İskeçe Müftüsü Mete'ye Ölüm Tehdidi
Batı Trakya'da İskeçe seçilmiş Müftüsü Mete, bölgedeki faaliyetleri nedeniyle kendisi ve ailesine ölüm tehditleri geldiğini söyledi Mete: 'Batı Trakya'da karanlık güçler azınlığın ve çoğunluğun huzurunu bozmaya çalışıyor' 'Bana ve aileme bir şey olması halinde Yunan devletinin sorumlu olacağını vurgulamak isterim'.
GÜMÜLCİNE – Batı Trakya'da İskeçe seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete, bölgedeki faaliyetleri nedeniyle kendisinin ve ailesinin ölüm tehditleri aldığını bildirdi.
Mete, yayımladığı yazılı açıklamada, Batı Trakya’da, Müslüman Türk Azınlık’a hizmet eden din adamlarının ve azınlığın seçtiği müftülerin tehdit altında olduğunu ifade etti.
'Batı Trakya’da, karanlık güçler azınlık ve çoğunluğun huzurunu bozmaya çalışıyor' ifadesini kullanan Mete, azınlık mensupları ve din görevlilerine tahriklere kapılmamaları ve vazifelerinden feragat etmemeleri çağrısında bulundu.
Mete, açıklamasına şöyle devam etti:
“Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, her zaman vurguladığımız üzere teröre ve insan hakları ihlallerine hiçbir zaman yakınlık duymamış, aksine nefretle kınamış ve kınamaya devam edecektir. Allah doğrularla beraberdir. Bana ve aileme bir şey olması halinde Yunan devletinin sorumlu olacağını vurgulamak isterim.”
- 'Beni öldüreceklerini ve evlatlarıma zarar vereceklerini söylemişler'
Mete, konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada da kısa bir süre önce kimliği belirlenemeyen, yüzleri maskeli kişilerin müftülük görevlisi bir imamı kaçırdıklarını ve kendisine ölüm tehditlerinde bulunulduğunu söyledi.
İskeçe’de, 28 Ocak'ta yakın çalışma arkadaşlarından birinin gece saatlerde alışveriş için sokağa çıktığı sırada yüzleri maskeli kişiler tarafından zorla bir minibüse bindirilerek kaçırıldığını dile getiren Mete, şunları kaydetti:
“Yüzleri maskeli, elleri eldivenli ve bu konuda eğitimli olduğu anlaşılan bu kişiler, ağzını kapatarak yaka paça bir minibüse aldıkları arkadaşımıza, sözlü hakaretlerde bulunduktan sonra beni öldüreceklerini ve evlatlarıma zarar vereceklerini söylemişler. Arkadaşımızın anlattığına göre, kendilerinin 'Trakya’nın Bekçileri' olduğu şeklinde bir şeyler söyleyen saldırganlar, benim faaliyetlerimi takip ettiklerini belirterek, şahsıma karşı ağza alınmayacak hakaretlerde bulunmuşlar.”
Mete, toplum içerisinde infial yaşanmaması için bu konuda daha önce açıklama yapmaktan kaçındığını ancak olayın yerel Yunan basınında yer alması üzerine yazılı açıklama yaptığını anlattı.
- 'Korkulacak hiçbir çalışmanın içinde olmadım'
Olayla ilgili polisin bilgilendirildiğini ve savcılık nezdinde şikayette bulunmak için adliye çalışanlarının grevinin sona ermesini beklediğini ifade eden Mete, daha önce de tehditler aldığını ancak yasa dışı hiçbir faaliyette bulunmadığı için bu tehditlerden korkmadığını vurguladı.
Mete, kendisinin, Yunanistan'a bağlılığını kanıtlamış bir aileden geldiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Korkulacak hiçbir çalışmanın içinde olmadım, olmayacağım. Bilmeyenler için söylüyorum, ben, vatanı için, Yunanistan için şehit vermiş bir aileden geliyorum. Yunanistan'ı koruyanlar arasında biz kendimizi ispat ettik. Hem de maskeyle, eldivenlerle, plakasız minibüslerle değil, mertçe ve kanımızı feda ederek bunu gösterdik. Gerekirse bundan sonra da feda etmeye hazırız. Bu gerçekler ortada iken karanlık işlerle bizleri, azınlığı ilişkilendirmek çok acımasızca bir iftiradır. Tüm Batı Trakya'da yaşayanlar adına faillerin bir an önce kimliklerinin belirlenmesini ve adalete teslim edilmesini bekliyoruz.'
Kaynak: AA
Mete, yayımladığı yazılı açıklamada, Batı Trakya’da, Müslüman Türk Azınlık’a hizmet eden din adamlarının ve azınlığın seçtiği müftülerin tehdit altında olduğunu ifade etti.
'Batı Trakya’da, karanlık güçler azınlık ve çoğunluğun huzurunu bozmaya çalışıyor' ifadesini kullanan Mete, azınlık mensupları ve din görevlilerine tahriklere kapılmamaları ve vazifelerinden feragat etmemeleri çağrısında bulundu.
Mete, açıklamasına şöyle devam etti:
“Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, her zaman vurguladığımız üzere teröre ve insan hakları ihlallerine hiçbir zaman yakınlık duymamış, aksine nefretle kınamış ve kınamaya devam edecektir. Allah doğrularla beraberdir. Bana ve aileme bir şey olması halinde Yunan devletinin sorumlu olacağını vurgulamak isterim.”
- 'Beni öldüreceklerini ve evlatlarıma zarar vereceklerini söylemişler'
Mete, konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada da kısa bir süre önce kimliği belirlenemeyen, yüzleri maskeli kişilerin müftülük görevlisi bir imamı kaçırdıklarını ve kendisine ölüm tehditlerinde bulunulduğunu söyledi.
İskeçe’de, 28 Ocak'ta yakın çalışma arkadaşlarından birinin gece saatlerde alışveriş için sokağa çıktığı sırada yüzleri maskeli kişiler tarafından zorla bir minibüse bindirilerek kaçırıldığını dile getiren Mete, şunları kaydetti:
“Yüzleri maskeli, elleri eldivenli ve bu konuda eğitimli olduğu anlaşılan bu kişiler, ağzını kapatarak yaka paça bir minibüse aldıkları arkadaşımıza, sözlü hakaretlerde bulunduktan sonra beni öldüreceklerini ve evlatlarıma zarar vereceklerini söylemişler. Arkadaşımızın anlattığına göre, kendilerinin 'Trakya’nın Bekçileri' olduğu şeklinde bir şeyler söyleyen saldırganlar, benim faaliyetlerimi takip ettiklerini belirterek, şahsıma karşı ağza alınmayacak hakaretlerde bulunmuşlar.”
Mete, toplum içerisinde infial yaşanmaması için bu konuda daha önce açıklama yapmaktan kaçındığını ancak olayın yerel Yunan basınında yer alması üzerine yazılı açıklama yaptığını anlattı.
- 'Korkulacak hiçbir çalışmanın içinde olmadım'
Olayla ilgili polisin bilgilendirildiğini ve savcılık nezdinde şikayette bulunmak için adliye çalışanlarının grevinin sona ermesini beklediğini ifade eden Mete, daha önce de tehditler aldığını ancak yasa dışı hiçbir faaliyette bulunmadığı için bu tehditlerden korkmadığını vurguladı.
Mete, kendisinin, Yunanistan'a bağlılığını kanıtlamış bir aileden geldiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Korkulacak hiçbir çalışmanın içinde olmadım, olmayacağım. Bilmeyenler için söylüyorum, ben, vatanı için, Yunanistan için şehit vermiş bir aileden geliyorum. Yunanistan'ı koruyanlar arasında biz kendimizi ispat ettik. Hem de maskeyle, eldivenlerle, plakasız minibüslerle değil, mertçe ve kanımızı feda ederek bunu gösterdik. Gerekirse bundan sonra da feda etmeye hazırız. Bu gerçekler ortada iken karanlık işlerle bizleri, azınlığı ilişkilendirmek çok acımasızca bir iftiradır. Tüm Batı Trakya'da yaşayanlar adına faillerin bir an önce kimliklerinin belirlenmesini ve adalete teslim edilmesini bekliyoruz.'