Mısırlı Gazeteci-Yazar Huveydi Açıklaması

'Ortadoğu'da yeni bir ittifaklar haritası oluşmak üzere. Bu ittifaklar haritası, İran karşıtı yeni bir eksene göre çizilecek' 'Mısır, daha önce görülmemiş yeni bir atmosfere girdi. Kargaşa çok büyük. Yönetim ve halk arasındaki uçurum günbegün açılıyor' 'Suudi Arabistanİsrail ilişkileri, önceden gizli ve gayri resmi kanallarla yürütülüyordu. Şimdi ise ilan edilmiş oldu' 'Suriye rejimini destekleyen tüm taraflar DAEŞ'in kalmasını önemsiyor. Çünkü DAEŞ daha kötü ve Batı için korkutucu. Onun karşısında Esed rejimi daha az kötü' 'Kral Selman'ın Kahire'deki çabaları, Türkiye'de düzenlenen İİT Zirvesi'ne Mısır'ı temsilen Dışişleri Bakanı Şükri'nin katılımı şeklinde meyvesini vermiş olabilir' 'Ankara'nın Hamas ve Riyad ilişkilerini yumuşatması ihtimali, Riyad'ın Ankara ve Kahire ilişkilerini yumuşatma ihtimalinden daha fazla'

HACER ED-DESUKİ - Mısırlı gazeteci-yazar Fehmi Huveydi, Ortadoğu'da yeni bir ittifaklar haritasının oluşmak üzere olduğunu söyledi. Bu ittifaklar haritasının, İran karşıtı yeni bir eksene göre çizileceğini ifade eden Huveydi, İsrail-Arap çatışması dosyasının büyük ölçüde ivme kaybedeceğini belirtti.

Huveydi, AA'ya verdiği özel mülakatta, Mısır'dan Suudi Arabistan-İsrail ilişkilerine, Suriye'deki iç savaştan Türkiye-Mısır-Suudi Arabistan üçgeni ve Yemen krizine, Ortadoğu'daki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Mısır'ın Tiran ve Sanafir adalarını Suudi Arabistan'a bırakması, Etiyopya ile Hedasi Barajı sorunu, artan enflasyon ve halkın tepkisi nedeniyle içte ve dışta ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten Huveydi, Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin 'tehlikede olduğunu' ve destekçilerinin yanından ayrıldığını ifade etti.

'Mısır, daha önce görülmemiş yeni bir atmosfere girdi. Kargaşa çok büyük. Yönetim ve halk arasındaki uçurum günbegün açılıyor.' diyen Huveydi, adaların Suudi Arabistan'a bırakılması kararının zamanlamasının çok yanlış olduğuna dikkati çekti. Mısırlı yazar, halk arasında birikmiş öfkenin, fiyatlardaki büyük artış ve haksızlıklar nedeniyle patlama noktasına geldiğini kaydetti ve bunun nereye varacağını bilemediğini söyledi.

İtalyan öğrenci Giulio Regeni'nin Mısır'daki şüpheli ölümünün ardından yaşananları hatırlatan Huveydi, insanların, İtalya'nın bir vatandaşı için nasıl harekete geçtiğini gördüğünü ve Mısır'da bunun gibi binlerce örnek olmasına rağmen kimsenin onları korumadığını fark ettiğini anlattı.

- 'Kimse İsrail ile Suudi Arabistan ilişkilerinden habersiz değil'

Huveydi, adalar konusunun Mısır-Sudan sınırı meselesini gündeme getireceğini, Libya-Mısır arasında da benzer bir sorun yaşanmasının uzak ihtimal olmadığını savundu. Huveydi, Kahire, Riyad, Tel Aviv ve Washington arasında bir anlaşmanın olması ve İsrail'in bunu Mısırlılardan önce bilmesinin, insanları dehşete düşürdüğünü aktardı.

Adalar konusunun İsrail-Suudi Arabistan ilişkilerinde bir değişikliğe neden olmadığını dile getiren Huveydi, 'Sanırım kimse İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerden habersiz değil. Üst düzey olmasa da bazı önemli Suudi yetkililer İsraillilerle birtakım aleni etkinliklerde görüşüyorlar. Mevcut gelişmeler için yeni denilemez, bunu meşru hale getirme olarak adlandırabiliriz. Önceden ilişkiler gizli ve gayri resmi kanallarla yürütülüyordu. Şimdi ise ilan edilmiş oldu.' diye konuştu.

Huveydi, Suudi Arabistan'ın İsrail ile arasındaki ilişkileri açık etmesinin, bölge ülkeleri ile İsrail arasındaki ilişkilere yeni bir boyut kazandırabileceğini belirterek, bunun nedeni olarak, 'İran'ın Suudi Arabistan ile İsrail'in ortak düşmanı haline geldiği ve bu durumun yeni ittifaklar meydana getirebileceği, Mısır ile Ürdün'ün bunun çok uzağında kalmayacağı' değerlendirmesinde bulundu.

Körfez ülkelerinin bu ittifaka katılımı ne kadar kabul edeceğini ise kestiremediğini dile getiren Huveydi, şunları kaydetti:

'Ortadoğu'da yeni bir ittifaklar haritası oluşmak üzere. Bu ittifaklar haritası, İran karşıtı yeni bir eksene göre çizilecek. İsrail-Arap çatışması dosyası da büyük ölçüde ivme kaybedecek.'

- Suudi Arabistan-Türkiye-Mısır üçgeni

Huveydi, Suudi Arabistan-Türkiye-Mısır için 'eksen' değil, 'üçgen' ifadesinin kullanılabileceğini söylerken bu üçgenin siyasi ağırlığının sahadaki ağırlığından fazla olduğunu vurguladı. Bu gruba Katar'ın da dahil edilebileceğini aktaran Huveydi, Yemen ve Suriye krizlerine ilişkin bazı farklı pozisyonları nedeniyle Suudi Arabistan, Mısır ve Türkiye üçgeninin hala biraz vakte ihtiyacı olduğunu ifade etti.

Mısırlı yazar, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz'in, Kahire ve Ankara'yı yakınlaştırma çabalarına ilişkin ise 'Kral Selman'ın Kahire'deki çabaları, Türkiye'de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi'ne Mısır'ı temsilen Dışişleri Bakanı Samih Şükri'nin katılımı şeklinde meyvesini vermiş olabilir. Anladığım kadarıyla daha önce Mısır'ı temsilen büyükelçi ya da büyükelçi yardımcısının katılımı planlanıyordu. Şükri’nin katılımı, Suudi Arabistan'ın teşvikiyle oldu sanıyorum.' görüşünü dile getirdi.

Huveydi, ziyaretin Mısır-Türkiye ilişkilerinden ziyade Suudi Arabistan-Mısır ilişkilerine yaradığını savundu.

- Mısır- Sudan ilişkileri

Adaların Suudi Arabistan'a bırakılmasının ardından Sudan'ın, iki ülke arasındaki sorunlu bölge Halayib Üçgeni meselesini gündeme getirmesinin normal olduğunu belirten Huveydi, tarihi ilişkiler ve özellikle Nil Nehri konusunda ortak çıkarların iki ülkeyi bağlaması nedeniyle Mısır'ın Halayib Üçgeni konusunda Sudan'a verdiği cevabın 'diplomasinden uzak ve yavan' olduğunu ifade etti.

Huveydi, iki ülke arasındaki Halayib Üçgeni anlaşmazlığının ilerleyen süreçte çözüme kavuşması bir yana, daha da kızışacağı öngörüsünde bulundu.

- 'Sisi'nin popülaritesi geriledi'

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin popülaritesinin gün geçtikçe gerilediğini vurgulayan Huveydi, emniyet, silahlı kuvvetler ve bazı 'menfaatçiler' dışında 30 Haziran Cephesi'nin (Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye yönelik darbeye zemin hazırlayan gösterileri organize eden cephe) rejime olan desteğini çektiğine işaret etti.

Son gelişmelerin ardından Sisi'nin kaybettiği kaleleri nasıl kazanacağını bilemediğini dile getiren Huveydi, artan enflasyon, devletin bazı ürün ve hizmetlere sağladığı desteği geri çekmesi ve Etiyopya ile Hedasi Barajı krizi gibi sorunların derinleşmesi sonucu oluşacak baskı karşısında rejimin mevcut politikalarını sürdürmesinin Sisi’yi daha da zora sokacağını söyledi.

Bölgenin iki yıldan uzun süredir 'karanlık bir tünel' içerisinde bulunduğuna dikkati çeken Huveydi, Arap ülkelerindeki kriz dosyalarının çözümünün kendi çıkarlarına değil küresel güçlerin menfaatlerine bağlı olduğunu belirterek, bu ülkelerin kendi iç sorunlarıyla meşgul olduğunu ifade etti.

- 'Mısır Libya'da çözümün değil sorunun bir parçası'

Mısır'la ilgili, Sisi'nin Libya konusundaki açıklamalarının bu ülkeye müdahalenin işareti olarak algılanmasını da değerlendiren Huveydi şunları söyledi:

'Mısır başından beri Libya'ya müdahil. Mısır'ın Libya'daki rolü konusunda tahmin yürütmeye gerek yok. Mısır orada çözümün değil sorunun bir parçası. Bir tarafı diğerinin üstünde tuttu. Mısır'ın Libya'daki tutumu belli ancak ilan edilmiş değil. Mısır, istihbarat, askeri güç ve oradaki belli grupları destekleyerek Libya krizinde yer aldı. Libya'daki durum Afganistan'dakine benziyor.'

- 'Suriye halkı eli kana bulanmış bu rejimi kaldıramaz'

Mısırlı yazar Huveydi, Suriye konusunda ise Beşşar Esed rejiminin Suriye halkıyla yaşamasının artık mümkün olmadığını, Suriye'nin geleceğinde Esed rejiminin olmasının ne siyasi ne de insani açıdan kabul edilebileceğini söyledi.

Huveydi, 'Büyük devletlerin yaptıkları anlaşma ile sahada olanlar farklı. Suriye halkı eli kana bulanmış bu rejimi kaldıramaz. Rejimin geleceğini kestirmek zor. Çünkü ne muhalefet rejimi düşürebildi ne de rejim muhalifleri sindirebildi.' dedi.

Siyasi görevlerin mezhepler arasında nüfuslarıyla orantılı olarak paylaştırılması esasına göre kurulan bir yönetim sisteminin orta yol olduğunu söyleyen Huveydi ancak bunun benimsenmesinin, Esed rejiminin ceberrutluğu, muhalefeti bastırma konusundaki tecrübesi ve Rus desteği göz önüne alındığında zayıf bir ihtimal olduğunu aktardı.

'Kötünün kötüsüne' karşı mücadelenin daha öncelikli olması nedeniyle terör örgütü DAEŞ'in Esed rejimine yaradığını kaydeden Huveydi, 'DAEŞ'in kalması birçok kesimin yararına hizmet ediyor. Suriye rejimini destekleyen tüm taraflar bu örgütün kalmasını önemsiyor. Çünkü DAEŞ daha kötü ve Batı için korkutucu. Onun karşısında Esed rejimi daha yumuşak ve daha az kötü.' diye konuştu.

- 'Yemen'deki sorun, uzun yıllar sürer'

Yemen krizini de değerlendiren Huveydi, bu ülkenin çok büyük bir felaketle karşı karşıya kaldığını belirtti ve sorunun yıllarca devam edeceği öngörüsünde bulundu. Huveydi, Gazze Şeridi'nde İsrail saldırılarının bıraktığı gibi Yemen'de de bir yıkım olacağını ve bunun iyileştirilmesi için uzun bir süreye ihtiyaç duyulacağını dile getirdi.

Kral Selman'la beraber Suudi Arabistan siyasetinde nitelik açısından bir değişim olmadığına işaret eden Huveydi, Suudi Arabistan'ın iç yapısının, planlarının ve ilişkilerinin değişmediğini ancak sahneye yeni bir nesil çıktığını ve bunların farklı bir ifade tarzı, cesareti ve planları olduğunu kaydetti.

- 'Ankara Hamas-Riyad ilişkilerini yumuşatabilir'

Hamas-Suudi Arabistan ilişkilerinde de büyük bir değişim olmadığını belirten Huveydi, 'Teorik olarak bir yumuşamadan bahsedilebilir. Ankara'nın Hamas ve Riyad ilişkilerini yumuşatması ihtimali, Riyad'ın Ankara ve Kahire ilişkilerini yumuşatma ihtimalinden daha fazla.' diye konuştu.

Mısırlı yazar Huveydi şöyle devam etti:

'Hamas ve Kahire arasında kısıtlı bir anlaşma var. İki taraf da birbirlerine ihtiyaçları olduğunu idrak etti. Bu kısıtlı anlaşmanın ayrıntıları açıklanmadı. Aynı zamanda tutumlarda temel bir değişiklik de olmadı. Refah Sınır Kapısı, Hamas'ın beklentilerinin aksine hala açılmadı. Her halükarda Hamas Kahire'yi yatıştırmaya çabalıyor. Başta Sina'daki olaylar olmak üzere Mısır'da olanlarla bir ilişkisi bulunmadığına ikna etmeye çalışıyor.'

Riyad'da yapılan Körfez İşbirliği Konseyi-ABD Zirvesi'ne de değinen Huveydi, ABD Başkanı Barack Obama'nın, Washington'ın politikalarına ilişkin Körfez liderleri nezdinde güven tazelemeye çalıştığını belirterek Körfez ülkelerinin güçlü bir pozisyonda olmaması sebebiyle ABD ile çatışamayacaklarını ve ilişkilerin tarihi özelliğini koruyacağını dile getirdi.

Kaynak: AA