Batuhan Yaşar Açıklaması 'Görüşme Resmi Olmadı!'
İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretini değerlendirdi. Yaşar köşesinde; "Görüşme resmi olmadı! Peki, Obama kimle resmi görüştü", "TSK açıklaması neden yanlış yorumlandı?","F-16’lar Musul’a 3. kez niye gitti", "Anlık istihbaratla PKK’ya büyük darbe nasıl indirildi?" sorularına cevap arayarak, Nusaybin, Yüksekova ve Şırnak merkezdeki son durumu değerlendirdi.
Batuhan Yaşar’ın yazısının tamamı ise şöyle:
"Can Dündar’ın GYY’si olduğu Cumhuriyet gazetesi, 2 haftadır ABD Başkanı Obama’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a randevu ’vermediği’ ve ’vermeyeceği’ haberleri ile neredeyse bir taraflarını yırttı.
Başlıklar aynen şöyleydi:
-Obama’dan Erdoğan’a ret: Görüşmeyecek
-Obama olmadı, Biden’ı verelim
-Beyaz Saray Erdoğan’a kapıyı kapattı
-Obama-Erdoğan görüşmesi resmî olmayacak
Sonrası malum. Cumhuriyet, görüşmenin ardından pişkin bir şekilde haberi şöyle veriyordu:
-Obama, Erdoğan ile bir araya geldi.
Küçük bir araştırma yaptık. 2.5 yıldır, Cumhurbaşkanı ne zaman ABD’ye veya Obama’nın da katılacağı uluslararası bir toplantıya gitse, paralel yapı ve bu yapının yandaşları "Obama, Erdoğan’la görüşmek istemiyor" diye 2 hafta öncesinden bağırmaya başlıyorlar. Niye mi böyle yapıyorlar?
1-Türkiye’yi itibarsızlaştırmak
2-Erdoğan’ı önemsiz biri gibi göstermek
Obama olmadı Biden’ı verelim, (Erdoğan’ın karşılığı aslında bu) sosyal ve paralel medyada döndürüldü de döndürüldü.
Yıllarca diplomasiyi takip ettik. Bu türden üst düzey temaslar ve görüşme süreleri önemsiz demiyoruz. İçerik, çerçeve ile karşı tarafa kabul ettirilen başlıkların da çok önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz sadece.
Görüşme olduydu olmadıydı ile tam iki haftayı geçirdik.
Erdoğan-Obama görüşmesinin ana konuları ile ilgili bir gündem oluşturmamıza izin verilmedi.
Bu da yetmedi. Paraleller, algı yönetimine profesyonelce ve son ana kadar devam ettiler.
"Görüşme resmî olmayacak."
Obama zirveye katılan 60 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının tamamı ile ikili görüşme yaptı mı?
-Hayır
Çok az sayıda liderle bir araya geldi.
Yaptığı ikili görüşmelerin zaten hiçbiri resmî değildi.
Görüşmenin içeriğini değil de hala neleri konuşmaya devam ediyoruz!
2. konumuz da paralel yapı ile ilgili.. Bir türlü TSK’yı harekete geçiremediler biliyorsunuz. Güvendikleri dağlara kar yağdı tabiri daha doğru olur. TSK’dan, Necdet Özel dönemi de dahil kuvvetli bir hareket bekliyorlardı.
Ama olmadı. Hâla ciddi ciddi beklediklerini de söylememiz lazım. Çıkan haberler, yazılar ve yorumlar sonrasında Genelkurmay açıklama yapmak zorunda kaldı:
"TSK, hiçbir legal görünümlü illegal yapılarla ve illegal tüm odaklarla, irtibat ve iş birliği içinde olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır."
Ama bu açıklama "TSK darbe yapmayacak" diye algılandı.
Ne darbesi..
Ne yapmaması..
Zaten öyle bir şey yok.
Genelkurmay, bu açıklama ile sadece şunu demek istedi:
"TSK, bünyesi içinde paralel yapılanmaya müsaade etmeyecektir."
Anladığım şu; birileri Genelkurmay’ı hadi hadi diye kaşımaya dün olduğu gibi yarın da devam edecek.
Burada paralel yapının oyununu bozmak gerekiyor.
3. olay Türkiye’nin içeride ve dışarıda asker-polis omuz omuza sürdürdüğü terör mücadelesi.
Türk F-16’ları Musul üzerinde uçuşlarını sürdürüyor. İki gün önce Musul çevresindeki DAEŞ hedefleri 4 F-16 tarafından yine vuruldu.
Nusaybin’deki evlerin yüzde 80’i EYP’ler ile tuzaklanmış. Sokak ve caddeler, kilit taşlarla, içleri betonlarla da doldurularak duvarlarla kapatılmış. Bu da yetmemiş EYP’lerle tuzaklanmış.
Suriye’den, özellikle de Kobani’den ciddi destek geliyor. Bu da temizliğin süresini uzatıyor. Yüzde 70’i temizlenen Yüksekova çok önemli.. Çünkü terör örgütünün dağ kadrosu (sayılarının 250 civarında olduğu tahmin ediliyor) da burada. Aldığımız bilgilere göre 10-15 gün içerisinde işlem tamamlanacak.
Ayrıca para kaynağına en büyük darbenin Yüksekova’da indirilecek olması bu önemi daha da arttırıyor.
Şırnak merkez de bitmek üzere.
Murat Karayılan, ’kırsala dönelim’ çağrısıyla, şehirdeki ağır yenilgiden dikkatleri başka tarafa çekmeye çalışıyor.
Peki, 70 teröristle tekrar karakollar mı basılacak? Hayır, bunu kaynaklarımdan da araştırdım. PKK’nın böyle bir gücünün artık kalmadığı söylendi. "Keşke" dediler ve şöyle devam ettiler:
"Değil 70, 30 kişi bir araya gelse de tepelerine insek diye bekliyoruz."
Just in time, yani anlık istihbaratlar çok iyi değerlendiriliyor.
Dün, Irak’ın kuzeyinde Metina bölgesinde, anlık istihbarat bilgisi kullanılarak PKK’ya ağır bir darbe daha indirildi.
Diyarbakır’da Başbakan Davutoğlu’na "buraya gelme" mesajının verildiği bomba hepimizi bir kez daha derinden sarstı. Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar ile kalleşçe yapılmış bu patlamayı konuştuk. Saldırının çok iyi planlanmış bir tahrip pususu olduğunu söyledi.
Saldırıyı üstlenen TAK’ı, "Terörün Alçak ve Kalleş Yüzü" olarak nitelendirdi. Terörün sürekli değişen daha doğrusu değiştirilen yüzüne karşı tedbirler anlamında, burada yazamayacağımız kadar çok başlık var.
Güvenlik toplantılarında sürekli güncellemeler yapılıyor. Güncellemeler o toplantı masalarında kalmıyor, anında sahaya yansıtılıyor.
Kulağımıza gelen bir şeyi daha paylaşalım; terörle mücadelede çok etkili olan yüz tanıma sistemlerinden kısa süre içerisinde faydalanılmaya başlanacak.
Devletin, hükümetin bütün kurumlarıyla müthiş bir sosyal restorasyonla sahaya ineceğini duyurarak yazımızı bitirelim.
Terörün, gündemin arka sıralarına düşeceği günler çok uzakta görünmüyor!’
Kaynak: İHA
"Can Dündar’ın GYY’si olduğu Cumhuriyet gazetesi, 2 haftadır ABD Başkanı Obama’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a randevu ’vermediği’ ve ’vermeyeceği’ haberleri ile neredeyse bir taraflarını yırttı.
Başlıklar aynen şöyleydi:
-Obama’dan Erdoğan’a ret: Görüşmeyecek
-Obama olmadı, Biden’ı verelim
-Beyaz Saray Erdoğan’a kapıyı kapattı
-Obama-Erdoğan görüşmesi resmî olmayacak
Sonrası malum. Cumhuriyet, görüşmenin ardından pişkin bir şekilde haberi şöyle veriyordu:
-Obama, Erdoğan ile bir araya geldi.
Küçük bir araştırma yaptık. 2.5 yıldır, Cumhurbaşkanı ne zaman ABD’ye veya Obama’nın da katılacağı uluslararası bir toplantıya gitse, paralel yapı ve bu yapının yandaşları "Obama, Erdoğan’la görüşmek istemiyor" diye 2 hafta öncesinden bağırmaya başlıyorlar. Niye mi böyle yapıyorlar?
1-Türkiye’yi itibarsızlaştırmak
2-Erdoğan’ı önemsiz biri gibi göstermek
Obama olmadı Biden’ı verelim, (Erdoğan’ın karşılığı aslında bu) sosyal ve paralel medyada döndürüldü de döndürüldü.
Yıllarca diplomasiyi takip ettik. Bu türden üst düzey temaslar ve görüşme süreleri önemsiz demiyoruz. İçerik, çerçeve ile karşı tarafa kabul ettirilen başlıkların da çok önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz sadece.
Görüşme olduydu olmadıydı ile tam iki haftayı geçirdik.
Erdoğan-Obama görüşmesinin ana konuları ile ilgili bir gündem oluşturmamıza izin verilmedi.
Bu da yetmedi. Paraleller, algı yönetimine profesyonelce ve son ana kadar devam ettiler.
"Görüşme resmî olmayacak."
Obama zirveye katılan 60 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının tamamı ile ikili görüşme yaptı mı?
-Hayır
Çok az sayıda liderle bir araya geldi.
Yaptığı ikili görüşmelerin zaten hiçbiri resmî değildi.
Görüşmenin içeriğini değil de hala neleri konuşmaya devam ediyoruz!
2. konumuz da paralel yapı ile ilgili.. Bir türlü TSK’yı harekete geçiremediler biliyorsunuz. Güvendikleri dağlara kar yağdı tabiri daha doğru olur. TSK’dan, Necdet Özel dönemi de dahil kuvvetli bir hareket bekliyorlardı.
Ama olmadı. Hâla ciddi ciddi beklediklerini de söylememiz lazım. Çıkan haberler, yazılar ve yorumlar sonrasında Genelkurmay açıklama yapmak zorunda kaldı:
"TSK, hiçbir legal görünümlü illegal yapılarla ve illegal tüm odaklarla, irtibat ve iş birliği içinde olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır."
Ama bu açıklama "TSK darbe yapmayacak" diye algılandı.
Ne darbesi..
Ne yapmaması..
Zaten öyle bir şey yok.
Genelkurmay, bu açıklama ile sadece şunu demek istedi:
"TSK, bünyesi içinde paralel yapılanmaya müsaade etmeyecektir."
Anladığım şu; birileri Genelkurmay’ı hadi hadi diye kaşımaya dün olduğu gibi yarın da devam edecek.
Burada paralel yapının oyununu bozmak gerekiyor.
3. olay Türkiye’nin içeride ve dışarıda asker-polis omuz omuza sürdürdüğü terör mücadelesi.
Türk F-16’ları Musul üzerinde uçuşlarını sürdürüyor. İki gün önce Musul çevresindeki DAEŞ hedefleri 4 F-16 tarafından yine vuruldu.
Nusaybin’deki evlerin yüzde 80’i EYP’ler ile tuzaklanmış. Sokak ve caddeler, kilit taşlarla, içleri betonlarla da doldurularak duvarlarla kapatılmış. Bu da yetmemiş EYP’lerle tuzaklanmış.
Suriye’den, özellikle de Kobani’den ciddi destek geliyor. Bu da temizliğin süresini uzatıyor. Yüzde 70’i temizlenen Yüksekova çok önemli.. Çünkü terör örgütünün dağ kadrosu (sayılarının 250 civarında olduğu tahmin ediliyor) da burada. Aldığımız bilgilere göre 10-15 gün içerisinde işlem tamamlanacak.
Ayrıca para kaynağına en büyük darbenin Yüksekova’da indirilecek olması bu önemi daha da arttırıyor.
Şırnak merkez de bitmek üzere.
Murat Karayılan, ’kırsala dönelim’ çağrısıyla, şehirdeki ağır yenilgiden dikkatleri başka tarafa çekmeye çalışıyor.
Peki, 70 teröristle tekrar karakollar mı basılacak? Hayır, bunu kaynaklarımdan da araştırdım. PKK’nın böyle bir gücünün artık kalmadığı söylendi. "Keşke" dediler ve şöyle devam ettiler:
"Değil 70, 30 kişi bir araya gelse de tepelerine insek diye bekliyoruz."
Just in time, yani anlık istihbaratlar çok iyi değerlendiriliyor.
Dün, Irak’ın kuzeyinde Metina bölgesinde, anlık istihbarat bilgisi kullanılarak PKK’ya ağır bir darbe daha indirildi.
Diyarbakır’da Başbakan Davutoğlu’na "buraya gelme" mesajının verildiği bomba hepimizi bir kez daha derinden sarstı. Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar ile kalleşçe yapılmış bu patlamayı konuştuk. Saldırının çok iyi planlanmış bir tahrip pususu olduğunu söyledi.
Saldırıyı üstlenen TAK’ı, "Terörün Alçak ve Kalleş Yüzü" olarak nitelendirdi. Terörün sürekli değişen daha doğrusu değiştirilen yüzüne karşı tedbirler anlamında, burada yazamayacağımız kadar çok başlık var.
Güvenlik toplantılarında sürekli güncellemeler yapılıyor. Güncellemeler o toplantı masalarında kalmıyor, anında sahaya yansıtılıyor.
Kulağımıza gelen bir şeyi daha paylaşalım; terörle mücadelede çok etkili olan yüz tanıma sistemlerinden kısa süre içerisinde faydalanılmaya başlanacak.
Devletin, hükümetin bütün kurumlarıyla müthiş bir sosyal restorasyonla sahaya ineceğini duyurarak yazımızı bitirelim.
Terörün, gündemin arka sıralarına düşeceği günler çok uzakta görünmüyor!’