Suriyeli Kardeşler Türkiye'de Yaşama Tutundu
Halep'in Çobanbey bölgesinde bomba yüklü aracın patlatılması sonucu ağır yaralanan iki kardeş, tedavi gördükleri Kilis'te yaşam savaşını kazandı Anne Delihassen: 'Türk doktorları ve sağlık çalışanlarının üstün gayretleriyle çocuklarım yeniden hayata döndü. Onların ilgisine ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne müteşekkiriz'
İZZET MAZI - Suriye'nin Halep kentine bağlı Çobanbey ilçesinde bomba yüklü aracın patlatılması sonucu yaralanan 9 yaşındaki Fesal ve 8 yaşındaki Ahmet Delihassen, tedavi için getirildiği Kilis'teki yaşama tutundu.
İç savaşın sürdüğü Suriye'de terör örgütü DEAŞ'ın bomba yüklü araçla yaptığı saldırıda ağır yaralanan Delihassen kardeşler, Türkiye'ye getirilerek Kilis Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı.
Vücutlarında ciddi yaralar, bilinç kaybı ve solunum yetmezliğiyle getirildikleri hastanede bir süre yoğun bakım ünitesinde tedavi edilen kardeşler, kendileri için seferber olan doktorlar ve sağlık çalışanları sayesinde, yeniden hayata bağlandı.
Anne Zehra Delihassen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 6 yıl önce Halep'te yaşanan çatışmalar nedeniyle Çobanbey'e göç ettiklerini, yaşadıkları yerde durumlar karışınca 7 ay önce Sekizler köyüne yerleştiklerini anlattı.
Fırat Kalkanı Harekatı ile terör örgütlerinden arındırılan Çobanbey'e yeniden döndüklerini belirten Delihassen, geçen hafta DEAŞ tarafından düzenlenen bombalı saldırıda iki çocuğunun yaralandığını dile getirdi. Delihassen, şöyle devam etti:
'Çocuklarımı hemen buraya getirdik. Babaları İstanbul'da çalışıyordu. Haberi televizyonlardan öğrenmiş, 3 gün sonra buraya geldi. Türkiye'de bizimle çok yakından ilgileniyorlar. Herkesten Allah razı olsun. Hepsi çok iyiler ve bize yardım ediyorlar. Allah Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan'a uzun ömür versin. Allah çocuklara kıymasın. Bu çocukların günahı yok. Sadece benimkiler değil tüm çocuklar günahsız. Allah kimseye zarar vermesin, çok acı bir şey. Daha unutamadık patlamayı. Allah savaşı durdursun. Yazık ölen insanlara, çocuklara yazık.'
Çobanbey'de 11 yaşındaki kızı Kefa'nın kaldığını anlatan Delihassen, 'Hepimiz buradayız orada tek bir kızım kaldı. Daha 11 yaşında. Onu orada bırakamam. Yetkililer bana destek olsunlar, onu getirmek istiyorum.' dedi.
Babaanne Semira Delihassen de patlamanın ardından her tarafı toz duman kapladığını söyledi. Uzun süre o ortamda torunlarını aradığını anlatan Delihassen, daha sonra bulduğu torunlarını askerlerin yardımıyla Türkiye'ye getirdiklerini belirtti.
Patlama sırasında yanındaki kız torununu da kaybettiğini anlatan Delihassen, 'Orada ne yapacağımı şaşırdım. Türkiye'ye gelince torunlarımla burada kavuştuk. 7 gün oldu, gece gündüz bize yatmak yok. Çok şükür Allah çocukları tekrardan verdi bize. Ölmüşlerdi, burada dirildiler tekrar. Hepimiz ölüyorduk, Allah esirgedi bizleri.' diye konuştu.
- Birkaç gün içinde taburcu olacaklar
Çocuk Cerrahisi Uzmanı Dr. Mustafa Tuşat, Suriyeli kardeşlerin hastaneye getirildiklerinde çok kötü durumda olduğunu belirtti.
Fesal ve Ahmet Delihassen kardeşlerin akciğerden kaynaklı solunum sıkıntısı yaşadığını, vücudunun çeşitli yerlerinde ciddi yaraları ve bilinç kaybı olduğunu anlatan Tuşat, 'Kısa sürede değerlendirmeler yaptık ve yoğun bakıma aldık. Yoğun bakımda bir gün makineye bağladık şu anda serviste. Çocuğumuzu yavaş yavaş mobilize ettik ve besledik. Durumu gayet iyi, solunum sıkıntısı geçti birkaç gün içinde de inşallah taburcu edeceğiz.' ifadesini kullandı.
Hastanelerinde yeniden hayata tutunan kardeşlerin bir an önce 11 yaşındaki ablalarına kavuşmak istediğini belirten Tuşat, Kefa'nın Türkiye'ye getirilmesi için gerekli girişimlerde bulduklarını sözlerine ekledi.
- 'Psikolojik destek de veriyoruz'
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Derya Salkım da en büyük mutluluklarının tedavinin ardından çocukların sağlıklarına kavuşması olduğunu söyledi.
Hastalarının sadece medikal tedavileriyle ilgilenmediklerini, psikolojik anlamda da onlara yardımcı olmaya çalıştıklarını anlatan Salkın, parçalanmış aileleri de bir araya getirmek için çaba sarf ettiklerini belirtti. Salkım, şunları kaydetti:
'Onlara psikolojik anlamda da destek oluyoruz. Ailenin yarısı burada, diğer yarısı Suriye'de tam olarak nerede yaşadıkları belli değil. Bunun gibi birçok problem var. Yeni doğanlarda da aynı durumu çok fazla yaşıyoruz. Mesela, Suriye'de bir bebek doğuyor, prematüre. Babasıyla geliyor, annesi orada kalıyor. Sadece çocuklara bakıyor gibi görünüyoruz ama hep aklımızda bundan sonrası ne olacak sorusu var. Bu çocukların hayatları hep böyle kötü mü olacak? Bir ömür kötü bir yaşam içerisinde mi geçecek? Hep bir savaşın içerisinde mi olacaklar? Bu sorunlar düşündürücü.'
Kaynak: AA
İç savaşın sürdüğü Suriye'de terör örgütü DEAŞ'ın bomba yüklü araçla yaptığı saldırıda ağır yaralanan Delihassen kardeşler, Türkiye'ye getirilerek Kilis Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı.
Vücutlarında ciddi yaralar, bilinç kaybı ve solunum yetmezliğiyle getirildikleri hastanede bir süre yoğun bakım ünitesinde tedavi edilen kardeşler, kendileri için seferber olan doktorlar ve sağlık çalışanları sayesinde, yeniden hayata bağlandı.
Anne Zehra Delihassen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 6 yıl önce Halep'te yaşanan çatışmalar nedeniyle Çobanbey'e göç ettiklerini, yaşadıkları yerde durumlar karışınca 7 ay önce Sekizler köyüne yerleştiklerini anlattı.
Fırat Kalkanı Harekatı ile terör örgütlerinden arındırılan Çobanbey'e yeniden döndüklerini belirten Delihassen, geçen hafta DEAŞ tarafından düzenlenen bombalı saldırıda iki çocuğunun yaralandığını dile getirdi. Delihassen, şöyle devam etti:
'Çocuklarımı hemen buraya getirdik. Babaları İstanbul'da çalışıyordu. Haberi televizyonlardan öğrenmiş, 3 gün sonra buraya geldi. Türkiye'de bizimle çok yakından ilgileniyorlar. Herkesten Allah razı olsun. Hepsi çok iyiler ve bize yardım ediyorlar. Allah Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan'a uzun ömür versin. Allah çocuklara kıymasın. Bu çocukların günahı yok. Sadece benimkiler değil tüm çocuklar günahsız. Allah kimseye zarar vermesin, çok acı bir şey. Daha unutamadık patlamayı. Allah savaşı durdursun. Yazık ölen insanlara, çocuklara yazık.'
Çobanbey'de 11 yaşındaki kızı Kefa'nın kaldığını anlatan Delihassen, 'Hepimiz buradayız orada tek bir kızım kaldı. Daha 11 yaşında. Onu orada bırakamam. Yetkililer bana destek olsunlar, onu getirmek istiyorum.' dedi.
Babaanne Semira Delihassen de patlamanın ardından her tarafı toz duman kapladığını söyledi. Uzun süre o ortamda torunlarını aradığını anlatan Delihassen, daha sonra bulduğu torunlarını askerlerin yardımıyla Türkiye'ye getirdiklerini belirtti.
Patlama sırasında yanındaki kız torununu da kaybettiğini anlatan Delihassen, 'Orada ne yapacağımı şaşırdım. Türkiye'ye gelince torunlarımla burada kavuştuk. 7 gün oldu, gece gündüz bize yatmak yok. Çok şükür Allah çocukları tekrardan verdi bize. Ölmüşlerdi, burada dirildiler tekrar. Hepimiz ölüyorduk, Allah esirgedi bizleri.' diye konuştu.
- Birkaç gün içinde taburcu olacaklar
Çocuk Cerrahisi Uzmanı Dr. Mustafa Tuşat, Suriyeli kardeşlerin hastaneye getirildiklerinde çok kötü durumda olduğunu belirtti.
Fesal ve Ahmet Delihassen kardeşlerin akciğerden kaynaklı solunum sıkıntısı yaşadığını, vücudunun çeşitli yerlerinde ciddi yaraları ve bilinç kaybı olduğunu anlatan Tuşat, 'Kısa sürede değerlendirmeler yaptık ve yoğun bakıma aldık. Yoğun bakımda bir gün makineye bağladık şu anda serviste. Çocuğumuzu yavaş yavaş mobilize ettik ve besledik. Durumu gayet iyi, solunum sıkıntısı geçti birkaç gün içinde de inşallah taburcu edeceğiz.' ifadesini kullandı.
Hastanelerinde yeniden hayata tutunan kardeşlerin bir an önce 11 yaşındaki ablalarına kavuşmak istediğini belirten Tuşat, Kefa'nın Türkiye'ye getirilmesi için gerekli girişimlerde bulduklarını sözlerine ekledi.
- 'Psikolojik destek de veriyoruz'
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Derya Salkım da en büyük mutluluklarının tedavinin ardından çocukların sağlıklarına kavuşması olduğunu söyledi.
Hastalarının sadece medikal tedavileriyle ilgilenmediklerini, psikolojik anlamda da onlara yardımcı olmaya çalıştıklarını anlatan Salkın, parçalanmış aileleri de bir araya getirmek için çaba sarf ettiklerini belirtti. Salkım, şunları kaydetti:
'Onlara psikolojik anlamda da destek oluyoruz. Ailenin yarısı burada, diğer yarısı Suriye'de tam olarak nerede yaşadıkları belli değil. Bunun gibi birçok problem var. Yeni doğanlarda da aynı durumu çok fazla yaşıyoruz. Mesela, Suriye'de bir bebek doğuyor, prematüre. Babasıyla geliyor, annesi orada kalıyor. Sadece çocuklara bakıyor gibi görünüyoruz ama hep aklımızda bundan sonrası ne olacak sorusu var. Bu çocukların hayatları hep böyle kötü mü olacak? Bir ömür kötü bir yaşam içerisinde mi geçecek? Hep bir savaşın içerisinde mi olacaklar? Bu sorunlar düşündürücü.'