'Ailede Görülen Meme Kanseri, Prostat Kanseri Riskini Artırıyor'
Hisar Intercontinental Hospital Üroloji Bölümü uzmanlarından Prof. Dr. Sinan Ekici, birbirinden bağımsız zannedilen bazı kanserlerin oluşumunda aslında ortak genlerde bozukluklar ortaya çıktığını ve meme, prostat kanseri gibi kanserlerin birbirleriyle ne türden yakın ilişkili olduğunu belirterek, "Ailesinde kanser riski olanlar mutlaka gen tarama testi yaptırılmalı" dedi.
Mart 2015 Cancer dergisinde çıkan bir makalenin ortaya koyduğu bulgulara göre; yaşları 50 ile 79 arasında olan 78 bin kadın üzerinde yapılan çalışmada, birinci derece akrabalarında prostat kanseri olan kadınların meme kanserine yakalanma riski normalden yüzde 14 daha yüksek olduğu, birinci derece akrabalarında meme ve prostat kanseri olanlarda da bu risk normalden yüzde 78 daha fazla bulunduğu bildirildi.
Hisar Intercontinental Hospital Üroloji Bölümü uzmanlarından Prof. Dr. Sinan Ekici, birbirinden bağımsız zannedilen bazı kanserlerin oluşumunda aslında ortak genlerde bozukluklar ortaya çıktığını ve meme, prostat kanseri gibi kanserlerin birbirleriyle ne türden yakın ilişkili olduğunu belirterek, "Meme kanseri kadınlarda akciğer kanserinden sonra en sık görülen kanser türlerinden biridir. Meme kanseri steroid hormon reseptörüne bağımlı bir kanser türü olmakla birlikte yüzde 5-10’u kalıtsal özellik taşımaktadır. Yakın zamanda yapılan çalışmalar da prostat spesifik antijen (PSA) üretiminin steroid hormon reseptörüne bağımlı olduğunu ortaya koymuştur. Uzun zamandır meme kanseri ve prostat kanseri arasında bir ilişki olabileceği yönünde şüpheler vardı. Çünkü, bir ailede meme veya prostat kanseri varsa, birinci derece akrabalarında da prostat veya meme kanseri görülme sıklığı normalden yüksektir. Ayrıca ailesinde meme kanseri olanlarda yumurtalık kanseri gelişme riski de yüksek oranlardadır. Birinci derece akrabalarında meme kanseri veya yumurtalık kanseri geni olan BRCA1 veya BRCA2 mutasyona uğramış genleri taşıyanlarda, prostat kanseri gelişme riski normale göre yüksektir. Ayrıca ileri evre prostat kanseri olan hastaların yüzde 15’inde BRCA1 ve BRCA2 genlerinde mutasyonlar tespit edilmiştir. Bu bulgu aynı meme kanseri tedavisinde olduğu gibi bu geni taşıyan prostat kanseri hastalarında da bu genleri hedefleyen hedefe yönelik tedavi geliştirme yönünde ümitleri arttırmıştır" dedi.
Birinci derece akrabalarında kolon kanseri olanlarda da, prostat kanseri gelişme riski arttığını vurgulayan Ekici, "Bu bulgular, ailesinde meme, yumurtalık, kolon ve prostat kanseri hastalarının ortaya çıkmasına neden olan genlerin tespit edilmesi, bu bozuk genlere veya onların ürünlerine yönelik yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesini sağlayacaktır. Bu bulguların ortaya koyduğu pratik bir sonuç ise kanserli bir hastanın tüm ailesinin olası kanserler açısından ele alınmasının çok önemli olduğudur. Sadece bu bakış açısıyla bile erken kanser tanısı konulma oranı artacaktır".
"Kanserde erken tanı hayat kurtarır"
Genlerin ve genetik mirasın değiştirme şansı olmadığını ama akrabalarında meme, yumurtalık, kolon veya prostat kanseri olanların genç yaşta bir uzman doktor kontrolüne girmesinde ve önlemler alınmasında çok büyük fayda sağladığının altını çizen Prof. Dr. Sinan Ekici, sözlerini şöyle tamamladı: "Böylesi şüpheli bir durumda, vücudun genetik olarak kanser türlerine ne kadar yatkın olduğu da testler ile belirlenebiliyor. Ailesinde kanser hastalığı olan kişilerin mutlaka bir sağlık kuruluşunda kişiye özel kanser ve gen tarama testi yaptırması, kansere karşı alacağı en birinci yöntemlerden biridir. Çünkü, kanser erken tespit edilebildiğinde tedavi edilebilir bir hastalıktır".
Kaynak: İHA
Hisar Intercontinental Hospital Üroloji Bölümü uzmanlarından Prof. Dr. Sinan Ekici, birbirinden bağımsız zannedilen bazı kanserlerin oluşumunda aslında ortak genlerde bozukluklar ortaya çıktığını ve meme, prostat kanseri gibi kanserlerin birbirleriyle ne türden yakın ilişkili olduğunu belirterek, "Meme kanseri kadınlarda akciğer kanserinden sonra en sık görülen kanser türlerinden biridir. Meme kanseri steroid hormon reseptörüne bağımlı bir kanser türü olmakla birlikte yüzde 5-10’u kalıtsal özellik taşımaktadır. Yakın zamanda yapılan çalışmalar da prostat spesifik antijen (PSA) üretiminin steroid hormon reseptörüne bağımlı olduğunu ortaya koymuştur. Uzun zamandır meme kanseri ve prostat kanseri arasında bir ilişki olabileceği yönünde şüpheler vardı. Çünkü, bir ailede meme veya prostat kanseri varsa, birinci derece akrabalarında da prostat veya meme kanseri görülme sıklığı normalden yüksektir. Ayrıca ailesinde meme kanseri olanlarda yumurtalık kanseri gelişme riski de yüksek oranlardadır. Birinci derece akrabalarında meme kanseri veya yumurtalık kanseri geni olan BRCA1 veya BRCA2 mutasyona uğramış genleri taşıyanlarda, prostat kanseri gelişme riski normale göre yüksektir. Ayrıca ileri evre prostat kanseri olan hastaların yüzde 15’inde BRCA1 ve BRCA2 genlerinde mutasyonlar tespit edilmiştir. Bu bulgu aynı meme kanseri tedavisinde olduğu gibi bu geni taşıyan prostat kanseri hastalarında da bu genleri hedefleyen hedefe yönelik tedavi geliştirme yönünde ümitleri arttırmıştır" dedi.
Birinci derece akrabalarında kolon kanseri olanlarda da, prostat kanseri gelişme riski arttığını vurgulayan Ekici, "Bu bulgular, ailesinde meme, yumurtalık, kolon ve prostat kanseri hastalarının ortaya çıkmasına neden olan genlerin tespit edilmesi, bu bozuk genlere veya onların ürünlerine yönelik yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesini sağlayacaktır. Bu bulguların ortaya koyduğu pratik bir sonuç ise kanserli bir hastanın tüm ailesinin olası kanserler açısından ele alınmasının çok önemli olduğudur. Sadece bu bakış açısıyla bile erken kanser tanısı konulma oranı artacaktır".
"Kanserde erken tanı hayat kurtarır"
Genlerin ve genetik mirasın değiştirme şansı olmadığını ama akrabalarında meme, yumurtalık, kolon veya prostat kanseri olanların genç yaşta bir uzman doktor kontrolüne girmesinde ve önlemler alınmasında çok büyük fayda sağladığının altını çizen Prof. Dr. Sinan Ekici, sözlerini şöyle tamamladı: "Böylesi şüpheli bir durumda, vücudun genetik olarak kanser türlerine ne kadar yatkın olduğu da testler ile belirlenebiliyor. Ailesinde kanser hastalığı olan kişilerin mutlaka bir sağlık kuruluşunda kişiye özel kanser ve gen tarama testi yaptırması, kansere karşı alacağı en birinci yöntemlerden biridir. Çünkü, kanser erken tespit edilebildiğinde tedavi edilebilir bir hastalıktır".