dersler çıkararak, TARSİM'in siyasi mülahazaların dışında kalarak, çiftçinin refahına ve üretimin artmasına odaklanan, sürdürülebilir bir anlayışla yoluna devam etmesini sağlamak durumundayız.' değerlendirmesinde bulundu.

Konuşmanın ardından, TARSİM Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kemaloğlu, Çelik'e teşekkür plaketi verdi.
Kaynak: AA