Adalet Bakanı Bozdağ Açıklaması
'(Kişisel Verileri Koruma Kanunu Tasarısı) Tasarının hiçbir maddesinde, çeşitli özel ve kamu kuruluşları tarafından tutulan vatandaşlara ait kişisel bilgilerin bir havuzda toplanması ve isteyen kurumların bu bilgilere erişimine izin verilmesine ilişkin, hüküm bulunmamaktadır. Esasen böyle bir düşünce fiilen de mümkün gözükmemektedir'
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kişisel Veriler Kanunu Tasarısı'na ilişkin, 'Tasarının hiçbir maddesinde, çeşitli özel ve kamu kuruluşları tarafından tutulan vatandaşlara ait kişisel bilgilerin bir havuzda toplanması ve isteyen kurumların bu bilgilere erişimine izin verilmesine ilişkin hüküm bulunmamaktadır. Esasen böyle bir düşünce fiilen de mümkün gözükmemektedir' dedi.
Bozdağ, Kişisel Veriler Kanunu Tasarısı hakkında muhalefet partilerinin eleştirilerine yanıt verdi.
Gazetecilerin sorusu üzerine Bakan Bozdağ, vatandaşların tüm özel bilgilerinin bir havuzda toplanacağı ve isteyen kurumların bu havuzdan istedikleri bilgileri elde edebileceğine yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi.
Bozdağ, 'Tasarının hiçbir maddesinde, çeşitli özel ve kamu kuruluşları tarafından tutulan vatandaşlara ait kişisel bilgilerin bir havuzda toplanması ve isteyen kurumların bu bilgilere erişimine izin verilmesine ilişkin hüküm bulunmamaktadır. Esasen böyle bir düşünce fiilen de mümkün gözükmemektedir' ifadesini kullandı.
- 'Fişlemenin panzehiridir'
Bozdağ, Kişisel Veriler Kanunu Tasarısı'nın 'fişleme tasarısı' olduğu iddialarına da tepki göstererek, şunları söyledi:
'Tasarı, vatandaşların fişlenmesine imkan veren bir tasarı olmayıp, tam aksine kişisel verilerin hangi kurallara tabi olarak, hangi şartlarda işlenebileceği hususunda mevcut olan boşluğu kontrol altına almakta ve buna ilişkin denetim mekanizmaları getirmektedir. Böyle durumlarda vatandaşların şikayet etme hakları olacak ve bu şikayetler Kurul tarafından incelenerek varsa hukuka aykırı eylemler engellenecektir. Tasarıya kişisel verilerin işlenmesi ve kaydedilmesi uluslararası sözleşmelere uygun şekilde düzen altına alınmaktadır.
Dolayısıyla Kişisel Veriler Kanunu Tasarısı fişleme değil, fişlemenin panzehiridir. Bugün itibarıyla, ülkemizde gerek kamu gerekse özel sektörde kişisel veriler kaydedilmekte ancak bu kaydetmenin herhangi bir standardı bulunmamaktadır. Tasarıyla bu duruma evrensel kurallar çerçevesinde bir standart getirilmekte, veri kaydeden, işleyen, aktaran gerçek ve tüzel kişilerin uyacakları usul ve esaslar belirlenmektedir. Tasarıyla kurulması öngörülen kurum, bu alanı disiplin altına alacak ve herkes istediği veriyi kendi belirlediği şekilde değil tasarıda öngörülen ve kurumca belirlenecek ilkeler çerçevesinde işleyebilecek ve kurum bütün bu süreçleri denetleyecektir.'
Bakan Bozdağ, kamuoyunda bilinenin aksine, tasarıyla oluşturulması öngörülen kurumun Türkiye'deki bütün verilerin toplandığı bir yer olmayacağını, bu kurum nezdinde herhangi bir kişisel veri tutulmayacağını belirterek, 'Kanun kapsamındaki gerçek ve tüzel kişiler, belirlenen ilkelere uygun olarak kuracakları veri kayıt sistemine kişisel verileri kaydedeceklerdir. Kurum bünyesinde sadece kişisel veri sorumlularının sicili tutulacak ve bu sicil sayesinde kişiler herhangi bir sorun yaşamaları halinde kiminle muhatap olacaklarını ve nereye başvuracaklarını bileceklerdir. Bu durum haricinde kurumun herhangi bir bilgi toplaması söz konusu olmayacaktır' dedi.
- 'AB mevzuatı gereği'
Kişisel Veriler Koruma Kurulu kurulmasına yönelik eleştirilere de değinen Bozdağ, şu görüşlerini paylaştı:
'Kişisel verilerin korunmasına ilişkin Avrupa Birliği üyesi ülkeler başta olmak üzere birçok ülkede özel kanunlar bulunmaktadır. Bu tasarının yasalaşmasıyla birlikte kişisel veriler konusunda AB standartlarında bir koruma getirmeyi amaçlıyoruz. Ülkemizin taraf olduğu Avrupa Konseyi'nin 108 Sayılı Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesi ve ülkemizce imzalanan ancak henüz onay kanunu yürürlüğe konulmayan Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesine Denetleyici Otoriteler ve Sınıraşan Veri Akışlarına Ek Protokol ile adaylık sürecinde bulunduğumuz Avrupa Birliği mevzuatı gereği Kişisel Veriler Koruma Kurulu kurulmaktadır.
Avrupa Birliği ülkelerinde de aynı görev ifa eden benzer kurumlar bulunmaktadır. Ülkemizin hukuk sisteminin benzerlik gösterdiği Avrupa Birliği üyesi ülkelere bakıldığında, bazı ülkelerde kişisel verileri koruma kurullarının özerk bir statüye sahipken, başka ülkelerde bu organların bir bakanlığa, çoğunlukla da Adalet Bakanlığına bağlı olduğu görülmektedir.'
- 'Bağımsızlığının sağlanması amacıyla'
Kişisel Veriler Koruma Kurumunun Başbakanlıkla ilişkili kurum olmasına yönelik eleştirileri de yanıtlayan Bakan Bozdağ, Türk idari teşkilatında en bağımsız kuruluşların 'ilişkili' kuruluş olarak düzenlendiğine işaret etti.
Bu nedenle Kişisel Verileri Korumu Kurumunun bağımsızlığının sağlanması amacıyla 'ilişkili' kuruluş olmasının öngörüldüğünü anlatan Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Bununla birlikte, Kişisel Verileri Koruma Kurumunun ifa edeceği görevin temel hak ve özgürlüklerin korunması bakımından taşıdığı önem ve kurumun çıkardığı yönetmelik ve ilke kararı gibi düzenleyici işlemlerinin bütün kamu ve özel sektörü bağlayıcı niteliği dikkate alınarak kurumun bir bakanlıkla değil de Başbakanlıkla ilişkili olması hükme bağlanmıştır. Nitekim, faaliyet alanının niteliği itibarıyla Türkiye İnsan Hakları Kurumu da Başbakanlıkla ilişkilidir. 'İlişkili' ifadesi esasında kurumun bağımsızlığına vurgu yapan bir kavramdır. Dolayısıyla da Kişisel Verileri Korumu Kurumunun Başbakanlıkla 'ilişkili' olması bağımsızlığını sekteye uğratan bir durum değildir. İdarenin bütünlüğü ilkesinin bir gereğidir.'
Kurul üyelerinin Bakanlar Kurulu tarafından seçilmesinin düzenlendiğini de aktaran Bozdağ, 'Bakanlar Kurulu da TBMM'den çıkmaktadır ve milletin seçtiği bir organdır. Ülkemizde düzenleyici ve denetleyici dokuz kurum ya da kurul bulunmaktadır. Bunlardan sadece anayasa gereği üye seçim sistemi farklı olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri Meclis Genel Kurulunca seçilmektedir. Diğer kurum ya da kurulların üyeleri yürütme organı tarafından seçilmektedir. Kişisel Verileri Koruma Kurumunun düzenleyici ve denetleyici kurum olarak kurulması öngörüldüğünden üyelerin yürütme organı tarafından seçilmesi hükme bağlanmıştır' diye konuştu.
Bozdağ, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Kamu İhale Kurumu, Rekabet Kurumu, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunda olduğu gibi başkan ile ikinci başkanın Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmesi kuralının getirildiğini anımsattı.
- 'Herkesin görüşü alındı'
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ayrıca, tasarı hazırlanırken kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplumun görüşünün alınmadığı iddialarının doğru olmadığını kaydetti.
Bakanlık tarafından hazırlanan tasarının, kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum örgütleri dahil toplam 53 kuruluşa görüşe gönderildiğini, ayrıca Başbakanlık aşamasında tekrar görüş alındığını vurgulayan Bozdağ, şu ifadeleri kullandı:
'Konuyla ilgili olarak 6 Kasım 2005 tarihinde Avrupa Birliği Komisyonu ve yabancı ülke uzmanlarının da katıldığı bir seminer düzenlenmiş, çeşitli ülke temsilcileriyle görüş alışverişinde bulunulmuştur. Tasarının yenilenmesi sürecinde gerek Avrupa Birliği temsilcileriyle gerekse ülkemizdeki kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütleri temsilcileriyle gerekli değerlendirmeler yapılmıştır. Ayrıca tasarı 2005 yılından beri Bakanlığımız Kanunlar Genel Müdürlüğünün web sitesinden yayınlanmakta olup, her aşamada gelen görüş ve öneriler dikkate alınarak, Meclis'e tekrar sevk edilene kadar gerekli değişiklikler yapılmıştır.'
Kaynak: AA
Bozdağ, Kişisel Veriler Kanunu Tasarısı hakkında muhalefet partilerinin eleştirilerine yanıt verdi.
Gazetecilerin sorusu üzerine Bakan Bozdağ, vatandaşların tüm özel bilgilerinin bir havuzda toplanacağı ve isteyen kurumların bu havuzdan istedikleri bilgileri elde edebileceğine yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi.
Bozdağ, 'Tasarının hiçbir maddesinde, çeşitli özel ve kamu kuruluşları tarafından tutulan vatandaşlara ait kişisel bilgilerin bir havuzda toplanması ve isteyen kurumların bu bilgilere erişimine izin verilmesine ilişkin hüküm bulunmamaktadır. Esasen böyle bir düşünce fiilen de mümkün gözükmemektedir' ifadesini kullandı.
- 'Fişlemenin panzehiridir'
Bozdağ, Kişisel Veriler Kanunu Tasarısı'nın 'fişleme tasarısı' olduğu iddialarına da tepki göstererek, şunları söyledi:
'Tasarı, vatandaşların fişlenmesine imkan veren bir tasarı olmayıp, tam aksine kişisel verilerin hangi kurallara tabi olarak, hangi şartlarda işlenebileceği hususunda mevcut olan boşluğu kontrol altına almakta ve buna ilişkin denetim mekanizmaları getirmektedir. Böyle durumlarda vatandaşların şikayet etme hakları olacak ve bu şikayetler Kurul tarafından incelenerek varsa hukuka aykırı eylemler engellenecektir. Tasarıya kişisel verilerin işlenmesi ve kaydedilmesi uluslararası sözleşmelere uygun şekilde düzen altına alınmaktadır.
Dolayısıyla Kişisel Veriler Kanunu Tasarısı fişleme değil, fişlemenin panzehiridir. Bugün itibarıyla, ülkemizde gerek kamu gerekse özel sektörde kişisel veriler kaydedilmekte ancak bu kaydetmenin herhangi bir standardı bulunmamaktadır. Tasarıyla bu duruma evrensel kurallar çerçevesinde bir standart getirilmekte, veri kaydeden, işleyen, aktaran gerçek ve tüzel kişilerin uyacakları usul ve esaslar belirlenmektedir. Tasarıyla kurulması öngörülen kurum, bu alanı disiplin altına alacak ve herkes istediği veriyi kendi belirlediği şekilde değil tasarıda öngörülen ve kurumca belirlenecek ilkeler çerçevesinde işleyebilecek ve kurum bütün bu süreçleri denetleyecektir.'
Bakan Bozdağ, kamuoyunda bilinenin aksine, tasarıyla oluşturulması öngörülen kurumun Türkiye'deki bütün verilerin toplandığı bir yer olmayacağını, bu kurum nezdinde herhangi bir kişisel veri tutulmayacağını belirterek, 'Kanun kapsamındaki gerçek ve tüzel kişiler, belirlenen ilkelere uygun olarak kuracakları veri kayıt sistemine kişisel verileri kaydedeceklerdir. Kurum bünyesinde sadece kişisel veri sorumlularının sicili tutulacak ve bu sicil sayesinde kişiler herhangi bir sorun yaşamaları halinde kiminle muhatap olacaklarını ve nereye başvuracaklarını bileceklerdir. Bu durum haricinde kurumun herhangi bir bilgi toplaması söz konusu olmayacaktır' dedi.
- 'AB mevzuatı gereği'
Kişisel Veriler Koruma Kurulu kurulmasına yönelik eleştirilere de değinen Bozdağ, şu görüşlerini paylaştı:
'Kişisel verilerin korunmasına ilişkin Avrupa Birliği üyesi ülkeler başta olmak üzere birçok ülkede özel kanunlar bulunmaktadır. Bu tasarının yasalaşmasıyla birlikte kişisel veriler konusunda AB standartlarında bir koruma getirmeyi amaçlıyoruz. Ülkemizin taraf olduğu Avrupa Konseyi'nin 108 Sayılı Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesi ve ülkemizce imzalanan ancak henüz onay kanunu yürürlüğe konulmayan Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesine Denetleyici Otoriteler ve Sınıraşan Veri Akışlarına Ek Protokol ile adaylık sürecinde bulunduğumuz Avrupa Birliği mevzuatı gereği Kişisel Veriler Koruma Kurulu kurulmaktadır.
Avrupa Birliği ülkelerinde de aynı görev ifa eden benzer kurumlar bulunmaktadır. Ülkemizin hukuk sisteminin benzerlik gösterdiği Avrupa Birliği üyesi ülkelere bakıldığında, bazı ülkelerde kişisel verileri koruma kurullarının özerk bir statüye sahipken, başka ülkelerde bu organların bir bakanlığa, çoğunlukla da Adalet Bakanlığına bağlı olduğu görülmektedir.'
- 'Bağımsızlığının sağlanması amacıyla'
Kişisel Veriler Koruma Kurumunun Başbakanlıkla ilişkili kurum olmasına yönelik eleştirileri de yanıtlayan Bakan Bozdağ, Türk idari teşkilatında en bağımsız kuruluşların 'ilişkili' kuruluş olarak düzenlendiğine işaret etti.
Bu nedenle Kişisel Verileri Korumu Kurumunun bağımsızlığının sağlanması amacıyla 'ilişkili' kuruluş olmasının öngörüldüğünü anlatan Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Bununla birlikte, Kişisel Verileri Koruma Kurumunun ifa edeceği görevin temel hak ve özgürlüklerin korunması bakımından taşıdığı önem ve kurumun çıkardığı yönetmelik ve ilke kararı gibi düzenleyici işlemlerinin bütün kamu ve özel sektörü bağlayıcı niteliği dikkate alınarak kurumun bir bakanlıkla değil de Başbakanlıkla ilişkili olması hükme bağlanmıştır. Nitekim, faaliyet alanının niteliği itibarıyla Türkiye İnsan Hakları Kurumu da Başbakanlıkla ilişkilidir. 'İlişkili' ifadesi esasında kurumun bağımsızlığına vurgu yapan bir kavramdır. Dolayısıyla da Kişisel Verileri Korumu Kurumunun Başbakanlıkla 'ilişkili' olması bağımsızlığını sekteye uğratan bir durum değildir. İdarenin bütünlüğü ilkesinin bir gereğidir.'
Kurul üyelerinin Bakanlar Kurulu tarafından seçilmesinin düzenlendiğini de aktaran Bozdağ, 'Bakanlar Kurulu da TBMM'den çıkmaktadır ve milletin seçtiği bir organdır. Ülkemizde düzenleyici ve denetleyici dokuz kurum ya da kurul bulunmaktadır. Bunlardan sadece anayasa gereği üye seçim sistemi farklı olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri Meclis Genel Kurulunca seçilmektedir. Diğer kurum ya da kurulların üyeleri yürütme organı tarafından seçilmektedir. Kişisel Verileri Koruma Kurumunun düzenleyici ve denetleyici kurum olarak kurulması öngörüldüğünden üyelerin yürütme organı tarafından seçilmesi hükme bağlanmıştır' diye konuştu.
Bozdağ, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Kamu İhale Kurumu, Rekabet Kurumu, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunda olduğu gibi başkan ile ikinci başkanın Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmesi kuralının getirildiğini anımsattı.
- 'Herkesin görüşü alındı'
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ayrıca, tasarı hazırlanırken kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplumun görüşünün alınmadığı iddialarının doğru olmadığını kaydetti.
Bakanlık tarafından hazırlanan tasarının, kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum örgütleri dahil toplam 53 kuruluşa görüşe gönderildiğini, ayrıca Başbakanlık aşamasında tekrar görüş alındığını vurgulayan Bozdağ, şu ifadeleri kullandı:
'Konuyla ilgili olarak 6 Kasım 2005 tarihinde Avrupa Birliği Komisyonu ve yabancı ülke uzmanlarının da katıldığı bir seminer düzenlenmiş, çeşitli ülke temsilcileriyle görüş alışverişinde bulunulmuştur. Tasarının yenilenmesi sürecinde gerek Avrupa Birliği temsilcileriyle gerekse ülkemizdeki kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütleri temsilcileriyle gerekli değerlendirmeler yapılmıştır. Ayrıca tasarı 2005 yılından beri Bakanlığımız Kanunlar Genel Müdürlüğünün web sitesinden yayınlanmakta olup, her aşamada gelen görüş ve öneriler dikkate alınarak, Meclis'e tekrar sevk edilene kadar gerekli değişiklikler yapılmıştır.'