Dr. Kemik Açıklaması 'Anne Ölümlerinin Önüne Geçmek İçin Acil Müdahale Ekibi Kurmak Elzem Oldu'
İçel’de riskli gebelikler sonucunda meydana gelen anne ve bebek ölümlerinin önüne geçmek amacıyla çalışmalar yoğunlaştırılacak. İçel İl Sağlık Müdürü Dr. Aytekin Kemik, “Anne ölümlerinin en önemli sebebi olan riskli gebelerinin takibi ve zamanında müdahalesi için ilimizde üniversiteden hocalarımızın başkanlık edeceği bir acil müdahale ekibi kurmak elzem oldu” dedi.
Anne bebek ölümlerinin değerlendirildiği, gebelik, doğum ve doğum sonrası 42 gün içerisinde acil müdahale gerektiren durumlarda verilen hizmetler bütünü olan ‘Acil Obstetrik Bakım’ toplantısı İçel Halk Sağlığı Müdürlüğü toplantı salonunda yapıldı. Toplantıya İçel İl Sağlık Müdürü Dr. Kemik’in yanı sıra İçel Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Durukan, İçel Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Uzm. Dr. Ferhat Coşkun, İçel Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Ahmet Serdar Ünlü, İçel Devlet Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Harun Özmen ve özel hastanelerin kadın hastalıları ve doğum uzmanları katıldı.
Dr. Güler: “İçel’de bebek ölümlerinde sepsis, anne ölümlerinde riskli gebelik ilk sırada”
Toplantıda ilk sunumu yapan, İçel Halk Sağlığı Müdürlüğü Çocuk, Ergen, Kadın ve Üreme Sağlığı Hizmetleri Şube Müdürü Dr. Deniz Korkmaz Güler, İçel’de meydana gelen anne ve bebek ölümlerinin Türkiye ortalaması düzeyinde olduğunu söyledi.
Güler, “Bebek ölümlerinde ölüm sebepleri arasında ilk sırayı sepsis almakta. Bu durum annenin biyolojik yapısının yanı sıra doğumda görevli personelin ve doğum yapılan ortamın hijyen şartlarında sıkıntı olduğunu göstermekte. Burada hastanelerimizin enfeksiyon komitelerine büyük görev düşmekte. Ayrıca doğumda görevli tüm personelin Yenidoğan Canlandırma Eğitimi (NRP) alması gerekiyor. Anne ölümlerinde ise riskli gebelikler ön plana çıkmakta. Riskli gebelerin bildiriminin zamanında yapılarak düzenli takip edilmesi hayati önem taşıyor. Riskli gebelere acil müdahale edebilmek için üniversite hastanesinde bir ekip kurulması ve bu ekibin ihtiyaç duyulduğunda müdahale edebilmesi, anne ölümlerinin azaltılmasında önemli bir etken olacaktır” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan ve anne ölümlerinin önlenmesinde önemli bir katkı sağlayan Misafir Anne Uygulaması’na da değinen Dr. Güler, bu uygulamada temel amacın, periferde yaşayan, sosyo-ekonomik düzeyi düşük anne adaylarının doğumdan belli bir süre önce sağlık merkezlerinde ağırlanarak bütün ihtiyaçlarının karşılanması ve doğumunu hastane ortamında yapmasının sağlanması olduğunu ifade etti.
Güler, uygulamanın başladığı 2014 yılından bu yana İçel’de 184 gebenin bu imkandan faydalandığını bildirdi.
Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Durukan de riskli gebelere müdahale ve tıbbi hizmetlerin veya hekimliğin kötü uygulanması sonucu hastanın zarar görmesi anlamına gelen malpraktis konusuna değindi. Durukan, “Riskli gebeliklere müdahale sonrasında annede bazı komplikasyonlar gelişebiliyor. Bunun sonucunda müdahale eden hekim hukuki sorunlarla baş başa kalıyor. Ama her şeye rağmen kurulması planlanan acil müdahale ekibine her türlü katkıyı vermeye hazırız” ifadelerini kullandı.
Dr. Kemik: “Anne ölümlerinin önüne geçmek için acil müdahale ekibi kurmak elzem oldu”
Toplantı sonunda bir konuşma yapan İl Sağlık Müdürü Dr. Kemik ise bir ülkenin sağlıkta gelişmişliğinin en önemli göstergesinin anne-bebek ölüm oranları olduğunu vurguladı. Son 10 yıllık dönemde bu alanda çok önemli mesafe kat edildiğini söyleyen Dr. Kemik, “Anne ölümlerinin en önemli sebebi olan riskli gebelerinin takibi ve zamanında müdahalesi için ilimizde üniversiteden hocalarımızın başkanlık edeceği bir acil müdahale ekibi kurmak elzem oldu. Malpraktis konusunda ve hukuki alanda hekimlerimize her türlü hukuki desteği vermeyi ben burada taahhüt ediyorum. Bir tek annenin bile ölmesini, bu ölüm neticesinde o çocuğun öksüz kalmasını ne gönlümüz ne de vicdanımız kabul eder” şeklinde konuştu.
“Gereksiz sezaryeni mutlaka önlememiz gerekiyor”
İçel’de yılda ortalama 30 bin doğum gerçekleştiğini, bunların yarısının kamu sağlık tesislerinde, yarısının da özel sağlık tesisleri ile üniversite hastanesinde olduğunu belirten Kemik, şöyle devam etti: “Sayın Bakanımızın da ifade ettiği gibi ülkemizde sezaryen oranı çok yüksek. Bunun çeşitli sebepleri var. Fakat bazı hekim arkadaşlarımız sezaryen sonrası komplikasyonları göz ardı ederek bazen de anne adayının ısrarları neticesinde tıbbi zorunluluk olmamasına rağmen bu kararı alabilmekte. Gereksiz sezaryeni mutlaka önlememiz gerekiyor. Ebelerimizi tekrar devreye sokmamız gerekiyor. Bunun için kamu hastanelerinde görevli ebelerimizin tamamını tekrar normal doğum eğitimine tabi tuttuk. Yeni açılacak olan şehir hastanemizde 26 doğum odasında hasta mahremiyeti gözetilerek aynı anda doğum hizmeti verilecek. Tüm çabamız engellenebilir anne bebek ölümlerini sona erdirmek.”
Kaynak: İHA
Dr. Güler: “İçel’de bebek ölümlerinde sepsis, anne ölümlerinde riskli gebelik ilk sırada”
Toplantıda ilk sunumu yapan, İçel Halk Sağlığı Müdürlüğü Çocuk, Ergen, Kadın ve Üreme Sağlığı Hizmetleri Şube Müdürü Dr. Deniz Korkmaz Güler, İçel’de meydana gelen anne ve bebek ölümlerinin Türkiye ortalaması düzeyinde olduğunu söyledi.
Güler, “Bebek ölümlerinde ölüm sebepleri arasında ilk sırayı sepsis almakta. Bu durum annenin biyolojik yapısının yanı sıra doğumda görevli personelin ve doğum yapılan ortamın hijyen şartlarında sıkıntı olduğunu göstermekte. Burada hastanelerimizin enfeksiyon komitelerine büyük görev düşmekte. Ayrıca doğumda görevli tüm personelin Yenidoğan Canlandırma Eğitimi (NRP) alması gerekiyor. Anne ölümlerinde ise riskli gebelikler ön plana çıkmakta. Riskli gebelerin bildiriminin zamanında yapılarak düzenli takip edilmesi hayati önem taşıyor. Riskli gebelere acil müdahale edebilmek için üniversite hastanesinde bir ekip kurulması ve bu ekibin ihtiyaç duyulduğunda müdahale edebilmesi, anne ölümlerinin azaltılmasında önemli bir etken olacaktır” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan ve anne ölümlerinin önlenmesinde önemli bir katkı sağlayan Misafir Anne Uygulaması’na da değinen Dr. Güler, bu uygulamada temel amacın, periferde yaşayan, sosyo-ekonomik düzeyi düşük anne adaylarının doğumdan belli bir süre önce sağlık merkezlerinde ağırlanarak bütün ihtiyaçlarının karşılanması ve doğumunu hastane ortamında yapmasının sağlanması olduğunu ifade etti.
Güler, uygulamanın başladığı 2014 yılından bu yana İçel’de 184 gebenin bu imkandan faydalandığını bildirdi.
Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Durukan de riskli gebelere müdahale ve tıbbi hizmetlerin veya hekimliğin kötü uygulanması sonucu hastanın zarar görmesi anlamına gelen malpraktis konusuna değindi. Durukan, “Riskli gebeliklere müdahale sonrasında annede bazı komplikasyonlar gelişebiliyor. Bunun sonucunda müdahale eden hekim hukuki sorunlarla baş başa kalıyor. Ama her şeye rağmen kurulması planlanan acil müdahale ekibine her türlü katkıyı vermeye hazırız” ifadelerini kullandı.
Dr. Kemik: “Anne ölümlerinin önüne geçmek için acil müdahale ekibi kurmak elzem oldu”
Toplantı sonunda bir konuşma yapan İl Sağlık Müdürü Dr. Kemik ise bir ülkenin sağlıkta gelişmişliğinin en önemli göstergesinin anne-bebek ölüm oranları olduğunu vurguladı. Son 10 yıllık dönemde bu alanda çok önemli mesafe kat edildiğini söyleyen Dr. Kemik, “Anne ölümlerinin en önemli sebebi olan riskli gebelerinin takibi ve zamanında müdahalesi için ilimizde üniversiteden hocalarımızın başkanlık edeceği bir acil müdahale ekibi kurmak elzem oldu. Malpraktis konusunda ve hukuki alanda hekimlerimize her türlü hukuki desteği vermeyi ben burada taahhüt ediyorum. Bir tek annenin bile ölmesini, bu ölüm neticesinde o çocuğun öksüz kalmasını ne gönlümüz ne de vicdanımız kabul eder” şeklinde konuştu.
“Gereksiz sezaryeni mutlaka önlememiz gerekiyor”
İçel’de yılda ortalama 30 bin doğum gerçekleştiğini, bunların yarısının kamu sağlık tesislerinde, yarısının da özel sağlık tesisleri ile üniversite hastanesinde olduğunu belirten Kemik, şöyle devam etti: “Sayın Bakanımızın da ifade ettiği gibi ülkemizde sezaryen oranı çok yüksek. Bunun çeşitli sebepleri var. Fakat bazı hekim arkadaşlarımız sezaryen sonrası komplikasyonları göz ardı ederek bazen de anne adayının ısrarları neticesinde tıbbi zorunluluk olmamasına rağmen bu kararı alabilmekte. Gereksiz sezaryeni mutlaka önlememiz gerekiyor. Ebelerimizi tekrar devreye sokmamız gerekiyor. Bunun için kamu hastanelerinde görevli ebelerimizin tamamını tekrar normal doğum eğitimine tabi tuttuk. Yeni açılacak olan şehir hastanemizde 26 doğum odasında hasta mahremiyeti gözetilerek aynı anda doğum hizmeti verilecek. Tüm çabamız engellenebilir anne bebek ölümlerini sona erdirmek.”