Beyaz'a terör propagandası sorgusu
Beyazıt Öztürk Kanal D'deki programında PKK propagandası yapılmasıyla ilgili başlatılan soruşturmada savcıya ifade verdi.
Kanal D'de yayınlanan Beyaz Show isimli programın canlı yayınında PKK propagandası yapılmasıyla ilgili soruşturma kapsamında bugün ünlü şovmen Beyazıt Öztürk'ün ifadesine başvuruldu. Öztürk ifadesinde öğretmenin söylediklerini anlayamadığını, rejinin de kendisinden talimat beklediği için yayını kesmediğini iddia etti. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili İdris Kurt'a ifade veren Öztürk şunları söyledi;
'Bağlanan kişi öğretmen olduğunu söyleyince ben doğal olarak devletin öğretmeninin kötü bir şey söylemeyeceği ön yargısı ile o an da aklımdan geçen şehitler, yaralılar, öğretmenler, çocuklar, evde programı izleyen annem gibi bin bir türlü düşünceler ve kendi iç sesimi dinlemekten programın devamında bağlanan kişinin söylediğini tüm samimi kalbimle duymadığımı belirtirim. Zaten televizyondaki izleyici, gerek konuklar gerekse seyirciler arasında uğultu ya da konuşma, alkış veya hareketlilik nedeniyle benim duyduğum sesleri duymamaktadır. Dolayısıyla telefon konuşmasının da bir taraftan doğru anlamaya da odaklanmaya çalışıyoruz. Bir nevi soğuk üzerine sıcak şok etkisi gibi basiret bağlanması yaşadım.
Böyle bir olay başıma hiç gelmemiştir. Kesinlikle benim herhangi bir terör eylemini, terör örgütünü veya cinayeti, öldürmeyi övmem, buna prim vermem mümkün değildir. Ben de bir polis çocuğuyum ve polislerin ve güvenlik güçlerinin ne şartlar altında görev yaptıklarını bilirim. Bilerek yaşadım ve hayatımın her anında zaten hissettim. Dolayısıyla bir şehit haberi, anne haberi, bir çocuk haberi, bir öğretmen haberi duyduğumuzda bende tüm insanımız gibi anı duyguları ve acıyı paylaşırım. Benim geçmişimi bilenler böyle bir şeye asla tolerans göstermeyeceğimi de bilirler. Hatta benim Instagram hesabımda şehit haberleri ve Soma faciası gibi toplumu derinden yaralayan ve etkileyen olaylar karşısındaki tavrım bilinir ve buna örnek olarak yıllar önce program sırasında yoğun şehit haberleri gelmesi üzerine programı yarıda kestiğim olmuştur. '
Savcının Ayşe Çelik'in terör propagandası yapması üzerine rejinin neden müdahale etmediği sorusu üzerine Öztürk şu şekilde cevap verdi;
'Yaklaşık 8-9 yıldan bu yana aynı ekiple çalışmaktayız. Telefon bağlantıları sırasında genelde benim belden yukarı bölümümü ekrana getirirler. Ben olumsuz durum veya bağlantının çok fazla uzaması gibi durumlarda, elimi bel altına indirerek kesin şeklinde işaretle programı yönlendiririm. Herhalde reji odasındakiler benim olaya hakim olamadığımı anlayamamış olmalılar ki hareketi benden beklediler. Hatta alkışlatmamın sebebi, konuşmanın bir an önce sona ermesini sağlamayı istemem amacıyladır. Ancak ben olaya hakimiyetimi kaybettiğim için hangi yönden ve nereden olumlu ya da olumsuz nasıl bir tepki geleceğini de hesaplayamadığım için tekrar konuşmayı alkışla ve tatlılıkla sona erdirmeye çalıştım. Dediğim gibi reji odasındakiler bana güvendikleri için kontrolü bana bıraktılar. Ayrıca ben bağlanan kişiyi kesinlikle tanımıyorum ve daha önce hiç görüşmedim. Kendisiyle bağlantı yapmak için görüşen ekipteki arkadaşların isimlerini avukatım daha sonra sunabilir. Programımızın yöneticisi Kadir Turnalı'dır.
'Bağlanan kişi öğretmen olduğunu söyleyince ben doğal olarak devletin öğretmeninin kötü bir şey söylemeyeceği ön yargısı ile o an da aklımdan geçen şehitler, yaralılar, öğretmenler, çocuklar, evde programı izleyen annem gibi bin bir türlü düşünceler ve kendi iç sesimi dinlemekten programın devamında bağlanan kişinin söylediğini tüm samimi kalbimle duymadığımı belirtirim. Zaten televizyondaki izleyici, gerek konuklar gerekse seyirciler arasında uğultu ya da konuşma, alkış veya hareketlilik nedeniyle benim duyduğum sesleri duymamaktadır. Dolayısıyla telefon konuşmasının da bir taraftan doğru anlamaya da odaklanmaya çalışıyoruz. Bir nevi soğuk üzerine sıcak şok etkisi gibi basiret bağlanması yaşadım.
Böyle bir olay başıma hiç gelmemiştir. Kesinlikle benim herhangi bir terör eylemini, terör örgütünü veya cinayeti, öldürmeyi övmem, buna prim vermem mümkün değildir. Ben de bir polis çocuğuyum ve polislerin ve güvenlik güçlerinin ne şartlar altında görev yaptıklarını bilirim. Bilerek yaşadım ve hayatımın her anında zaten hissettim. Dolayısıyla bir şehit haberi, anne haberi, bir çocuk haberi, bir öğretmen haberi duyduğumuzda bende tüm insanımız gibi anı duyguları ve acıyı paylaşırım. Benim geçmişimi bilenler böyle bir şeye asla tolerans göstermeyeceğimi de bilirler. Hatta benim Instagram hesabımda şehit haberleri ve Soma faciası gibi toplumu derinden yaralayan ve etkileyen olaylar karşısındaki tavrım bilinir ve buna örnek olarak yıllar önce program sırasında yoğun şehit haberleri gelmesi üzerine programı yarıda kestiğim olmuştur. '
Savcının Ayşe Çelik'in terör propagandası yapması üzerine rejinin neden müdahale etmediği sorusu üzerine Öztürk şu şekilde cevap verdi;
'Yaklaşık 8-9 yıldan bu yana aynı ekiple çalışmaktayız. Telefon bağlantıları sırasında genelde benim belden yukarı bölümümü ekrana getirirler. Ben olumsuz durum veya bağlantının çok fazla uzaması gibi durumlarda, elimi bel altına indirerek kesin şeklinde işaretle programı yönlendiririm. Herhalde reji odasındakiler benim olaya hakim olamadığımı anlayamamış olmalılar ki hareketi benden beklediler. Hatta alkışlatmamın sebebi, konuşmanın bir an önce sona ermesini sağlamayı istemem amacıyladır. Ancak ben olaya hakimiyetimi kaybettiğim için hangi yönden ve nereden olumlu ya da olumsuz nasıl bir tepki geleceğini de hesaplayamadığım için tekrar konuşmayı alkışla ve tatlılıkla sona erdirmeye çalıştım. Dediğim gibi reji odasındakiler bana güvendikleri için kontrolü bana bıraktılar. Ayrıca ben bağlanan kişiyi kesinlikle tanımıyorum ve daha önce hiç görüşmedim. Kendisiyle bağlantı yapmak için görüşen ekipteki arkadaşların isimlerini avukatım daha sonra sunabilir. Programımızın yöneticisi Kadir Turnalı'dır.