TBMM'de 65. Hükümet Programı Görüşmeleri
ANKARA – TBMM Genel Kurulu’nda 65. Hükümet Programı üzerinde görüşmeler devam ediyor.
TBMM Genel Kurulu’ndaki 65. Hükümet Programı görüşmelerinde HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım konuştu.
Beştaş, hükümet programının hükümet kurulmadan belli olduğunu belirterek, “Herkes kimin gideceğini, kimin geleceğini, kimin başbakan olacağını, hangi bakanlar gidecek, neredeyse her şeyi bütün Türkiye günler öncesinden öğrendi” ifadelerini kullandı.
Beştaş, hükümetin programında herkesin fikirlerin özgürce ifade edeceği toplum vaat edildiğini söyleyerek, “Milletvekillerinin fikirlerinden, düşüncelerinden dolayı Milli Güvenlik Kurulu’nda bile tartışıldı, terörün uzantısı diye nitelendirildiği, hiç birimizin düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı bir Parlamenter faaliyet yürüttüğümüz söyleyebiliriz. Şu anda Türkiye ifade özgürlüğünde 197 ülke arasından 157. sırada, özgür olmayan ülkeler arasında. Yeni anayasa yeni vesayete karşı yeni sistem diyorlar. Ama bunu da vesayet altında söylüyorlar. Vesayeti sizler gönüllü kabul etmiş olabilirsiniz. Ama bu vesayetin anti-demokratik özelliğini, hukuk dışılığını, Anayasa aykırı olduğunu göstermez. Ortada bir vesayet var. Bu vesayet gizli, saklı değil, alenen açıkça bütün dünyaya ilan ediliyor” şeklinde konuştu.
Muş Milletvekili Yıldırım, Türkiye’de iki siyasi akım olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Muhafazakâr damar ile ordu damarı veya Kemalizm kisvesi altında siyaset yürütenler, geçen hafta dokunulmazlık sürecinde de görüldüğü üzere tek hizaya geçmişlerdir. Artık ülkede 2 ana siyasi akım vardır; muhafazakâr damar ile ordu damarı, özellikle de Kürt düşmanlığı temelli, tüm ezilmişleri hedefine alan tarihsel bir ittifak kurmuşlardır. Bütün ezilenlerin, bütün ötekilerin, hakları ayaklar altına alınmış olanların sözcülüğünü; onurla, gururla, bedeli ne olursa olsun HDP bu misyonu üstlenmeye ve sürdürmeye devam edecektir. Bu ittifakın boyutlarının varabileceği seviyenin korkunçluğunu, aylardır bölge illerinde yaşanan ve halklar üzerinde yaşatılan ihlallerde görmekteyiz. Yüz yıllık ittifak diyebileceğimiz bu damara karşı bir tek direnen siyasi güç kalmıştır, bunu, tekrar, geçen hafta burada, darbeye karşı, bütün benliğiyle, ülkede akan kanın durdurulması, gençlerin ölümünün önlenmesi hususundaki tavrıyla HDP ortaya koymuştur.”
“Bir silah yok, bir çatışma yok, silahlı unsur yok. Orada hükümet neyi temizlemeye çalışıyor?" diyen Yıldırım şöyle devam etti:
"80 gün, 3 aya yakın bir süre. Hangi suça, günaha bulaştı da bu 64’üncü hükümet onu ortadan kaldırmaya çalışıyor, bunu sormak istiyoruz. Şundan ötürü söylüyorum: Bakın Davutoğlu hükümeti ibra edilmeden gitti, böyle bir gelenek yok. Ama bütçe görüşmelerinde bir önceki dönemin bütçesi ve kesin hesabı yapılır. İbra etmeden gitti; birçok suç, günah, veballe gitti.”
Kaynak: İHA
Beştaş, hükümet programının hükümet kurulmadan belli olduğunu belirterek, “Herkes kimin gideceğini, kimin geleceğini, kimin başbakan olacağını, hangi bakanlar gidecek, neredeyse her şeyi bütün Türkiye günler öncesinden öğrendi” ifadelerini kullandı.
Beştaş, hükümetin programında herkesin fikirlerin özgürce ifade edeceği toplum vaat edildiğini söyleyerek, “Milletvekillerinin fikirlerinden, düşüncelerinden dolayı Milli Güvenlik Kurulu’nda bile tartışıldı, terörün uzantısı diye nitelendirildiği, hiç birimizin düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı bir Parlamenter faaliyet yürüttüğümüz söyleyebiliriz. Şu anda Türkiye ifade özgürlüğünde 197 ülke arasından 157. sırada, özgür olmayan ülkeler arasında. Yeni anayasa yeni vesayete karşı yeni sistem diyorlar. Ama bunu da vesayet altında söylüyorlar. Vesayeti sizler gönüllü kabul etmiş olabilirsiniz. Ama bu vesayetin anti-demokratik özelliğini, hukuk dışılığını, Anayasa aykırı olduğunu göstermez. Ortada bir vesayet var. Bu vesayet gizli, saklı değil, alenen açıkça bütün dünyaya ilan ediliyor” şeklinde konuştu.
Muş Milletvekili Yıldırım, Türkiye’de iki siyasi akım olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Muhafazakâr damar ile ordu damarı veya Kemalizm kisvesi altında siyaset yürütenler, geçen hafta dokunulmazlık sürecinde de görüldüğü üzere tek hizaya geçmişlerdir. Artık ülkede 2 ana siyasi akım vardır; muhafazakâr damar ile ordu damarı, özellikle de Kürt düşmanlığı temelli, tüm ezilmişleri hedefine alan tarihsel bir ittifak kurmuşlardır. Bütün ezilenlerin, bütün ötekilerin, hakları ayaklar altına alınmış olanların sözcülüğünü; onurla, gururla, bedeli ne olursa olsun HDP bu misyonu üstlenmeye ve sürdürmeye devam edecektir. Bu ittifakın boyutlarının varabileceği seviyenin korkunçluğunu, aylardır bölge illerinde yaşanan ve halklar üzerinde yaşatılan ihlallerde görmekteyiz. Yüz yıllık ittifak diyebileceğimiz bu damara karşı bir tek direnen siyasi güç kalmıştır, bunu, tekrar, geçen hafta burada, darbeye karşı, bütün benliğiyle, ülkede akan kanın durdurulması, gençlerin ölümünün önlenmesi hususundaki tavrıyla HDP ortaya koymuştur.”
“Bir silah yok, bir çatışma yok, silahlı unsur yok. Orada hükümet neyi temizlemeye çalışıyor?" diyen Yıldırım şöyle devam etti:
"80 gün, 3 aya yakın bir süre. Hangi suça, günaha bulaştı da bu 64’üncü hükümet onu ortadan kaldırmaya çalışıyor, bunu sormak istiyoruz. Şundan ötürü söylüyorum: Bakın Davutoğlu hükümeti ibra edilmeden gitti, böyle bir gelenek yok. Ama bütçe görüşmelerinde bir önceki dönemin bütçesi ve kesin hesabı yapılır. İbra etmeden gitti; birçok suç, günah, veballe gitti.”