Görme Engelli Müzik Öğretmeninin Meslek Aşkı
Sakarya'da imam hatip ortaokulunda öğrencilerine hem şarkı hem de ilahi öğreten görme engelli müzik öğretmeni Ahmet Yılmaz, yetenekli öğrencilerine ders saatleri dışında da ücretsiz kurs veriyor Yılmaz:'Çevremdekiler engelimin farkına dahi varmıyor. Bu iş sizinle alakalı' 'Müzik insanlara birçok şey getiriyor. Sabretmeyi öğreniyorsunuz. Sizi biraz daha ehlileştiriyor, sakinleştiriyor'
İBRAHİM YOZOĞLU - Sakarya'nın Serdivan ilçesindeki Prof. Dr. Osman Öztürk İmam Hatip Ortaokulunda görev yapan görme engelli müzik öğretmeni Ahmet Yılmaz, meslek aşkıyla çevresindekilerin takdirini kazanıyor.
Henüz 6 aylıkken geçirdiği havale nedeniyle görme yetisini kaybettiğini belirten Ahmet Yılmaz, kişisel çabalarıyla 'bu zorluğu nasıl aşabilirim' diyerek arayışa girdiğini, lise öğretmeninin yönlendirmesiyle müziğe yöneldiğini anlattı.
Müziğin kendisine sabretmeyi, birkaç işi aynı anda yapabilme, problem çözebilme ve üretken olma gibi birçok özellik kazandırdığını ifade eden Yılmaz, piyano, org, flüt ve bağlama gibi birçok enstrümanı çalabiliyor ve bazı öğrencilerine de ücretsiz özel kurs veriyor.
Tüm öğrencilerine müzik bilincini aşılamak için, mesai saati gözetmeksizin gece gündüz ilgilenen Ahmet öğretmen, tüm engellilerin mutlaka bir yeteneğinin olduğunu ve onlara bu yeteneklerini arayıp bulmalarını tavsiye ediyor.
- Öğrenciler 'keşke ders bitmese' diyor
Ahmet Yılmaz (35) AA muhabirine yaptığı açıklamada, müziğin ve öğretmenliğin bir tutku olduğunu söyledi.
Müziğin ve öğretmenliğin apayrı özellikleri olan meslekler olduğunu ve ikisini de çok sevdiğini dile getiren Yılmaz, 'Öğrencilerimle diyaloğum inanılmaz iyidir. Çocuklar ders aralarında fırsat bulduklarında boş vakitlerinde yanıma gelir. Onlara 'hayır' diyemem. Boş zamanlarımızda da çalışırız hiçbir zaman derse bağımlı kalmayız. Zaten öğretmenliğin doğasında derse bağımlı kalmak yoktur. Müzik ise insanlara birçok şey getiriyor. Sabretmeyi öğreniyorsunuz. Sizi biraz daha ehlileştiriyor, sakinleştiriyor. Farkında olmadan birtakım şeyleri size kazandırıyor. Birkaç işi aynı anda yapabilme, problem çözebilme, üretkenlik gibi şeyler getiriyor. Onun için çok faydasını görüyorum.' diye konuştu.
İmam hatip ortaokulunda görev yapmasından dolayı şarkıların haricinde ilahi de çalıştıklarını aktaran Yılmaz, öğrencilerine flüt, melodika ve org gibi enstrümanları kullanmayı öğrettiğini ifade etti.
Özel yetenekli öğrencilerle daha sıkı çalıştığını belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
'Müzik yetenek dersi olduğu için herkesten başarı beklemek zor ama her öğrencimin en azından birçok şeyi bilmeleri amacıyla elimden geleni yapıyorum. İlahi korolarımız var. Özellikle Kutlu Doğum haftalarında güzel etkinliklerimiz oluyor. Ben piyona çalıp onlara melodika çaldırıp, orkestra bilincini vermeye çalışıyoruz. Onlar da bu işten daha çok keyif alıyor. Çocuklarımıza bunları kullandırmaya, mümkün olduğunca yararlandırmaya çalışıyoruz. Çocuklara sevdikleri, ilgi duydukları şarkıları öğretmeye çalışıyorum. Bunu yaparken ilahiler de öğretiyoruz ve ders verimli geçiyor. Hatta 'Ders yine mi bitti? Keşke iki saat daha olsaydı' diyen öğrencilerimiz çok oluyor.'
- 'Engeli unutturmak da hatırlatmak da sizin elinizde'
Engellilere karşı toplumun ön yargısı olduğunu ve bu ön yargının toplumun hemen her kesiminde görülebildiğini anlatan Yılmaz, kendisi açısından bir problem olmadığını bir sorunla karşılaştığı zaman 'bu zorluğu nasıl aşabilirim' diyerek bireysel çalışma yaptığını dile getirdi.
Yılmaz, engelli vatandaşların sorunlara öncelikle kendilerinin çözüm üretmesini daha sonra başka şeyler beklemesi gerektiğini vurgulayarak, 'Ben bu konuda bir zorluk yaşamıyorum. Zaten çevremdekiler engelimin farkına dahi varmıyor. Bu iş sizinle alakalı. Çoğu zaman etrafımdakiler benim engelli olduğu unuturlar. Onu unutturmak da hatırlatmak da sizin elinizde olan bir şey. Öncelikle iş engelli ailelerine düşüyor. Engellilerin mutlaka başarılı olabileceği bir alan vardır.' şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
Henüz 6 aylıkken geçirdiği havale nedeniyle görme yetisini kaybettiğini belirten Ahmet Yılmaz, kişisel çabalarıyla 'bu zorluğu nasıl aşabilirim' diyerek arayışa girdiğini, lise öğretmeninin yönlendirmesiyle müziğe yöneldiğini anlattı.
Müziğin kendisine sabretmeyi, birkaç işi aynı anda yapabilme, problem çözebilme ve üretken olma gibi birçok özellik kazandırdığını ifade eden Yılmaz, piyano, org, flüt ve bağlama gibi birçok enstrümanı çalabiliyor ve bazı öğrencilerine de ücretsiz özel kurs veriyor.
Tüm öğrencilerine müzik bilincini aşılamak için, mesai saati gözetmeksizin gece gündüz ilgilenen Ahmet öğretmen, tüm engellilerin mutlaka bir yeteneğinin olduğunu ve onlara bu yeteneklerini arayıp bulmalarını tavsiye ediyor.
- Öğrenciler 'keşke ders bitmese' diyor
Ahmet Yılmaz (35) AA muhabirine yaptığı açıklamada, müziğin ve öğretmenliğin bir tutku olduğunu söyledi.
Müziğin ve öğretmenliğin apayrı özellikleri olan meslekler olduğunu ve ikisini de çok sevdiğini dile getiren Yılmaz, 'Öğrencilerimle diyaloğum inanılmaz iyidir. Çocuklar ders aralarında fırsat bulduklarında boş vakitlerinde yanıma gelir. Onlara 'hayır' diyemem. Boş zamanlarımızda da çalışırız hiçbir zaman derse bağımlı kalmayız. Zaten öğretmenliğin doğasında derse bağımlı kalmak yoktur. Müzik ise insanlara birçok şey getiriyor. Sabretmeyi öğreniyorsunuz. Sizi biraz daha ehlileştiriyor, sakinleştiriyor. Farkında olmadan birtakım şeyleri size kazandırıyor. Birkaç işi aynı anda yapabilme, problem çözebilme, üretkenlik gibi şeyler getiriyor. Onun için çok faydasını görüyorum.' diye konuştu.
İmam hatip ortaokulunda görev yapmasından dolayı şarkıların haricinde ilahi de çalıştıklarını aktaran Yılmaz, öğrencilerine flüt, melodika ve org gibi enstrümanları kullanmayı öğrettiğini ifade etti.
Özel yetenekli öğrencilerle daha sıkı çalıştığını belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
'Müzik yetenek dersi olduğu için herkesten başarı beklemek zor ama her öğrencimin en azından birçok şeyi bilmeleri amacıyla elimden geleni yapıyorum. İlahi korolarımız var. Özellikle Kutlu Doğum haftalarında güzel etkinliklerimiz oluyor. Ben piyona çalıp onlara melodika çaldırıp, orkestra bilincini vermeye çalışıyoruz. Onlar da bu işten daha çok keyif alıyor. Çocuklarımıza bunları kullandırmaya, mümkün olduğunca yararlandırmaya çalışıyoruz. Çocuklara sevdikleri, ilgi duydukları şarkıları öğretmeye çalışıyorum. Bunu yaparken ilahiler de öğretiyoruz ve ders verimli geçiyor. Hatta 'Ders yine mi bitti? Keşke iki saat daha olsaydı' diyen öğrencilerimiz çok oluyor.'
- 'Engeli unutturmak da hatırlatmak da sizin elinizde'
Engellilere karşı toplumun ön yargısı olduğunu ve bu ön yargının toplumun hemen her kesiminde görülebildiğini anlatan Yılmaz, kendisi açısından bir problem olmadığını bir sorunla karşılaştığı zaman 'bu zorluğu nasıl aşabilirim' diyerek bireysel çalışma yaptığını dile getirdi.
Yılmaz, engelli vatandaşların sorunlara öncelikle kendilerinin çözüm üretmesini daha sonra başka şeyler beklemesi gerektiğini vurgulayarak, 'Ben bu konuda bir zorluk yaşamıyorum. Zaten çevremdekiler engelimin farkına dahi varmıyor. Bu iş sizinle alakalı. Çoğu zaman etrafımdakiler benim engelli olduğu unuturlar. Onu unutturmak da hatırlatmak da sizin elinizde olan bir şey. Öncelikle iş engelli ailelerine düşüyor. Engellilerin mutlaka başarılı olabileceği bir alan vardır.' şeklinde konuştu.