TBMM'de 'Vergi Affı' Tartışması
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda ’vergi affı’ tartışması yaşandı.
TBMM Genel Kurulu’nda 2016 Bütçe Kanun Tasarısı maddeleri görüşülüyor. Kanun tasarısı maddelerinin görüşülmesine başlanmadan önce Maliye Bakanı Naci Ağbal ile CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal arasında tartışma çıktı. Tanal, Cengiz İnşaat’ın vergi borçlarının silindiğini söyleyerek, "Burada ne olmuş? Kayırmacılık var, korumacılık var, keyfilik var. Yani, siz parlamentoya, halka şunu söylüyorsunuz: ’Uzlaşma kanunen bir hakkıdır’. Doğru, bunun hakkı olmadığını söyleyen kimse yok. Burada laf ebeliğiyle halka, kamuoyuna gerçek dışı bir beyanda bulunuyorsunuz. Yani, sınava giren memur arkadaşlarımız bu kitaptan yararlanıyor, okullarda bu kitaplardan yararlanılıyor, öğrencilere bu şekilde ders veriliyor ama Maliye Bakanlığı’nın ’Efendim, bu, kanuna uygundur, burada bir kayırmacılık yoktur’" ifadelerini kullandı. Bakan Ağbal ise, şunları kaydetti:
"Bir hatip buraya gelip birtakım asılsız, tamamen iftira niteliğinde iddialarda bulunmuştur. Bir tutanağı burada göstermek suretiyle idarenin haksız ve hukuksuz bir şekilde, alması gereken bir vergiyi almadığı iddiasında bulunmuştur. Ben bu tartışmaların başladığı ilk andan itibaren kendilerine söyledim. Bu verginin haksız yere alınmadığını gösterecek elinizde ne delil var? Dolayısıyla, burada idare önüne gelen bir meselede tamamen hukuki bir yorum yapmak suretiyle bir sonuca varmış ve bu sonuca varırken de. Bu tutanağı imzalayan arkadaşlarımızın hepsi şerefiyle, namusuyla bu işi yapan arkadaşlar. Uzlaşma müessesesi, netice itibarıyla, yazılan bir raporun değerlendirilmesi sonucunda idare ile mükellef arasında bir noktada uzlaşmayı sağlamaktır" şeklinde konuştu.
"BANA BUNU AYDINLATIN"
Tanal, şirket isimlerinden örnekler vererek, "Bunu alışkanlık haline getiren sizsiniz, siz. Bunu alışkanlık haline getiren ben değilim. Bununla bu şekilde dünya kadar bu şirketlerin dışında başka kolladığınız, koruduğunuz hangi şirket var? Ben bunu ezbere söylemiyorum, bu bir öğretim üyesinin kitabı, vergi davalarıyla ilgili kitap. Vergi cezanın oranı hakkında mevzuatta herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. ’Ancak uygulamada vergi aslının yüzde 10’u kadar, cezaların ise yüzde 90’ı kadar vazgeçilebilmekte’ deniyor. Siz hepsini vazgeçmişsiniz. Yani burada ben mi yalan söylüyorum, siz mi yalan söylüyorsunuz, bu öğretim üyesi mi yanlış yazmış, ben kamuoyuna yanlış bilgi veriyorum. Bana gelin, bana bunu aydınlatın. Burada kimin müfteri olduğunu kamuoyuna ben sunuyorum" diye konuştu.
"O KİTABI OKUYACAK BİLGİ SEVİYENİZ YOKSA..."
Ağbal ise, "Eğer bir kitap okuyacaksanız o kitabı okuyacak bilgi seviyesine ulaşmanız lazım. Eğer o kitabı okuyacak bir bilgi seviyeniz yoksa okuduğunuz cümlenin ne anlama geldiğini bilmiyorsanız, o zaman tabii ki yanlış hükümler çıkarabilirsiniz. Sayın Tanal, anladığım kadarıyla kamulaştırma davalarında uzman ama vergi konularında uzman değil. Sayın Tanal, oradaki yazarın söylediği, genelde, uygulamada, ortalama olarak bütün uygulamalardan hareketle yazarın ifade ettiği bir durumdur. Genelde hep şu ifade edilir; uzlaşmalarda, eğer özel bir durum yoksa, verginin aslı cezanın da belli bir oranı -mesela yüzde 10’u kadar- alınır. Bu ama özel bir durum, yoksa genel ortalamayı ifade eder. Dolayısıyla, bir yazarın eserini burada gelip mutlak surette idarenin uygulamalarından alt sınır mutlaka uygulanması gereken bir sınır olarak ifade etmenizi olsa olsa ben bunu cehalete veririm" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
"Bir hatip buraya gelip birtakım asılsız, tamamen iftira niteliğinde iddialarda bulunmuştur. Bir tutanağı burada göstermek suretiyle idarenin haksız ve hukuksuz bir şekilde, alması gereken bir vergiyi almadığı iddiasında bulunmuştur. Ben bu tartışmaların başladığı ilk andan itibaren kendilerine söyledim. Bu verginin haksız yere alınmadığını gösterecek elinizde ne delil var? Dolayısıyla, burada idare önüne gelen bir meselede tamamen hukuki bir yorum yapmak suretiyle bir sonuca varmış ve bu sonuca varırken de. Bu tutanağı imzalayan arkadaşlarımızın hepsi şerefiyle, namusuyla bu işi yapan arkadaşlar. Uzlaşma müessesesi, netice itibarıyla, yazılan bir raporun değerlendirilmesi sonucunda idare ile mükellef arasında bir noktada uzlaşmayı sağlamaktır" şeklinde konuştu.
"BANA BUNU AYDINLATIN"
Tanal, şirket isimlerinden örnekler vererek, "Bunu alışkanlık haline getiren sizsiniz, siz. Bunu alışkanlık haline getiren ben değilim. Bununla bu şekilde dünya kadar bu şirketlerin dışında başka kolladığınız, koruduğunuz hangi şirket var? Ben bunu ezbere söylemiyorum, bu bir öğretim üyesinin kitabı, vergi davalarıyla ilgili kitap. Vergi cezanın oranı hakkında mevzuatta herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. ’Ancak uygulamada vergi aslının yüzde 10’u kadar, cezaların ise yüzde 90’ı kadar vazgeçilebilmekte’ deniyor. Siz hepsini vazgeçmişsiniz. Yani burada ben mi yalan söylüyorum, siz mi yalan söylüyorsunuz, bu öğretim üyesi mi yanlış yazmış, ben kamuoyuna yanlış bilgi veriyorum. Bana gelin, bana bunu aydınlatın. Burada kimin müfteri olduğunu kamuoyuna ben sunuyorum" diye konuştu.
"O KİTABI OKUYACAK BİLGİ SEVİYENİZ YOKSA..."
Ağbal ise, "Eğer bir kitap okuyacaksanız o kitabı okuyacak bilgi seviyesine ulaşmanız lazım. Eğer o kitabı okuyacak bir bilgi seviyeniz yoksa okuduğunuz cümlenin ne anlama geldiğini bilmiyorsanız, o zaman tabii ki yanlış hükümler çıkarabilirsiniz. Sayın Tanal, anladığım kadarıyla kamulaştırma davalarında uzman ama vergi konularında uzman değil. Sayın Tanal, oradaki yazarın söylediği, genelde, uygulamada, ortalama olarak bütün uygulamalardan hareketle yazarın ifade ettiği bir durumdur. Genelde hep şu ifade edilir; uzlaşmalarda, eğer özel bir durum yoksa, verginin aslı cezanın da belli bir oranı -mesela yüzde 10’u kadar- alınır. Bu ama özel bir durum, yoksa genel ortalamayı ifade eder. Dolayısıyla, bir yazarın eserini burada gelip mutlak surette idarenin uygulamalarından alt sınır mutlaka uygulanması gereken bir sınır olarak ifade etmenizi olsa olsa ben bunu cehalete veririm" ifadelerini kullandı.