Demirtaş'tan Antalya'da 'Dokunulmazlık' Açıklaması
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Bizim dokunulmazlığımız, etrafımızdaki halk sevgisidir. Halkla olan gönül bağımızdır. Binlerce kere şükür olsun ki halkımızla aramızdaki gönül bağını kaldıramadınız. Asıl dokunulmazlık budur. Onu kaldıramayacaksınız, onu kaldırmanıza da asla izin vermeyeceğiz” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Antalya İl Başkanlığı tarafından Kepez ilçesi Şafak Mahallesi’nde düzenlenen iftar programına katıldı.
Olağanüstü günler yaşadıklarını ve zor bir dönemden geçtiklerini dile getiren Demirtaş, “Ülkemizde, Afganistan’dan Somali’ye, Libya’ya, Filistin’e, ülkemizin her yerine sirayet eden savaş, ölüm, kan, gözyaşı bu ayın, Ramazan’ın yüzü suyu hürmetine inşallah son bulur. Bizlerin yaşadığı acılar, dayanışma, halkın güçlü ittifakı ile inşallah son bulur. Bizler Türkiye’de yaşayan her yurttaş ne kadar zengin bir ülkede yaşadığımızın farkındayız. Çok renkliliğimiz, çok sesliliğimiz, yer altı, yer üstü zenginliklerimiz var. Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşıyoruz. Ama büyük bir talihsizliğimiz var. Ülkenin tüm güzelliğini cehenneme çeviren talihsizliğimiz var. Bizi yönetenler. Bunu sadece AK Parti için değil bundan önceki hükümetler için de söylüyorum” diye konuştu.
Rusya’nın uçağı düşürüldüğünde söylediği sözleri yeniden söyleyen Demirtaş, “Ne dedik? Yanlış yaptınız dedik. Rusya gibi bir devletle savaş noktasına gelmek yanlıştır dedik. Diyalog kurulmalı, görüşme yapılmalı dedik. Ben çıktım Rusya’ya gittim. Rusya Dışişleri Bakanı ile görüştüm. Sorunları diyalogla çözmelisiniz dedim. Beni vatan haini ilan etmediler mi? Ettiler. Şimdi Putin’e mektup yazıyorlar. ’Canım cicimli’ mektup yazıyor. Yani bir defa dik duraydınız, biz özür dileseydik. Bak ne oldu, turizm bitti. Bizi vatan haini ilan edenler, bugün turizmin geldiği noktadan sorumlu değiller mi? HDP’ye kalsaydı bugün buralar turist kaynayacaktı” dedi.
Parlamentodaki her partinin halktan aldığı destekle geldiğinin altını çizen Demirtaş, "Yakılan iş yerimizi, parti binalarımızı unutmadık. Buna rağmen seçimi kazandık. Ülkenin çıkarı için Türk’ün, Kürt’ün çıkarı için konuşalım. Diyalog kuralım. Çatışma ölüm olmasın" diye konuştu.
“BU ÜLKENİN HER BİR KÖŞESİ HER YURTTAŞIN ÖZ MALIDIR. KİMSE MİSAFİR DEĞİLDİR”
Geçen yıl Alanya ve Manavgat’ta HDP’li diye yüzlerce iş yerinin yakılıp yıkıldığını ileri süren Demirtaş, “Ne oldu, o gün iş yerini yakıp yıkacağına, Kürt olan esnafın elini tutsaydın, barış için yürüseydin bugün aç kalmazdın. Yazık değil mi? Yaktınız da ne oldu. Geriye dönüp bak bakalım yanlış nerede. Halkla el ele barış için mücadele et. Biz bu toprakların gerçeğiyiz. Burası bizim anavatanımız. Bu ülkenin her bir köşesi her yurttaşın öz malıdır. Kimse misafir değildir. Herkes kendini bilerek hareket etse barışı sağlamak kolay olur. İki seçimde barajı aştık. Baraj altı kalsak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan saltanatını, anayasada tescillemiş olacaktı” ifadelerine yer verdi.
“DOKUNULMAZLIĞIMIZ, HALK SEVGİSİDİR”
Demirtaş sözlerine şöyle devam etti: “Tek engel biziz. Diğer 3 parti el ele vermiş şimdi bizi içeri atmanın, dokunulmazlıklar üzerinden bizi tasfiye etmenin peşine düşmüşler. Bu da boş bir iş. Bu da boş. Biz hangi zorluğu, hangi tehdidi görünce geri adım attık ki şimdi atacağız. Dokunulmazlıklarımız kalkmış kendiniz bilirsiniz. Bizim dokunulmazlığımız, etrafımızdaki halk sevgisidir. Halkla olan gönül bağımızdır. Binlerce kere şükür olsun ki halkımızla aramızdaki gönül bağını kaldıramadınız. Asıl dokunulmazlık budur. Onu kaldıramayacaksınız, onu kaldırmanıza da asla izin vermeyeceğiz.”
“BEN ÇAĞRI YAPIYORUM SAVCILARA; BİZE DAVETİYE FALAN GÖNDERMEYİN KARDEŞİM GELMEYECEĞİZ”
Haftaya mahkemelere çıkacaklarını vurgulayan Demirtaş, “Savcılık tebligat gönderecek, gel ifade ver diye. Daha önce de savcılara çağrı yaptım. Zaten dosyalarımız hangi savcılara gitti, hakim savcıların yeri değişti de ne tür fırıldakla çevrildi bilmiyoruz. Her hakim her savcı iyi niyetlidir öyle kabul edelim. Ben çağrı yapıyorum savcılara, ‘Bize davetiye falan göndermeyin kardeşim gelmeyeceğiz. Götürecekseniz bizi zorla götüreceksiniz, kendi ayağımızla gelip size ifade vermeyeceğiz. Niye vermeyeceğiz? Yargıya saygısızlığımızdan değil, ortada saygı duyulacak bir yargı olmadığı için. AK Parti’nin hukuk komisyonlarına gidip ne ifade vereceğiz. AK Parti’den emir alan mahkemede neyin ifadesini vereceğiz. Bize soracağınız sorulara alacağınız cevap bir tanedir, tekdir. Biz siyaset yaptık, yaptığımız siyasetten dolayı ancak halk tarafından sorgulanabiliriz. Savcı, hakim siyasi duruşumuzu sorgulayamaz. Siyaset yapmak da suç olamaz” dedi.
“BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN BİR GÜN FAZLA YAŞAMAK DEĞİLDİR, ONURLU YAŞAMAKTIR”
Partisinin 56 milletvekili hakkında 510 dava ve soruşturma olduğunu kaydeden Demirtaş, “93’ü bana ait. 486 yıl hapis, 2 de müebbet istiyorlar. Sağlık olsun Allah uzun ömür versin yatarız çıkarız. Bundan korkumuz yok da ülke ne olacak? Siyasetçi halkını düşünmek zorunda kendini değil. Biz onu düşünüyoruz. Bizim için ömrümüz, içeride mi, dışarıda mı geçmiş önemli değil. Önemli olan nerede yaşadığın değil. Dik misin, eğik misin, alnın açık mı değil mi budur mesele. Biz içeride olsak parlamentoda olsak tavrımız değişmeyecek. Bizim için önemli olan bir gün fazla yaşamak değildir, onurlu yaşamaktır. Kısa olsun, onurlu olsun. Sizler bin bir emekle, fedakarlıkla bizleri seçip parlamentoya gönderenler ve dostlarımız, bize oy vermeyip duaları bizimle olanlar, bir dönem artık sesimizi en gür şekilde çıkarma dönemidir. Tek bir milletvekiline dokunulduğu anda meydanlar, alanlar sizin için meşrudur. Protesto hakkı anayasal bir haktır. İradenizi her gün durumda sahip çıkmalısınız. Dokunulan sizin iradenizdir, ben değilim. Kararlı bir şekilde geri adım atmadan, üstünüze gelecekler, bunlar üst aklın oyunu falan diyecekler, saraydaki camların titrediğini görünce ayak seslerinizden korkacak. Daha fazla saldırın diyecek. Geri adım atmayın. Gün öyle bir gündür. Onur, haysiyet başka türlü korunmaz. Özgürlüğe başka türlü ulaşılmaz. Bedel ödemeden, bedel ödemeyi göze almadan, çocuklarımıza özgür bir ülke bırakamayız. Bizden ne istiyorlarsa alsınlar. Canımızı istiyorlarsa alsınlar ama Kürtü’yle, Türk’üyle bu ülkede çocuklar, özgürce barış içinde yaşayacak. Hep birlikte bunu başaracağız” dedi.
Kaynak: İHA
Olağanüstü günler yaşadıklarını ve zor bir dönemden geçtiklerini dile getiren Demirtaş, “Ülkemizde, Afganistan’dan Somali’ye, Libya’ya, Filistin’e, ülkemizin her yerine sirayet eden savaş, ölüm, kan, gözyaşı bu ayın, Ramazan’ın yüzü suyu hürmetine inşallah son bulur. Bizlerin yaşadığı acılar, dayanışma, halkın güçlü ittifakı ile inşallah son bulur. Bizler Türkiye’de yaşayan her yurttaş ne kadar zengin bir ülkede yaşadığımızın farkındayız. Çok renkliliğimiz, çok sesliliğimiz, yer altı, yer üstü zenginliklerimiz var. Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşıyoruz. Ama büyük bir talihsizliğimiz var. Ülkenin tüm güzelliğini cehenneme çeviren talihsizliğimiz var. Bizi yönetenler. Bunu sadece AK Parti için değil bundan önceki hükümetler için de söylüyorum” diye konuştu.
Rusya’nın uçağı düşürüldüğünde söylediği sözleri yeniden söyleyen Demirtaş, “Ne dedik? Yanlış yaptınız dedik. Rusya gibi bir devletle savaş noktasına gelmek yanlıştır dedik. Diyalog kurulmalı, görüşme yapılmalı dedik. Ben çıktım Rusya’ya gittim. Rusya Dışişleri Bakanı ile görüştüm. Sorunları diyalogla çözmelisiniz dedim. Beni vatan haini ilan etmediler mi? Ettiler. Şimdi Putin’e mektup yazıyorlar. ’Canım cicimli’ mektup yazıyor. Yani bir defa dik duraydınız, biz özür dileseydik. Bak ne oldu, turizm bitti. Bizi vatan haini ilan edenler, bugün turizmin geldiği noktadan sorumlu değiller mi? HDP’ye kalsaydı bugün buralar turist kaynayacaktı” dedi.
Parlamentodaki her partinin halktan aldığı destekle geldiğinin altını çizen Demirtaş, "Yakılan iş yerimizi, parti binalarımızı unutmadık. Buna rağmen seçimi kazandık. Ülkenin çıkarı için Türk’ün, Kürt’ün çıkarı için konuşalım. Diyalog kuralım. Çatışma ölüm olmasın" diye konuştu.
“BU ÜLKENİN HER BİR KÖŞESİ HER YURTTAŞIN ÖZ MALIDIR. KİMSE MİSAFİR DEĞİLDİR”
Geçen yıl Alanya ve Manavgat’ta HDP’li diye yüzlerce iş yerinin yakılıp yıkıldığını ileri süren Demirtaş, “Ne oldu, o gün iş yerini yakıp yıkacağına, Kürt olan esnafın elini tutsaydın, barış için yürüseydin bugün aç kalmazdın. Yazık değil mi? Yaktınız da ne oldu. Geriye dönüp bak bakalım yanlış nerede. Halkla el ele barış için mücadele et. Biz bu toprakların gerçeğiyiz. Burası bizim anavatanımız. Bu ülkenin her bir köşesi her yurttaşın öz malıdır. Kimse misafir değildir. Herkes kendini bilerek hareket etse barışı sağlamak kolay olur. İki seçimde barajı aştık. Baraj altı kalsak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan saltanatını, anayasada tescillemiş olacaktı” ifadelerine yer verdi.
“DOKUNULMAZLIĞIMIZ, HALK SEVGİSİDİR”
Demirtaş sözlerine şöyle devam etti: “Tek engel biziz. Diğer 3 parti el ele vermiş şimdi bizi içeri atmanın, dokunulmazlıklar üzerinden bizi tasfiye etmenin peşine düşmüşler. Bu da boş bir iş. Bu da boş. Biz hangi zorluğu, hangi tehdidi görünce geri adım attık ki şimdi atacağız. Dokunulmazlıklarımız kalkmış kendiniz bilirsiniz. Bizim dokunulmazlığımız, etrafımızdaki halk sevgisidir. Halkla olan gönül bağımızdır. Binlerce kere şükür olsun ki halkımızla aramızdaki gönül bağını kaldıramadınız. Asıl dokunulmazlık budur. Onu kaldıramayacaksınız, onu kaldırmanıza da asla izin vermeyeceğiz.”
“BEN ÇAĞRI YAPIYORUM SAVCILARA; BİZE DAVETİYE FALAN GÖNDERMEYİN KARDEŞİM GELMEYECEĞİZ”
Haftaya mahkemelere çıkacaklarını vurgulayan Demirtaş, “Savcılık tebligat gönderecek, gel ifade ver diye. Daha önce de savcılara çağrı yaptım. Zaten dosyalarımız hangi savcılara gitti, hakim savcıların yeri değişti de ne tür fırıldakla çevrildi bilmiyoruz. Her hakim her savcı iyi niyetlidir öyle kabul edelim. Ben çağrı yapıyorum savcılara, ‘Bize davetiye falan göndermeyin kardeşim gelmeyeceğiz. Götürecekseniz bizi zorla götüreceksiniz, kendi ayağımızla gelip size ifade vermeyeceğiz. Niye vermeyeceğiz? Yargıya saygısızlığımızdan değil, ortada saygı duyulacak bir yargı olmadığı için. AK Parti’nin hukuk komisyonlarına gidip ne ifade vereceğiz. AK Parti’den emir alan mahkemede neyin ifadesini vereceğiz. Bize soracağınız sorulara alacağınız cevap bir tanedir, tekdir. Biz siyaset yaptık, yaptığımız siyasetten dolayı ancak halk tarafından sorgulanabiliriz. Savcı, hakim siyasi duruşumuzu sorgulayamaz. Siyaset yapmak da suç olamaz” dedi.
“BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN BİR GÜN FAZLA YAŞAMAK DEĞİLDİR, ONURLU YAŞAMAKTIR”
Partisinin 56 milletvekili hakkında 510 dava ve soruşturma olduğunu kaydeden Demirtaş, “93’ü bana ait. 486 yıl hapis, 2 de müebbet istiyorlar. Sağlık olsun Allah uzun ömür versin yatarız çıkarız. Bundan korkumuz yok da ülke ne olacak? Siyasetçi halkını düşünmek zorunda kendini değil. Biz onu düşünüyoruz. Bizim için ömrümüz, içeride mi, dışarıda mı geçmiş önemli değil. Önemli olan nerede yaşadığın değil. Dik misin, eğik misin, alnın açık mı değil mi budur mesele. Biz içeride olsak parlamentoda olsak tavrımız değişmeyecek. Bizim için önemli olan bir gün fazla yaşamak değildir, onurlu yaşamaktır. Kısa olsun, onurlu olsun. Sizler bin bir emekle, fedakarlıkla bizleri seçip parlamentoya gönderenler ve dostlarımız, bize oy vermeyip duaları bizimle olanlar, bir dönem artık sesimizi en gür şekilde çıkarma dönemidir. Tek bir milletvekiline dokunulduğu anda meydanlar, alanlar sizin için meşrudur. Protesto hakkı anayasal bir haktır. İradenizi her gün durumda sahip çıkmalısınız. Dokunulan sizin iradenizdir, ben değilim. Kararlı bir şekilde geri adım atmadan, üstünüze gelecekler, bunlar üst aklın oyunu falan diyecekler, saraydaki camların titrediğini görünce ayak seslerinizden korkacak. Daha fazla saldırın diyecek. Geri adım atmayın. Gün öyle bir gündür. Onur, haysiyet başka türlü korunmaz. Özgürlüğe başka türlü ulaşılmaz. Bedel ödemeden, bedel ödemeyi göze almadan, çocuklarımıza özgür bir ülke bırakamayız. Bizden ne istiyorlarsa alsınlar. Canımızı istiyorlarsa alsınlar ama Kürtü’yle, Türk’üyle bu ülkede çocuklar, özgürce barış içinde yaşayacak. Hep birlikte bunu başaracağız” dedi.