Konteyner Taşımacılığında Yeni Dönem
Konteyner taşımacılığında yeni dönem 1 Temmuz 2016 tarihinde başlıyor.
Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından onaylanan, Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS) hükümleri gereğince 1 Temmuz 2016 tarihinde yürürlüğe girecek olan uygulama ile ihracatçılara dolu konteynerlerin brüt ağırlığının tespit edilerek doğrulanması ve doğrulanmış brüt ağırlıklarının bildirilmesi zorunluluğu getiriliyor. Konteyner taşımacılığında aşırı yüklemeler nedeniyle meydana gelen kazaların önüne geçmek, daha emniyetli ve güvenli bir denizyolu taşımacılığı sağlamak amacıyla IMO tarafından 2014 yılında, dolu konteynerlerin tartılarak beyan edilmesine (VGM-Verified Gross Mass of a Container) karar verildi.
SOLAS kapsamına alınan uygulamanın yürürlük tarihi ise sektörün hazırlıklarını tamamlayabilmesi için 1 Temmuz 2016 olarak belirlendi.
ULAŞTIRMA BAKANLIĞI YÖNERGE HAZIRLIYOR
Yeni uygulamada artık geri sayım başladı.
Tüm dünyada aynı anda devreye girecek yeni düzenleme, uluslararası deniz trafiğinde SOLAS sistemiyle limanlarda yükleme yapılan tüm konteynerlere uygulanacak. Türkiye’de de SOLAS kapsamında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından ‘Deniz Yoluyla Taşınacak Dolu Konteynerlerin Brüt Ağırlığının Tespiti, Doğrulanması ve Bildirimi Hakkında Yönerge’ hazırlanıyor. Henüz yürürlüğe girmeyen Yönerge Taslağı ile deniz yoluyla taşınmak üzere Türkiye limanlarında gemilere yüklenecek olan dolu konteynerlerin brüt ağırlıklarının tespit edilerek doğrulanması, doğrulanmış brüt ağırlıklarının bildirimi ve tarafların sorumluluklarına ilişkin usul ve esaslar belirlendi.
DBA BELGESİ OLMAYAN KONTEYNERLER GEMİLERE YÜKLENMEYECEK
Taslakta, ‘Gönderen (ihracatçı), Hat Operatörü, Taşıma İşleri Organizatörü, Kıyı Tesisi İşleticisi, Taşıyan ve Tartı Alet Operatörü’ne sorumluluk yükleniyor. Bu noktada ihracatçılar tarafından deniz taşıma şirketlerine konteynerlerin teslimi öncesinde ‘VGM’ olarak adlandırılan Konteyner Belgelenmiş/Doğrulanmış Ağırlık Belgesinin ’Doğrulanmış Brüt Ağırlık’ (DBA) beyanı vermesi zorunlu olacak.
Bakanlığın hazırladığı yönerge taslağındaki ‘Doğrulanmış brüt ağırlık bilgisi bulunmayan dolu konteynerler gemilere yüklenemez’ hükmü gereğince, armatörlere, acentelere ve gemi işletmecilerine gönderici tarafından DBA beyanı verilmemiş dolu konteynerleri gemiye kabul etmeme, liman operatörlerine de kendilerine DBA beyanı iletilmemiş dolu konteynerleri gemilere yüklememe sorumluluğunu getiriliyor.
ÖZBENLİ: “UYGULAMAK ZORUNDAYIZ”
Tartımların akrediteli tartı aletleriyle yapılması gerektiğinden, özellikle kantarların ve ihracatçıların, 1 Temmuz’a kadar bu yeni sisteme kendilerini hazırlamaları gerekiyor. İçel Deniz Ticaret Odası Genel Sekreteri Korer Özbenli, konuya ilişkin İHA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni uygulamanın Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gereği SOLAS’ın bir kuralı olduğunu söyledi.
Uygulamadaki amacın, güvenliğin sağlanması olduğunu belirten Özbenli, “Buradaki amaç, konteynerlerin gemiye yüklenmeden önceki ağırlıklarının sertifikalı, yetkilendirilmiş kuruluşlarca tartılıp belgelendirilerek yüklenmesi. Eğer tartıda belgelenmemiş bir şey varsa Liman İdaresi bunu kabul etmeme hakkına da sahip. Ya da kendisi tarafından tartılarak, o belgeyi kendisi vermek şartıyla gemiye yüklenmesi gerekiyor. Bu uluslararası bir güvenlik uygulaması olduğu için ve Türkiye olarak biz de taraf olduğumuz için bunu uygulamak zorundayız” dedi.
“YÖNERGENİN ÇIKMASINI BEKLİYORUZ”
Bu konuda Bakanlığın yönerge hazırlığı içinde olduğunu dile getiren Özbenli, “Bu yönerge çıktıktan sonra nasıl bir uygulama yapılacağı, limanların nasıl bir yaptırımla karşılaşacakları konuları netleşecek. Bu uygulamanın bir ek maliyet getirip getirmeyeceği de yönerge yayınlandıktan sonra daha net görülecek. Yönerge açıklanmadan, bunların nasıl bir uygulamayla yapılacağını bilmediğimiz için şu aşamada bunun ötesinde bir şey söylememiz mümkün değil. Yönergenin çıkmasını bekliyoruz” diye konuştu.
“DÜRÜST ÇALIŞAN İNSANLARIN LEHİNE OLACAK”
İçel Gümrük Müşavirleri Derneği Başkanı Hüseyin Sarıdağ ise bu uygulamanın kazaları önlemekten çok navlundan kaçırma yönündeki suistimallerin önüne geçmek açısından önemli olduğunu söyledi.
Doğru olmayan yük bilgisinde Türkiye’den giden konteynerlerde değil, genelde gelenlerde sorun yaşandığına dikkat çeken Sarıdağ, “Örneğin bize Uzakdoğu’dan gelen özellikle mermer, granit gibi ağır ürünlerde 3-5 tona kadar fark eden rakamlar oluyor. Türkiye’den gidenlerde bu pek yaşanmıyor. Mademki uluslararası bir sözleşme gereği bunun yapılması gerekiyor, elbette ki akredite kantarların oluşturulması ve bunlar üzerinden gönderilmesi dürüst çalışan insanların lehine olacaktır” ifadelerini kullandı.
Uygulamanın ilk başta maliyetleri artıracağı gibi bir kaygı doğurabileceğine işaret eden Sarıdağ, ancak maliyetin 2-3 dolar civarında olacağını düşündüğünü, dolayısıyla çok büyük maliyetler oluşturacağını zannetmediğini dile getirdi. Ancak, navlunla ilgili suistimalleri ortadan kaldıracağının bir gerçek olduğunu vurgulayan Sarıdağ, şöyle devam etti: “Örneğin, 26 tonluk mal göndereceksiniz, konteynerin kapasitesi 24,5 ton. Maalesef bazı ihracatçılarımız veya yurt dışından gelenler, belge üzerinde bunu 24,5 ton olarak gösteriyorlar ama tarttığınız zaman 26 ton çıkıyor. Yani navlundan kaçırmak için maalesef böyle suistimaller oluyor. Bu uygulama en azından bunların önüne geçer.”
Aşırı yüklemeden kaynaklı kazaları önlemek için uygulanacak olmasının, kendisine çok inandırıcı gelmediğini de belirten Sarıdağ, “Çünkü siz gemiye yüklediğiniz yükü kantarlarda tartın, bir de geminin draftı vardır, draftından ölçerler geminin aldığı tonajı, çok az fark eder, büyük gemilerde dahi 2-3 ton veya 5 ton fark eder. Yani geminin yük ağırlığı açısından tehlikeye girmesini o kadar önlemez. Tabi bunlar da muhtemeldir, oluyordur ama esas amaç burada navlundan kaçırmak isteyen insanların önüne geçmiş olur. Bizi doğru düzgün beyan etmeye sevk eder. Doğru ve güzel bir uygulama” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
SOLAS kapsamına alınan uygulamanın yürürlük tarihi ise sektörün hazırlıklarını tamamlayabilmesi için 1 Temmuz 2016 olarak belirlendi.
ULAŞTIRMA BAKANLIĞI YÖNERGE HAZIRLIYOR
Yeni uygulamada artık geri sayım başladı.
Tüm dünyada aynı anda devreye girecek yeni düzenleme, uluslararası deniz trafiğinde SOLAS sistemiyle limanlarda yükleme yapılan tüm konteynerlere uygulanacak. Türkiye’de de SOLAS kapsamında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından ‘Deniz Yoluyla Taşınacak Dolu Konteynerlerin Brüt Ağırlığının Tespiti, Doğrulanması ve Bildirimi Hakkında Yönerge’ hazırlanıyor. Henüz yürürlüğe girmeyen Yönerge Taslağı ile deniz yoluyla taşınmak üzere Türkiye limanlarında gemilere yüklenecek olan dolu konteynerlerin brüt ağırlıklarının tespit edilerek doğrulanması, doğrulanmış brüt ağırlıklarının bildirimi ve tarafların sorumluluklarına ilişkin usul ve esaslar belirlendi.
DBA BELGESİ OLMAYAN KONTEYNERLER GEMİLERE YÜKLENMEYECEK
Taslakta, ‘Gönderen (ihracatçı), Hat Operatörü, Taşıma İşleri Organizatörü, Kıyı Tesisi İşleticisi, Taşıyan ve Tartı Alet Operatörü’ne sorumluluk yükleniyor. Bu noktada ihracatçılar tarafından deniz taşıma şirketlerine konteynerlerin teslimi öncesinde ‘VGM’ olarak adlandırılan Konteyner Belgelenmiş/Doğrulanmış Ağırlık Belgesinin ’Doğrulanmış Brüt Ağırlık’ (DBA) beyanı vermesi zorunlu olacak.
Bakanlığın hazırladığı yönerge taslağındaki ‘Doğrulanmış brüt ağırlık bilgisi bulunmayan dolu konteynerler gemilere yüklenemez’ hükmü gereğince, armatörlere, acentelere ve gemi işletmecilerine gönderici tarafından DBA beyanı verilmemiş dolu konteynerleri gemiye kabul etmeme, liman operatörlerine de kendilerine DBA beyanı iletilmemiş dolu konteynerleri gemilere yüklememe sorumluluğunu getiriliyor.
ÖZBENLİ: “UYGULAMAK ZORUNDAYIZ”
Tartımların akrediteli tartı aletleriyle yapılması gerektiğinden, özellikle kantarların ve ihracatçıların, 1 Temmuz’a kadar bu yeni sisteme kendilerini hazırlamaları gerekiyor. İçel Deniz Ticaret Odası Genel Sekreteri Korer Özbenli, konuya ilişkin İHA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni uygulamanın Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gereği SOLAS’ın bir kuralı olduğunu söyledi.
Uygulamadaki amacın, güvenliğin sağlanması olduğunu belirten Özbenli, “Buradaki amaç, konteynerlerin gemiye yüklenmeden önceki ağırlıklarının sertifikalı, yetkilendirilmiş kuruluşlarca tartılıp belgelendirilerek yüklenmesi. Eğer tartıda belgelenmemiş bir şey varsa Liman İdaresi bunu kabul etmeme hakkına da sahip. Ya da kendisi tarafından tartılarak, o belgeyi kendisi vermek şartıyla gemiye yüklenmesi gerekiyor. Bu uluslararası bir güvenlik uygulaması olduğu için ve Türkiye olarak biz de taraf olduğumuz için bunu uygulamak zorundayız” dedi.
“YÖNERGENİN ÇIKMASINI BEKLİYORUZ”
Bu konuda Bakanlığın yönerge hazırlığı içinde olduğunu dile getiren Özbenli, “Bu yönerge çıktıktan sonra nasıl bir uygulama yapılacağı, limanların nasıl bir yaptırımla karşılaşacakları konuları netleşecek. Bu uygulamanın bir ek maliyet getirip getirmeyeceği de yönerge yayınlandıktan sonra daha net görülecek. Yönerge açıklanmadan, bunların nasıl bir uygulamayla yapılacağını bilmediğimiz için şu aşamada bunun ötesinde bir şey söylememiz mümkün değil. Yönergenin çıkmasını bekliyoruz” diye konuştu.
“DÜRÜST ÇALIŞAN İNSANLARIN LEHİNE OLACAK”
İçel Gümrük Müşavirleri Derneği Başkanı Hüseyin Sarıdağ ise bu uygulamanın kazaları önlemekten çok navlundan kaçırma yönündeki suistimallerin önüne geçmek açısından önemli olduğunu söyledi.
Doğru olmayan yük bilgisinde Türkiye’den giden konteynerlerde değil, genelde gelenlerde sorun yaşandığına dikkat çeken Sarıdağ, “Örneğin bize Uzakdoğu’dan gelen özellikle mermer, granit gibi ağır ürünlerde 3-5 tona kadar fark eden rakamlar oluyor. Türkiye’den gidenlerde bu pek yaşanmıyor. Mademki uluslararası bir sözleşme gereği bunun yapılması gerekiyor, elbette ki akredite kantarların oluşturulması ve bunlar üzerinden gönderilmesi dürüst çalışan insanların lehine olacaktır” ifadelerini kullandı.
Uygulamanın ilk başta maliyetleri artıracağı gibi bir kaygı doğurabileceğine işaret eden Sarıdağ, ancak maliyetin 2-3 dolar civarında olacağını düşündüğünü, dolayısıyla çok büyük maliyetler oluşturacağını zannetmediğini dile getirdi. Ancak, navlunla ilgili suistimalleri ortadan kaldıracağının bir gerçek olduğunu vurgulayan Sarıdağ, şöyle devam etti: “Örneğin, 26 tonluk mal göndereceksiniz, konteynerin kapasitesi 24,5 ton. Maalesef bazı ihracatçılarımız veya yurt dışından gelenler, belge üzerinde bunu 24,5 ton olarak gösteriyorlar ama tarttığınız zaman 26 ton çıkıyor. Yani navlundan kaçırmak için maalesef böyle suistimaller oluyor. Bu uygulama en azından bunların önüne geçer.”
Aşırı yüklemeden kaynaklı kazaları önlemek için uygulanacak olmasının, kendisine çok inandırıcı gelmediğini de belirten Sarıdağ, “Çünkü siz gemiye yüklediğiniz yükü kantarlarda tartın, bir de geminin draftı vardır, draftından ölçerler geminin aldığı tonajı, çok az fark eder, büyük gemilerde dahi 2-3 ton veya 5 ton fark eder. Yani geminin yük ağırlığı açısından tehlikeye girmesini o kadar önlemez. Tabi bunlar da muhtemeldir, oluyordur ama esas amaç burada navlundan kaçırmak isteyen insanların önüne geçmiş olur. Bizi doğru düzgün beyan etmeye sevk eder. Doğru ve güzel bir uygulama” şeklinde konuştu.