TÜSİAD Sanayi 4.0 Raporu

Rapordan: 'Türkiye için Sanayi 4.0’ın uygulayıcı öncü ekonomileri arasında yer almak kaçınılmaz bir önemdedir' 'Türkiye yol haritasının tüm paydaşlarla iş birliği içinde ve kararlı şekilde uygulanması önümüzdeki on yıl için ülke gündeminin en temel maddelerinden biri olmalıdır' 'Katma değeri yüksek ve dünya üretim değer zincirinden çok daha fazla pay alan bir Türk sanayisi yaratmak hedeflenmeli'

Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Sanayi 4.0 Raporunda, Türkiye ekonomisine yönelik, 'Rekabet gücü yüksek ekonomiler kümesi içinde yer almak isteyen Türkiye için, küresel düzeydeki bu gelişmeleri takip etmek ve bunun ötesinde Sanayi 4.0’ın uygulayıcı öncü ekonomileri arasında yer almak kaçınılmaz bir önemdedir' denildi.

TÜSİAD, iş dünyasındaki paradigmaları yeniden belirleyen ve dünyanın tartıştığı Sanayi 4.0 konusunda hazırladığı raporu, 'Türkiye'nin Sanayi 4.0 Dönüşümü Konferansı'yla açıkladı.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın katılımıyla düzenlenen konferansta tanıtılan rapor, iş yapış şekillerinde dijital dönüşümü merkeze alarak Türkiye ekonomisine ilişkin önerilerde bulunuyor.

Raporda sürekli gelişen teknolojinin, sanayide üretkenliğin özellikle 18. yüzyılın sonlarından günümüze üç ana dalga çevresinde çok önemli şekilde artmasını mümkün kıldığı belirtildi.

Buhar gücüyle çalışan makinelerin, elektriğin üretime girmesinin ve 1970 sonrasında gittikçe yaygınlaşan robotlu otomasyon akımının yeni çığırlar açan üç devrimin tetikçileri niteliğinde olduğu ifade edilen raporda, şunlar kaydedildi:

'Günümüzde artık dijital teknolojiler ile tetiklenen 4. sanayi devriminden söz ediyoruz. Akıllı robotlar, büyük veri, nesnelerin interneti, 3-D baskı, bulut gibi dokuz teknolojinin bu devrimin tetiklenmesinde çok önemli rolü olduğunu gözlemliyoruz. Bu devrimle ortaya çıkan Sanayi 4.0 kavramını da artık sadece değer zincirlerinin parçalarının kendi içlerinde otomasyonu ötesinde birbirleri ile entegre olması olarak tanımlıyoruz.

Entegrasyonun en önemli özelliği ise tüm değer zinciri adımlarının birbiri ile gerçek zamanlı ve sürekli iletişim içinde olması ve bu sayede akıllı ve kendisini uyarlayan bir sanayi sürecine ulaşmış olma vizyonu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu vizyon, daha hızlı, daha esnek, kalitesi daha yüksek ve daha verimli bir sanayi yolculuğunu tanımlamaktadır.

Almanya ve daha sonra ABD gibi sanayileşmiş ülkeler tarafından ortaya atılmış ve içinde bulunduğumuz dönemde artan bir ivme ile odaklanılan Sanayi 4.0, bu ülkelerin yıllar içinde kaybettikleri üretimde rekabetçi olma avantajını tekrar ele geçirmek için de önemli bir fırsat yaratmaktadır.'

- 'Dünya üretim değer zincirinden çok daha fazla pay alan bir Türk sanayisi yaratmak hedeflenmelidir'

Boston Consulting Group'un (BCG) 2015 senesinde yaptığı detaylı bir araştırma sonucuna göre, Sanayi 4.0'ın yaygın olarak uygulanmasının önümüzdeki 10-15 sene içerisinde Alman ekonomisi üzerinde çok önemli etkiler yaratması beklendiği aktarılan raporda, dönüşüm maliyetlerinin yüzde 15-25’ine denk gelen bir sanayi verimliliği artışı sonucu 90-150 milyar avroya ulaşan bir maliyet azaltıcı etkiden bahsedildiği aktarıldı.

Sanayi 4.0 sürecinin verimlilik artışının ötesinde, daha yüksek katma değerli ve nitelikli insan gücü ihtiyacında çok daha önemli bir noktaya gelinen bir yolculuk olarak anlatıldığı raporda, Türkiye ekonomisne yönelik şu ifadelere yer verildi:

'Rekabet gücü yüksek ekonomiler kümesi içinde yer almak isteyen Türkiye için, küresel düzeydeki bu gelişmeleri takip etmek ve bunun ötesinde Sanayi 4.0’ın uygulayıcı öncü ekonomileri arasında yer almak kaçınılmaz bir önemdedir. Özellikle rekabet gücü göstergelerinin çeşitlilik ve hızlı bir değişkenlik gösterdiği bu dönemde düşük iş gücü maliyetleri ve lojistik avantajı gibi rekabetçiliğimizin temelini oluşturan etkenlerin artık önemli baskılara maruz kalacağı beklenmelidir.

Bu itibarla, Sanayi 4.0 yaklaşımı ile rekabet gücü avantajlarımızın sürdürülebilirliğini sağlamak ve artırmak ama bunun ötesinde katma değeri yüksek ve dünya üretim değer zincirinden çok daha fazla pay alan bir Türk sanayisi yaratmak hedeflenmelidir.'

- 'Sanayi 4.0 dönüşümüyle verimlilik, büyüme, yatırım ve istihdamda gelişme beklenebilir'

Dönüşüm sürecinin Türkiye’nin içinde bulunduğu ülke grubundan bir üst seviyeye yükselme hedefine ulaşılmasına sağlayacağı katkı ya da işaret eden raporda, 14 sanayi firması yetkililerinin düşünce, tecrübe ve bilgileri de değerlendirildi.

Türkiye için Sanayi 4.0 yaklaşımının kavramsal olarak tartışılmasının ötesinde ekonomik bir perspektifin de açıklıkla ortaya konmasının hedeflendiği kaydedilen raporda, Sanayi 4.0 dönüşümüyle verimlilik, büyüme, yatırım ve istihdamda gelişme kaydedilmesinin beklendiği bildirildi.

- 'Dönüşüm kaynaklı büyüme 150-200 milyar lira ek gelir anlamına geliyor'

Sanayi 4.0’ın başarılı bir şekilde uygulandığı durumda, günümüz ekonomik büyüklüğünde, Türkiye’deki üretim sektörlerinin verimliliğinde 50 milyar liraya varabilecek bir fayda kaydedilmesi potansiyeli bulunduğu aktarılan raporda, küresel değer zincirlerine entegrasyon ve Sanayi 4.0 çevresinde oluşacak ekonomi yoluyla kazanılacak rekabet avantajının, sanayi üretiminde yıllık yaklaşık yüzde 3’e kadar ulaşabilecek bir artışı tetikleyebileceği anlatıldı.

Bu büyümenin Türkiye GSYİH’sinde yüzde 1 ve üzeri bir ek büyüme ile 150-200 milyar lira düzeyinde ek gelir anlamına geldiği ifade edilen rapor, yatırımlardaki olası artışa dikkati çekti.

- 'Eğitim ve gelir düzeyi yüksek bir iş gücü öngörülüyor'

Raporda, Sanayi 4.0 teknolojilerinin üretim sürecine dahil edilmesi için önümüzdeki 10 yıllık süreçte yılda üreticilerin gelirlerinin yaklaşık yüzde 1'i niteliğindeki yaklaşık 10-15 milyar lira yatırım yapılması gerektiği tahmin edildiği kaydedildi.

'Büyüme hedeflerinin gerçekleşeceği varsayımıyla, toplam sanayide istihdam edilen iş gücü ihtiyacının artacağı ve daha da önemlisi çok daha nitelikli, eğitim ve gelir düzeyi yüksek bir iş gücü yapısının oluşacağı öngörülmektedir' denilen raporda, iş gücündeki eğitimli kitlenin artışına işaret edildi.

Önümüzdeki 10 yılda istihdamda yetkinlik düzeyi düşük işlerde iş gücünün azalması olası görüldüğü yinelenen çalışmada, sanayi üretiminin artması ile toplam iş gücünde mutlak bir artış yaşanacağı anlatıldı.

Otomotiv, beyaz eşya, tekstil, kimyasallar, gıda ve makine sanayileri sektörleri pilot olarak incelenen raporda, 'Söz konusu sektörlerde Sanayi 4.0 uygulamaları genel olarak değerlendirildiğinde, bilgi ve materyal akışı, tedarikçiler ile entegrasyon, ürün ve üretim sürecinin tasarım aşamasında simülasyonu, üretimde esnekliği ve öngörülebilirliği artıran akıllı ürün ve üretim hatları gibi konular fırsat alanları olarak ön plana çıkmaktadır' değerlendirmesi yapıldı.

- 'Türkiye yol haritasını ortaya koymalıdır'

Çalışmada, teknolojiyi içselleştirmiş ve büyüyen iş gücüne sahip Türkiye'nin, küresel ekonomideki rolünü değiştirecek büyük bir dönüşüm yaratma fırsatının eşiğinde olduğu belirtildi.

Türkiye sanayisinin gelişmesinde ve rekabetçiliğinin artırılmasında çok temel bir faktör ve fırsat olacağına inanılan Sanayi 4.0 evriminin yakalanması için tüm paydaşlara sorumluluk düştüğü kaydedildi. Raporun yönetici özeti şu ifadelerle sona erdi:

'Türkiye, önündeki bu fırsatı hayata geçirmek için gerekliliklerini, önceliklerini ve bir yol haritasını ortaya koymalıdır. Bu yol haritasının tüm paydaşlarla işbirliği içinde ve kararlı bir şekilde uygulanması önümüzdeki on yıl için ülke gündeminin en temel maddelerinden biri olmalıdır. Bu sebeple, sanayimizin dönüşümünden sorumlu tüm aktörlerin katılımıyla, Sanayi 4.0 yaklaşımının bütün boyutlarının ele alındığı ve hem stratejik hem operasyonel ihtiyaç ve uygulamaların kapsamlı bir şekilde tartışıldığı bir platformun oluşturulması gerekliliği vardır'
Kaynak: AA