Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Düzce'de

Kurtulmuş: 'Ortadoğu'yu görüyorsunuz, bir sürü terör örgütü, şehirler kan revan içerisinde. Halep'te bir kadının tekerlekli sandalye üzerinde öldüğünü gördünüz. Sözün, insanlığın, ahlakın, vicdanın bittiği yer. Böyle bir coğrafyada, yeni bir Ortadoğu'yu da kurmak mecburiyetindeyiz' 'Dünya, Halep'teki vahşeti seyrediyor, bir tek Türkiye'den ses çıkıyor' 'Yeni Türkiye dediğimiz şey bir hayal değil, hedeftir. Adım adım bu hedef istikametinde yürüyoruz. Devlet millet kaynaşması, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığının tam manasıyla sağlanması, Türkiye'nin medeniyet değerlerine, köklerine dönmesi, bunlara itibar kazandırması ve Türkiye'nin gönül coğrafyasına açılması yeni Türkiye'nin temel unsurlarıdır' 'Devlet millet kaynaşması olmadan bir ülkenin, hele bizim gibi iddiası olan bir ülkenin ileriye doğru gitmesi mümkün değildir. Devlet ile milletin kaynaşması, Türkiye'nin bekasının en önemli unsurudur'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 'Ortadoğu'yu görüyorsunuz, bir sürü terör örgütü, şehirler kan revan içerisinde. Halep'te bir kadının tekerlekli sandalye üzerinde öldüğünü gördünüz. Sözün, insanlığın, ahlakın, vicdanın bittiği yer. Böyle bir coğrafyada, yeni bir Ortadoğu'yu da kurmak mecburiyetindeyiz.' dedi.

Kurtulmuş, Düzce Üniversitesi 2016-2017 Akademik Yılı Açılış Töreninde yaptığı konuşmada, üniversitenin eğitim öğretim yılının hayırlı olmasını dileyerek, üniversitenin imkanlarıyla, hocalarıyla kaim bir müessese olduğunu ama üniversitenin gelişmesine en büyük katkıyı gençlerin verdiğini söyledi.

Hayatın sadece bilgiden ibaret olmadığını, bilimin tek başına insan topluluklarının huzur, başarı, saadet, mutluluk içerisinde yaşamalarını temin etmeyeceğini söyleyen Kurtulmuş, ilmin yanında irfan ve hikmetin de bulunması gerektiğini ifade etti.

İrfan olmadan bilginin tek başına bir anlamı kalmayacağını dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:

'Eğer öyle olsaydı, bugün içerisinde yaşadığımız dünya, insanların en mesut, en saadetli bir şekilde yaşadığı dünya olması gerekirdi. Çünkü adı üstünde bilgi çağında yaşıyoruz. Herhangi bir şekilde dünyada üretilmiş bir sayfa, bir paragraf ne varsa onun hepsine de sahibiz, dünyanın öte ucundaki bilgiyi de elde etme imkanına sahibiz. İrfanın yanına bir başka şey daha gereklidir ki onun adına da hikmet derler. Hikmet, bilgi ve irfandan süzülerek gelmiş olan faydalı olan şeyin, insanların hayrına, faydasına kullanılacak bir işe, söze, eyleme, işleyişe dönüştürülmesidir. Dünyada çok bilgi var ama irfansız ve hikmetsizdir. Bizim büyük medeniyetimizin mensupları olarak dünyaya sunacağımız en önemli şey, bu bilim yuvalarını aynı zamanda irfan ve hikmet yuvaları haline getirmek, bilimi, irfan ve hikmetle birlikte anlamlı hale getirmektir.'

Düzce'den önce Konya'da çeşitli programlara katıldığını anlatan Kurtulmuş, Mevlana'nın caddelerde gördüğü bazı sözlerine işaret etti. Kurtulmuş, şunları söyledi:

'Cadde üzerinde Mevlana'nın, 'Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol' sözü vardı. Bunu dinlemek çok kolay ama söylemek çok zor. İlim ve irfan sahibi olursanız, Hazreti Mevlana gibi, dört kelimelik iki cümle kurarsınız, asırlar boyunca unutulmaz ve o iki cümleyi anlatmak için ciltlerce kitaplar yazılır. İnsanlık onun peşinden gider. Bir başka söz de, 'Biz bu dünyaya bölmeye, parçalamaya değil, bütünleştirmeye geldik' diyor. Çok basit, sıradan bir cümle gibi… Tam da bugünkü dünyanın ihtiyacı olan irfan ve hikmet penceresinden söylenmiş sözler.'

'İlim, ilim bilmektir, ilim, kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır' sözünü de anımsatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

'Dünya bugün diplomalı cahillerin doldurduğu, zaman zaman da maalesef dünyayı yaşanmaz haline getirdikleri bir arena haline dönmüştür. Onun için kendini bilmeyi, yaratılanları bilmeyi, evreni bilmeyi ve evrenin yaratıcısı karşısında aczimizi bilmeyi eğitim hayatımızın ana dersi olarak görmek mecburiyetindeyiz. Bu dersi görmemiş olanların, diplomalarında hangi üstün derece yer alırsa alsın, bu dersi görmeyenlerin insanlara verebilecekleri en ufak bir hikmetli iş, sunacakları en ufak bir hikmetli sözü, en ufak bir irfan pırıltısı olan işi olmaz.'

- 'Büyük resim, ikinci Sykes-Picot'un ortaya konulmasıdır'

Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini dile getiren Kurtulmuş, çevrede yaşanan gelişmeleri anlamak için öncelikle büyük resmin görülmesi ve analiz edilmesi gerektiğini söyledi.

15 Temmuz'un büyük resmin parçalarından sadece birisi olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, 'FETÖ eşkıya çetesi, bölgemizde ve ülkemizdeki olayların bir parçasıdır. Cizre'de, Sur'da, Silopi'de sokaklara çukurlar kazılarak onların içerisine konulan bombalar, sadece resmin bir parçasından ibarettir. DEAŞ'ın Ortadoğu coğrafyasını kana bulaması, bugün Halep'te büyük bir insanlık dramının yaşanması, Haşdi Şabi'den PYD'ye kadar terör örgütlerinin Suriye ve Irak topraklarında cirit atıyor olmaları, sadece büyük resimdeki 'puzzel'ın parçalarından bir tanesidir. Büyük resmin adını, çok net, çok anlamlı bir şekilde ortaya koymamız lazım. Büyük resim, ikinci Sykes-Picot'un ortaya konulmasıdır.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Devlet-millet kaynaşması, bekanın en önemli unsurudur'

Numan Kurtulmuş, Sykes-Picot'a karşı direnmenin merkezinin Türkiye olduğunu belirterek, 'Oynanan bu ikinci Sykes-Picot'u bozabilecek tek ülke Türkiye'dir. Onun için Türkiye'nin üzerinde bu oyunlar oynanıyor. Onun için Türkiye'nin üzerinde birtakım, eski Türkiye'den beri oynanmaya çalışılan oyunlar oynanıyor. Bunların önüne geçeceğiz ve Türkiye'yi, yeni bir Türkiye haline getireceğiz. İlmin ışığında, medeniyetimizin birikimi gölgesinde ve gelecek hedeflerimiz çerçevesinde bunları ortaya koyacağız.' diye konuştu.

Türkiye'deki devlet millet kaynaşmasının önemine vurgu yapan Kurtulmuş, 'Devlet millet kaynaşması olmadan bir ülkenin, hele bizim gibi iddiası olan bir ülkenin ileriye doğru gitmesi mümkün değildir. Devlet ile milletin kaynaşması, Türkiye'nin bekasının en önemli unsurudur.' ifadesini kullandı.

- 'Yeni Türkiye dediğimiz şey bir hayal değil, hedeftir'

Yeni Türkiye'de ekonomik ve siyasi bağımsızlığın önemine de işaret eden Kurtulmuş, ülkenin en önemli mücadele alanlarından birisinin ekonomik, siyasi bağımsızlık meselesi olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin gönül coğrafyasına açılmasını da 'yeni Türkiye'nin önemli temel taşlarından birisi' olarak niteleyen Kurtulmuş, 'Türkiye'nin siyasi haritası 780 bin kilometrekarelik bugünkü haritamızdır. Türkiye'nin, kimsenin toprağında gözü yoktur ama Türkiye'nin gönül coğrafyası sadece bu 780 bin kilometrekarelik alandan ibaret değildir. Türkiye, geçmişte inkar ettiği, korka korka kaçtığı atalarının izleriyle bugün yeniden buluşur noktaya gelmiştir.' diye konuştu.

'Yeni Türkiye dediğimiz şey bir hayal değil, hedeftir.' diyen Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:

'Adım adım bu hedef istikametinde yürüyoruz. Devlet millet kaynaşması, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığının tam manasıyla sağlanması, Türkiye'nin medeniyet değerlerine, köklerine dönmesi, bunlara itibar kazandırması ve Türkiye'nin gönül coğrafyasına açılması yeni Türkiye'nin temel unsurlarıdır. Tabii ki bunların her birisi sancılı olacaktır. Siz bu büyük hedeflerin peşinde koşarsanız bazen karşınıza DEAŞ diye çıkacaklar, bazen PKK, bazen FETÖ belki ileri bunların isimlerini unutacağız karşımıza başkaları çıkacak.

Bu Anadolu toprakları tarih boyunca ne ihanetler gördü. Bundan sonra da ihanetler görecek. Çünkü bu millet, nevzuhur bir millet değildir. Tarihi sorumlulukları, birikimi olan bir millettir. Böyle olduğu gibi gelecekte de düşmanları, rakipleri olacak bir millettir. Onun için biz yeni Türkiye istikametinde, kim ne derse desin bu anlamda yolumuza devam edeceğiz.'

Türkiye'nin yeni bir Ortadoğu'ya da öncülük etmesi gerektiğini belirten Kurtulmuş, 'Ortadoğu'yu görüyorsunuz, bir sürü terör örgütü, şehirler kan revan içerisinde. Halep'te bir kadının tekerlekli sandalye üzerinde öldüğünü gördünüz. Sözün, insanlığın, ahlakın, vicdanın bittiği yer. Böyle bir coğrafyada, yeni bir Ortadoğu'yu da kurmak mecburiyetindeyiz.' açıklamasında bulundu.

- 'Milletimizle ne kadar iftihar etsek azdır'

Kurtulmuş, Ortadoğu halklarının aralarındaki sorunları çözmek için karşılıklı rızaya dayalı müzakereler dönemini başlatmasının şart olduğunu söyledi.

Küresel güçlerin insani dramlarla ilgilenmediğinin çok açık olduğuna işaret eden Kurtulmuş, Halep'teki insanlık trajedisine vurgu yaptı.

Kimsenin yaşanan katliama sesini çıkarmadığını aktaran Kurtulmuş, 'Dünya, Halep'teki vahşeti seyrediyor, bir tek Türkiye'den ses çıkıyor. Türkiye, yaklaşık üç milyon Suriyeli mülteciyi kabul ediyor, 15 milyar dolara yakın harcama yapıyor, bu millet en ufak bir hazımsızlık, rahatsızlık göstermiyor. Milletimizle ne kadar iftihar etsek azdır.' dedi.

Kurtulmuş, yeni Türkiye'nin, sadece kendi ülkesindeki insanlar için değil, bütün dostları için son derece önemli bir hedef olarak ortaya konduğunu, yeni Türkiye'nin, yeni Ortadoğu'nun kuruluşunun başlangıcı olduğunu söyledi.

Konuşmasının ardından Kurtulmuş'a, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar tarafından çeşitli hediyeler verildi.

Programa, Düzce Valisi Zülkif Dağlı, AK Parti Düzce milletvekilleri Fevai Arslan ve Ayşe Keşir, Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, üniversite öğretim üyeleri, öğrenciler ve protokol üyeleri katıldı.
Kaynak: AA