Batuhan Yaşar Açıklaması 'Terörle Mücadelede Sona Mı Geliniyor.. Şimdi Ne Olacak?'

Batuhan Yaşar’ın “Terörle mücadelede sona mı geliniyor.. Şimdi ne olacak?” başlıklı yazısının tamamı ise şöyle:

“Şırnak ve Nusaybin de temizlendikten sonra bu büyüklük ve kapsamda terör mücadelesi yapılacak başka bir yerleşim yeri kalmamış oluyor.

Güvenilir kaynaklardan aldığımız bilgilere göre; Şırnak merkez neredeyse bitti. Arama/tarama ağırlıklı operasyonlar sürüyor. Açıklamanın eli kulağında.. Bugün.. Yarın.. Ertesi gün..

Nusaybin’de teröristler toplu hâlde teslim olmaya başladı.

75 PKK’lının teslim olması gelinen aşamayı göstermesi bakımından önemli.

-Nusaybin’de de PKK’nın beli kırıldı denebilir mi?

-Gayet tabii tam da bu ifadeyi kullanmak mümkün.

Nusaybin’de güzel gelişmeler olurken, terör örgütü sosyal medya üzerinden teslim olan 75 teröristin, aslında terörist değil sivil vatandaş olduğunu yaymaya çalışıyor.

Taş üstünde taş kalmamış bir yerde sivil vatandaşlar da öylesine takılıyorlarmış demek!

Komikliğin de ötesi.

Ama burada başka bir oyun daha var.

İstihbarat birimleri, Nusaybin’de PKK’nın dağ kadrosundan 120 terörist olduğunu belirledi.

Teslim olanlar sayesinde, kıskaç, çember açılacak dağ kadrosu da dağlara kaçacaktı!

Ama olmadı.

İlk kaçma girişiminde 20 terörist etkisiz hâle getirildi.

İkinci denemede 3, son olarak da Nusaybin sorumlusu (Zamani Çamak) ve yardımcısıyla (Veysi Akgün) birlikte 5 terörist daha etkisiz hâle getirildi.

Güvenlik güçleri Nusaybin’deki çemberi her geçen gün biraz daha daraltıyor.

2-3 mahalleye sıkıştılar. Kıpırdayacak hâlleri kalmadı.

-Kaçma ihtimalleri var mı, diye bir kez daha sorduk:

-“Dağ kadrosunun veya bir başka grubun operasyon bölgesi Nusaybin’den kaçmaları söz konusu değildir.”

Terör örgütü Sur, Cizre, Silopi, Yüksekova ve Şırnak’ta uğradığı hezimetin aynını Nusaybin’de de yaşadı.

Nusaybin PKK için Murat Karayılan için, Cemil Bayık için son kaleydi. Suriye’den o kadar da destek gelmişti ama yine olmadı...

PKK şehir savaşları başlatacak, güya bu savaşı en az 30 ilçeye yayacaktı. Ardından daha da genişletecek ve nihai hedefine ulaşacaktı.

PKK’nın kulağına böyle fısıldanmıştı...

Silahları gömmek filan yok, ne sınır dışına çıkması, ne çekilmesi, demişlerdi.

Terörle mücadelenin, (şehir merkezlerinin terörden temizlenmesi) Haziran 2016’dan önce bitmeyeceğini hep belirtmiştik.

Haziran sonrasında da bitmeyecek. Yanlış anlaşılmasın. PKK içerde ve dışarda marjinal hâle getirilene kadar devam edecek.

Bırakın 30 ilçeye filan yaymayı, anca yedi buçuk merkezde kendi söylemleri ile şehir savaşları çıkartmaya çalıştılar, yaktılar, yıktılar sonunda da kaybettiler.

Evet artık çok daha net olarak ifade edebiliriz:

PKK şehirlerde başarısız oldu ve kaybetti.

Dikkatinizi çekiyor mu son 1 aydır ne Murat Karayılan ne de Cemil Bayık’ın sesi çıkıyor.

BBC Türkçe’de röportajları filan da yayınlanmıyor.

Kırsala da dönemedi.

Ama yapabildiği iki şey kaldı;

1-Geceleri üs bölgelerine yani karakollara taciz atışları yapmak.

2-EYP’lerle güvenlik güçlerinin geçtiği yollara tuzaklar kurmak.

Anca bu şekilde bölge halkına ben buradayım mesajı vermeye çalışıyor.

Gelinen aşama itibarıyla hepimizin aklına aynı soru geliyor..

Bundan sonra ne olacak?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım’la birlikte Diyarbakır’a gitti.

Emin olun, terörle mücadelede önemli kilometre taşlarından biri olacaktır bu gezi ve taziye ziyareti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır’da yaptığı konuşmanın satır aralarında bundan sonra neler olacağının da cevabını bulmak pekala mümkün.

Bir defa, hem bölge halkı hem de sivil toplum örgütleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, hemen yanı başında durduklarını net bir şekilde gösterdiler.

Diyarbakır’ın bu net duruşu çok önemliydi:

-Bu son olaylar canımızı çok ama çok yaktı. Bir an evvel sonlandırılmalı.

Hatırlayalım Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti:

“Ya silahları teslim edip betonu üzerine gömeceksin koordinatlarını vereceksin ya da bu ülkeyi terk edip gideceksin. Bu operasyonlar ülkemize huzur gelmedikçe durmayacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elindeki bilgiler hiçbirimizde yok.

Bu cümleler bize aslında terör örgütünün kıpırdayacak hâlinin kalmadığını da gösteriyor. Aynı zamanda operasyonlarla ilgili kararlılık vurgusu dikkat çekici.

Yakında karşılaşabileceğimiz olaylar.

Konuyu biraz daha netleştirelim.

Bölgeyi yakından bilen, tanıyan Mehdi Eker beye de kulak verelim isterseniz:

“Vatandaş bizim vatandaşımız. Kürt bizim Kürt’ümüz. PKK’nın Kürt’ü değil, o üst aklın Kürt’ü değil bu insanlar, bizim insanlarımız. PKK yakıyor yıkıyor biz yapıyoruz. Ne kadar kararlı olduğumuz görüldü.

Sadece şehirlerin değil gönüllerin de onarımını yapacağız.”

Evet 2015 Temmuz’unda açılan o köşeli parantez gönüllere de dokunularak yavaş yavaş kapatılıyor..”