Kemal Kılıçdaroğlu Almanya'da
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: ''Sorunun çözümü göçmenleri, mültecileri yasaklayarak değil Suriye'deki iç savaşı sonlandırmakla olur''.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Avrupa’da yaşanan sığınmacı krizine ilişkin olarak, ‘‘Sorunun çözümü göçmenleri, mültecileri yasaklayarak değil Suriye'deki iç savaşı sonlandırmakla olur.‘‘ dedi.
Berlin'deki temaslarını bir basın toplantısıyla değerlendiren Kılıçdaroğlu, görüşmelerde genel hatlarıyla mülteci olayı, dokunulmazlıklar, terörle mücadele konularının konuşulduğunu anlattı.
Türkiye’nin Suriye'deki mülteciler konusunda üzerine düşen görevi fazlasıyla yaptığını ve yapmaya devam ettiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, ''Ama bu konuda Batı'nın da katkı vermesi lazım, katkılarını sürdürmesi lazım. Sorunun çözümü göçmenleri mültecileri yasaklayarak değil Suriye'deki iç savaşı sonlandırmakla olur. Suriye'deki iç savaşın sonlanması için Cenevre görüşmelerinin olumlu sonuçlanması konusunda AB'nin, özellikle Almanya'nın etkin bir rol üstlenmesinde yarar olduğunu ifade ettik. Eğer Suriye'deki iç savaş sonlanırsa ikinci aşama geliyor; Suriye'nin yeniden onarımı. Bu konuda AB'nin elini cebine atması lazım.'' ifadelerini kullandı.
- Dokunulmazlıklar
Berlin’de gittikleri her yerde dile getirilen ikinci konunun dokunulmazlıklar meselesi olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, ‘‘Milletvekilleri dokunulmazlıklarının kaldırılmasının otoriterleşmeye katkı yapacağı yönünde görüşleri var arkadaşların. Biz dokunulmazlıklar konusunda CHP’nin görüşlerini kendilerine aktardık. Kürsü dokunulmazlığı hariç tüm dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğini, bunun parti programında yazılı olduğunu kendilerine ifade ettik. Ama dokunulmazlıkların kaldırılması için bir anayasal değişikliğe gitme zorunluluğunun olmadığını Adalet ve Kalkınma Partisinin, arzu ettiği milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarını genel kurula indirip salt çoğunlukla dokunulmazlıklarını kaldırabileceğini yine ifade ettik.'' dedi.
- Terörle mücadele
Kılıçdaroğlu terörle mücadele konusunda verilen destek mesajlarına sevindiğini ifade ederek şunları kaydetti:
‘’Yaptığımız her görüşmede terörle mücadelenin her ülkenin bir hakkı olduğunu terörün bir insanlık suçu olduğunu dolayısıyla Türkiye’nin teröre mücadelesi konusunda yaptığı çalışmaya kimsenin bir şey diyemeyeceği, söyleyemeyeceği ifade edildi. Ancak gazetecilerin, düşünürlerin, aydınların, akademisyenlerin şu veya bu nedenle hapse atılmalarının doğru olmadığını, bu konudaki tüm duyarlılıklarını bize ilettiler. Biz de kendileriyle aynı düşünceyi paylaştığımızı, gazetecilerin, aydınların, yazarların ve akademisyenlerin şu veya bu nedenle hapse atılmalarının doğru olmadığını kendilerine ifade ettik.’’
CHP lideri, görüşmelerde zorlandıkları konulardan birinin de Türkiye’nin bozulan imajı olduğunu savunarak, ’’Her alanda her görüşmede Türkiye’de giderek gelişen ve daha fazla kendisini gösteren otoriter yapının AB’nin bütün yöneticilerini rahatsız ettiğini, otoriter bir yapıyla ilişki kurmanın zor olduğunu, AB’nin temel kültürünün demokrasi, insan hakları, yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü, kadın erkek eşitliği olduğu dolayısıyla otoriter bir yapıyla bunların gerçekleşmesinin mümkün olmadığı bizlere aktarıldı. Biz Türkiye’de evet otoriter bir yapıya doğru bir yöneliş var ama demokrasi mücadelesi yaptığımızı yapacağımızı bu mücadeleyi yapmak için elimizden gelen tüm çabayı gösterdiğimizi kendilerine aktardık. Tabii Türkiye’nin imajının bu denli bozulmuş olmasının da bizler için üzücü olduğunu sizlere ifade etmek isterim.’’ diye konuştu.
Temaslarında Türkiye ile AB arasında vize muafiyeti konusunun gündeme geldiğini aktaran Kılıçdaroğlu, ''Biz Türkiye'nin vize muafiyeti konusunda beklentisi olduğunu, Türkiye'nin AB'nin aradığı koşulları, olabildiğince şartları yerine getirdiğini, parlamentonun bu konuda olağanüstü çaba harcadığını dolayısıyla vize muafiyeti beklentisinin sadece bir iktidarın değil aslında tüm yurttaşların beklentisi olduğunu, bu konuda AB'nin esnek davranmasını daha güzel bir sonuç doğurabileceğini kendilerine aktardık.'' dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu terörle mücadele yasasının değiştirilmeden vize muafiyeti sağlanıp sağlanmayacağı konusuna da değinerek, ''(Vize muafiyetiyle ilgili öngörülen) 72 koşulun bugüne kadar gerçekleşmeyen maddeleri var. Sonuçta hükümetin bir taahhüdü var ve bunların şu veya bu şekilde yerine getirileceğini kendilerine ifade ettik. Vize muafiyetinde esnek davranılmasının AB'ye duyulan güveni artıracağını kendilerine söyledik.'' şeklinde konuştu.
CHP lideri AB'nin Türkiye'ye çifte standart uygulayıp uygulamadığı yönünde bir soruya da, ''Hemen hemen her görüşmede AB'nin Türkiye'ye yönelik çifte standart uygulamalarını bırakması gerektiğini söyledik. Türkiye'ye yönelik çifte standart uygulaması doğru değil. Bu Avrupa'nın etik değerleriyle bağdaşmıyor, bunu da ifade ettik. Dolayısıyla Türkiye'nin AB açısından kolay hazmedilen bir ülke olmadığını biliyoruz Ama bu bize çifte standart uygulamanın gerekçesi olmamalıdır diye yaptığımız tüm görüşmelerde açıkça ifade ettik.'' cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu dün TOBB'da yaptığı konuşmanın yoğun eleştiri almasının hatırlatılması üzerine de, ''Aslında Türkiye'deki tartışmaları buraya taşımak istemiyorum. Ama gidince ağızlarının payını vereceğim, kimse meraklanmasın.'' ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
Berlin'deki temaslarını bir basın toplantısıyla değerlendiren Kılıçdaroğlu, görüşmelerde genel hatlarıyla mülteci olayı, dokunulmazlıklar, terörle mücadele konularının konuşulduğunu anlattı.
Türkiye’nin Suriye'deki mülteciler konusunda üzerine düşen görevi fazlasıyla yaptığını ve yapmaya devam ettiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, ''Ama bu konuda Batı'nın da katkı vermesi lazım, katkılarını sürdürmesi lazım. Sorunun çözümü göçmenleri mültecileri yasaklayarak değil Suriye'deki iç savaşı sonlandırmakla olur. Suriye'deki iç savaşın sonlanması için Cenevre görüşmelerinin olumlu sonuçlanması konusunda AB'nin, özellikle Almanya'nın etkin bir rol üstlenmesinde yarar olduğunu ifade ettik. Eğer Suriye'deki iç savaş sonlanırsa ikinci aşama geliyor; Suriye'nin yeniden onarımı. Bu konuda AB'nin elini cebine atması lazım.'' ifadelerini kullandı.
- Dokunulmazlıklar
Berlin’de gittikleri her yerde dile getirilen ikinci konunun dokunulmazlıklar meselesi olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, ‘‘Milletvekilleri dokunulmazlıklarının kaldırılmasının otoriterleşmeye katkı yapacağı yönünde görüşleri var arkadaşların. Biz dokunulmazlıklar konusunda CHP’nin görüşlerini kendilerine aktardık. Kürsü dokunulmazlığı hariç tüm dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğini, bunun parti programında yazılı olduğunu kendilerine ifade ettik. Ama dokunulmazlıkların kaldırılması için bir anayasal değişikliğe gitme zorunluluğunun olmadığını Adalet ve Kalkınma Partisinin, arzu ettiği milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarını genel kurula indirip salt çoğunlukla dokunulmazlıklarını kaldırabileceğini yine ifade ettik.'' dedi.
- Terörle mücadele
Kılıçdaroğlu terörle mücadele konusunda verilen destek mesajlarına sevindiğini ifade ederek şunları kaydetti:
‘’Yaptığımız her görüşmede terörle mücadelenin her ülkenin bir hakkı olduğunu terörün bir insanlık suçu olduğunu dolayısıyla Türkiye’nin teröre mücadelesi konusunda yaptığı çalışmaya kimsenin bir şey diyemeyeceği, söyleyemeyeceği ifade edildi. Ancak gazetecilerin, düşünürlerin, aydınların, akademisyenlerin şu veya bu nedenle hapse atılmalarının doğru olmadığını, bu konudaki tüm duyarlılıklarını bize ilettiler. Biz de kendileriyle aynı düşünceyi paylaştığımızı, gazetecilerin, aydınların, yazarların ve akademisyenlerin şu veya bu nedenle hapse atılmalarının doğru olmadığını kendilerine ifade ettik.’’
CHP lideri, görüşmelerde zorlandıkları konulardan birinin de Türkiye’nin bozulan imajı olduğunu savunarak, ’’Her alanda her görüşmede Türkiye’de giderek gelişen ve daha fazla kendisini gösteren otoriter yapının AB’nin bütün yöneticilerini rahatsız ettiğini, otoriter bir yapıyla ilişki kurmanın zor olduğunu, AB’nin temel kültürünün demokrasi, insan hakları, yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü, kadın erkek eşitliği olduğu dolayısıyla otoriter bir yapıyla bunların gerçekleşmesinin mümkün olmadığı bizlere aktarıldı. Biz Türkiye’de evet otoriter bir yapıya doğru bir yöneliş var ama demokrasi mücadelesi yaptığımızı yapacağımızı bu mücadeleyi yapmak için elimizden gelen tüm çabayı gösterdiğimizi kendilerine aktardık. Tabii Türkiye’nin imajının bu denli bozulmuş olmasının da bizler için üzücü olduğunu sizlere ifade etmek isterim.’’ diye konuştu.
Temaslarında Türkiye ile AB arasında vize muafiyeti konusunun gündeme geldiğini aktaran Kılıçdaroğlu, ''Biz Türkiye'nin vize muafiyeti konusunda beklentisi olduğunu, Türkiye'nin AB'nin aradığı koşulları, olabildiğince şartları yerine getirdiğini, parlamentonun bu konuda olağanüstü çaba harcadığını dolayısıyla vize muafiyeti beklentisinin sadece bir iktidarın değil aslında tüm yurttaşların beklentisi olduğunu, bu konuda AB'nin esnek davranmasını daha güzel bir sonuç doğurabileceğini kendilerine aktardık.'' dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu terörle mücadele yasasının değiştirilmeden vize muafiyeti sağlanıp sağlanmayacağı konusuna da değinerek, ''(Vize muafiyetiyle ilgili öngörülen) 72 koşulun bugüne kadar gerçekleşmeyen maddeleri var. Sonuçta hükümetin bir taahhüdü var ve bunların şu veya bu şekilde yerine getirileceğini kendilerine ifade ettik. Vize muafiyetinde esnek davranılmasının AB'ye duyulan güveni artıracağını kendilerine söyledik.'' şeklinde konuştu.
CHP lideri AB'nin Türkiye'ye çifte standart uygulayıp uygulamadığı yönünde bir soruya da, ''Hemen hemen her görüşmede AB'nin Türkiye'ye yönelik çifte standart uygulamalarını bırakması gerektiğini söyledik. Türkiye'ye yönelik çifte standart uygulaması doğru değil. Bu Avrupa'nın etik değerleriyle bağdaşmıyor, bunu da ifade ettik. Dolayısıyla Türkiye'nin AB açısından kolay hazmedilen bir ülke olmadığını biliyoruz Ama bu bize çifte standart uygulamanın gerekçesi olmamalıdır diye yaptığımız tüm görüşmelerde açıkça ifade ettik.'' cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu dün TOBB'da yaptığı konuşmanın yoğun eleştiri almasının hatırlatılması üzerine de, ''Aslında Türkiye'deki tartışmaları buraya taşımak istemiyorum. Ama gidince ağızlarının payını vereceğim, kimse meraklanmasın.'' ifadesini kullandı.