'Doğayla Birlikte İnsanlar Da Renkleniyor'
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Pazaryeri Meslek Yüksekokulu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Programı Koordinatörü Öğretim Görevlisi Beydilli: 'Doğanın renklenmesi gibi insanlar da havanın ısınmasıyla beraber renkleniyor. Canlılar olarak hepimiz birbirimize bağımlıyız. Doğa bize ne veriyorsa insanlar da psikolojik olarak ona bürünmeye başlıyor'
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Pazaryeri Meslek Yüksekokulu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Programı Koordinatörü Öğretim Görevlisi Ebru Terzi Beydilli, havaların ısınmasıyla birlikte doğanın renklenmesi gibi insanların da renklendiğini söyledi.
Beydilli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bahar aylarında güneş ışınlarının fazlalaşmasının canlıların üzerinde olumlu etki yarattığını bildirdi.
Güneş ışınlarının bitkiler üzerinde büyüme hormonlarının gelişmesi ve çoğalmasını sağladığını anlatan Beydilli, 'Buna bağlı olarak bitkiler bahar aylarında ve yaz aylarında büyüme gösterir ve kış aylarında tamamen büyümesini durdururlar. Aynı şekilde hayvanlar ve insanlar da bu şekilde. Etrafta kışın fazla hayvan göremezsiniz ama havaların ısınmaya başladığı andan itibaren bütün hayvanları dışarıda görmeye başlarsınız. İnsanlar da evlerinden çıkmaya ve doğaya karışmaya başlar. Buna bağlı olarak tüm canlılarda bir uyanma, neşelenme meydana gelir.' dedi.
- 'Bahar doğanın renklenmesidir'
Beydilli, şu anda doğada sadece yeşilliklerin bulunduğunu ancak bir süre sonra doğanın rengarenk olacağını anlatarak, çiçeklerin açmasıyla birlikte buna bağlı olarak insanlarda da renklenmelerin görüleceğini belirtti.
Kışın giyilen kıyafetlerin tek düze kıyafetler olduğunu ama yazın rengarenk kıyafetler giyildiğini anlatan Beydilli: şunları kaydetti:
'Bu da doğanın renklenmesi gibi insanların da renklenmesi, neşelenmesi demektir. Sıcaklık arttığı zaman insanda serotonin dediğimiz mutluluk hormonu salgılanmaya başlar. Bu da insanların daha aktif, mutlu ve neşeli olmasını sağlıyor. Kışın sadece toprak rengi ve tamamen beyazsı renkler görüyoruz. Ama bahar ayları gelmeye başladığı zaman yavaş yavaş o beyazlık ortadan kalkıyor yavaş yavaş toprak rengi yeşillenmeye, renklenmeye başlıyor. Bunu insanlarda da aynı şekilde görüyoruz. Kışın giydiğimiz kıyafetlere baktığımızda genellikle koyu renkler siyah yada beyaz renkler giyiyoruz. Çok böyle cıvıl cıvıl renkler yoktur. Ama havalar ısınmaya başladığı andan itibaren rengarenk kıyafetler giymeye başlıyoruz. Doğanın renklenmesi gibi insanlar da havanın ısınmasıyla beraber renkleniyor. Canlılar olarak hepimiz birbirimize bağımlıyız. Doğa bize ne veriyorsa insanlar da psikolojik olarak ona bürünmeye başlıyor.'
- 'Psikolojik ve fiziksel yönde etkiler'
Öğretim görevlisi Sultan Ece Altınok Çalışkan ise baharın gelişiyle doğanın yavaş yavaş uyanmaya başladığını bunun da insanların üzerinde olumlu etkiler yarattığını kaydetti.
Çiçeklerin açmasıyla birlikte insanların psikolojisi üzerinde de olumlu etkiler oluşmaya başladığını ifade eden Çalışkan, şöyle konuştu:
'Bitkilerin çiçeklenmesiyle birlikte insanların doğaya bakış açısı değişir. Etraflarına karşı daha olumlu ve iyi hissederler. İnsanoğlu var olduğu günden bugüne kadar hep doğanın içerisinde ve onun bir parçası olarak yaşamıştır. Bu nedenle de güzel ve doğal olan doğa görünümleri ile karşılaştığında, bilinç altının da etkisi ile kendisinin de bu güzelliğin bir parçası olduğunu düşünerek daha iyi hisseder. Doğanın bu şekilde uyanması insanları psikolojik ve fiziksel sağlıkları açısından olumlu yönde etkiler. Doğa ile iç içe olan ve onun bu değişimlerini gözlemleyebilen insanlar daha mutlu ve heyecanlı hisseder. Bulunduklara yere daha fazla aidiyet hissi duyarlar. Ayrıca doğa ile aktif yada pasif bir bağlantısı olan insanlar stresten daha uzak kalırlar.'
Kaynak: AA
Beydilli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bahar aylarında güneş ışınlarının fazlalaşmasının canlıların üzerinde olumlu etki yarattığını bildirdi.
Güneş ışınlarının bitkiler üzerinde büyüme hormonlarının gelişmesi ve çoğalmasını sağladığını anlatan Beydilli, 'Buna bağlı olarak bitkiler bahar aylarında ve yaz aylarında büyüme gösterir ve kış aylarında tamamen büyümesini durdururlar. Aynı şekilde hayvanlar ve insanlar da bu şekilde. Etrafta kışın fazla hayvan göremezsiniz ama havaların ısınmaya başladığı andan itibaren bütün hayvanları dışarıda görmeye başlarsınız. İnsanlar da evlerinden çıkmaya ve doğaya karışmaya başlar. Buna bağlı olarak tüm canlılarda bir uyanma, neşelenme meydana gelir.' dedi.
- 'Bahar doğanın renklenmesidir'
Beydilli, şu anda doğada sadece yeşilliklerin bulunduğunu ancak bir süre sonra doğanın rengarenk olacağını anlatarak, çiçeklerin açmasıyla birlikte buna bağlı olarak insanlarda da renklenmelerin görüleceğini belirtti.
Kışın giyilen kıyafetlerin tek düze kıyafetler olduğunu ama yazın rengarenk kıyafetler giyildiğini anlatan Beydilli: şunları kaydetti:
'Bu da doğanın renklenmesi gibi insanların da renklenmesi, neşelenmesi demektir. Sıcaklık arttığı zaman insanda serotonin dediğimiz mutluluk hormonu salgılanmaya başlar. Bu da insanların daha aktif, mutlu ve neşeli olmasını sağlıyor. Kışın sadece toprak rengi ve tamamen beyazsı renkler görüyoruz. Ama bahar ayları gelmeye başladığı zaman yavaş yavaş o beyazlık ortadan kalkıyor yavaş yavaş toprak rengi yeşillenmeye, renklenmeye başlıyor. Bunu insanlarda da aynı şekilde görüyoruz. Kışın giydiğimiz kıyafetlere baktığımızda genellikle koyu renkler siyah yada beyaz renkler giyiyoruz. Çok böyle cıvıl cıvıl renkler yoktur. Ama havalar ısınmaya başladığı andan itibaren rengarenk kıyafetler giymeye başlıyoruz. Doğanın renklenmesi gibi insanlar da havanın ısınmasıyla beraber renkleniyor. Canlılar olarak hepimiz birbirimize bağımlıyız. Doğa bize ne veriyorsa insanlar da psikolojik olarak ona bürünmeye başlıyor.'
- 'Psikolojik ve fiziksel yönde etkiler'
Öğretim görevlisi Sultan Ece Altınok Çalışkan ise baharın gelişiyle doğanın yavaş yavaş uyanmaya başladığını bunun da insanların üzerinde olumlu etkiler yarattığını kaydetti.
Çiçeklerin açmasıyla birlikte insanların psikolojisi üzerinde de olumlu etkiler oluşmaya başladığını ifade eden Çalışkan, şöyle konuştu:
'Bitkilerin çiçeklenmesiyle birlikte insanların doğaya bakış açısı değişir. Etraflarına karşı daha olumlu ve iyi hissederler. İnsanoğlu var olduğu günden bugüne kadar hep doğanın içerisinde ve onun bir parçası olarak yaşamıştır. Bu nedenle de güzel ve doğal olan doğa görünümleri ile karşılaştığında, bilinç altının da etkisi ile kendisinin de bu güzelliğin bir parçası olduğunu düşünerek daha iyi hisseder. Doğanın bu şekilde uyanması insanları psikolojik ve fiziksel sağlıkları açısından olumlu yönde etkiler. Doğa ile iç içe olan ve onun bu değişimlerini gözlemleyebilen insanlar daha mutlu ve heyecanlı hisseder. Bulunduklara yere daha fazla aidiyet hissi duyarlar. Ayrıca doğa ile aktif yada pasif bir bağlantısı olan insanlar stresten daha uzak kalırlar.'