Asırlık Ninenin Yaşından Fazla Torunu Var
Hatay'ın Samandağ ilçesinde yaşayan ve torunun torunlarını gören 112 yaşındaki Fayikiye ninenin 120 torunu var Fayikiye Söker:'Gençler yediklerine, içtiklerine dikkat etsinler. Ben dikkat ettim hala yaşıyorum, daha da yaşarım' Fayikiye ninenin torunu Söker:'Allah daha da uzun ömür versin. İnşallah Rabbim bizlere de uzun yaşamayı nasip eder, çünkü öbür ninem 104, dedem de 100 yaşında vefat etti. Şimdi ninem 112 yaşında, inşallah bu mirası bizlere de bırakırlar'
LALE KÖKLÜ - Hatay'ın Samandağ ilçesinde yaşayan ve köyün 'en yaşlısı' olan 112 yaşındaki Fayikiye Söker'in 120 torunu var.
Eşini kaybettikten sonra ilçeye bağlı Kapısuyu Mahallesi'nde gelini ve torunlarıyla yaşamaya başlayan nine, geniş bir aileye sahip. 8 çocuğundan 120 torunu bulunan 'asırlık çınar', 2 kez de 'torununun torununu' görmenin mutluluğunu yaşıyor.
Bir asrı aşan ömründe çok nadir doktor yüzü gören Fayikiye nine, sağlıklı duruşuyla da dikkati çekiyor.
Günlük ihtiyaçlarını torunları ve gelininin yardımıyla karşılayan, günlerini pencere kenarındaki kanepesinde geçiren nine, elindeki tespihle sürekli torunlarına ve devlete dua ediyor.
Yaptığı esprilerle de evin neşesi olan asırlık nine, sadece torunlarının değil, neredeyse yarısının ebeliğini yaptığı yöre halkının da 'ninesi' olarak biliniyor.
Fayikiye nine, AA muhabirine, uzun yaşamayı sağlıklı beslenme ve düzenli uyumaya borçlu olduğunu söyledi.
Torunlarının da kendi gibi hayırlı ve uzun ömre sahip olmasını temenni eden Fayikiye Söker, 'Allah nasip etti bu zamana kadar yaşadık. Rabbim herkese böyle hayırlı yaşamayı nasip etsin. Gençler yediklerine, içtiklerine dikkat etsinler. Ben dikkat ettim hala yaşıyorum, daha da yaşarım.' diye konuştu.
'Asırlık çınar', attığı kahkahayla uzun yaşamın sırlarından birinin de 'sürekli gülmek' olduğunu belirtti.
- Köyün ilk ebesi
Fayikiye ninenin 42 yaşındaki torunu Hanifi Söker ise ninesinin resmi kayıtlarda 1 Temmuz 1904 doğumlu olduğunu söyledi.
Ninesinin hala hayatta olmasının kendilerini mutlu ettiğini belirten Söker, şöyle devam etti:
'Allah daha da uzun ömür versin. İnşallah Rabbim bizlere de uzun yaşamayı nasip eder, çünkü öbür ninem 104, dedem de 100 yaşında vefat etti. Şimdi ninem de 112 yaşında, inşallah bu mirası bizlere de bırakır, bizler de o kadar yaşarız. Ama düşkün olmayalım, ninem gibi sağlıklı olalım. Ninemin bu yaşına kadar çok şükür bir sağlık problemi olmadı, bundan sonra da olmaz inşallah. Ninem aynı zamanda köyümüzün eski ebesi, köyün birçoğunun ebesidir. Köyümüz ilk kurulduğunda ninemler yerleşiyor ve burada ilk ebe olarak Fayikiye ninem biliniyor. Yani ziyaret etmeye gelenler, yaşından dolayı değil de ebesi olduğundan gelirler. Bayramlarda da herkes elini öpmeye gelir. 120 torunu var köyde de kendinden daha yaşlısı yok, yaşayan bir tarih.'
Fayikiye ninenin 52 yaşındaki gelini Feride Söker ise 32 yıldan bu yana kayınvalidesiyle yaşadığını ve ona 'öz annesi gibi' baktığını dile getirdi.
Eşini 2,5 yıl önce kaybeden Söker, '32 yıldır birbirimize yoldaş oluyoruz. Gelin kaynana gibi değil de ana kız gibi birbirimize bakıyoruz.' dedi.
Torunlarıyla sık sık çocukluk anılarını paylaştığını kaydeden Fayikiye nine, uçağı ilk gördüğü günü ise şöyle anlattı:
'Biz daha çocuktuk, köyde otururken dediler büyük bir gürültü geliyor. Dedim 'bre bu gürültü ne?', yer gök sese karıştı. Kimse duymamış, görmemiş tayyareyi. Baktım sonra geldi köyün üzerine dedik 'aha kuş geldi, kocaman bir kuş geçiyor' tayyareyi o zaman kuş belliyorduk, bilmiyorduk ki ne olduğunu.'
Kaynak: AA
Eşini kaybettikten sonra ilçeye bağlı Kapısuyu Mahallesi'nde gelini ve torunlarıyla yaşamaya başlayan nine, geniş bir aileye sahip. 8 çocuğundan 120 torunu bulunan 'asırlık çınar', 2 kez de 'torununun torununu' görmenin mutluluğunu yaşıyor.
Bir asrı aşan ömründe çok nadir doktor yüzü gören Fayikiye nine, sağlıklı duruşuyla da dikkati çekiyor.
Günlük ihtiyaçlarını torunları ve gelininin yardımıyla karşılayan, günlerini pencere kenarındaki kanepesinde geçiren nine, elindeki tespihle sürekli torunlarına ve devlete dua ediyor.
Yaptığı esprilerle de evin neşesi olan asırlık nine, sadece torunlarının değil, neredeyse yarısının ebeliğini yaptığı yöre halkının da 'ninesi' olarak biliniyor.
Fayikiye nine, AA muhabirine, uzun yaşamayı sağlıklı beslenme ve düzenli uyumaya borçlu olduğunu söyledi.
Torunlarının da kendi gibi hayırlı ve uzun ömre sahip olmasını temenni eden Fayikiye Söker, 'Allah nasip etti bu zamana kadar yaşadık. Rabbim herkese böyle hayırlı yaşamayı nasip etsin. Gençler yediklerine, içtiklerine dikkat etsinler. Ben dikkat ettim hala yaşıyorum, daha da yaşarım.' diye konuştu.
'Asırlık çınar', attığı kahkahayla uzun yaşamın sırlarından birinin de 'sürekli gülmek' olduğunu belirtti.
- Köyün ilk ebesi
Fayikiye ninenin 42 yaşındaki torunu Hanifi Söker ise ninesinin resmi kayıtlarda 1 Temmuz 1904 doğumlu olduğunu söyledi.
Ninesinin hala hayatta olmasının kendilerini mutlu ettiğini belirten Söker, şöyle devam etti:
'Allah daha da uzun ömür versin. İnşallah Rabbim bizlere de uzun yaşamayı nasip eder, çünkü öbür ninem 104, dedem de 100 yaşında vefat etti. Şimdi ninem de 112 yaşında, inşallah bu mirası bizlere de bırakır, bizler de o kadar yaşarız. Ama düşkün olmayalım, ninem gibi sağlıklı olalım. Ninemin bu yaşına kadar çok şükür bir sağlık problemi olmadı, bundan sonra da olmaz inşallah. Ninem aynı zamanda köyümüzün eski ebesi, köyün birçoğunun ebesidir. Köyümüz ilk kurulduğunda ninemler yerleşiyor ve burada ilk ebe olarak Fayikiye ninem biliniyor. Yani ziyaret etmeye gelenler, yaşından dolayı değil de ebesi olduğundan gelirler. Bayramlarda da herkes elini öpmeye gelir. 120 torunu var köyde de kendinden daha yaşlısı yok, yaşayan bir tarih.'
Fayikiye ninenin 52 yaşındaki gelini Feride Söker ise 32 yıldan bu yana kayınvalidesiyle yaşadığını ve ona 'öz annesi gibi' baktığını dile getirdi.
Eşini 2,5 yıl önce kaybeden Söker, '32 yıldır birbirimize yoldaş oluyoruz. Gelin kaynana gibi değil de ana kız gibi birbirimize bakıyoruz.' dedi.
Torunlarıyla sık sık çocukluk anılarını paylaştığını kaydeden Fayikiye nine, uçağı ilk gördüğü günü ise şöyle anlattı:
'Biz daha çocuktuk, köyde otururken dediler büyük bir gürültü geliyor. Dedim 'bre bu gürültü ne?', yer gök sese karıştı. Kimse duymamış, görmemiş tayyareyi. Baktım sonra geldi köyün üzerine dedik 'aha kuş geldi, kocaman bir kuş geçiyor' tayyareyi o zaman kuş belliyorduk, bilmiyorduk ki ne olduğunu.'