'Test Sistemi Çocukları Nesirden Uzaklaştırdı'
Şair Akbaş: 'Okullardaki test sistemiyle iyice nesirden uzaklaştık. Çocuklar ana dilleriyle bir sayfa yazı yazamaz, roman okuyamaz oldu. Ellerindeki bilgisayarların, tabletlerin içine düştüler, çıkaramıyoruz da' 'Öğretmenlerimizin, anababalarımızın, akıllı olup, bu çocuklara günlük tutturmaları lazım'
Şair Ali Akbaş, okullardaki test sisteminin çocukları nesirden uzaklaştırdığını belirterek, 'Çocuklar ana dilleriyle bir sayfa yazı yazamaz, roman okuyamaz oldu. Öğretmenlerimizin, ana-babalarımızın, akıllı olup, bu çocuklara günlük tutturmaları lazım.' dedi.
Akbaş, Türk Edebiyatı Vakfı'nın Sultanahmet'teki merkezinde gerçekleşen 'Şiir ve Nesir Dengesi' söyleşisinde, herkesin şiir yazmaması gerektiğini söyledi.
Şiir okumanın önemine değinen Akbaş, 'Şiir okumayınca olmaz. Aklı ihmal etmeyelim, akıl yani nesir. Nesir-şiir dengesini kurmak lazım. Bu eğitim hayatımızda çok mühim. Mesela durmadan kof, romantik bir söylemle 'Biz şiir medeniyetiyiz' diyorlar. Tamam da nesirle, akılla işimiz olmasın mı?' diye konuştu.
Fuzuli, Mevlana, Baki'nin şiirin içini doldurduğunu vurgulayan Akbaş, 'Şimdikiler manzumeyi şiir sanıyor. Şiir gitti maketi kaldı, nabzı atmıyor, içte ruh yok, elektrik geçmiyor kablodan. İman da haysiyet de akıl da takviye edildiği müddetçe vardır. Kof romantizmle şiiri karıştırmayalım. Şiir emeğe, çileye dayanır ve çok okuyarak beslenir.' ifadelerini kullandı.
Ali Akbaş, 'aşkın adamı' olarak nitelendirdiği Necip Fazıl Kısakürek'in zihninde 'yükte hafif pahada ağır' bilgileri tuttuğunu ifade ederek, şiiri 'çiçek serası', ilmi 'buğday tarlası' olarak tanımladı.
'İlimsiz olmaz, aç kalır, perişan olur, esir oluruz.' diyen Akbaş, nesirsiz bir hayat düşünemeyeceğini söyledi.
Okullardaki test sistemini eleştiren şair Akbaş, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Mesela okullardaki test sistemiyle iyice nesirden uzaklaştık. Çocuklar ana dilleriyle bir sayfa yazı yazamaz, roman okuyamaz oldular. Ellerindeki bilgisayarların, tabletlerin içine düştüler, çıkaramıyoruz da. Öğretmenlerimizin, ana-babalarımızın, akıllı olup, bu çocuklara günlük tutturmaları lazım.
Kendi dilini kullanabilen nesiller için öğretmenlere büyük görev düşüyor. Testle yetiştirdiğimiz çocuklar makineye döner. Böyle yetişen çocuklar ancak kalkınmış ülkelere eleman olur. Nesirden koptukça estetik anlayışı azalır. Nesirden kopan bir toplum ancak 'sömürge aydını' yetiştirir. Tefekkür önemli.'
- 'Atasözü ile kompozisyon yazdırılmaz'
Ali Akbaş, okullarda çocuklara atasözleri ile kompozisyon yazdırılmasını da eleştirerek, şu ifadeleri kullandı:
'Çocuklara 'İşleyen demir pas tutmaz anlat' diyorlar. Böyle kompozisyon öğretilmez, usandırırsınız. Çocuk büyüyünce de okumaz. Atasözleri bir kitap niteliğinde, büyük, yoğun sözlerdir. Yeri gelince kullanmak içindir, kompozisyon yazmak için değil. Ben öğrencilerime kompozisyon yazdırmak için 'Bugünlerde hayatında neler oluyor?' diye sorardım. Etraflarında olup bitenleri, hislerini anlatırken, yazmayı öğrenirler, sonra gelip bana teşekkür ederlerdi.'
Kaynak: AA
Akbaş, Türk Edebiyatı Vakfı'nın Sultanahmet'teki merkezinde gerçekleşen 'Şiir ve Nesir Dengesi' söyleşisinde, herkesin şiir yazmaması gerektiğini söyledi.
Şiir okumanın önemine değinen Akbaş, 'Şiir okumayınca olmaz. Aklı ihmal etmeyelim, akıl yani nesir. Nesir-şiir dengesini kurmak lazım. Bu eğitim hayatımızda çok mühim. Mesela durmadan kof, romantik bir söylemle 'Biz şiir medeniyetiyiz' diyorlar. Tamam da nesirle, akılla işimiz olmasın mı?' diye konuştu.
Fuzuli, Mevlana, Baki'nin şiirin içini doldurduğunu vurgulayan Akbaş, 'Şimdikiler manzumeyi şiir sanıyor. Şiir gitti maketi kaldı, nabzı atmıyor, içte ruh yok, elektrik geçmiyor kablodan. İman da haysiyet de akıl da takviye edildiği müddetçe vardır. Kof romantizmle şiiri karıştırmayalım. Şiir emeğe, çileye dayanır ve çok okuyarak beslenir.' ifadelerini kullandı.
Ali Akbaş, 'aşkın adamı' olarak nitelendirdiği Necip Fazıl Kısakürek'in zihninde 'yükte hafif pahada ağır' bilgileri tuttuğunu ifade ederek, şiiri 'çiçek serası', ilmi 'buğday tarlası' olarak tanımladı.
'İlimsiz olmaz, aç kalır, perişan olur, esir oluruz.' diyen Akbaş, nesirsiz bir hayat düşünemeyeceğini söyledi.
Okullardaki test sistemini eleştiren şair Akbaş, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Mesela okullardaki test sistemiyle iyice nesirden uzaklaştık. Çocuklar ana dilleriyle bir sayfa yazı yazamaz, roman okuyamaz oldular. Ellerindeki bilgisayarların, tabletlerin içine düştüler, çıkaramıyoruz da. Öğretmenlerimizin, ana-babalarımızın, akıllı olup, bu çocuklara günlük tutturmaları lazım.
Kendi dilini kullanabilen nesiller için öğretmenlere büyük görev düşüyor. Testle yetiştirdiğimiz çocuklar makineye döner. Böyle yetişen çocuklar ancak kalkınmış ülkelere eleman olur. Nesirden koptukça estetik anlayışı azalır. Nesirden kopan bir toplum ancak 'sömürge aydını' yetiştirir. Tefekkür önemli.'
- 'Atasözü ile kompozisyon yazdırılmaz'
Ali Akbaş, okullarda çocuklara atasözleri ile kompozisyon yazdırılmasını da eleştirerek, şu ifadeleri kullandı:
'Çocuklara 'İşleyen demir pas tutmaz anlat' diyorlar. Böyle kompozisyon öğretilmez, usandırırsınız. Çocuk büyüyünce de okumaz. Atasözleri bir kitap niteliğinde, büyük, yoğun sözlerdir. Yeri gelince kullanmak içindir, kompozisyon yazmak için değil. Ben öğrencilerime kompozisyon yazdırmak için 'Bugünlerde hayatında neler oluyor?' diye sorardım. Etraflarında olup bitenleri, hislerini anlatırken, yazmayı öğrenirler, sonra gelip bana teşekkür ederlerdi.'