AK Partili Baybatur'dan 27 Mayıs Mesajı
TBMM Güvenlik, İstihbarat ve Milli Savunma Komisyonları Üyesi, AK Parti MKYK Üyesi ve Manisa Milletvekili Murat Baybatur, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin 56’ncı yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
AK Parti MKYK Üyesi ve Manisa Milletvekili Murat Baybatur, Mayıs 1960 askeri darbesinin 56’ncı yıl dönümü dolayısıyla yayınladığı yazılı mesajında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk darbesi olarak tarihe geçen 1960 darbesiyle halkın iradesinin yok sayıldığını belirterek 27 Mayıs 1960’ta "Yeter söz milletindir" diyenlerin cezalandırıldığını ifade etti.
Türk demokrasisi açısından tam bir kara leke olarak nitelendirilen askeri darbeyle demokrasi, siyasi kültür ve geleneğin büyük yara aldığını kaydeden Baybatur, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Zihinlerde Arapça ezan yasağını kaldıran Başbakan olarak yer edinen merhum Başbakan Adnan Menderes hükümetine yapılan bu darbe aslında milli iradeye yapılan bir saldırıydı. 27 Mayıs 1960’ta ‘Milli Birlik Komitesi olarak adlandırılan cunta milli iradeyi Yassıada’da kurduğu mahkemede yargıladı. Yassıada günlerinde Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes’le birlikte tutuklanan DP’liler, kötü muameleye maruz kaldı. Yassıada duruşmaları sırasında Başbakan Adnan Menderes yaşadığı o kadar baskıya ve iftiralara rağmen asla nezaketinden ödün vermedi. Kendisine yöneltilen diktatör suçlamalarına ise Menderes’in cevabı; ‘1950 ila 1960 arasında ortada ne diktatörlük vardı ne de diktatör’ oldu. Darbenin ardından, demokrasinin gelişimi ve yerleşmesi açısından önemli bir rol üstlenen Başbakan Adnan Menderes ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idamı toplumsal tarihimizde derin bir iz bırakmış, milli irade baskı altına alınmıştır. Haksız uygulama ve adaletsiz yargılamalarla ölüme mahkûm edilen merhum Adnan Menderes’in hatırası ve sevgisi milletimizin gönlünden silinememiştir. Hiçbir şey darbeye gerekçe olamaz. Böylesi tarihi olaylardan çıkardığımız derslerle demokrasimizi geliştirmek ve sahip çıkmak her zaman görevimiz ve amacımız olmalıdır. Bu vesile ile büyük siyasetçi, devlet adamı ve demokrasi şehidi merhum Adnan Menderes ve arkadaşlarını rahmet ve şükranla anıyorum"
Kaynak: İHA
Türk demokrasisi açısından tam bir kara leke olarak nitelendirilen askeri darbeyle demokrasi, siyasi kültür ve geleneğin büyük yara aldığını kaydeden Baybatur, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Zihinlerde Arapça ezan yasağını kaldıran Başbakan olarak yer edinen merhum Başbakan Adnan Menderes hükümetine yapılan bu darbe aslında milli iradeye yapılan bir saldırıydı. 27 Mayıs 1960’ta ‘Milli Birlik Komitesi olarak adlandırılan cunta milli iradeyi Yassıada’da kurduğu mahkemede yargıladı. Yassıada günlerinde Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes’le birlikte tutuklanan DP’liler, kötü muameleye maruz kaldı. Yassıada duruşmaları sırasında Başbakan Adnan Menderes yaşadığı o kadar baskıya ve iftiralara rağmen asla nezaketinden ödün vermedi. Kendisine yöneltilen diktatör suçlamalarına ise Menderes’in cevabı; ‘1950 ila 1960 arasında ortada ne diktatörlük vardı ne de diktatör’ oldu. Darbenin ardından, demokrasinin gelişimi ve yerleşmesi açısından önemli bir rol üstlenen Başbakan Adnan Menderes ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idamı toplumsal tarihimizde derin bir iz bırakmış, milli irade baskı altına alınmıştır. Haksız uygulama ve adaletsiz yargılamalarla ölüme mahkûm edilen merhum Adnan Menderes’in hatırası ve sevgisi milletimizin gönlünden silinememiştir. Hiçbir şey darbeye gerekçe olamaz. Böylesi tarihi olaylardan çıkardığımız derslerle demokrasimizi geliştirmek ve sahip çıkmak her zaman görevimiz ve amacımız olmalıdır. Bu vesile ile büyük siyasetçi, devlet adamı ve demokrasi şehidi merhum Adnan Menderes ve arkadaşlarını rahmet ve şükranla anıyorum"