TÜBİTAK Hedef Türkiye Çalıştayı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık: 'Türkiye'de büyük bir petrol rezervi bulmaktansa, ülkedeki bir üniversitenin dünya çapında bir üniversiteye dönüşmesini tercih ederim' 'Anayasa değişikliğinin, ülkemize bilim ve teknolojide bir sıçrama yaşatmamız için elzem olduğuna inanıyorum' 'Çalışmalarına yurt dışında devam eden bilim insanlarından tek isteğimiz şu, Türkiye'yi yakından takip edin, bağlarınızı koruyun, bilgilerinizi, fikirlerinizi ve projelerinizi bizimle paylaşın'.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 'Türkiye’de büyük bir petrol rezervi bulmaktansa, ülkedeki bir üniversitenin dünya çapında bir üniversiteye dönüşmesini tercih ederim' dedi.
Bakan Işık, ABD programı kapsamında Yale Üniversitesi'nde düzenlenen, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Hedef Türkiye Çalıştayı ve Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu anısına düzenlenen panele katıldı.
Türk Einstein'ı olarak anılan Sinanoğlu'nun, 28 yaşında Yale Üniversitesi'nde profesör unvanı aldığını hatırlatan Işık, Sinanoğlu'nun, özellikle biyokimya, biyofizik ve moleküler biyoloji alanındaki çalışmalarıyla, adını 20'inci yüzyılın önemli bilim insanları arasına yazdırdığını söyledi.
Işık, Sinanoğlu'nun, Türk dili ve özellikle de Türkçenin bir bilim dili olması için verdiği mücadeleye dikkati çekti. ABD'de çok başarılı bir akademik kariyer yapmasına rağmen ülkesi, milleti ve geleneklerine bağlılığı sebebiyle Sinanoğlu'nun Türk milletince çok sevildiğini dile getiren Işık, 'Bilim insanlarımızın Türkiye'ye dönüş yapmalarını, akademik hayatlarını ülkemizde sürdürmelerini çok önemsiyoruz. Ancak bazı şartlar nedeniyle, hayatlarına ve çalışmalarına burada devam edenler olabileceğini ve hatta olması gerektiğini de düşünüyoruz. Çalışmalarına yurt dışında devam eden bilim insanlarından tek isteğimiz şu; Türkiye'yi yakından takip edin, bağlarınızı koruyun, ilişkilerinizi sıkı tutun, bilgilerinizi, fikirlerinizi ve projelerinizi bizimle paylaşın. Sinanoğlu, bu açıdan yurt dışında yaşayan bütün bilim insanlarına örnek olması gereken bir isim' diye konuştu.
- 'Sinanoğlu ülkesine asla küsmedi'
Sinanoğlu'nun ülkesindeki bilim ve araştırma altyapısını geliştirmek için her zaman sorumluluk aldığını, TÜBİTAK'ın kuruluş döneminde, nasıl bir yapıya ve kanuna sahip olması gerektiğiyle ilgili çalışmalar yaptığını anlatan Işık, şöyle devam etti:
'Devletin ve bürokrasinin soğuk yüzüyle, yerleşik düzenle, akademinin yanlış alışkanlıklarıyla da mücadele etmek zorunda kalan Sinanoğlu, ne yaşarsa yaşasın, hangi olumsuzluğa maruz kalırsa kalsın, ülkesine, devletine ve milletine asla küsmedi. Sinanoğlu'nun hatıralarını okuyunca, şu an Türkiye'de yaşadığımız dönüşümün ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Bugün araştırma altyapısını iyileştirmek için her türlü bütçe imkanına sahip bir Türkiye var. Çok daha önemlisi, bugün meselenin sadece bütçe olmadığının farkında olan bir Türkiye var. Bilimin yeşermesi için gerekli ekosistemi, bir bütün halinde değerlendiren, bir bütün halinde geliştirmeye çalışan bir Türkiye var.'
Işık, geçmişte Türkiye'de yaşanan darbelerin en fazla etkilediği kurumların başında üniversitelerin geldiğine işaret etti. Darbelerin, birçok bilim insanının üniversitelerinden ayrılmasına, yurt dışına göç etmesine neden olduğuna dikkati çeken Işık, 'Türkiye, hala 1980 darbesinin mirası bir anayasayla yönetiliyor. Bu açıdan, anayasa değişikliğinin, ülkemize bilim ve teknolojide bir sıçrama yaşatmamız için de elzem olduğuna inanıyorum' şeklinde konuştu.
- 'Güçlü ülkelerin güçlü kurumları, lider bireyleri olur'
Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada dimdik ayakta kalabilmesi, ekonomik ve sosyal gücünü artırabilmesi, yoğun rekabet ortamında öne çıkabilmesi için en büyük gücünün insan kaynağı olduğunun altını çizen Işık, nüfusun iyi eğitilmesi, donanımlı, birikimli bireyler haline getirilebilmesi halinde hedeflere ulaşmanın çok daha kolay olacağını söyledi. 'Güçlü ülkelerin güçlü kurumları, lider bireyleri olur' diyen Işık, eğitim sistemi, üniversiteler ve araştırma altyapılarının dünya çapında başarılı örneklere dönüştürülmesi gerektiğini kaydetti. Türk üniversitelerinde araştırma yapanların, Sinanoğlu veya Sancar gibi başarılara imza atmaları halinde, Türkiye'nin dünyadaki lider ülkelerden biri olacağına işaret eden Işık, Türkiye’de büyük bir petrol rezervi bulmaktansa, ülkedeki bir üniversitenin dünya çapında bir üniversiteye dönüşmesini tercih edeceğini vurguladı.
Işık, salondaki genç bilim insanlarına, Sinanoğlu'nun 'Temel gayeniz, kendi ufak çıkarlarınızın ötesinde, ülkeniz, milletiniz ve insanlık için olsun. Yüksek hedefler için çalışırsanız, kendi durumunuz zaten düzelecektir. Maddiyat ile maneviyatı dengeleyin. Formülünüz ‘bilim+gönül’dür. Bu iki kanadın biri eksik olursa, ne kendinize ne de insanlığa bir hayrınız dokunabilir' tavsiyesini aktararak, konuşmasını tamamladı.
Bakan Işık'ın ardından, Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun oğlu, Prof. Dr. Karacabey Levni Sinanoğlu da duygu ve düşüncelerini ifade etti.
Işık, daha sonra Yale Üniversitesi'ndeki Türk akademisyenlerle bir araya gelerek, onlarla sohbet etti, talep ve önerilerini dinledi.
Toplantının ardından New Haven Diyanet Camisi'ni ziyaret ederek, devam eden inşaat çalışmaları hakkında bilgi alan Işık, hava taşıtı şirketi Sikorsky'nin fabrikasını da ziyaret etti
Kaynak: AA
Bakan Işık, ABD programı kapsamında Yale Üniversitesi'nde düzenlenen, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Hedef Türkiye Çalıştayı ve Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu anısına düzenlenen panele katıldı.
Türk Einstein'ı olarak anılan Sinanoğlu'nun, 28 yaşında Yale Üniversitesi'nde profesör unvanı aldığını hatırlatan Işık, Sinanoğlu'nun, özellikle biyokimya, biyofizik ve moleküler biyoloji alanındaki çalışmalarıyla, adını 20'inci yüzyılın önemli bilim insanları arasına yazdırdığını söyledi.
Işık, Sinanoğlu'nun, Türk dili ve özellikle de Türkçenin bir bilim dili olması için verdiği mücadeleye dikkati çekti. ABD'de çok başarılı bir akademik kariyer yapmasına rağmen ülkesi, milleti ve geleneklerine bağlılığı sebebiyle Sinanoğlu'nun Türk milletince çok sevildiğini dile getiren Işık, 'Bilim insanlarımızın Türkiye'ye dönüş yapmalarını, akademik hayatlarını ülkemizde sürdürmelerini çok önemsiyoruz. Ancak bazı şartlar nedeniyle, hayatlarına ve çalışmalarına burada devam edenler olabileceğini ve hatta olması gerektiğini de düşünüyoruz. Çalışmalarına yurt dışında devam eden bilim insanlarından tek isteğimiz şu; Türkiye'yi yakından takip edin, bağlarınızı koruyun, ilişkilerinizi sıkı tutun, bilgilerinizi, fikirlerinizi ve projelerinizi bizimle paylaşın. Sinanoğlu, bu açıdan yurt dışında yaşayan bütün bilim insanlarına örnek olması gereken bir isim' diye konuştu.
- 'Sinanoğlu ülkesine asla küsmedi'
Sinanoğlu'nun ülkesindeki bilim ve araştırma altyapısını geliştirmek için her zaman sorumluluk aldığını, TÜBİTAK'ın kuruluş döneminde, nasıl bir yapıya ve kanuna sahip olması gerektiğiyle ilgili çalışmalar yaptığını anlatan Işık, şöyle devam etti:
'Devletin ve bürokrasinin soğuk yüzüyle, yerleşik düzenle, akademinin yanlış alışkanlıklarıyla da mücadele etmek zorunda kalan Sinanoğlu, ne yaşarsa yaşasın, hangi olumsuzluğa maruz kalırsa kalsın, ülkesine, devletine ve milletine asla küsmedi. Sinanoğlu'nun hatıralarını okuyunca, şu an Türkiye'de yaşadığımız dönüşümün ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Bugün araştırma altyapısını iyileştirmek için her türlü bütçe imkanına sahip bir Türkiye var. Çok daha önemlisi, bugün meselenin sadece bütçe olmadığının farkında olan bir Türkiye var. Bilimin yeşermesi için gerekli ekosistemi, bir bütün halinde değerlendiren, bir bütün halinde geliştirmeye çalışan bir Türkiye var.'
Işık, geçmişte Türkiye'de yaşanan darbelerin en fazla etkilediği kurumların başında üniversitelerin geldiğine işaret etti. Darbelerin, birçok bilim insanının üniversitelerinden ayrılmasına, yurt dışına göç etmesine neden olduğuna dikkati çeken Işık, 'Türkiye, hala 1980 darbesinin mirası bir anayasayla yönetiliyor. Bu açıdan, anayasa değişikliğinin, ülkemize bilim ve teknolojide bir sıçrama yaşatmamız için de elzem olduğuna inanıyorum' şeklinde konuştu.
- 'Güçlü ülkelerin güçlü kurumları, lider bireyleri olur'
Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada dimdik ayakta kalabilmesi, ekonomik ve sosyal gücünü artırabilmesi, yoğun rekabet ortamında öne çıkabilmesi için en büyük gücünün insan kaynağı olduğunun altını çizen Işık, nüfusun iyi eğitilmesi, donanımlı, birikimli bireyler haline getirilebilmesi halinde hedeflere ulaşmanın çok daha kolay olacağını söyledi. 'Güçlü ülkelerin güçlü kurumları, lider bireyleri olur' diyen Işık, eğitim sistemi, üniversiteler ve araştırma altyapılarının dünya çapında başarılı örneklere dönüştürülmesi gerektiğini kaydetti. Türk üniversitelerinde araştırma yapanların, Sinanoğlu veya Sancar gibi başarılara imza atmaları halinde, Türkiye'nin dünyadaki lider ülkelerden biri olacağına işaret eden Işık, Türkiye’de büyük bir petrol rezervi bulmaktansa, ülkedeki bir üniversitenin dünya çapında bir üniversiteye dönüşmesini tercih edeceğini vurguladı.
Işık, salondaki genç bilim insanlarına, Sinanoğlu'nun 'Temel gayeniz, kendi ufak çıkarlarınızın ötesinde, ülkeniz, milletiniz ve insanlık için olsun. Yüksek hedefler için çalışırsanız, kendi durumunuz zaten düzelecektir. Maddiyat ile maneviyatı dengeleyin. Formülünüz ‘bilim+gönül’dür. Bu iki kanadın biri eksik olursa, ne kendinize ne de insanlığa bir hayrınız dokunabilir' tavsiyesini aktararak, konuşmasını tamamladı.
Bakan Işık'ın ardından, Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun oğlu, Prof. Dr. Karacabey Levni Sinanoğlu da duygu ve düşüncelerini ifade etti.
Işık, daha sonra Yale Üniversitesi'ndeki Türk akademisyenlerle bir araya gelerek, onlarla sohbet etti, talep ve önerilerini dinledi.
Toplantının ardından New Haven Diyanet Camisi'ni ziyaret ederek, devam eden inşaat çalışmaları hakkında bilgi alan Işık, hava taşıtı şirketi Sikorsky'nin fabrikasını da ziyaret etti