Siirt'te 'Hz. Peygamber, Tevhid Ve Vahdet' Konferansı
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Kapukaya: 'Türk, Kürt ve Arap olarak, bütün Müslümanlar olarak bizi kurtaracak, yegane birlik ve beraberliğe ulaştıracak, Allah'ın ipine sımsıkı sarılacak ve bizi yüce Allah'a götürecek şey, bizim imanımızdır, İslam'ımızdır'.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Mehmet Kapukaya, 'Türk, Kürt ve Arap olarak, bütün Müslümanlar olarak bizi kurtaracak, yegane birlik ve beraberliğe ulaştıracak, Allah'ın ipine sımsıkı sarılacak ve bizi yüce Allah'a götürecek şey, bizim imanımızdır, İslam'ımızdır.' dedi.
Siirt 14 Eylül Spor Salonu'nda, Kutlu Doğum Haftası kapsamında düzenlenen 'Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet' konferansı, İstanbul Beyazıt Camisi İmam Hatibi Suat Göztok'un Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Etkinlikte konuşan Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Kapukaya, Hazreti Muhammed'i anlamak ve anlatmak için konferans düzenlediğini belirterek Allah'ın bütün peygamberleri tevhit esasını insanlara bildirmek, tebliğ etmek üzere görevlendirdiğini söyledi.
Allah'ın dinine inanan, İslam'a inanan ümmetin, tek bir ümmet olduğunu ifade eden Kapukaya, şöyle devam etti:
'Hepimiz bu aziz dine inanan, Allah'ın dinine inanan insanlar olarak biriz ve beraberiz. Tek bir ümmetiz çünkü hepimiz aynı kitaba, aynı Allah'a, aynı peygambere inanıyoruz. Bu birliğimizi ve beraberliğimizi korumamızı Rabb'imiz bize emir buyurmuşlardır. Hepimizin bir ve beraber olmamız için öncelikle Kur'an-ı Kerim'e sımsıkı sarılmamız, onun etrafında kenetlenmemiz gerekiyor.'
Kapukaya, Müslümanların birlik ve beraberlik içerisinde olmasının önemine değinerek şunları kaydetti:
'Cenabıhak, bizlere son derece çarpıcı bir örnek daha veriyor. Bölünüp parçalanan Müslümanların, gruplara ayrılıp, cemaatlere ayrılıp, cemaat üstünlüğüne dayanan bir dini anlayışı sergileyenlerin, kendi cemaatlerini üstün görüp diğer cemaatleri hor ve hakir görenlerin, kendi cemaatinden olanlara sarılıp onları sevgiyle kucaklayıp başka bir cemaatten ise onlara yönünü bile dönmeyen ve belki selam bile vermeyen insanların dinlerini ne hale getirdiklerini ve Allah'ın katında nasıl bir duruma düştüklerini, bizlere hakikaten en veciz bir şekilde Kur'an-ı Kerim'de anlatıyor. Burada Kürtler, Türkler ve Araplar var, aynı peygamberi seviyor. Siz kimi birbirinden ayıracaksınız? Sizin buna gücünüz yeter mi? Allah'ın izniyle Türk, Kürt ve Arap olarak, bütün Müslümanlar olarak bizi kurtaracak, yegane birlik ve beraberliğe ulaştıracak, Allah'ın ipine sımsıkı sarılacak ve bizi yüce Allah'a götürecek şey, bizim imanımızdır, İslam'ımızdır.'
Kaynak: AA
Siirt 14 Eylül Spor Salonu'nda, Kutlu Doğum Haftası kapsamında düzenlenen 'Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet' konferansı, İstanbul Beyazıt Camisi İmam Hatibi Suat Göztok'un Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Etkinlikte konuşan Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Kapukaya, Hazreti Muhammed'i anlamak ve anlatmak için konferans düzenlediğini belirterek Allah'ın bütün peygamberleri tevhit esasını insanlara bildirmek, tebliğ etmek üzere görevlendirdiğini söyledi.
Allah'ın dinine inanan, İslam'a inanan ümmetin, tek bir ümmet olduğunu ifade eden Kapukaya, şöyle devam etti:
'Hepimiz bu aziz dine inanan, Allah'ın dinine inanan insanlar olarak biriz ve beraberiz. Tek bir ümmetiz çünkü hepimiz aynı kitaba, aynı Allah'a, aynı peygambere inanıyoruz. Bu birliğimizi ve beraberliğimizi korumamızı Rabb'imiz bize emir buyurmuşlardır. Hepimizin bir ve beraber olmamız için öncelikle Kur'an-ı Kerim'e sımsıkı sarılmamız, onun etrafında kenetlenmemiz gerekiyor.'
Kapukaya, Müslümanların birlik ve beraberlik içerisinde olmasının önemine değinerek şunları kaydetti:
'Cenabıhak, bizlere son derece çarpıcı bir örnek daha veriyor. Bölünüp parçalanan Müslümanların, gruplara ayrılıp, cemaatlere ayrılıp, cemaat üstünlüğüne dayanan bir dini anlayışı sergileyenlerin, kendi cemaatlerini üstün görüp diğer cemaatleri hor ve hakir görenlerin, kendi cemaatinden olanlara sarılıp onları sevgiyle kucaklayıp başka bir cemaatten ise onlara yönünü bile dönmeyen ve belki selam bile vermeyen insanların dinlerini ne hale getirdiklerini ve Allah'ın katında nasıl bir duruma düştüklerini, bizlere hakikaten en veciz bir şekilde Kur'an-ı Kerim'de anlatıyor. Burada Kürtler, Türkler ve Araplar var, aynı peygamberi seviyor. Siz kimi birbirinden ayıracaksınız? Sizin buna gücünüz yeter mi? Allah'ın izniyle Türk, Kürt ve Arap olarak, bütün Müslümanlar olarak bizi kurtaracak, yegane birlik ve beraberliğe ulaştıracak, Allah'ın ipine sımsıkı sarılacak ve bizi yüce Allah'a götürecek şey, bizim imanımızdır, İslam'ımızdır.'