Şanlıurfalı Çobanların Mesleki Dayanışması
Karacadağ eteklerinde yaşayan ve geçimini küçükbaş hayvancılıkla sağlayan çobanlar, günün 22 saatini yaylada, otlaklarda geçiriyor Süleyman Dağ: 'Günümüz yaylalarda geçiyor. Birbirimize destek oluyoruz. Burada her şeyinizi paylaşıyorsunuz. Özellikle gece ateş yakmaktan, yemek hazırlığına kadar bir yardımlaşma söz konusu'
Şanlıurfa'daki Karacadağ eteklerinde yaşayan ve geçimlerini hayvancılıkla sağlayan çobanlar, günün 22 saatini yaylada birlikte geçiriyor.
Siverek ilçesi ile Diyarbakır arasındaki dağlık kesimde hayvanlarını otlatan çobanlar, süt sağımı için yaklaşık 2 saat ağılda dinlenme süreleri dışında kalan zamanda yaylalarda kalıyor.
Ortalama 300 hayvandan oluşan sürüleri otlatan çobanlar, gece gündüz yaylada dayanışma örneği gösteriyor.
Tezek ateşinde demlenen çay ve genellikle peynirden oluşan menüyle beslenen çobanların yaşadığı en ciddi sorun ise ne soğuk hava ne de kurtların saldırısı. Çobanlar, hayvanlarını her gün geçirmek zorunda kaldıkları karayolunda olası trafik kazalarından çekiniyor.
Çoban Süleyman Dağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zor olmasına rağmen işini severek yaptığını söyledi.
Havaların ısınmaya başlamasıyla hayvanlarını yaylalara götürdüklerini anlatan Dağ, şöyle konuştu:
'Küçükbaş hayvanları süt sağımı için ağıla getirdiğimiz 2 saatlik sürede dinlenme imkanı buluyoruz. Günün geri kalan bölümünde ise dağdayız. Benim gibi birçok arkadaşım bölgede çobanlık yapıyor. Günümüz yaylalarda geçiyor. Birbirimize destek oluyoruz. Burada her şeyinizi paylaşıyorsunuz. Özellikle gece ateş yakmaktan, yemek hazırlığına kadar bir yardımlaşma söz konusu. Bir arkadaşımız rahatsızlandığında ya da gelemediğinde onun sürüsüyle ilgilenmek de diğer çobanlara düşüyor.'
Kaynak: AA
Siverek ilçesi ile Diyarbakır arasındaki dağlık kesimde hayvanlarını otlatan çobanlar, süt sağımı için yaklaşık 2 saat ağılda dinlenme süreleri dışında kalan zamanda yaylalarda kalıyor.
Ortalama 300 hayvandan oluşan sürüleri otlatan çobanlar, gece gündüz yaylada dayanışma örneği gösteriyor.
Tezek ateşinde demlenen çay ve genellikle peynirden oluşan menüyle beslenen çobanların yaşadığı en ciddi sorun ise ne soğuk hava ne de kurtların saldırısı. Çobanlar, hayvanlarını her gün geçirmek zorunda kaldıkları karayolunda olası trafik kazalarından çekiniyor.
Çoban Süleyman Dağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zor olmasına rağmen işini severek yaptığını söyledi.
Havaların ısınmaya başlamasıyla hayvanlarını yaylalara götürdüklerini anlatan Dağ, şöyle konuştu:
'Küçükbaş hayvanları süt sağımı için ağıla getirdiğimiz 2 saatlik sürede dinlenme imkanı buluyoruz. Günün geri kalan bölümünde ise dağdayız. Benim gibi birçok arkadaşım bölgede çobanlık yapıyor. Günümüz yaylalarda geçiyor. Birbirimize destek oluyoruz. Burada her şeyinizi paylaşıyorsunuz. Özellikle gece ateş yakmaktan, yemek hazırlığına kadar bir yardımlaşma söz konusu. Bir arkadaşımız rahatsızlandığında ya da gelemediğinde onun sürüsüyle ilgilenmek de diğer çobanlara düşüyor.'