Ay Vaktin'de Cuma Geleneği Devam Ediyor

Ay Vakti dergisinde cuma geleneği devam ediyor. Üsküdar’da düzenlenen programda usta şair ve yazarlardan Doç. Dr. Şeref Akbaba, Nurettin Durman, Mustafa Özçelik ve Mehmet Aksu gençlerle buluştu.

Ay Vaktin'de Cuma Geleneği Devam Ediyor
Ay Vakti dergisinin düzenlediği programda insanların çocuklukta beslendikleri ürünleri gelecek yaşamlarında yansıttığının altını çizen Şair Mehmet Aksu, “Muhabbetimiz şiir duruşunda türkü derinliğindeydi. Güncel konular ve yarının adresinin belirlenmesinde gençliğe biçilen rolde insanlar çocukluk, gelişim çağlarında neyle beslenirlerse verimlilik döneminde de o ürünlerden veren olurlar. Değerlerinden güçlü şekilde beslenmeyenin değeri, kendisini taşıyan ayakkabının ömründen az, ederi eskicinin terazisinde pul eder” dedi.

“Cezaevi müdürü olarak edindiğim tecrübelerim ile de baktığımızda suç işleyenlerin beslendikleri kaynak ahlaki ve eğitimsizlik üzerinde yoğunlaşmaktadır” diyen Aksu, “Bizi biz yapan milli ve manevi değerlerimizin ülkemiz ve inancımız doğrultusunda adanmışlık düzeyi yüksek kişiler tarafında olması ülkemizi yarınlara taşır. Yaşamak ya şükretmekle olur hududun darlığına ya da hasretle ötelere yürümekle. Aksisi ülkemizi içten yontarak yokluğa gömmeye çalışan hain, satılmış bugünkü adıyla paralel yapı belası ve diğer terör örgütleri el değiştirerek devam eder. Bugünden yarının başka adla çıkabileceği paralel yapı adaylarına da pirim verilmemeli, önlemleri alınmalı, dinimiz hainlerin tuzaklarında basamak oluşturmamalı” diye konuştu.

Derginin Yayın Yönetmeni Doç. Dr. Şeref Akbaba ise yaptığı konuşmada başarılı olmanın yolunun hakikatle ve özgün bir duruşla mümkün olduğunu belirtti.

Akbaba, insanların bulunmuş olduğu ortamda işlevini doğru bir şekilde yerine getirmesi, yetenek alanında başarılı olmanın yolunun hakikatle, özgün bir duruşla mümkün olacağını söyledi.

Akbaba, “Ülkemiz ve İslam ülkeleri şer odaklarınca kıskaç altındadır. Bugün içinde bulunmuş olduğumuz ortamda gençler milli bir duruş sergilemek, fedakarlığın büyüğünü yapmak öncelikle sizlerin ve hepimizin görevidir. Yaşlılarımız, abidlerimiz, gecelerimizin bekçileridir. Namaz kılarak, dua ederek, her beldede, her teheccütleriyle gece nöbeti tutuyorlar. Bizler de aramızdaki dostluk ve kardeşlik bağlarını bir gözden geçirmeliyiz. Duruşumuzu bir gözden geçirmeliyiz. Usta bir sanatçı olmak, inandığı değerler mucibince yaşamakladır” dedi.

“Bizdeki örneklerinden biri Mehmet Akif’tir” diyen Mustafa Özçelik ise, “Merhum Mehmet Akif, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır inancındaydı. Veteriner İşleri müdür yardımcılığı görevini üstlendiği yıllarda veteriner işleri müdürünün haksız bir karar ile azledilmesi üzerine görevinden istifa etti. Kendisine bu hareketinin sebebi sorulduğunda başkasına yapılan haksızlığa tahammül etmesinin mümkün olmadığını söylemiştir. ’Arkadaşıma yapılan haksızlık bana yapılmış demektir’ diye 20 yıllık memuriyetine tereddütsüzce veda etmişti. Yine Merhum Akif, Veterinerlik Fakültesinde sınıf arkadaşı ve dostu Hasan Efendi’yle çoluk çocuk sahibi olurlarsa ölenin çocuklarına kalan bakacak diye sözleşirler. O zamanlar Akif genç ve Hasan Efendi yaşlıdır. Aradan yıllar geçer. Beylerbeyi’ndeki evinde kıt kanaat geçiniyor. Akif’in beş çocuğu var, Hasan Bey vefat edince verdiği sözü tutarak yetim kalan o üç çocuğu da evine alarak sahip çıkar” şeklinde konuştu.

Şair ve yazar Nurettin Durman ile Mustafa Özçelik, Abdulhamit Han’ın Mehmet Akif Ersoy’la yaşamış olduğu sıkıntılı sürece de değindi.
Kaynak: İHA