CHP Muğla Milletvekili Aldan Açıklaması
'Gülen'in iadesinde en kilit kişi Adil Öksüz olmuştur. Biran önce bu kişinin yakalanması halinde Türkiye, Gülen'in iade konusunda önemli bir yol katetmiş olacaktır' 'Olası bir başkanlık referandumunun sosu, ne yazık ki idam olacaktır. Başkanlığı geçirmenin yolu olarak bu kullanılacaktır'
CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, 'Gülen'in iadesinde en kilit kişi Adil Öksüz olmuştur. Hatta bu darbe girişiminin bütün detaylarıyla ortaya çıkması anlamında da Adil Öksüz'ün ismi öne çıkmaktadır. Biran önce bu kişinin yakalanması halinde Türkiye, Gülen'in iade konusunda önemli bir yol katetmiş olacaktır.' dedi.
Aldan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın başkanlığında bir heyetle ABD'ye gerçekleştirdikleri FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in iadesine ilişkin ziyaretleri hakkında bilgi verdi.
Ziyarete partilerinin Gülen'in iadesi konusundaki iradesini sembolik de olsa ortaya koymak amacıyla katıldıklarına işaret eden Aldan, yaptıkları görüşmelerde iade talebiyle ilgili Amerikan mevzuatı hakkında da ayrıntılı bilgi edindiklerini belirtti.
Türkiye'nin Gülen'in iadesiyle ilgili beş dosya gönderdiğini, bu dosyalar kapsamında gerekli taleplerin de gerçekleştirildiğini aktaran Aldan, şöyle devam etti:
'Amerika'daki olağan yargı prosedürüne göre Adalet Bakanlığı bu dosyaların tümünü topladıktan sonra iadesi istenen kişinin ikamet ettiği yerdeki federal savcılığa gönderiyor. O gerekli incelemeleri yaptıktan sonra mahkemede dava açıyor. Ve hakim bir inceleme yapıyor. Buraya kadar gelinen noktada, şu anda bu dava dosyası henüz Adalet Bakanlığı'na takılmış durumda. Oradan edindiğimiz bilgiler çerçevesinde altı savcı bu dosyayı incelemiş. Gerekli dökümanları elde etmişler, hatta Türkiye'ye ek sorular sormuşlar. Ama ABD'nin bu tür iade işlemlerinde tabiri caizse vermekten yana olmadığı gibi bir izlenim edindik. Bize orada ifade edilen bilgiye göre, ABD'de bu tip iade dosyalarının olağan halde mahkeme aşaması üç yıl, temyiz aşaması ise yedi yıl sürüyormuş.'
Mahkeme aşaması bittikten sonra ise son sözü Amerikan Dışişleri Bakanı'nın söylediğini aktaran Aldan, mahkeme iade kararı verse dahi bakanın iadeye hükmetmeyebileceğini belirtti.
Aldan, iade edilecek ülkede idam cezası olması, adil yargılanmaya ilişkin şüphe bulunması ya da kişiye kötü muamelede bulunulacağı izleniminin oluşması halinde, iadenin gerçekleştirilmeyebileceğini bildirdi.
Geçmişteki örneklerin ABD'nin terör suçlularının Türkiye'ye iadesi konusunda çekingen davrandığını ortaya koyduğunu kaydeden Aldan, 'Fethullah Gülen'in iadesinin yakın zamanda gerçekleşmeyeceğini söyleyebiliriz.' dedi.
Aldan, Türkiye'nin Gülen'in tutuklanması noktasında da gerekli taleplerde bulunduğunu bildirdi.
ABD yetkililerinin, Gülen'in bizzat bu darbe girişimini onayladığına dair kanıt istediğini ve bu bağlamda özellikle Adil Öksüz üzerinde durduğunu anlatan Aldan, 'Bugün Gülen'in iadesinde en kilit kişi Adil Öksüz olmuştur. Hatta bu darbe girişiminin bütün detaylarıyla ortaya çıkması anlamında da Adil Öksüz'ün ismi öne çıkmaktadır. Biran önce bu kişinin yakalanması halinde Türkiye, Gülen'in iade konusunda önemli bir yol katetmiş olacaktır.'
- 'O idam ipi gün gelir kimin boynuna geçer belli olmaz'
Konuşmasında idam cezası tartışmalarına da değinen Aldan, idam cezasının uygulanabilmesi için mutlaka anayasal hüküm olması gerektiğini, basit bir yasa düzenleme ya da parmak çoğunluğu ile insanların yaşam hakkının sona erdirilmesine karar verilemeyeceğini vurguladı.
İdam cezasının geri getirilmesine ilkesel olarak karşı olduğunu ifade eden Aldan, 'İdam kararı Türkiye'de uygulanabilir hale gelirse Türkiye'nin dış dünya ile bağlantısı tamamen kesilir. Çağdaş hukuk devletinde idam olmamalıdır. Biz ' 'AB'ye üye olacağız' diyorsak bu konuda daha duyarlı olmalıyız. İdam bir öç almadır.' değerlendirmesinde bulundu.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından, başkanlık söylentileri ile idam taleplerinin aynı anda dile getirilmeye başladığına dikkati çeken Aldan, bunun sistematik bir hale dönüştüğünü ileri sürdü.
Aldan, şu görüşlerini paylaştı:
'Olası bir başkanlık referandumunun sosu, ne yazık ki idam olacaktır. Başkanlığı geçirmenin yolu olarak bu kullanılacaktır. Eğer ki bir masum insan dahi idam edilirse ve gelecekte bu anlaşılırsa bu referanduma 'Evet' diyen herkes katil durumuna düşecektir. Şunu hiç unutmayalım, Adnan Menderes ve arkadaşlarının, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının, Erdal Eren'in, Mustafa Pehlivan'ın ölümlerini bugün hala tartışıyorsak idamı bir kez daha gözden geçirmekte yarar vardır. Başkanlığı kotarmanın aracı olarak idamı Türkiye'nin önüne getirmek vahim bir hata olacaktır. O idam ipi gün gelir kimin boynuna geçer belli olmaz. O nedenle halkın oyuyla idama karar verilmesi Türkiye'yi bir daha geri dönülmez bir yola sokar.'
Kaynak: AA
Aldan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın başkanlığında bir heyetle ABD'ye gerçekleştirdikleri FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in iadesine ilişkin ziyaretleri hakkında bilgi verdi.
Ziyarete partilerinin Gülen'in iadesi konusundaki iradesini sembolik de olsa ortaya koymak amacıyla katıldıklarına işaret eden Aldan, yaptıkları görüşmelerde iade talebiyle ilgili Amerikan mevzuatı hakkında da ayrıntılı bilgi edindiklerini belirtti.
Türkiye'nin Gülen'in iadesiyle ilgili beş dosya gönderdiğini, bu dosyalar kapsamında gerekli taleplerin de gerçekleştirildiğini aktaran Aldan, şöyle devam etti:
'Amerika'daki olağan yargı prosedürüne göre Adalet Bakanlığı bu dosyaların tümünü topladıktan sonra iadesi istenen kişinin ikamet ettiği yerdeki federal savcılığa gönderiyor. O gerekli incelemeleri yaptıktan sonra mahkemede dava açıyor. Ve hakim bir inceleme yapıyor. Buraya kadar gelinen noktada, şu anda bu dava dosyası henüz Adalet Bakanlığı'na takılmış durumda. Oradan edindiğimiz bilgiler çerçevesinde altı savcı bu dosyayı incelemiş. Gerekli dökümanları elde etmişler, hatta Türkiye'ye ek sorular sormuşlar. Ama ABD'nin bu tür iade işlemlerinde tabiri caizse vermekten yana olmadığı gibi bir izlenim edindik. Bize orada ifade edilen bilgiye göre, ABD'de bu tip iade dosyalarının olağan halde mahkeme aşaması üç yıl, temyiz aşaması ise yedi yıl sürüyormuş.'
Mahkeme aşaması bittikten sonra ise son sözü Amerikan Dışişleri Bakanı'nın söylediğini aktaran Aldan, mahkeme iade kararı verse dahi bakanın iadeye hükmetmeyebileceğini belirtti.
Aldan, iade edilecek ülkede idam cezası olması, adil yargılanmaya ilişkin şüphe bulunması ya da kişiye kötü muamelede bulunulacağı izleniminin oluşması halinde, iadenin gerçekleştirilmeyebileceğini bildirdi.
Geçmişteki örneklerin ABD'nin terör suçlularının Türkiye'ye iadesi konusunda çekingen davrandığını ortaya koyduğunu kaydeden Aldan, 'Fethullah Gülen'in iadesinin yakın zamanda gerçekleşmeyeceğini söyleyebiliriz.' dedi.
Aldan, Türkiye'nin Gülen'in tutuklanması noktasında da gerekli taleplerde bulunduğunu bildirdi.
ABD yetkililerinin, Gülen'in bizzat bu darbe girişimini onayladığına dair kanıt istediğini ve bu bağlamda özellikle Adil Öksüz üzerinde durduğunu anlatan Aldan, 'Bugün Gülen'in iadesinde en kilit kişi Adil Öksüz olmuştur. Hatta bu darbe girişiminin bütün detaylarıyla ortaya çıkması anlamında da Adil Öksüz'ün ismi öne çıkmaktadır. Biran önce bu kişinin yakalanması halinde Türkiye, Gülen'in iade konusunda önemli bir yol katetmiş olacaktır.'
- 'O idam ipi gün gelir kimin boynuna geçer belli olmaz'
Konuşmasında idam cezası tartışmalarına da değinen Aldan, idam cezasının uygulanabilmesi için mutlaka anayasal hüküm olması gerektiğini, basit bir yasa düzenleme ya da parmak çoğunluğu ile insanların yaşam hakkının sona erdirilmesine karar verilemeyeceğini vurguladı.
İdam cezasının geri getirilmesine ilkesel olarak karşı olduğunu ifade eden Aldan, 'İdam kararı Türkiye'de uygulanabilir hale gelirse Türkiye'nin dış dünya ile bağlantısı tamamen kesilir. Çağdaş hukuk devletinde idam olmamalıdır. Biz ' 'AB'ye üye olacağız' diyorsak bu konuda daha duyarlı olmalıyız. İdam bir öç almadır.' değerlendirmesinde bulundu.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından, başkanlık söylentileri ile idam taleplerinin aynı anda dile getirilmeye başladığına dikkati çeken Aldan, bunun sistematik bir hale dönüştüğünü ileri sürdü.
Aldan, şu görüşlerini paylaştı:
'Olası bir başkanlık referandumunun sosu, ne yazık ki idam olacaktır. Başkanlığı geçirmenin yolu olarak bu kullanılacaktır. Eğer ki bir masum insan dahi idam edilirse ve gelecekte bu anlaşılırsa bu referanduma 'Evet' diyen herkes katil durumuna düşecektir. Şunu hiç unutmayalım, Adnan Menderes ve arkadaşlarının, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının, Erdal Eren'in, Mustafa Pehlivan'ın ölümlerini bugün hala tartışıyorsak idamı bir kez daha gözden geçirmekte yarar vardır. Başkanlığı kotarmanın aracı olarak idamı Türkiye'nin önüne getirmek vahim bir hata olacaktır. O idam ipi gün gelir kimin boynuna geçer belli olmaz. O nedenle halkın oyuyla idama karar verilmesi Türkiye'yi bir daha geri dönülmez bir yola sokar.'